George Orwell Kitapları

images (5)

1984’ü Ülker İnce çevirisiyle okudum. Ne bekliyordum bilmiyorum ama beklentimi karşılamadı bu çeviri. Gücüm yeterse çevirisi üzerine bir yazı yazmak istiyorum.

Romana gelirsek:

Yazıldığı döneme göre müthiş bir öngörü, eskimeyecek bir başyapıt. Ama roman mı yoksa uzun bir makale mi bilemedim.

Yazarın “anlatmak istedikleri” romanda büyük harflerle belirginleşince onu bir sanat eseri olarak algılamak zor geliyor bana.

Sanat eseri, sanatçının göstermek istediklerinin ötesinde çağrışımlara izin veren, onu deneyimleyenin zihninde genişleyen bir anlam barındırmalıdır. Ama 1984 anlatmak istediklerinin net bir biçimde kafanıza girdiğine emin olmak istiyor.

Hikâyenin, dilin ve ayrıntıların tadını aldığım kısımların daha fazla olmasını isterdim. Hikâye, siyasi düşünceye kurban edilmiş.

Orwell bir propaganda metni yazmış, roman değil.

Ama muhteşem bir metin.


Ve bir de kapak meselesi var. 1984 de Kafka’nın Dönüşüm’ünün kaderini yaşıyor. O göz illa ki yer alıyor kapakta. Halbuki kitapta kapağa taşınacak müthiş görsel bir sahne betimleniyor:

Geleceğin nasıl bir şey olacağını görmek istiyorsan bir insan yüzünün üzerine basan -sonsuza kadar basan- bir çizme getir gözünün önüne.

7 Beğeni