Michael Crichton uzun zamandır okumayı düşündüğüm bir yazardı. Küre’yi Kadıköy’de Akmar Pasajı’nda görünce hemen aldım ve kısa sürede de okudum. Yazar çocukluğumda hayal gücümü en çok etkileyen iki filmden biri olan Jurassic Park’ın yazarı olunca (diğeri Terminator:)) kitaptan ne beklemem gerektiğini az çok biliyordum. Ve beklediğim gibi de oldu.
Kitap Pasifik Okyanusu’nun tabanında bulunan bir uzay gemisini araştırmak için donanmadan ve sivil bilim adamlarından oluşan bir ekibin kurulmasıyla başlıyor ve okyanusun altına indikten sonra da tam bir Hollywood filmi gibi kitabın sonuna kadar soluksuz aksiyonla devam edip sonlanıyor. Kitabın dili, çok rahat okunan, kısa cümlelerle ve bol diyalogla dolu (maalesef) edebi derinliği olmayan bir dil. Yine de böyle bir aksiyon-bilimkurgu kitabından çok fazla edebi derinlik beklemediğim için hayal kırıklığına uğramadım. Sürükleyicilik ve akıcılık yönünden son zamanlarda okuduğum en iyi kitaptı. Bir günde 230 sayfayı buldum. Kitabın sonunda ana gizem çözülmemiş kalıyor ama birçok şey çözülüyor. Ayrıca kapağına bayıldım. Bu tarz eski çizim kapaklara bayılıyorum. Uzun lafın kısası kafa dağıtmak için okunabilecek, bir sürü bilimsel bilgiyle dolu, akıcı, sürükleyici ,sayfaları yuttururcasına okutan bir romandı.