Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Kitabı ilk kez Versus Yayınları basmıştı. Hiç böyle sorunlar yoktu. Ayrıntı Yayınları’nın mahvettiği bir başka eser Biz idi. I-330 adlı karakterin adını tüm kitap E-330 olarak yazmıştı.

Her şey güzel kapakla olmuyor maalesef.

6 Beğeni

Kaosun Kutsal Kitabı-Albert Caraco

"Hayat yenileceğinden hiç şüphe etmeksizin varolmaya harcanmış bir çabadır." Yıllar önce bu özdeyişi okuduğumda çarpılmışa dönmüştüm. Depresyon vs. ile çok küçük bir yaşta tanışmam dolayısıyla hayata olumlu bakamıyor ve negatiflikler denizinde yüzüyordum. Bu sözle karşılaştığımda hissettiğim şey yalnız olmadığımdı. Bu sözün sahibi Schopenhauer hayatın özü itibariyle hiçbir çabaya değmeyeceğini, her hazzın sonunda acı veya can sıkıntısı olduğunu ve her arzunun tatmin olduktan sonra yerini anlamsızlığa hatta pişmanlığa bırakacağını söylüyordu. Hak veriyordum. Bir sürü kitabını aldım,okudum. Hala en sevdiğim ve en çok okuduğum filozoftur kendisi. Lakin kendisinin sunduğu reçete belki doğru olsa bilr uygulanabilir bir yanı yok. Yani herşeyden el etek çekip münzevi bir keşiş yaşamı sürmek, dahası intihar etmek. Kaldı ki kendisi hayatın her türlü zevkini tadarak 70'li yaşlarına kadar yaşamış. Velhasılıkelam hala üslubuna hayranım,nokta atışı tespitleri günümüzde de geçerliliğini koruyor. Bunun yanında biraz umuda ihtiyacımız var. Umut yoksa bile umudu kendimiz varetmeliyiz.

Schopenhauer'dan bahsetmemin nedeni tanıdığım bütün yazar-filozoflar içinde pesimistlik konusunda en ön sıralarda gelmesidir. Albert Caraco'un pesimistliğinin yanında Schopenhauer'in felsefesi çok umutlu ve neşeli kalıyor. Caraco kelimelerinin içini nefretle doldurmuş, insanlığa, inançlara, bilime ateş kusmuş bir yazar/düşünür. Schopenhauer intihar yapana saygı duyarım demekle yetinirken Caraco insan kitlelerinin, milyarlarca insanın ölmesi gerek diyor. Topluma böcek gözüyle bakıyor. Tüm kutsallara lanet ediyor. Ahlaksızlığı ve imansızlığı gelecekte insanın kendi yerini ve değerini bulması adına savunuyor. Bu görüşlerinin hiç birisine katılmasam da bazı tespitlerine hak vermemek imkansız. Mesela insan nüfusunun aşırı artması ve doğal kaynakları hızla kirletip tüketmemiz neticesinde dünyanın yaşanılmaz bir yere geldiği konusundaki görüşlerini daha 1970'de bağıra çağıra söylemiş. Şehirlerin yaşanılmaz yerler haline geldiğinden, şehirlerin doğudan batıya birer lağıma döndüğünden bahsediyor sık sık. Ölümü ve kaosu kutsuyor. Kendisine peygamber yakıştırmasını yapıyor lakin peygamberlik bir yana olsa olsa ölüme,yıkıma ve kaosa tapan bir zamansız deli denebilir kendisi için. Bu kitabı kimseye tavsiye etmiyorum. Zaten birçok kişi okurken sıkılıp, boğulup okumayı bırakacaktır. Kendi adıma içimde bir yıkım tohumu sakladığım için pesimist yazarlar ve filozoflar her zaman ilgimi çekmiştir ve çekiyor. Ama umut olmalı. Çünkü insanın diğer adı umuttur.

14 Beğeni

Çok güzel yorumlamışsınız kitabı, kesinlikle almayacağım :smiley:

5 Beğeni

Mehmet Berk Yaltırık’tan Istrancalı Abdülharis Paşa kitabını okudum.

Geçen aylarda 3 günde yarısını tamamladığım kitaba aylar sonra devam edince diğer yarısını yine 3 günde okudum. Çok sürükleyici bir roman oldu benim için. Bram Stoker’in Dracula’sını anımsattı. Kim bilir ileride o kitap gibi efsaneler arasında yer alır. İmla konusunda ufak tefek aksilikler ve kitabın ilk baskısındaki matbaa kaynaklı sorun hariç genel olarak beğendim.

Konusuna gelecek olursak; Karçarlu Obasının beyi İshak Beg’in Tımar olup Istranca’ya yerleşmesi ile başlayan macera İshak Beg’in oğlu Abdülharis’in doğmasıyla altüst oluyor. Bu arada bu konuları araştıran ve günümüz kısmını (2003 yılı) temsil eden Asil ve nişanlısı kısmı bulunuyor. Bazen bu kısımlar gereksiz gibi geliyordu ama müthiş final olduğu için fazla puan kırmayacağım. Abdülharis konusunda fazla bilgi verip kitabın zevkini azaltmayayım. Vampirli, hortlaklı, eşkıyalı ve folk hikayeleri ile birlikte müthiş sürükleyici bir eser. Hele finali ağzımı açık bıraktı. Bu karakterler ile bir devam kitabı daha gelmesini isterim. Okunmasını tavsiye ederim. Puanım 9.5/10.

9 Beğeni

Asimov okumaya devam…

Isaac Asimov - Güle Güle Dünya

Yazarın 15 öyküsünden oluşan kitap tam bir bilimkurgu karnavalı. Dünya dışında farklı gezegenlerde yaşam, bilgisayarların gelecekteki önemleri, yazar olmak isteyen robotlar gibi daha birçok konuyu yine kendine has sade ve gizem dolu tarzıyla kaleme alan Asimov size unutamayacağınız bir öykü şöleni sunuyor.

Kapak görselinde yer alan Son Öyküler yazısına gelirsek bu sizi yanıltmasın. Ben bunu yayınevinin bir taktiği olarak değerlendiriyorum. Asimov’un ölmeden önceki yazdığı öyküler olarak bir algı oluşturmuşlar. Bu da yazar ve okuyucu arasında duygusal bir bağ kurmaya neden oluyor. Hal böyle olunca da almamak mümkün değil. :wink:

Hepsi birbirinden iyi olan 15 öyküden en sevdiklerim ise; Cal, Altın, Evrende Düzensizlik(Kısa ama çok etkili), Bilgisayar Tanrısı Alexander, Hata Affetmez, Robot Kardeş ve Chip-Adamlar. Özellikle Altın adlı kitabın son öyküsü enfes bir öyküydü.

14 Beğeni

Fablehaven2

Kitap: Fablehaven - Akşam Yıldızı’nın Yükselişi
Özgün Ad: Fablehaven - Rise of the Evening Star
Yazar: Brandon Mull
Yayın: Pegasus Yayınları
Baskı: 2012 Eylül, 1. basım
Çeviri: Yelda Rasenfos
Sayfa: 448
Özgün Basım: 2007 Mayıs, ABD

Fablehaven’ın bu ikinci kitabı da birincisi gibi hoşuma gitti. Ama metinde sık geçen Fransızca “obje” sözcüğü yerine Türkçe’si olan “nesne” sözcüğü yeğlenseymiş keşke… Bir de sis devi Burlox’un elindeki nesne “topuz” yerine “kopuz” olarak yazılmış. “Kopuz” bilindiği üzere Türkler’e özgü bir çalgı. Burlox da elindeki kopuz’u (?) bir çalgı olarak değil sopa olarak kullanıyor. Bu bir yazım yanlışı ise, bu yanlışın arka arkaya yapılması garip…

Öykümüzde Kendra’nın sınıfına okulun son haftasında aslında kobolt olan Casey Hancock adlı bir öğrenci gelir. Casey’in gerçek görüntüsünü yalnızca Kendra görebilmektedir. Kendra ilk kitapta perilerin kendisine verdiği güç sayesinde artık büyülü yaratıkları görebilmekte, büyülü nesnelere enerji verebilmekte, büyülü yaratıkların dillerini konuşup anlayabilmekte, karanlıkta görebilmektedir. Kendra’nın kobolt’tan kurtulmasına Errol Fisk adlı biri yardım eder. Fakat Errol’ın Akşam Yıldızı Cemiyeti üyesi olduğu anlaşılınca onu ve Seth’i Vanessa Santoro adlı mistik yaratık uzmanı kurtarıp Fablehaven’a getirir. Ancak Errol Fisk yüzünden Seth, Obur Olloch tarafından ısırılmıştır ve Olloch ısırdığı kişiyi yutmadan durmayacak olan bir iblistir. Bütün bunların yanında Akşam Yıldızı Cemiyeti de büyülü nesneleri toplamaktadır. Cemiyetin amacı bu nesneleri kullanarak iblisleri tutsaklıktan kurtarıp dünyaya salmaktır. Her korumalı bölgede olduğu gibi Fablehaven’da da bir büyülü nesne vardır…

Birinci Kitap
Üçüncü Kitap
Dördüncü Kitap

12 Beğeni

Ben de dün gece bitirdim. Çok keyif alarak okuyorum. Dün sabah başladım ve gece bitiverdi. Hem akıcı hem de eğlenceli. :heart_eyes:

2 Beğeni

Brandon Mull kitapları için ağır tahrik var. N11 indirimi halen bitmedi de. Kafamda deli sorular…

4 Beğeni

Çocukların var. Bir saniye bile düşünme. Aile okuması yapabilirsiniz yaşları gelince. O kadar güzel bir şekilde çocuklara uygun yazılmış ki. Çok seveceklerine eminim.

3 Beğeni

Benim kız daha 7 aylık. O yaşa gelene kadarrrr… :slight_smile: Çok mu çocuksu yoksa eğlenceli bir dünya mi ? Aksiyon, şiddet, ölüm, klişe olaylardan ziyade beni eğlendirecek, mutlu edecek yada birkaç karaktere bağlayacak bir seri mi?

3 Beğeni

Çok cocuksu değil hem yetişkinler için ideal hem gençler hem de çocuklar için. Ben keyif alarak okuyorum. Normalde serilerde peş peşe okuma yapmam ama dayanamadım. İki günde iki kitabı okudum. Aksiyon, macera ve merak duygusu hiç bitmiyor. İçindeki maceraperest çocuğa hitap edeceğini düşünüyorum fakat beni benden alan harika bir dünyası olması. Bir dolu yaratık ve büyü var. Ana karakterlerden birisi kız diğeri ise maceraperest ve dik kafalı fazla cesur çılgın bir erkek çocuk. Ben karakterleri çok sevdim. Saflıkları hoşuma gidiyor. :slight_smile:

4 Beğeni

Asimov’ları Nadir’den mi topluyorsunuz? Kondisyonları nasıl? Ben de toplamaya başlayacağım muhtemelen. Çünkü İthaki’den umut yok.

1 Beğeni

Asimov kitaplarımın %99’unu ukitaptan aldım. Allame35 adlı bir üyeden. Kondisyonları kitapların basım yılına göre iyi. Bir önceki okuduğum Ölü Gezegen adlı kitap 35 yıllık bir kitap mesela. :slight_smile:

5 Beğeni

Ukitap’ın sistemini birkaç kez bakmama rağmen anlayamadım :slight_smile: Sırf takas üzerine kurulu sanırım

1 Beğeni

Aslında sistem çok basit. :slight_smile: İstediğiniz kitabı yukarı yazıp arattıktan sonra kitabı kimlerin takasa ya da satışa sunduğunu sağ alt taraftaki isim listesinden görebilirsiniz. Eğer kişi satmıyorsa da özelden 2. el olarak almak istediğinizi çekinmeden de sorabilirsiniz.

2 Beğeni

Aslında ben sürekli mobilden giriyorum internete, belki onun zorluğudur. Yine deneyeceğim, olmazsa sizden yardım isterim :slight_smile:

2 Beğeni

Memnuniyetle yardım ederim ben de. :slight_smile:

2 Beğeni

Teşekkür ederim …

1 Beğeni


Kızıl Gökler Altında Kızıl Nehirler
Scott Lynch
Öncelikle bu kitapla ilgili söylenebilecek en önemli şey ilk kitabın çok altında kaldığı. Yazar ilk kitapta sevdiğim ne varsa azaltmaya çalışmış sanki ilk 250 ve son 50 sayfa çok iyiydi ama geri kalan 400 sayfa için aynı şeyi söyleyemem. Aslında sorun biraz da bende çünkü korsan konseptinden pek hazzetmem ayrıca korsanları da yazar okur çabuk ısınsın diye fazla merhametli tasvir etmiş ama bunu hikayeye iyi yedirmiş gayet iyi bir açıklaması da var ama ben bundan pek tatmin olamadım. Jean bölümleri de pek hoşuma gitmedi ama son 50 sayfa için okunur yine de. (3. kitap Hırsızlar Cumhuriyeti ise şimdilik mükemmel gidiyor bakalım.)
Notum: 7/10

12 Beğeni

Bende bu 2. kitabı genel serinin ara kitabı olarak görüyorum. Burda ki olayları Hırsızlar Cumhuriyeti ne bağlayıp orada merak ettiğimiz bir çok konuyu sonunda öğreniyoruz.

1 Beğeni