Handa bir gezgin

Eleştirilere açığım. İyi okumalar.

Kartlar masanın üzerine dağıtıldıktan hemen sonra servis edilen içkilerin soğuk dumanı salonun tavanındaki tütün dumanına karışırken hanın taşla döşeli yollarından toynak tıkırtıları yükseldi. Oturdukları masa kapının ve geniş pencerenin arasında duruyor, boğucu sıcağın tesellisi olan meltemi üzerlerinden geçirerek salona ter kokusunun yayılmasını sağlıyordu. Zayıf bir havalandırma sistemi. Kuşkusuz cimri han sahibinin eseri, ya da onun gibi bir aptalı kandıran hanın eski sahibinin kurnazlığı. Hiçbirisi şu anda onu alakadar etmiyordu. Soğuk içkisinden yudum alırken bardağın üzerinden elindeki kartlara baktı. Üst üste gelen galibiyetlere bir tanesi daha eklenecek gibi duruyordu. Dürüstçe oynadığından değil, şansı yüzünden hiç değil. Basit bir dizi parmak hamlesi ile bütün sorunlar çözülürdü. Kısmen bütün sorunlar. İçkisini koyarken gri gözleri adamların üzerinde durdu. Asker kaçakları bu bölgelerde kimlikleri saklı dolaşırlardı, becerebildikleri kadar sinsi sayılırdılar. Bir ağaç gizlice yürümeye kalksa onlardan birine benzerdi orası kesin. Ama o biliyordu. Kırık burunlarından, bakımsız yüzlerinden ya da irice vücutlarından öğrenmemişti bunu. Gerekli veya gereksiz her şeyi görebilecek zamanı bulmuştu sadece. Zaman kimseye olmadığı kadar cömertti ona karşı. Cömertti cömert olmasına ama mizah anlayışı biraz ağırdı sanki. Ona karşı değil elbette diğerlerine, bütün insanlığa ve canlılara karşı.
Masa, mat kızıl rengiyle hanın dekor ahengine uyuyor, ortalıkta sırıtmıyordu. Bütün masaların rengi birbirlerinden farklı olsalar da hancının göz zevki tam yerindeydi. Yüzeylerinin düz olması masa oyunlarının oynanabilirliğini artırıyor aynı zamanda içkisinin eğri büğrü durmamasını sağlıyordu. Zanaatı severdi kendisi, saygısı vardı yapılan işlere. Hepsi öyle olsaydı keşke, hepsi saygı duysalardı bir kibrit çöpüne bile.
Atılan kartlar üst üste birikmişti. Sıranın ona geldiğini anlaması için sağındaki adamın hoş olmayan boğaz temizleme sesini duyması gerekti. Karısına bağırmaktan kaynaklı olduğu kadar girmek istediği müzik takımı için yaptığı ses denemeleri sayesindeydi. Bir başka gereksiz bilgi daha. Ellerinde muhtemelen destenin en zayıf kartları olsa da gülümsedi. Yine kazanacaktı. Şanslı değildi elbette. Bir dizi parmak hamlesinden sonra ellerini deste üzerine götürüp kart seçerken rakiplerinden ses gelmemişti. Tuhaf, göz göre göre hile yapmayı sindirebilir miydi bu tipler? Bırak onursuz insanları normal bir insanın önünde yapılacak bir şey değildi hile. Ama zaman cömert ise kral bile sızlanırsa sızlansın önemli miydi ki sanki?

1 Beğeni