Gökkuşağının Altındaki Gizem - Giriş

Merhaba millet, bugünden itibaren "Gökkuşağının Altındaki Gizem"i yazmaya başlıyorum. Konusundan kısaca bahsedecek olursam, 2021 yılında yediğimiz içtiğimiz içeceklere virüs girer ve yiyen herkesi öldüren ve ya vucütlarına kalıcı hasarlara yol açar ve bunun altındaki olan olayların nasıl geliştiğini anlatan, insanların yaşamısını konu alan bir öyküdür.

Bugün sadece girişi yazacağım, her gün bir sayfasını yazıp daha sonra bitince, Aylık Öykü Seçkisine göndereceğim.


Giriş: İlk Ortaya Çıkışı

Bu öykümün ana kahramanı 25 yaşlarında, kısa boylu turuncu saçlı ve mavi gözlü biri diyebileceğim, Kiyora Kodomo adındaki birisinin yaşadığı çileli hayatı anlatıyorum, buradaki yaşanan olayların hepsi sadece bir öngörüştür, belki yaşanabilir ve ya yaşanamayabilir. Bu öyküdeki tüm olaylar Kiyora’nın ağzından anlatılmaktadır.

O kabüs dolu gecenin sabahında, yaşadığım mahalleye uzak bir ülkeden geliyorum ve ailemin yanına gidiyorum. Giderken ailem için güzel hediyeler aldım ve babamgil bahçede işleriyle meşgüldü ve onların yanına vardım. Yanlarına vardığımda babamın beti benzi aktığını fark ettim, bunu ona sorduğumda cevap vermeyip işine devam etti ve bu arada babamın mesleği çiftçiliktir ve anneminki ise öğretmenliktir.

Bizimkilerin pek konuşası yoktu, ben eve geri dönüp üzerimdeki süslü kıyafetimi çıkarmadan evdeki televizyonu açtım ve babamgil o sırada fasülye topluyordu. Ben haberlere denk gelince, haberi sunan kişinin ağzından “Bugün akşam saatlerinde, bir kaç Türk yediği yemeklerden zehirlenmiştir, ilk baş yedikleri yemeğin içine zehir atıldığı tahmin edildi ama daha sonradan araştırınca yedikleri bitkinin içine ağır bir zehir karışmıştır. Uzmanlar bir süre, bitki tüketilmemesini söyledi.” haberini duyar duymaz, hemen bizimkilere haber verdim ve o akşam hiçbir şey yemeden yatmak zorunda kaldık.

Evet, arkadaşlar şimdilik bu kadar, kalemim nasıl?

Çok fazla yazım hatası var. Bunları burada teker teker yazmamın bir anlamı yok çünkü yazmaya devam ettiğinde bu hatalar tekrarlanacak. Sadece Word’e kopyalasan bile bir sürü kırmızı çizgiyi göreceksindir.

Yazdığın kısımdan şunları tavsiye edebilirim: Virgül kullanımını gözden geçir, bol bol kitap oku.

1 Beğeni

Güzel önerin için teşekkür ederim, en kısa zamanda bir kitap alıp okuyacağım.

Ne yalan söyleyeyim hikâyeniz beni içine çekmedi, daha doğrusu çekemedi. Noktalama işaretlerini bir kenara koysak bile, çok fazla kelime hatası ve karmaşık cümle var. Bence işe okumaktan başlayın. Stephen King “Yazma Sanatı” adlı kitabında şöyle demiştir;

“Eğer okumaya vaktiniz yoksa, yazmaya da vaktiniz yoktur. Bu kadar basit.”

Sevdiğiniz tarzın dışında da kitaplar okuyun, bir şeyler kapmaya çalışın. Gerekirse bir sayfayı defalarca okuyun, yazarların cümle kurma yapılarını inceleyin.

Güzel, bir öneri en kısa zamanda uygulayacağım.

1 Beğeni

Anlatımda verdiğiniz her bilgi, vereceğiniz sonraki bilgilerle ilişkilendirilerek birikim oluşturarak anlamlanır/anlamlandırılır. Öykünüzde farklı eylemlere ve olaylara aynı cümle içerisinde değinilmesi kafa karştırıyor.

Anlatıcı bakış açınız ile kullanılan dil örtüşmüyor. Anlatıcı-Ana karakter, başından geçmiç olayları anlatıyorsa, geçmiş zaman kipinde yazmanız gerekirdi.

Olayların nomalde nasıl gefçekleştiğini/gerçekleşebileceğini dikkate alarak aktarmaya çalışın. Örneğin, haber bülteni; hiç öyle bir dilde haber sunulduğunu işitmedim.

Hangi bilginin nerede ve nasıl sunulacağı ve bilgi aktarma hızına dikkat etmeniz gerek. Örneğin, ebeveynlerin mesleğine değinme kısmı hem eğreti duruyor hem de çok aceleci hem de dehşete düşmüş babadan, anne-babanın mesleğine bağlanılmasının ilişkisine anlam vermek güç.

Diğer arkadaşların değindiği üzere, okuduklarınızı inceleyerek, anlatım zanaati hakkında daha çok bilgi toplayın.

2 Beğeni

Sağ ol, öneri için teşekkür ederim.