H.P. Evreninin Sosyolojisi

Harry Potter evrenini çok daha farklı bir açıdan ele almak istiyorum.

Kurgusal bir evren yaratılırken ortaya konan dünyaya dair verilen ayrıntılar beni her zaman hikayenin ana gidişatından daha çok etkilemiştir. Örneğin, tüm kitap serisinde beni en heyecanlandıran yerlerden birisi Diagon Alley’nin ilk kez tasvir edildiği zamandı. Bununla birlikte Gringotts sisteminin açıklanması, Arthur’un zaman zaman bakanlığın işleyişi ile ilgili bilgiler vermesi gibi kısımlar da aklıma geliyor.

Ne yazık ki Rowling, en azından 7 kitaplık ana seride, çoğunlukla karakterlere odaklanmayı tercih etti. Lakin kısıtlı da olsa bu seriden elde ettiğimiz bilgiler ışığında H.P. evrenindeki toplumsal düzen hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum.

Cincüceleri düşünelim. Griphook, bir nesnenin sahibinin onu satın alan kişi değil de sadece ve sadece o nesneyi yapan kişi olduğunu söylüyordu. Bu alışılagelmiş mülkiyet anlayışından son derece farklı.

Umbridge ise Yasak Orman’da At-Adam topluluğuna karşı küçümseyici bir tavırla konuşuyor ve neden itaat etmeleri gerektiğine dair bazı kanunlar söylüyordu. Sizce de bu bizim gündelik hayatta karşılaştığımız antroposentrik bakış açısının H.P. evrenindeki izdüşümünü anımsatmıyor mu?

Sihir Bakanlığı’ndaki Esrar Dairesi’ni göz önünde bulunduralım. Burada kadim kehanetler, bilgiler, nesneler ve açıklanamayan pek çok şey var. Ayrıca şu da var; bireylerin buraya geçişi tamamiyle bakanlığın kontrolü altında. O halde Sihir Bakanlığı, halkının neyi bilmesi veya neyi bilmemesi gerektiğine dair sert bir anlayış içerisinde.

Birleşmiş Devletler’deki ekstrem içe kapanık büyücü dünyası ise individualizme karşı ciddi bir tepki niteliğinde zira birlikte olabilmeleri, ilişkiye girebilmeleri hatta bir muggle tarafından hatırlanılmaları dahi yasak.

Dumbledore’un kendi koltuğuna göz diktiğini zanneden Mr. Fudge’un histerik ve yanlış kararlar dizisini kontrol altında tutan bir sistem yoktu. Keza, H.P. evreninde asla politik bir oylamaya şahit olmadık. Bu sihir dünyasında demokrasinin olmadığını mı gösteriyor? Eğer öyle ise, Sihir Bakanı’nı belirleyen sistem nedir? Bu sistemin denetleyici unsurlarının olmaması gibi bir durum söz konusu gibi.

Daha önce neden Hogwarts’ta Sihir Tarihi dışında hiçbir sözel ders olmadığını düşündünüz mü? Sanki, H.P. evrenindeki eğitim sürecinde sihirsel olmayan her şey dışlanıyor. Bu size geçmiş çağlardaki bazı bilim insanlarının pozitif bilimler dışında hiçbir şeyin öğretilmemesi gerektiğine dair katı tutumunu anımsatıyor mu? (Sadece, burada pozitif bilim yerine sihiri düşünün.)

Hermione’nin ev cinlerinin haklarına dair çabaları, Asa Yapımcısı Ollivander gibi meslekte uzmanlaşma gerektiren bir toplumsal yapı, Voldemort gibi bir krize rağmen neredeyse dış dünya müdahalesine kapalı bir şekilde içe dönük bir sihir ortamı (izolasyonizm gibi) meseleler de söz konusu.

Sizler H.P. evreninin sosyal dokusu hakkında ne düşünüyorsunuz?

5 Beğeni

Güzel bir konu açmışsın, değindiğin yerler ilgimi çekti.

Sanıyorum ki Wizarding World’de Gizlilik Nizamnamesini imzaladiktan sonra meydana gelen bir izolasyon ve bunun doğal sonucu olarak da tarihte donup kalmışlık durumu var. Inanılmaz mufazakar bir toplum bence. 20. Yüzyılin başlarında gibi ve hatta biraz Victoria dönemi Ingilteresi gibi değil mi?

Büyü toplumunda yaşanmış düşünsel/ekonomik/sosyal neredeyse hiç bir değişikliğe rastlamiyoruz. Sadece eskiden orta çağ kuralları işliyormuş, simdi biraz yumusamış. Mesela Azkaban denizin ortasında kimsenin ulasamayacagi bir yerde duruyor, hücre sistemiyle çalışıyor. Ordan çıkıp da kafası sağlam olana pek rastlanmiyor. Size de 1800lerin hapishanelerini hatırlatmıyor mu?

Muggle dünyası Aydınlanma Çağını yaşayıp devrimler atlatırken, teknoloji deliler gibi hızla gelişirken Wizarding World pek değişmiyor. Pottermore’da teknoloji başlığı altında “ehe büyüyle temizlik mümkün oldugu icin elektrikli süpürgeye ihtiyaç olmadı. O yüzden icat edilmedi ehe” gibi çok komik bir açıklama yapılmış. Oysa elektrikli süpürgenin arkasında yatan koca bir düşünsel süreç var. Neyse pottermore zaten pottermore :smile:

Bunun dışında wizarding world Muggle toplumundan pek cok kurum ödünç almış; banka, gazete, okul, bakanlık. Ama yine bunlar da biraz eski stil işliyorlar.

Ben kendi adıma tüm bu eski stil kıyafetleri, ivir ziviri cok sevdim. - tüy kalemle yazi yaziyorlar, bundan müthiş bir şey olabilir mi? - Muhtemelen Rowling de böyle düşünerek yazdi. Ama yine de evrenin izole yapisi bence işi biraz tutarsızlaştiriyor. O kadar Muggle doğumlu çocuk Hogwartsa gelirken birinin de “bizim orda biz x yapardık. Burda bi de sihir var. Acaba başka neler yapabiliriz?” dememesi beni düşündürüyor.

4 Beğeni

Merhaba.

Kesinlikle Azkaban da dikkat çekici bir detay. Gözlemin bana Foucault’un Hapishanenin Doğuşu kitabını anımsattı. Esasen cezalandırma anlayışı, sebeplendirmesi ve yöntemi ile iktidar-toplum ilişkisi arasında büyük bağlar bulunuyor.

Ben asıl kitap serilerini bitirdikten sonra internetten hiç Pottermore sitesini kurcalamadım. Aslında epey merak ediyorum Rowling’in bu konuyla ilgili özel olarak kaleme aldığı articlelar vs. var mı diye ama araştırmaya vakit bulamamıştım.

Ursula teyzenin Yerdeniz serisinde tüm evrenin paradigmaları birbirini tamamlar nitelikteydi. Lakin Rowling’in yaşadığımız bu gerçek dünya ile kendi kurduğu fantastik dünya arasında kalıcı bir köprü oluşturması, esasen kendi işini zorlaştırmasına sebep oldu.

Benim bir başka ilgimi çeken nokta ise demografik açıdan Britanya’daki büyücülerin ne kadar az miktarda olduğu idi. Hogsmeade köyü dışında gerçek bir yerleşim biriminden söz edilmedi lakin Hogwarts’daki öğrenci sayısına paralel olarak mezun sayısını göz önünde bulundurursak, en azından çok sayıda küçük büyücü kentleri oluşması kaçınılmazdı.

Daha da fazlası, ben Harry ve arkadaşlarının Dumbledore dedemizin yaşı hakkında konuşurken büyücelerin bendeniz gibi mugglegillerden daha uzun yaşadığına dikkat çektiğini hatırlıyorum. Büyücü dünyasında ailelerin çocuk yapmak konusunda çok daha kontrollü olduğu gibi dile getirilmeyen bir durum mu var acaba diye düşündüm, hele hele bu kadar uzun yaşama ortalamasından söz ediyorken.

Ben Hogwarts’da ders veren bir profesör olmak isterdim. Büyücülük Dünyasında Sosyoloji Kuramları gibi bir şey. Ama biased olurdum herhalde, adil bir hoca olamazdım. Ravenclaw’a 10 puan diyip dururdum. Uykumda bile Ravenclaw’a 10 puan verirdim. Yaşasın Ravenclaw.

4 Beğeni

Ben de tamamen okumadim aslında ama evren hakkında baskaca pek çok bilgi veriyor. Rowling’in sonradan yaptığı “o, aslinda buymuş” açıklamalarini sevmesem de bazi karakterlerin geçmişini, bazi tarihi vakalari bilmek güzel. Örneğin McGonagall’in hayatını cok merak ediyordum.

Kesinlikle katılıyorum. Sıfırdan bir evren yaratıp bunu tutarlı kurallara bağlamak o kadar zor degil. Ama mevcut reel hayatta bir fantazya yarattığında bunun reel hayatın kurallarıyla da uyumlu olması lazım. Zor bir iş.

Büyücülerin yerlesmeyi tercih ettiği bir iki büyücü köyü daha var. Mesela Godrics Hollow. Weasley’ler gibi tek başına kırsalda yaşamayı seçenler de var, Sirius Black’in ailesi gibi Londrada yaşayanlar da. Ama tamamen büyücülerden mutesekkil bir yer yok sanırım, haklısın.

Uzun yaşamın sırrı sihir olabilir diye düşünüyorum. Birtakım kazalara, hastalıklara daha kolay çözüm bulunabiliyor. Endüstrilesme arttıkça yaşam süresinin artmasi gibi. Ama bu insanlarin üretici olduklari yillari artirmaz bence. Sonuçta orta yaşa bir Muggle ile ayni anda varıyorlar. Sadece yasli olduklari sure daha uzun.

Yay :dancer:

2 Beğeni