Kurgu eserlerdeki doğaüstü gücü olan bir eşyayı seçme ve kullanma şansınız olsa hangisini seçer ve onunla ne yapardınız?
İsterseniz tek yüzüğü isterseniz yeşil fenerdeki rengarenk yüzükleri, isterseniz Alaadin’in sihirli lambasını, poketopları, yugioh milenyum parçalarını, güç taşlarını, mürver asayı, görünmezlik pelerinini, geleceğe dönüşteki zaman sıçraması yapan arabayı veya Doctor Who’nun tardisini, Roland’ın fizik kurallarını tiye alan silahlarını (hı hı kalbimle nişan alırım hı hı) dilediğiniz türden dilediğiniz eşyayı seçebilirsiniz.
Hatta ve hatta benim istediğim doğaüstü eşya hiçbir kalemin elinden çıkmadı diyerek kendi eşyanızı kurgulayabilir (isme özel bileklik yapılır) ve onunla ne yapmayı planladığınızı bizlere söyleyebilirsiniz.
İyiliğe veya kötülüğe hizmet ettiğini sorgulamadan herkese istediği fantastik eşyayı verebilmemi sağlayan bir üç boyutlu yazıcım olsun isterdim. Böylelikle iyiliğin ve kötülüğün savaşı daha uzun yıllar devam eder ve kaos hüküm sürerdi :))
Cin (Will Smith) sözleşmede sonsuz dilek dilenemeyeceğini belirtiyordu sanki O_o
4 Beğeni
MelihAntepli
(Edebiyat bir kişinin kendisiyle diyaloğunun sonucudur)
8
Felsefe taşım olsun isterdim. Sınırsız altın ve ölümsüzlük gibi özellikleri var. Zengin ve ölümsüz olarak mis gibi yaşardım. Ölümsüz olduğum için kim bilir belki tarih kitapları yazardım
Aklıma ilk gelenler hep zehirli hediyeler. Bahşettiği gücün bağımlısı yapan, yetmezmiş gibi gerek duyduğunda kontrolü ele geçireni… İnsanoğluna yasak bir cenneti şaklayanı… Yeryüzünde olan olmayan tüm haz ve acıyı aynı anda deneyim ettireni…
Şahsım adına en hayırlı fantastik eşya bir kitap olurdu; The NeverEnding Story.
Kitapta okuduğum serüven, yeteneklerine imrendiğim bir kahramanın serüveni olurdu. Tek imrendiğim de kendisi olmazdı. Serüvenin kendisi hem tanıdık hem de tecrübe etmek istediğim hem de istediğim müdahaleleri yapabildiğim formda olurdu. Bir süre sonra kitaptaki serüvenin kahramanı ben olurdum. Önceki kahramanın kaldığı yerden macera üstüne macera yaşardım. Çünkü pek sevgili kitabımız beni bilinçaltımdan arakladığı temalarla kalbimdeki asıl ve tek arzuya (artık o her neyse) ulaşma yolculuğuna çıkarmıştı.
Neler mi yaşanırdı? Bu bambaşka bir hikâye olurdu; başka zaman, başka bir yerde anlatılmalıydı… (Ne olacağını ben de bilmiyorum, demenin fiyakalı bir yolu )
Bizim Cadı kötü değil ya. Sadece kurbağa büyüsünü kullanırken fazla cömertleşebiliyor.
Yolculuğumun rahatlığı hususuna gelirsem; eh, kendini bulma yolculukları ne eğlencesiz ne de zahmetsiz olmaz. Çokça yanılacağım; çıkış umuduyla çıkmaz sokaklara sürükleneceğim; ufak sefalarımın bedelini büyük cefalarla ödeyeceğim; öyle veya böyle, serüvenimi tamamlayacağım.