Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Kitabın dayandığı odun güzelmiş, hoşuma gitti.

İlgimi çeken bir seri. Mitolojinin modernleştirildiği kurgular bana daha temeli sağlam geliyor çünkü kendi içinde bir mantığı olan bir kurguyu (mitoloji) devam ettirmek gibi oluyor bu.

Kapak hiç hoşuma gitmedi ama. Şu tür kapaklar hayal gücünü öldürüyor bence. Belki benim hayal edeceğim kahraman bu adam kadar yakışıklı olmayacaktı ama şimdi hazır bir figürüm var hayal etmek için.

Bu arada bilmem ne günlükleri/günceleri tarzı seri isimleri iyice klişe oldu.

Yazımda türkçe karakter kullanmayacak kadar hızlı bir hayatımın olmasını isterdim, sizin gibi.

Kapak hakikaten korkunc. Lakin orijinal kapakmis ve yayinevi de orijinal kapakla basmis.

X gunceleri/Y gunlukleri kliselesmis olabilir. Lakin bu seri onlarin kliselesmesinden daha once yazilmis:)

Hizli bir hayatim var, dogrudur. Lakin telefondan yazdigimda Turkce karakter kullanmam mumkun degil. Eger bu durumdan rahatsizliginiz varsa kusura bakmayiniz ama duzeltmek icin hicbir sey yapmam mumkun degil.

2 Beğeni

Az önce serinin çıkış tarihine bakınca farkettim bunu :smiley: haklısınız.

Öyle bir zorunluluğunuzun olduğunu bilmiyordum. Bir çevirmen olmanızdan tahmin etmeliydim gerçi dile olan saygınızı :slight_smile:

1 Beğeni

İlk defa Ray Bradbury okuyorum. Açıkçası dili çok farklı. Yazarın zihni sürekli karmaşa halinde ve hızlıca düşünüyor gibi bu da düşündüklerini yazıya geçirmede sıkıntıya düşürmüş. Aynı paragrafta alakasız başka konulara girmesi okuma zevkimi baltalıyor. Akış bana sıkıntılı gibi geldi. Ama bazı noktalarda kendine has betimlemeleri hoşuma gitmedi değil; oldukça özgünler.
Cadılar Bayramı temasını hep sevmişimdir. Ama kitap tam olarak ne anlatıyor çözemedim; üstelik de yarısındayım.

4 Beğeni

FROM HELL

Essiz bir anlatım tarzına sahip çok güzel bir grafik romandı.Bitirmesi biraz yorucuydu ama bitincede keşke çok daha uzun olsaydı dedim.Kitabın konusu karındeşen jack’ın hikayesini ele almış ama ne ele alma dersiniz içinde masonlar var,kraliyet ailesi var,ingilterenin arka sokakları vs onlarca değişik ve bir o kadar da güzel tema kullanılmış.Kitabı kesinlikle tavsiye ederim.KEŞKE HARD COVER ALSAYDIM :sob::sob:

11 Beğeni

Gökteki Çakıl Taşı bitmek üzere ve ne yalan söyleyeyim Galaktik İmparatorluk Serisi tam bir hayal kırıklığıydı benim için.Sanırım beklentimi biraz fazla tutmuş oldum.Vakıf serisini çok merak ediyordum ve aldığı ödüllere bakınca dayanamamıştım.Ardından Galaktik İmparatorluk Serisi’ni Vakıf’a hazırlık olsun diye okumaya başladım fakat çok düz ve klişelerle dolu geldi nedense.Tabii yazıldıkları döneme göre yazarın hayal gücünün çok yüksek olduğunu belirtmekte ve sadece bu eserleri okuyarak Asimov’u eleştirmemekte fayda var.

Bu arada sıkılıp yarım bıraktığım Locke Lamora’nın Yalanları’na geri döndüm ve enfes bir geri dönüş oldu.Sanki tam yanlış yerde bırakmışım.Hikaye akıyor,karakterlere alışıyorum,yazarın anlatımı akıcılaştı.Serinin devamını da merakla bekliyorum.

7 Beğeni

“Yanlışlıkla yeni başladığım” cümlesini kitaba yanlışlıkla başlamışsınız şeklinde anladım başta. :smiley:

3 Beğeni

Son aldığım kitaplar arasında bu da var. Bradbury’nin tarzını severim. Umarım sizin gibi ne okuduğumu bilmeyecek duruma gelmem. Yoksa büyük bir hayal kırıklıği yaşarım.

Shirley Jackson - Biz hep şatoda yaşadık

İlk duyduğum/gördüğüm günden beridir muhteşem bir ismi olduğunu düşündüğüm bu kitabı uzun süredir okumak istiyordum.
Nitekim kitabı elime aldığım ilk andan itibaren özel olduğunu anladım. Geçmişten kopmadan ve geleceği düşünmeden, küçük şeylerden mutlu olarak - ama bazı şeylerden de ölümüne korkarak - yaşayan ve kendilerini bir eve adeta hapsederek, dünyadan soyutlanmış bir şekilde yaşayan iki kız kardeşin hikayesi anlatılıyor. Hikayeyi Mary Katherine Blackwood’un ağzından okuyoruz ki kendisi küçük kardeş oluyor ve ayrıca kendisinin bu güne kadar okuduğum en etkileyici karakterlerden biri olduğunu belirtmeliyim. Tekinsiz, sevimli, vurdumduymaz, ürkütücü ve ve ve …
Çeviri ile ilgili herhangi bir sorun yoktu. Kapak tasarımını da çok beğendiğimi söylemeliyim.
Kitabı puanlamak zorunda olsam sanırım tam puan verirdim.

8 Beğeni

Uzayda Piknik kitabını okudum.

Bu yazar kardeşlerden okuduğum ilk, Rus bilimkurgu kitaplarında ise okuduğum 2. kitap oldu. Genel anlamda ağır bir roman olmuş. Konu olarak beğendim. Çeviride biraz fazla eksik kısım var gibi geldi ama okumayı zorlaştırmıyor.

Uzaylıların gelip gittikten sonra bırakılan eşyaları araştıran, toplayan Stalker denilen kişilerin hayatlarından kesitler sunuyor. Basit bir konu gibi görünse de insanlığı, evreni ve bürokrasiyi sorgulaması ile basit bir kitap olmaktan çıkıyor. Son bölümünde yazarların kitabı çıkartmak için uğraştıkları, kitabın sansüre uğradığını aktarıyor.

Rus bilimkurgu kitaplarına ilgi duyan kimseler için baş tacı bir eser. Okunmasını öneririm. Puanım 8.5/10.

13 Beğeni

Jose Mauro De Vasconcelos - Şeker Portakalı

Tavsiye üzerine okuduğum ve iyiki okumuşum dediğim bir kitap oldu. Kitabı çok beğendim. 5 yaşındaki bir çocuğun tertemiz dünyasını, hayallerini, umutlarını, sevgi dolu hikayesini anlatıyor. Çok yaramaz bir çocuk tabi. Zeze’nin bazen gülümseten bazen yüreği burkan, hüzünlendiren hikayesi. Her yaştan okura hitap eden, okurken göz yaşlarınız döküleceği bir kitap.

7 Beğeni

Küçük Şeyler - Samipaşazade Sezai

Yine, yeniden İş Bankası Türk Edebiyatı Klasikleri.

Küçük Şeyler’i forumdaki tavsiyelere dayanarak aldım. Bu 74 sayfalık kitapta artık sona yaklaşıyorum. Pişman olmadım, iyi ki de okuyorum diyorum.

Kitabı kendi içimde sıradana övgü olarak tanımlıyorum. Her ne kadar yazarın amacı olan, “anlatılan şeyden öte anlatım şekli” düsturu ile hemfikir olmasam da dilinin güzelliğini reddedemem.

Samipaşazade Sezai’nin iyi bir gözlemci olduğunu da eklemek gerek açıkçası. Muazzam dediğim öyküler değiller, ama oldukça tanıdık hepsi. Bu da sanırım onun gerçek güzelliği.

16 Beğeni

Hocam benim de en son okuduğum kitap Simon Kernick ’ den

Son 10 saniye

Çok akıcı bir polisiye roman olduğunu düşünüyorum. İki ana karakterden ilerleyerek bana farklı bir bakış acısı kazandırdı.
Okumanızı tavsiye ederim.:slightly_smiling_face:

1 Beğeni

Naci Bayburt’tan Kan Donduran Anılar’ı okudum.

Otuz yıldır İstanbul Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğü’nde çalışmış bir polis olan Naci Bayburt anılarını anlatıyor. Bu işin hem adaletsizliğini hem kutsallığını çok dürüstçe anlatmış. Sadece işiyle ilgili anıları değil özel hayatından da bazı detaylar paylaşmış. Bildiğimiz birçok dosyada kendisi çalışmış ve içeriden bilgiler veriyor. Kurgu değil, hepsi gerçek hikâyeler.

Kendisi ile bir polis yakınım vasıtasıyla tanıştık. Ankara’da olduğumu bildiğinden çağırdı, Kırıkkale’deki fuarda görüştük. Süper bir adam. Babacan, yardımsever, eğlenceli, adaletli. Hepsinin ötesinde dürüst, şov peşinde değil. Kitabında, otuz yıl boyunca ortalamaya vurunca her güne bir ölü düştüğünü söylüyor. “Naci Abi, uçuruma gereğinden fazla bakıyorsun,” dedim. “Nasıl dayandın bunca sene,” dedim. Gülüp geçti. “Mecbursun,” dedi. Kitabında bir kısımda da özel hayatında yaşadığı ihanetleri anlatıyor. “Bunlar senin kaderin mi Naci Abi,” dedim. “Ben bu dünyaya nankörlerle mücadele etmeye geldim,” dedi. :sweat_smile:

Diğer konularda… İçerik iyi ama basımda sınıfta kalmış. Yayınevini beğenmedim. Baskı kalitesi iyi değil. Editörlükte de bazı yerlerin gereğinden fazla kırpıldığı belli oluyor. Yazım hataları da çok. Ama yine de öneririm. Polisiye yazarı/okuru için altın madeni olduğu gibi kendisi de çok iyi bir insan. :+1:

Ek: Her Çarşamba 22:30’da TRT 1’de danışmanlık yaptığı Suç Dosyası serisini de izlemenizi öneririm.

15 Beğeni

Gerçekten altın değerinde bir paylaşım olmuş. Kıskanmadım değil, keşke benim de bir polis yakınım olsa da böyle insanlarla beni tanıştırabilseydi. Neyse ki bu tarz kitapları en azından buradan öğrenebiliyoruz :slight_smile:

1 Beğeni

image

Yine fantastik özlemim baş gösterdi ve ne okusam diye düşünürkene Kara Havadisler Kervanı diğer kitaplar arasından ışıldadı. İlk çıktığından beri bu kitap hakkında olumlu hislerim vardı ve beklediğimden de fazlasını buldum. Arka kapakta yazılanlar epey doğru, tüm öyküler fantastik değil ama şimdiye kadar okuduğum her biri yaratıcı bir fikirle kaleme alınmış. Daha bitirmedim ama şimdiden eminim ki Ayhan Koç’un diğer kitabı olan Sırlıçeşme’yi de okumak istiyorum.

Bitirdiğim zaman burayı güncellerim, bu arada bir şeyi atlamışım. Kitabın adı çok egzotik bence ve kitapta geçen öyküler tam bir kara havadis. Bu ayrıntıya da bayıldım <3

8 Beğeni

Fuarlar bunun için var Pelin Hanım. :slightly_smiling_face: Gidip yazarlarla tanışıp, görüşelim diye. Naci Bayburt’u bir fuarda yakalarsanız mutlaka tanışın. O siz sormadan anlatmaya başlar zaten. :+1:

2 Beğeni

Kral Fare China Miéville

Garip duygular besliyorum. Basitçe çözülecek bir olay için 320 sayfa çıkarması büyük iş. İyi bir yazar olmasa başaramaz muhtemelen çünkü sizi de bağlayabiliyor. Benim aklıma gelse, bunun çözümü bu kadar basitse neden yazayım derdim.

Miéville’i seviyorum aslında, anlatmak istediklerini de anladığımı düşünüyorum ama bu kitap biraz sinirlendirdi beni. Yani, film izlerken bir karakterin aptal olmadığını ama film ilerlesin diye aptalca hareket ettiğini fark ettiğiniz o anda duyduğunuz sinir, kızgınlık bu. Bilemiyorum. Bence Miéville okuyacaksanız bu kitapla başlamayın hatta isterseniz uğramayın bile.

8 Beğeni

Yazardan okuduğum ilk kitaptı. Bende neden bu kadar sayfa bunun için deyip aynı duyguları hissetmiştim. Sevmediğim için diğer kitaplarını okumaktan vazgeçmiştim.

2 Beğeni

Ben düşünen herkese Perdido Sokağı İstasyonu’nu önereyim başlangıç için. Okunaklılık ve akıcılık arıyorsanız da Un Lun Dun iyi bir seçim olur.

6 Beğeni