Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Kitapların tanıtım yazılarını, arka kapaklarını, incelemelerini, eleştirilerini yani en kısa anlatıyla okumadığım kitapla ilgili hiç bir bilgiyi okumuyorum. Heisenberg’in Belirsizlik İlkesi burada çok mantıklı geliyor. Çünkü ilgili anlatıları okuduğumda başkasının düşüncelerine göre kitap okumuş gibi oluyorum. Kitapları nasıl seçiyorsunuz derseniz, tamamen ön sezi. Sevdiğim türler arasına farklı kitapları serpiştiriyorum ve kitaplarla ilgili merak duygumu canlı tutmaya çalışıyorum.

4 Beğeni

Bitik Erkekler: Teknoloji Erkekliği Nasıl Sabote Etti - Philip Zimbardo ve Nikita D. Coulombe

Konu: Modern dünyada erkekleri deneyimlerindeki değişim ve bunun hem kendileri hem de topluma yansımaları masaya yatırılıyor.

Yorumum: Kitabın yarısındayım. Kitaptaki başlıklar üzerine daha öncesinden bölük pörçük de olsa okumalar yaptığımdan, şu an için yabancısı olduğum mevzuyla ya da yeni bilgiyle fazla karşılaşmadım. Bu kötü mü? Değil. İlişki, öğrenme, medyada cinsiyet sunumu, video oyunları ve pornografi bağımlılığı gibi sorunların modern dünyada erkeklik krizi çerçevesinde yorumlanması hem bilgi tazeleyici hem de geçmiş bilgileri derleyip toparlıyor.

Kitaptaki geçmiş ve günümüzü karşılaştıran istatistikler ve deneyim kıyaslamaları sebebiyle bazı noktalarda “erkeklerin eski güzel günleri nostaljisi” yapıldığı zannedilebilir. Pek öyle değil. Maksat, erkekler için durumun geçmişte nasıl ve neden öyleyken şimdi neden ve nasıl böyle olduğunu az ve öz biçimde anlatılmaya çalışılıyor.

Kitabın henüz nedenler kısmındayım. Son bölüm çözüm önerilerini içeriyor. Tabii oraya gelene kadar nedenlere işaret etmesiyle “ne yapılabileceği” hakkında minin ipuçları veriyor da. Yani, benim için öyle oldu.

Neyse, okumaya devam…

7 Beğeni

Səfillər
Ben bu kitabı okuyorum. :blush:

13 Beğeni


Uzun bir aradan sonra zaman çarkına döndüm. Ayda bir kitap ya da iki ayda bir kitap şeklinde okuyorum. Uzun zamandır yanımdaymış gibi hissediyorum. Ben büyürken onlar da benimle beraber büyüyor, yaşıyormuş gibi. Baya bir alıştım seriye, karakterlere. Bitince boşluğa düşeceğim korkusundan daha da yavaş okuyorum artık. Sürekli elimin altında olup diğerlerinden bıkkınlık geldiğinde direkt elim zaman çarkına gidiyor. Ah ah.

Canım Matrim’im bu kitapta umarım onu daha fazla görürüz. Ne kadar okursam okuyayım onun bölümleri bitince bi hayal kırıklığına uğruyorum.

15 Beğeni


Klasik Bilimkurgu Öyküleri kitabını okudum. Gövdesi Olmayan Adam, Negatif Yerçekimi Hikâyesi, Hikayem Size ve Yeni Hızlandırıcı adlı öyküleri çok beğendim. Geri kalan öyküler ise idare ederdi.

22 Beğeni

Uzun bir ara vermiştim çeşitli sebeplerden dolayı. Hazır fırsat bulmuşken bu iki haftalık süre içinde okuduklarımı yazayım.

Jack London’ın “Yıldız Gezgini” kitabını bitirdim ilk olarak. Hangisi daha önce yazıldı bilmiyorum ama “Adem’den Önce” kitabından esintiler buldum bu kitapta. Muazzam bir hayalgücüyle yazılmış. Hapishanenin karanlık, kısıtlı hücresinden bambaşka diyarlara yapılan yolculuklar ele alınmış bu kitapta. Okurken sanki bende o hücre içerisinde , o deli gömleğinin içende, o çaresizlik, kimsesizlikle başbaşa gibiydim. Jack London bu gibi durumları okuyucuya aktarmakta çok başarılı bir yazar. Okuduğum her kitabında hikayenin gerilimini, kendim deneyimliyormuşçasına yaşadım. Sonuç olarak uzun fakat sıkmayan, akıcı ve güzel bir anlatıma sahip klasik bir London eseri.

İkinci kitap ise Daniel Defoe’nun "Robinson Crusoe"su. Dünya kültüründe klasikleşmiş bir yere sahip olan bu kitaba ait genel olarak bir bilgim olsa dahi anlatılan hikayenin bu kadar geniş ve ayrıntılı olduğundan habersizdim. Issız bir adaya düşen bir adamın hikayesinin ötesinde baş karakterimizin adaya düşmeden önceki yaşantısından, onu ıssız adaya götüren olaylar zincirini ve kurtuluşundan sonra başından geçenleri okumak büyük keyif vericiydi. Hikayenin bu kadar büyük ve güzel olduğundan habersizdim. Söyleyebileceğim tek eksi taraf, karakterimiz Robinson Crusoe’nun ada hayatı boyunca giderek daha dini yöne kayması ve sürekli bir “dini” yönlerden bahsedilmesi olabilir. Ama yine de umduğumdan daha çok keyif alarak okuduğumu söyleyebilirim.

0000000355660-1

Son kitabım ise Kurt Vonnegut’un "Gece Ana"sı. Yine kitap hakkında hiç bir fikrim olmadan okumaya başladığım ve kitap kapağında roket olmasından dolayı “galiba bilimkurgu” kitabı diyerek okuduğum bu kitap klasik Vonnegut tarzından çok başkaydı. Hikaye bilimkurgu değil ama kesinlikle çok güzel bir kitap. Yazarın ilginç yazım tarzını bildiğimden bu kitap bana daha derli toplu, daha ne anlatmak istediği belli bir kitap gibi geldi. İkinci dünya savaşı sırasında Amerika için, Almanya da ajanlık yapan biri konu ediliyor. Hikaye hakkında bilgi vermeyi sevmiyorum bu sebeple spoiler vermeyeceğim fakat Vonnegut sevmeyen bir okuyucunun bile bu kitabı seveceğini düşünüyorum.

27 Beğeni

C. P. Snow’un İki Kültür adlı kitabını okuyorum. Doğa ve insan bilimleri ya da bilim insanları ve entelektüellerin Batı düşüncesinde iki ayrı kültür yarattığını ve bu iki kültürün arasında oluşan kopuklukları anekdotlar ve argümanlar üzerinden anlatan bir kitap. Örneğin yazar Shakespeare’i okumamak ile Termodinamiğin ikinci yasasını bilmemenin eşit derecede eğitimsizlik göstergesi olduğunu ama iki alandaki kişilerin de diğerini bu eksiklikler üzerinden yetersiz gördüklerini söylüyor. Kendi de kitabın içinde biraz sınırlamacı baktığını belirtmiş biraz öyle gerçekten sınırlamacı ve genellemeci bir yaklaşımla yazmış (örn. bilim adamları entelektüellere göre görece daha az muhafazakardır) ama yine de pozitif ve sosyal bilimciler arasındaki kopuklukları anlamak için örnekler var içinde.

Ekran Resmi 2020-07-02 16.26.55

11 Beğeni


Antik Yunan’ın Kısa Tarihi - P. J. Rhodes
Büyük bir hevesle aldığım bu kitabın ilk 40 sayfasını zorlukla okuyabildim. Sanırım çeviri açısından çok büyük bir sıkıntı var. Cümleler çok anlaşılmaz. Ayrıca kelimesi kelimesine çeviri yapılmış gibi görünüyor, bu da hiç doğal durmamış. Başta çok şehir ve kişi ismi var diye zorlandığımı düşündüm ama bununla ilgisi olmadığına karar verdim.
Bu kitabı okuyan varsa yorumlarını bekliyorum. Ayrıca çevirmeni Cumhur Atay’mış, başka çevirdiği bir kitabı okuyup beğenmeyen var mı acaba? Acaba sorun benden kaynaklı mı?..

  • Bu arada bu konuda başka kitap önerebilecek varsa sevinirim.
12 Beğeni

İntihar Kulübü - Robert Louis Stevenson

resim
Orijinal adı: The Suicide Club

Tanıtım metni:

Bu bir gizem, paranoya ve elbette, cinayet öyküsü. Bir şüpheli gerçekçilik denemesi. Smokinli canilerin, müşfik katillerin, tuhaf beyefendilerin kumara çevirdiği hayata yakılan bir ağıt… Dr. Jekyll ve Bay Hyde’ın yazarı R. L. Stevenson’dan 19. yüzyıl Londra’sının karanlık sokaklarına bir davet. Eğer hayattan gerçekten bıktıysanız sizi bir buluşmaya götürmek istiyoruz. Kulübe hoşgeldiniz!

Temmuz ayına bu kitapla başlangıç yaptım. Birbiriyle ilintili 3 hikayeden oluşan İntihar Kulübü, Bohemya Prensi Florizel ve prensin sırdaşı olan Albay Geraldine karakterlerinin etrafında anlatılıyor.

İlk hikayemiz, sürekli yeni maceralar arayan bu ikilinin, birgün karşılaştıkları birisi tarafından kendilerini İntihar Kulübü’ne götürmesiyle başlıyor.

“Hayattan gerçekten bıktıysanız sizi bu gece bir buluşmaya götüreceğim. Bu gece olmasa bile en azından hafta içi bir gün buluşmayı ayarlayacağım ve siz de varoluşunuzun yükünden kolayca kurtulmuş olacaksınız.”

Hikayeleri beğendiğimi ama bana göre anlaşılmasının biraz zor geldiğini belirtmem gerek. Aynı yazardan daha önceleri Dr. Jekyll ile Bay Hyde’ı okuyup çok beğenmiştim. Okuması çok akıcı gelmişti fakat nedense bu kitap biraz zorladı. Sanki arada atladığım / kaçırdığım olaylar ve diyaloglar varmış gibi hissedip bir önceki cümleye sıkça geri döndüm fakat bu kitapla birlikte yazarın diğer eserlerine de olan merakım daha çok arttı.

16 Beğeni

Ne zamandır bu konuya yazmıyordum. Şöyle bir baktım da tamı tamına 20 gün olmuş bir şeyler yazmayalı. Her neyse çok fazla detaylandırmamak gerek. Haziran ayının ortalarında Yıldız Güncesi’ni bitirdikten sonra Dünya’ya Düşen Adam’ı okumaya başlamıştım. Normalde iki günde bitirebileceğim bir kitaptı ama bazı şeylerden dolayı okumam aksamıştı. Yarıda olan kitabı bugün elime alıp bitirdim nihayet.

Dünya’ya Düşen Adam yazar Walter Tevis’in kendi deyimiyle bir otobiyografi olma özelliğini taşıyor. Bunu romanın sonundaki Sonsöz kısmının son paragrafında çok iyi anlıyoruz. Çünkü romanda geçen yerler ve mekanlarla beraber karakterlerin alkole düşkünlüğü bu otobiyografi tanımlamasının en önemli kanıtı.

Konudan kısaca bahsedeyim hemen. Kitapta olaylar Newton adlı bir uzaylının Dünya’ya inişiyle başlar. Amerika’ya yerleşen ve ingilizceyi öğrenmiş olan Newton çok kısa bir sürede büyük bir zenginliğe sahip olur. Birçok ürünün patentini elinde bulunduran uzaylımızın amacı, yapmaya çalıştığı bir uzay gemisi ile yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başlar.

1000kitap sitesinde birçok kişi kitabın finalini sevmediğini söylemiş ama ben çok beğendim. Bu beğenimdeki en büyük etken de yazarın sıkça yaparak insanlığı eleştirtiği ve gözümüzün içine soktuğu kötü ve gerizekalı olan tarafımız ortaya çıkarması oldu.

Kısacası bir bilimkurgu severe istediğini verebilecek nitelikte ve hüzünlü bir sona sahip olan Dünya’ya Düsen Adam, yorucu olmayan temposu ve meraklandırıcı bölümleriyle okunması gereken bir roman.

24 Beğeni

Samuel Noah Kramer - Tarih Sümerde Başlar kitabına başladım.

Günümüze kadar ulaşabilmiş sümer çivi tabletlerinde bulunan farklı metinler üzerinden, ilk okullar, ilk meclis, ilk mahkeme kararı, ilk fabllar gibi bilinen medeniyet tarihinin ilklerini aktarırken, sümer toplumuna ve dönemin düşünce yapısına da ışık tutuyor.

Yazar önsöz, teşekkür ve giriş kısmında Türkiye’de olduğu yıllarda Muazzez İlmiye Çığ ile çalıştığını da belirtmiş :slight_smile:

Bir şuursuz da kitaba diss atmış. Çok güldüm :laughing:

resim

23 Beğeni

Bir ara bi tarz kitaplara heves etmiştim ama hevesimle kaldım. Çok bilgisel bir anlatım hiç mi hiç hitap etmedi bana. Sanırım ülkemizdeki eğitim sisteminin bir yan etkisi bu ya da benim okuduğum eserlerin çevirmeni mi yoksa hazırlayanının kabahati mi bilemedim.

Yazarın katkıda bulunduğu İş Bankasından çıkan büyük Mezopotamya Mitolojisi kitabı kısmen daha ağır ama bu kitap gayet anlaşılabilir, okuyucu ile konuşan bir dille yazılmış. Okuyanı zorlayan, sıkan, akademik bir anlatımı yok :slight_smile:

Misal,

6 Beğeni

Ne güzel ya, çok imreniyorum tarih okuyanlara. Eğer kafamdaki şeyleri yapar da işleri yoluna koyarsam, mutlaka açık öğretim tarih okuyacağım.

1 Beğeni

Henüz 100 sayfa okumuş olmama rağmen garip bir şekilde büyüledi beni bu kitap. Hani öyle çok ilgi çekecek bir şeyden bahsettiği de yok, adam resmen hayatını yazmış ve biz de okuyoruz :grinning: ama yazım tarzından mıdır bilinmez, çekici bir yanı var ve bu yüzden kitabı elimden bırakamıyorum. Çocukluğundan itibaren yaşadığı her şeyi satır satır kaleme dökmüş, farklı bir yolculuk.

13 Beğeni

Yurttaşlık nedir? Asker nedir?
Yurttaşlık bilinci olmayanlar mı oy kullanmalı yoksa yurttaş olmanın ne olduğunu, parçası olduğu bütüne hizmet ederek ispat etmiş askerler mi oy kullanmalı?
İnsan hakları kazanımlarını hiç emek harcamadan kazananlar o haklara karşı ne kadar sorumluluk bilinci geliştirebilir?
Cefa çekmeden elde edilen şeyin bir değeri var mıdır? Sizi bir anda bir yarışın birincisi ilan edersem bu sizi gerçekten değerli ve iyi hissettirir mi?
İnsan doğuştan ahlâklı mıdır? Ahlâklı değilse terbiye edilerek bu ahlakı sonradan kazanabilir mi? Bu terbiye anlayışı hangi çerçevelerde olmalı?
Ceza nedir ve neden verilir?
Tüm bu soruların etrafında dönen güzel bir öyküydü.

32 Beğeni

images (11)
DUNE
İthaki yayınlarının 5. ve 6. kitabı çıkarması için yaklaşık iki yıldır bekletiyordum. Hem sene sonu filmi gelebileceği için, hem de spoiler falan yemeden bir okuyayım dediğim için ve de ithaki’den umudumu kestiğim için artık okuyayım dedim ve ilk kitabı bitirdim. Gerçekten bu kadar güzel, harika, mükemmel bir eserle karşılaşacağımı bilmiyordum. Bir insan bu kitabı nasıl yazabilir, aklım almıyor. Bilim kurgu olduğu kadar, içerdiği fantastik öğelerle de kendisine hayran bıraktı. Gerçekten iyi bilim kurgu, iyi edebiyattır sözünün kanıtı gibi bir kitap. Uzak gelecekte geçmesi, yepyeni toplumlar, dinler, kültürler üretmesi; tutarlılığı, karakter gelişimleri… Hepsiyle, her yönüyle, her sayfasıyla müthiş bir kitap. Sadece bilim kurgu falan değil, aynı zamanda politik, psikolojik ve felsefi bir eser. Nasıl övsem diye düşünüyorum ama yeterli gelmiyor övgülerim. Sadece bu kadar geç kalmama kızıyorum. Şiddet yanlısı değilim ama bu tuğla boyutunda sayılacak kitabı, “bilim kurgu da edebiyat mı canım” diyenlerin kafasına fırlatmak istiyorum. Hikayeden bahsetmeyi sevmiyorum, daha önce de söylemiştim. Okuyacak olan araştırmadan dalsın kitaba. Gerçekten okurken devamlı “bu kadar kaliteli bir kitap kesin dış güçlerin oyunudur ya da uzaylılar tarafından yazılmıştır” şeklinde düşündüm :slight_smile:. Zor okunduğu falan söylenmişti birkaç yerde, alakası yok. Gayet akıcı ve merak uyandırıcı bir hikaye.
images (10)
Gerçekten hayranlığımı yeterince açıklayamıyorum. Okumamış olan herkese kesinlikle tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim.

39 Beğeni

images (13)

The Black Company serisinin ikinci kitabını bitirdim. İlk kitaba göre çok daha iyiydi, bunu rahatlıkla söyleyebilirim. En azından beklentilerimi daha çok karşıladı. İlk kitap biraz “underwhelming” idi maalesef. Tabi bu kitapta birinci tekil şahıs ile birlikte üçüncü tekil şahıs da kullanmış yazar, farklı karakterler üzerinden ilerlemiş. Bunun da etkisi büyük. Ben pek sevmiyorum birinci tekil şahıs işini. @M3rett0 ile ilk kitap sonrası konuşmuştuk, o da benzer şeyler söylemişti. İyi ki onu dinleyip seriye devam etmişim :slight_smile:

Bu kitapta plot tam beklediğim daha doğrusu istediğim yönde bir twist yaptı. Eğer bunu yapmasaydı üçüncü kitap biraz sönük kalabilirdi diye düşünüyorum. Şimdi üçüncü kitabı daha da merak ediyorum. Yoksa birbirinin tekrarı olacaktı kitaplar. En azından şimdi pür askeri fantezi yerine biraz daha derinliği olan bir seriye dönüştü diye düşünüyorum.

Şimdi üçüncü kitaba mı geçsem yoksa araya bir tane bilim kurgu mu atsam bilmiyorum. Henüz karar veremedim ama sanırım bir tane daha TBC okur sonra bilim kurgu okurum. BK olarak da “Bir Mars Destanı” kitabını önerdi SJack, artık o ne derse o :slight_smile:

(O önermese büyük ihtimalle ben de @Okuryorum gibi Dune okurdum)

19 Beğeni


Androidler Elektrikli Koyun Düşler Mi?

Philip K. Dick’in okuduğum ilk kitabı oldu. Kitap, suçlu androidleri emekli etme (öldürme) görevinden sorumlu olan Rick Deckard’ın hikayesini anlatıyor. Son Dünya Savaşı’ndan sonra gerçek hayvanların sayısı nesli tükenecek kadar azalmıştır. Bundan dolayı, yapay hayvanlar üretilmeye başlanmış, gerçek hayvanlar bazı şirketlerin tekeline geçmiştir. Gerçek hayvanların fiyatları da oldukça yüksektir. Rick Deckard’ın da hayallerinden biri, gerçek bir hayvana sahip olmaktır. Kitabı çok beğendim. Güzel bir şekilde yazılmış, düşündürücü bir distopya. Nexus-6 tipi androidlerin insanlardan daha çok insan denebilecek kadar gelişmiş olmaları, Empati kavramı ve duygu-durum cihazı… Bunların gelecekle ilgili çok sağlam öngörüler olduğunu düşünüyorum. Sürükleyici bir kitaptı. Okumanızı tavsiye ediyorum.

23 Beğeni

KILIÇ HIRSIZLIĞI (RIYRIA REVELATIONS #1)

KONUSU

Becerikli hırsız Royce Melborn ve onun savaşçı ortağı Hadrian Blackwater, zengin soylular için tehlikeli ve pek de yasal olmayan işler yaparak geçinirler. Meşhur bir kılıcı çalmak için gittikleri bir kalede kralın cesedini görürler ve cinayeti üstlerine kalır. Taht mücadelesinin de ötesine geçen bu komplodan sağ çıkmaları için ellerini çabuk tutmaları gerekecektir.

DÜŞÜNCELERİM

Bu kitabı başka bir seriye benzetecek olsaydım herhalde Witcher olurdu. Becerikli ana karakterlerimiz tehlikeli işler alıyor, bu işler alakasız gibi görünse de krallıkları ve dünyayı ilgilendiren büyük hikayeye bağlanıyor, dünyasında insanlar, elfler, cüceler var… Şimdilik Witcher gibi canavar ve sahire dolu değil ama. İki tane hırsız ana karakteri olduğundan Centilmen Piçler’e de benziyor diye duydum ama onu okumadığım için pek bilgim yok.

Kitaptaki iki hikaye de 300 sayfalık olduğundan büyük serilerdeki kadar detay beklemeyin. Akıcı ilerliyor, aksiyonu bol, dünyası alışıldık görünse de uzun zamandır elfli cüceli hikaye okumadığımdan ilgi çekici geldi. Büyük hikaye ilerledikçe daha da saracağını tahmin ediyorum.

Kitabın başında ülkelerin, tanrıların, siyasi tarafların birkaç kelimelik tanıtımı ve iki tane de harita var. Kaybolmuş hissederseniz oraya bakıyorsunuz ama zaten bir grubu takip ettiğimizden kafanız fazla karışmaz.

Türkçesi yok. Şu anda İthaki’nin bastığı İlk İmparatorluğun Efsaneleri serisi ise bu serinin binlerce yıl öncesinde geçiyor. Burada adı geçen tarihi karakterleri o seride takip ediyormuşuz.

17 Beğeni