Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Kitap: Kralkatili Güncesi: 1. Gün - Rüzgarın Adı
Özgün Ad: The Kingkiller Chronicle: Day One - The Name of the Wind
Yazar: Patrick Rothfuss
Yayın: İthaki
Baskı: 2018 Aralık, 10. basım
Çeviri: Cihan Karamancı
Sayfa: 736
Özgün Basım: 2007 Mart, ABD

Kitabı geçenlerde bitirdim. İlk izlenimlerimi şurada yazmıştım. İlk başlardaki yüksek beğenim sayfalar ilerledikçe bir miktar azaldı. Çünkü kitabın ortalarında tempo düşmeye başlıyor. Özellikle son bölümlerde, Kvothe ile Denna’nın ejderus’la olan çekişmelerinde sıkıldım. Kitabın sonu biraz havada bitiyor ama bunu bin küsür sayfalık devamını göz önüne alarak önemsememek gerek. Bütün bu yazdıklarımdan kitabı beğenmediğimi sanmayın, tam tersine beğendim; yalnızca -kendime göre- eksik gördüğüm yanlarını belirtmek istedim.

Bilen biliyor ama yine de konusuna -sürprizbozan katmamaya çaba göstererek- biraz değineyim… Öykümüz Newarre kasabasında Yoltaşı adlı bir han işletmekte olan Kote’yi tanımamızla başlıyor. Kote, esas oğlanımız Kvote’nin bu kasabada kullandığı ad. En yakın yoldaşı da, aynı zamanda öğrencisi olan, Bast adında biri. Kasabaya asıl adı Devan Lochees olan ama kitap boyunca “Tarihçi” olarak anılan biri geliyor ve Kvothe’nin ağzından onun öyküsünü yazmaya başlıyor; böylece serüveni okumaya başlıyoruz.

Tarihçi, Kovothe’nin anlattıklarını yazdıkça kahramanımızın çocuk yaşlardayken bir kumpanyada (gezgin sanatçılar topluluğu ki böyle kişilere Edema Ruh deniyor) yaşadıklarını, Tarbean kentinde tek başına çektiği güçlükleri, bir Gizemci olmak için Üniversite’ye girişini, Üniversite’de yaşadığı olayları, İmre kentindeki Eolian adlı tavernada sahneye çıkıp lavtasıyla müzik yapışını öğreniyoruz vs…

Bir de gözüme şu hata çarptı: Kvothe, Trebon kasabasına giderken İmre kentinde bir “kısrak” satın alıyor. Ama kısrağa “oğlum” diye hitab ediyor. Kısrakların dişi olduğunu bilmeyen yazar mı, çevirmen mi, yoksa düzeltiyi yapan mı? Patrick Rothfuss’un böyle bir hataya düşeceğine pek ihtimal vermiyorum. Ama hem çevirmenin, hem de düzeltiyi yapanın gözünden kaçması düşündürücü…

Kitabı okurken yer yer fantastik bir zamanda değil de ortaçağda, bazen de daha ileriki zamanlarda geçermiş gibi izlenimlere kapıldığım anlar oldu. Belki de Rothfuss’un yapmak istediği de budur. Zaten kitabın başındaki harita da Avrupa’ya epey benziyor.

Sonuç olarak “Rüzgarın Adı” beğendiğim, kitaplığımda kalıcı yer edinmeye hak kazanan bir kitap oldu… Devamı olan "Bilge Adamın Korkusu"nu ise ileride okumayı düşünüyorum…

11 Beğeni