Aslında hiç aklımda okumak gibi niyetim yoktu. Genelde yeni aldığım kitapları birkaç ay, yıl bekletme gibi bir huyum vardır. Kitabı daha kendi envanterime geçirmediğim için yanımda tutuyordum. Üşengeçliğim tuttuğu için birtakım kitaplar etrafımda kule oluşturuyordu ve son gelenlerden olduğu için de “Tüm Sistemler Çöktü” kulenin tepesinde duruyordu. Velhasıl “Şöyle bir açayım bakalım, ne anlatıyormuş?” diyerek açtım kitabı. Aradan zaman geçti tabii. “Hım, hom…” derken baktım sayfa olmuş yetmiş yedi. Zaten yüz yirmi dört sayfa bir şey. O saatten sonra aldı beni bir üzüntü. Okusam bir dert, okumasam ayrı dert… “Şimdi bunun devamı kim bilir ne zaman çıkar?” diyerek kös kös oturuyorum. Çok uyuz oldum kendime ama yapacak bir şey yok.
Uzun zamandır bilimkurgudan uzak duruyorken böyle bir kitapla geri dönmüş olmama çok sevindim. Okurken hem çok merak ettim hem de çok keyif aldım. Aldığı ödülleri hak ediyor mu, etmiyor mu bu polemiğe giremeyeceğim ama ben oldukça keyif aldım. Bu yüzden de beş üzerinden dört veririm.
Konusuna gelecek olursam diyelim ki siz bir bilim ekibisiniz ve uzay araştırmaları yapıyorsunuz. Filanca gezegene gidip orada birtakım incelemeler yapacaksınız ve belli bir proje süreciniz var. Bu durumda bu gezegene gideceğiniz uzay mekiğinden tutun kullandığınız sistemlere kadar bunları bir şirketten satın almak zorundasınız. Bu şirketin belli başlı paketleri var tabi. Basit bir araştırma düşünüyorsanız daha ucuz bir paket alıyorsunuz ve GüvBirim’in donanımı da ona göre oluyor. İşte böyle bir araştırma yapan ekibin GüvBirim’i olan “Katilbot” sistemi hackleyince bilinç kazanıyor. Tabii bu durumu herkesten sır gibi saklıyor fakat işler sarpa sarmaya başlıyor. Bir yanda uzak bir gezegende, herkesten uzak ve tehlike altında bir araştırma ekibi; diğer yanda insanlardan uzak durmak isteyen, dizi izlemek hobisi olan ve kendisine “Katilbot” diyen bir GüvBirim androidi.
Keyif alarak okudum. Bilimkurgu sevenlere tavsiye ederim. Tadımlık bir pasta gibi düşünebilirsiniz. İnşallah devamı fazla gecikmez. Bir an önce okumak istiyorum.
Düzenleme: Unutmuşum kitabın düzeltisi gayet iyiydi. Hata göremedim. Bu açıdan da epey memnun oldum. Çeviri konusunda da gayet güzeldi. Göz tırmalayacak tek bir şeye rastlamadım. Oldukça akıcı ve özenli bir çalışma olmuş.
Tüm Sistemler Çöktü kitabını ben de dün bitirdim. Akıcı ve keyifli bir macera olmasına rağmen 3 ödül kazanmışlığın farklı bi lezzetine erişemedim. Bu yüzden bittiğinde hayal kırıklığı yaşamadım desem yalan olur. Bu arada sayfa 65’in ikinci paragraf ilk cümlesinde -tek cümle zaten- hata var bence.
Onu hatadan saymıyorum ben. Dalgınlık olmuş belli ki.
Düzenleme: Benim hayal kırıklığına uğramama sebebim ise bir beklentimin olmaması. Ben ödüllere filan pek fazla önem veren birisi değilim. O yüzden çok da sorun yaşamadım. Kıyaslama da yapmadım hani. Şuna göre böyle miydi filan diye. Sanırım hepimiz keyifli bir okuma deneyimi sağladığı konusunda hemfikir olabiliriz. Benim için keyifli zaman geçirmek yeterli.
@alper “Bu tam da eğlence yayınında bu tam da …” yazıyor. Orası sanırım.
Sadece var olan bir hatayı gösterdim diye çevirmenin, editörün, düzeltmenin, dizgicinin insan olduğunu unuttuğum anlamına gelmiyor. Madem savunma sistemimizi %200’e çıkarıyoruz siz de dikkatli okuyucular olduğunu unutmayın sayın Çevirmen Hanım.
Çeviri veya harf hataları neden bu kadar önemli?Şuan okudugum Rama kitabın da 2-3 yerde eksik harfler veya hatalı harfler vardı ama bana göre okuyuşa gıdım etkisi olmadı.Bana göre bir kitap cevirisin de asla olmaması gereken şey anlamını iyi şekilde ve her okuyucunun anlamayacagı cümlelerdir.Geresi fazla önemli değil.
Beni tamamen yanlış anlayıp üzerime geliyorsunuz. Ben “Kitapta şu hata var okuma keyfimi mahvetti.” ya da “Bu hatayı nasıl yaparlar?” gibi bir ifade kullanmadım. @Agape ve @alper yaptıkları yorumda hiç hata bulamadıklarını belirtmeleri üzerine bir hata var dedim sadece. Buraya bi yorum yazdım diye şu olanlara bak. Kırıldım…
Nasıl önemli değil yahu! Belki okurken hatalı bir kelime görmek, insanın dikkatini hataya yönlendirebilir ve o anda hikayeden kopulabilir. Bazen bu bana oluyor, ki birçok kişiye de oluyordur.
Ayrıca bu hayır işi değil ki, hataları görmezden gelelim. Sonuçta alınan şey bir ürün.
Size su cumlenize istinaden bir animsatma yapip sektorun kabul edilebilir varsaydigi kistasi ve standardi dile getirdim. Bu hata da bittabii dalginliktan kaynaklanmis olabilir. Duzeltme yapildiktan sonra tasinan metni silmeyi atlamislar.
Ayrica kimsenin “bir yorum yazdiniz” diye ustunuze geldigi yok. Haliyle takindiginiz tavira da mana veremedim.
Kitabı daha kendi envanterime geçirmediğim için yanımda tutuyordum. Üşengeçliğim tuttuğu için birtakım kitaplar etrafımda kule oluşturuyordu ve son gelenlerden olduğu için de “Tüm Sistemler Çöktü” kulenin tepesinde duruyordu. Velhasıl “Şöyle bir açayım bakalım, ne anlatıyormuş?” diyerek açtım kitabı. Aradan zaman geçti tabii. “Hım, hom…” derken baktım sayfa olmuş yetmiş yedi. Zaten yüz yirmi dört sayfa bir şey. O saatten sonra aldı beni bir üzüntü. Okusam bir dert, okumasam ayrı dert… “Şimdi bunun devamı kim bilir ne zaman çıkar?” diyerek kös kös oturuyorum. 
Çok uyuz oldum kendime ama yapacak bir şey yok.
İyi ki okumuşum ama beklemek bezdirici. Yine de diğer büyük serilere oranla daha katlanılabilir. 
