Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Evet bazı yerler böyle tam rahatsız edici hayal ederek okuyunca :slight_smile:

Hikayeyi severek okudum, yazıldığı dönem göz önünde bulundurulduğunda oldukça değerli olduğunu belirtmek isterim.

8 Beğeni

Ben hiç araştırmadım ve bodoslama gidip Alfa baskısını aldım. Shakespeare alırken bunun nasıl bir saflık olduğunu yazılanları okudukça anlıyorum. Kitapların indirimlerini takip etmeye harcadığım zamanın onda birini bile çevirileri araştırmaya ayırmadım. Sadece Alfa yayınlarının "Fırtına"sını elime alıp şöyle bir karıştırdım. Çeviri akıcıydı bir de hiçbir Shakespeare kitabında görmediğim, ayrıntılı bir önsöz/açıklama bölümü vardı.
Umarım günün sonunda eğrisi doğrusuna gelmiş olur.

6 Beğeni

Doğru mu çevirmiş bilmem ama Sabahattin Eyüboğlu’nun çevirisine hayran oldum.

2 Beğeni

Afyon ve Diğer Öyküler-Géza Csath

Kitabı büyük bir merakla aldım ve okudum. Aradığımı tamamen bulamasam da iyi bir öykü kitabı diyebilirim eser için. Macar Edebiyatından okuduğum ilk eser oldu ayrıca. Kitabın yazarı oldukça enteresan bir kişilik. Afyon bağımlılığı yüzünden ordudan atılıyor ve tedaviye alınıyor. Hastaneden kaçarak karısını öldürüyor ve intihar ediyor fakat ölmüyor. Yine yakalanıp tedaviye alınıyor.Buradan da kaçıp yakalanınca tekrar intihar edip en sonunda ölmeyi başarıyor. Yazarın hayatı yazdığı öykülerden bile daha renkli. Ama öyküleri de en az hayatı kadar karanlık ve hatta çoğunlukla umutsuz, ölüm kokan öyküler.

Kitaptaki bütün öyküleri sevemesem de çok sağlam öyküler de vardı. Ayrıca bazı öyküler öyküden ziyade masala daha yakındı.

7 Beğeni

İş Bankası Türk Klasikleri’nden 5. ve Hüseyin Rahmi Gürpınar’dan ise 3. kitabımı okumuş bulunmaktayım.

Gürpınar her kitabında olduğu gibi bu kitabında da hurafeleri ve batıl inançları eleştiriyor. Ayrıca yazar, kitabın yazıldığı zamanda günümüzdekinden daha hassas olan kadın-erkek eşitliği, kadının toplumdaki yeri, kadın-erkek ilişkileri gibi konulara değiniyor.

Rüya kısmı fazla uzun olduğu için biraz sıkıldım ama bunun dışında kitap güzeldi. Kitabın başındaki mahalle kadınlarının birbirleriyle olan konuşmaları ve ana karakterler arasındaki mektuplaşmalar çok hoştu. Gürpınar artık favori yazarlarımdan birisi oldu, yazdığı tüm kitapları okumayı hedefliyorum.

Kitabı okuduktan sonra bende Halley Kuyruklu Yıldızı’nı görme isteği uyandı. Halley’i 2061’de görebilecekmişiz, 2061 tarihi aynı zamanda benim aşağı yukarı emekli olacağım tarihe denk düşüyor. Bu da bende büyük ümitsizlik doğmasına neden oldu çünkü o günleri görebileceğim konusunda karamsarım :disappointed_relieved:.

12 Beğeni

Ben de Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın aynı seriden Mürebbiye’sini okuyorum. Son 20 sayfadayım ve çok beğendim. “Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç” kitabını da çok beğenmiştim. Sırada “Efsuncu Baba” var. Hüseyin Rahmi Gürpınar en sevdiğim yazarlardan biri olacak gibi.

8 Beğeni

Mürebbiye’yi kısa zamanda edinip okumayı planlıyorum.

1 Beğeni

ANTON ÇEHOV - ÖYKÜLER ( Dorlion Yayınevi)

BKM’nin 5 TL kampanyalı satılan kitapları arasından aldığım Anton Çehov öyküler kitabının 1. Kitabını bugün okudum. Kitap Dorlion yayınları tarafından yayınlanmış

Dorlion yayınevi Çehov öyküler kitabı ilk kitapta 7 öykü var; Karşılaştırma için öykülerin isimlerinin karşısında parantez içerisinde Cem Bütün Öyküler kitaplarında öykülerin kaçıncı kitaplarda olduğunu da ayrıca ekliyorum.

  • Kirli iş (Cem baskı da 4. Kitap)
  • Bayan X’in Anıları (Cem baskı 5. Kitap)
  • Düello (Cem baskı 6. Kitap)
  • Ariadna (Cem baskı 8. Kitap)
  • Evde (Cem baskı 4. Kitap)
  • Adsız Öykü (Cem baskı 5. Kitap)
  • Karım (Cem baskı 6. Kitap)

Çok fazla olmayan 9-10 yerde dizgi hataları var, örneğin iki yerde “Hoşça kaim” (Hoşça kalın), bir yerde “akim”(akıl) yine bir yerde “lvimsin öyleyse” (kimsin öyleyse) gibi sayısı çok fazla olmayan, okuma esnasında dizgi hatası olduğu anlaşılan hatalar vardı (Ayrıca bunları Cem baskılarından da kontrol ettim)

Bunun dışında okumamı etkileyecek bir sıkıntı göremedim. Öykülerin tamamını Cem’in Bütün Öyküler kitaplarında ki öyküler ile karşılaştırdım ve çeviri aynı. Cem ve Dorlion çevirmenleri farklı isimler ama dizgi hataları dışında çeviri (kelime kelime karşılaştırmadım ama ara ara baktığım paragraflarda tüm kelimeler aynıydı) birebir aynı.

Özellikle Düello öyküsü kitapta öne çıkan öykülerden, okumayı düşünenler birkaç dizgi hatasını sorun etmeyecekseniz (ki bence etmeyin) BKM’de iki kitap 5’er TL’den satılıyor. İkinci kitabı da okuduğumda Cem’in Bütün Öyküler baskısıyla karşılaştırarak yazarım.

9 Beğeni

Önümüzdeki aya kadar kampanya bitmezse almayı düşünüyorum. Gerçi bitse de alacağım artık. :slight_smile:

Öykülerin albenisi nasıl acaba? Puanlama yapsanız hangisine kaç verirdiniz 5 üzerinden?

1 Beğeni

Çehov ve Sait Faik çok sık aralıklarla olmasa da benim aklıma geldikçe açıp okuduğum öykücüler.

Puanlama deyince 7 öykü için de 5 üzerinde 5 demem gerekir, çünkü daha önce okumuş olmama rağmen yine de okurken bende çeşitli hisler ( hüzün,çoşku,özlem,merak,anlamlandırma gibi) uyandırıyor. Bu kitapta ilk anlamda öne çıkan öyküler olarak “Düello, Kirli iş ve Evde” öyküleri diyebilirim. Ama belki bir başka zaman okuduğumda ilk anda diğer öyküler daha öne çıkıyor gibi gelebilir. Öyküleri okurken olan ruh hali öykünün etkisini artıyor diye düşünüyorum. Örneğin belki 6-7 yaşlarında bir çocuğu olan baba “Evde” öyküsünü daha çok beğenecek…

Kitapları alırken çeviri konusunda şüphem vardı ama muhtemelen (küçük yayınevlerinin çoğunun yaptığı gibi) Cem’in baskılarından “aşırmışlar”

Kısa öykü biraz şiir gibidir, İyi öyküleri ( iyiden kastım sizi etkileyen öyküler anlamında,çünkü bana göre iyi - kötü hatta ortada bir değerlendirme varsa o şey özneldir) bir çok kez okuyabilir ve her okuduğunuz da aynı ölçüde, belki daha fazla sevebilir, etkilenebilirsiniz…

Kitapların fiyatları çok uygun olduğu için ve kargo ücreti olmadığı için önerdim, Yoksa Çehov basan yayınevi çok var. Başka yayınevleri toplu öyküleri basıyor, ( İletişim, ayrıca nadir gibi yerlerde CEM’den çıkan 8 kitap, Everest’in piyasada pek bulunmayan baskıları gibi) ya da HAY’da 37 öyküden oluşan bir kitap var yine İş Modern kısa Çehov öykü ve oyunları basıyor. Yine Cem’in ciltli seçilmiş öyküler kitapları var.

"Çehov Hakkında " başlığında çeşitli baskılar ve ciltli özenli baskılar gelecek mi diye konuşuyoruz,

6 Beğeni

Çevirilerin aynı olması normal çünkü dorlion gibi yayınevleri genelde başka yayınevinden çeviri intihali yapıp ufak değişikliklerle basarlar. Tamamıyla aynıysa artık temkinsiz davranıyorlar demektir. Zaten bu yayınevlerinin bilinmedik çevirmenlerle neredeyse bütün klasikleri çevirip basabilmesi kendilerini hemen belli ediyor. Örnek verdiğiniz kelime hataları da tipik OCR (optik karakter tanıma) hataları. Allah bilir Cem’in kitabını taratıp Abbyy’den geçirip basmışlardır. Bu tip yayınevlerinden kitap alınmasını desteklemiyorum.

7 Beğeni

Gerçekten böyle düşünüyor olamazsınız değil mi ? Annelik dünyadaki her makamdan üstündür muhtemelen siz anne olmadığınız için böyle kolayca şeyler yazıyorsunuz . Anneliği alçak bir şey gibi görüyorsunuz gibi geldi ki annelik zaten kendi başına büyük bir başarıdır .Sizin şu dünyada başarı olarak gördüğünüz olguların temeli annelerdir .Ne demeye böyle alçaklık psikolojisine giriyorsunuz anlamadım. Dünya bir yana anam bir yana… Hayatta her şey den üstün bir başarımı istiyorsun. İYİ BİR ANNE OL.

2 Beğeni

Ne saçma duyar kasmışsın yahu! Orada ne yazılmış, sen konuyu nereye götürmüşsün. O paragrafın tümünü iyice oku bence.

5 Beğeni

Mesajda vurgulanmak istenen fikri yanlış anladığınız kanaatindeyim.

Kadınların toplumdaki değerinin eşleri ve çocukları üzerinden değerlendirilmesine atıfta bulunuluyor. Annelik ve doğası eleştirilmiyor. Anneliğin başka şeylere alet edilerek değersizleştirildiği anlayışa atıfta bulunuluyor. Başkalarının bahşettiği bir statü simgesine dönüştürülmesi eleştiriliyor.

Mesajın bu kısmında da belirtildiği gibi @pcd’nin anlatmaya çalıştığı durum bu. Kadının kimin eşi, kimin annesi üzerinden değer görerek anneliğin değersizleştirilmesi söz konusu.

Ayrıca şu genellemeniz rahatsız edici:

Çok istemelerine rağmen ellerinde olmayan sebeplerden dolayı çocuk sahibi olamayan kadınlar var. Yani işaret ettiğiniz hedefe ulaşmaları zor. Anne olamayan veya olmamış kadınları hor görmeniz hatalı ve çok rencide edici.

9 Beğeni

Ha öylemi? Komikmiş :slight_smile:

Şey sanki bu daha komik.Ben diğerlerine bir şey söylediğimi hatırlamıyorum. Birisi bir işte başarılı olunca diğerleri bunu rencide edici buluyorsa o insandan hayır beklememek lazım.

Ben de bunun doğru olmadığını söyledim zaten.Bu görüşe katılmıyorum.

Evet, kategori kategori kimseye doğrudan hitap etmiyorsunuz. Lakin derdinizi hızlıca aktarmak için kullandığınız kelimeler haddinden fazla anlamsal boşluklar oluşturuyor. Bunlar da mesajınızı yoruma fazlaca açıklaştırıyor. Yorumunuzda belirttiğiniz veya belirtmediğiniz her ayrıntı mesajınızın anlamını anlaşılırlık düzeyinde olumlu ve olumsuz değiştirecek.

Kast ettiğim şey bu değil. Burada bir rekabet ve birbirini çekememezlikten bahsetmiyorum. Annelik iş değil ki. Annelik doğal biyolojik bir sürecin parçası. Kişisel tercihler de var elbette. Ben de kısırlık, hamileliğin istenmeden sonlanması, sağlık sebeplerinden dolayı hamile kalamamak, bilinçli olarak çocuk sahibi olmamak vs. bahsediyorum.

Alıntıladığım ifadenizi okur okumaz kendini kötü hissedecek insanlar var. Çünkü ifade çok keskin ve yaralayıcı. “Anne olmamışsan hiçsindir!” der gibi :disappointed_relieved:

Ortada anne olmayanların anne olanları kıskanması gibi bir durum yok. Tabii bunu kast etmediğinizi ifade edebilirsiniz. Fakat bu mesajın başında belirttiğim gibi kendinizi ifade etmek için kullandığınız kelimeler başka şeyler çağrıştırıyor.

Yani @pcd’nin yansıtmaya çalıştığı ana fikre katılıyorsunuz. Anlatmak istediğini anlamış ve kabul etmişsiniz. Sorun yok o zaman. Tam olarak neye kızdınız ki :thinking:?

7 Beğeni

Görünmez Adam

Okudukça heyecan uyandıran güzel bir kitap. Bilimkurgu Klasiklerine giriş için okunabilecek kitaplardan. Fazla karakter yok. Rahatlıkla okunuyor.

Kitapla ilgili tek sıkıntı H. G. Wells’in bu kitabı fantastik bir kitap olarak nitelendirmesine rağmen Bilimkurgu Klasiklerinde okuyor olmamız. İthaki neden böyle bir şey yapmış bilemedim.

10 Beğeni

@AugusteDupin’in belirttiği, @Bay_Karamsar’ın açıkladığı üzere o yazıda neyi anlatmak istediğim çok belli. Hatta @Bay_Karamsar ne düşündüğümü benden bile iyi anlattığı için, bu konuda tek bir kelime bile etsem fazla olacak. Ama siz tartışmayı bambaşka bir boyuta, anne olmak ya da olmamak meselesine ve iyi anne olmaya taşımışsınız. Madem öyle, görüyorum ve arttırıyorum.

Bu cevaplardan, sizinle belli bir dil seviyesinde tartışmanın çok zor olduğunu görüyorum ama buna rağmen her cümlenize tek tek cevap vereceğim. Bu güzel başlığın böyle bir tartışmayla gölgelenmesine sebep olduğum için üzgünüm. Yöneticiler bunun için ayrı bir başlık açıp konuşmaları oraya taşımayı uygun görürse saygı duyarım.

Gerçekten ne yazdıysam onu düşünüyorum.

Neye göre? Kime göre?

Bir işkence mağdurunun halinden anlamak, onun hakkını savunmak için prangaya vurulup tutsak edilmem mi gerekiyor? Bazı üniversite bölümlerinin çok zor olduğunun farkında olabilmek için illâ oradan mı mezun olmam gerekiyor? Anne olmadan neden annelik hakkında konuşamıyorum? Bu hakkımı hangi hakla elimden alıyorsunuz?

Yazdıklarımdan bunu anlayabilmeniz için mantığınızı üzerinizden atıp tamamen duygusal bir bakış açısıyla okumuş olmanız gerek.

“Anne” TDK sözlüğüne göre çocuğu olan kadın, ya da yavrusu olan dişi demek. Birlikte oluyorsunuz ve hamile kalıyorsunuz, belli bir süre sonra doğuruyorsunuz. Tebrikler, anne oldunuz; ama bu evrimin, yani doğanın başarısı, kesinlikle sizin değil. Biyolojik bir olay ve süreç nasıl kişinin kendi başarısı oluyor? Öyleyse akciğerlerimin sürekli temiz havayı çekip kirli havayı dışarı vermesini de ben kendi başarım sayıyorum.

Bu sloganvari, kadınları anne olmak zorunda hissettiren cümleler beni gerçekten yıldırıyor. Sizin bu dediğiniz ne anlama geliyor, biliyor musunuz? Annesi olmayan, terkedilen ya da annesini kaybetmiş çocuklar asla başarılı olamaz; çünkü onların anneleri yok. Sizin bu temelsiz savınızın tam tersini kanıtlayan milyonlarca insan yaşadı, yaşıyor.

Literatürde alçaklık psikolojisi diye bir şey göremedim, herhalde aşağılık kompleksi demek istediniz. Böyle bir ruh hali içinde olduğuma nasıl kanaat getirdiniz? Gerçekten çok merak ettim.

Ben de annemi çok seviyorum. Neden bu sevgiyi belirtme ihtiyacı duydunuz? Bu fikirlerim sebebiyle kendi annemi sevemeyeceğimi mi sandınız?

Sizin mantığınızla ben de bir öneride bulunayım o zaman: Başarılı biri mi olmak istiyorsun? Doktor ol…

Oldu mu? Etkilendiniz mi? Doktor olmaya mı karar verdiniz? Bu sloganlarla normalde çocuk istemeyen bir kadının bir anda aydınlanıp çocuk yapmaya karar vereceğini mi sanıyorsunuz?

25 Beğeni

T A M A M.

6 Beğeni