Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Alıntı yaptığınız cümlemi sektörden bahsettiğiniz şahıslara veya işlerine karşı söylemedim. Agape buna dalgınlık diyor ki buna herhangi bir lafım yok. Bense buna hata diyorum. Ama ardından “bu hatayı nasıl yaparlar?” anlamında bir yorumda bulunmadım. Buna rağmen verdiğiniz cevap bana oldukça agresif göründü. Umarım açıklayıcı olmuşumdur.

Ben neden kırıldığını anlamakta güçlük çektim. Bana mı kırıldınız? Burada tatlı tatlı sohbet ediyoruz.:blush: Siz fikrinizi söylediniz bizler de fikrimizi söyledik. Burada bizlerin bahsettiği aslında onlarca hata olan kitaplardan sonra böyle bir-iki tane hatalar bize nimet gibi geliyor. Yoksa didik didik ettik mi mutlaka birkaç hata daha bulabiliriz elbet. Önemli olan okuma akışını sekteye uğratan hatalar olmaması. Mesela Jules Verne’yi okuyamamam ve kitaptan buz gibi soğumam ve her baktığımda iç çekmem bu sebeptendir. Drizzt serisi de mesela çok hatalı. Defalarca başladım ama bir türlü devam edemiyorum. Böyle hataları olmayan kitaplar görünce ben de memnun oluyorum. Tabii bu benim bakış açım. Sizin bakış açınız farklı olabilir ben saygı duyuyorum. Hatta Jules Verne ve Drizzt okuyabilen arkadaşlar var. Onlara da gıptayla bakıyorum vallahi. :smiley: Ben daha otuz sayfadan ileri gidemedim. :rofl:

1 Beğeni

Yayınlandığına şükredelim diyecem Drizzt yayınlanamıyor :confused: @AeroKnight-sama birkaç cümle göstermişti. Orjinalinde de var mı o saçma cümleler yoksa çeviri o kadar mı sıkıntılıymış bilemedim.

2 Beğeni

Yani şimdi yorum yapmak istemiyorum ama “kötü” diyerek pas geçmek istiyorum. Hatta şöyle bir anım da var. Önceden okuyan ve çok seven bir arkadaşım o kadar ısrar etti ki birlikte okumaya başlayalım dedi. Ben de artık üç senedir söz veriyorum, ayıptır günahtır diye düşünerek tamam dedim. Neyse başladık yirmi dakika sonra arkadaşım bana geri döndü ve bırak okuma dedi. :smiley: Ben böyle hatırlamıyordum. Bu neden böyle ki? gibisinden yorumda bulundu. Ben de sağlığına duacı olmakta yetindim. Elbette bir gün bütün sabır katsayımı biriktirip okuyacağım çünkü işin kötüsü merak da ediyorum ama kafam bulanıyor. Kim konuşuyor, ne oluyor, anam bu neydi gibi bir takım anlaşılmaz sorunlar yaşıyorum. :smiley:

3 Beğeni

Çevirinin düzeltileceğini sanmıyorum çünkü eski basımlara baktım aynı sorun devam ediyor. Zaten çevirmen değişmemiş.

Düzelti sanırım asıl önemli sorun. Yani birinin şunlara adam akıllı, tastamam göz atması lazım. :smiley:

3 Beğeni

Orijinalinde de öyle cümleler var ama ilk kitapta çeviri cidden okumayı baltalıyordu. Hatta ben o ilk 150 sayfayı okumayı başaramasaydım bırakacaktım. 2. ve 3.’de de bazen karşılıklı diyalog kuranların isimleri kendisine cevap veriyormuş gibi oluyor konuşmalar bitince.

Mesela “Dağ adamı: “…” dedi.
“…” diye cevapladı Dağ adamı” falan gibi hatalar var. Aynı zamanda editörün hatası buralar aslında.

Yazar sizin dediğiniz gibi Forgotten Realms evrenini biliyormuşuz gibi yazdığı için okumayı asıl baltalayan ilk kısım orası aslında.

2 Beğeni

İlk kitabın yarısından sonra biraz daha düzeliyor muydu?

Ben de ilk okurken Kancalı Dehşet yaratığını aklımda çok farklı canlandırmıştım, internetten görsellere baktığımda alakası olmadığını görmüştüm.

2 Beğeni

Evet düzeliyor.

Ben de o Kancalı Dehşet’ten sonra aslında kafayı yedim. Hayal ettiğime bak gördüğüme bak. Daha pech’i var, solucanı var, spor püskürteni var, neler neler var. Diyorum ki adam yazıyor da yazıyor ama bu ne? Halbusemki adam bilenlere yazıyormuş. Sizin o attığınız ırklar, canavarlar listesini görseymişim bu denli sorun olmazmış.

2 Beğeni

O liste neyse bana da bir özelden çıtlatın yahu. Kenarda dursun. Delirmeye tam olarak niyet ettiğim bir vakit ben de açıp bakarım. :smiley:

1 Beğeni

Hayır size değil. Hatayı ilk söylediğim cümlede “bence” diyerek kesin yargıda bile bulunmadım, hakkında herhangi bir yorum yapmadım, hiç görüş veya bakış açısı belirtmedim. Bunlara rağmen verilen cevaplar oldukça abartı. Resmen kafama geldi, çat, çat! Şimdiye kadar yazdıklarımda kendimi yeterince ifade ettiğimi düşünüyorum. Okunursa anlaşılır. ^^

Linki kontrol edemiyorum internetim yavaş. Bu:

http://tfm08tk6il.download2.org/dl2.php?id=18790522&h=069d7b3ee3ad077b9582fabcc7ab1b03&u=cache&ext=pdf

Ya da Forgotten Realms Monster Manual yazarsanız çıkar.

2 Beğeni


Önce filmini seyrettiğim için okumayı hep ertelediğim, araya zaman girdikçe de uzaklaştığım bir kitaptı Otomatik Portakal. Kendimce yaptığım bir okuma planında sıra geldiği için mecburen okudum. Sürpriz olmadı, kitap çok iyi hatta çok çok iyiydi. Olaylar Alex adında bir gencin ağzından anlatılıyor. “Falan filan İnter Milan” benzeri laflarla dolu, bol küfürlü, argolu bir sokak jargonu kullanıyor Alex. İlk başta garip gelse de alışmak kolay hatta zamanla Alex gibi konuşmak geliyor insanın içinden. Bu sokak dili kitabın temelini oluşturuyor diye düşünüyorum. Okuduğum distopyalar arasında en eğlencelisi buydu. Ama içimi sızlatan, inceden inceye kanayan bir yarası da vardı kitabın. Ahlak, özgür irade, büyümek… üzerine güzel bir roman.

11 Beğeni

Stanislaw Lem- Mükemmel Boşluk

Okuduğum en ilginç kitaplardan biri. Bir kategoriye koyması çok mümkün değil.

Kitap, hiç yazılmamış kitaplarla ilgili eleştiri yazılarından oluşuyor. Kitapla ilgili önsözü okurken, önsöz yerine aslında yazarın yazılmamış kitap eleştirilerilerine kitabın kendisiyle başladığını ve ilk eleştrisini okuduğumu farkettim. Sonrasında da okudukça çok değişik tatlar aldım.

Herkesin ilgisini çekecek ya da mutlaka okunması gereken bir kitap değil. İçerisinde farklı bir kaç lezzet barındıran, yer yer sıkıcı da olabilen ama okuduğum en özgün bir kaç kitaptan biri.

Balıkçıdan balık almak yerine, tekne kiralayıp, denize açılıp, saatlerce uğraşıp, tek balık yakalayıp ızgarada pişirip yemek gibi. Harcadığınız zaman, para ve emeğin karşılığında karnınız doymaz ama farklı bir deneyim yaşamış olursunuz. Değip değmeyeceği size kalmış.

19 Beğeni

Okuduğum kitaplarla ilgili düşüncelerimi bir süredir yazmıyordum. Aklımda kalacağına yazayım rahatlayayım dedim :grinning:

Jack London - Macera (Bordı-Siyah Yayınları)
Kitabın adı macera ancak bir macerayı değil de macera kavramını üzerinde duruyor, bunun yanında bugün normal karşılayacağımız ama o zaman için aykırı olan özgür kadın olgusu işlenmiş. Tabi diğer romanlarında olduğu gibi 1900’lü yıllarda Solomon adalarında yerli işçiler ile hindistan cevizi yetiştiriciliği ve çiftçilik yapmak nasıl bir his bunu gayet güzel betimlemiş. Kitapta olaylardan ziyade yaşam tarzı ve insanların duyguları incelenmiş. Adına bakıp (bir yayın evi “Dehşet Adası” diye çevirmiş) hareketli heyecanlı bir roman beklemeyin. Ama sonuç olarak güzel bir kitap.

Jack London - Beyaz Diş (Alter Yayınları)
Kitabı lisedeyken okumuştum gayet hoşuma gitmişti şu aralar Jack London okuyorum, uzun bir aradan sonra tekrar okuyayım dedim. Aynı büyük keyfi tekrar aldım. Bir kurtun gözünden olayları görmek yaşamak değişik bir deneyim. Tabi bir kurt gerçekten böylemi düşünur o ayrı ama o hissi güzel bir şekilde yaratıyor. Tek sevmediğim yanı hikayenin bir kısmı aslında önemli olan bir bölümü insanların gözünden hızlı bir şekilde anlatılmasıydı. Tekrar tekrar okunabilecek bir kitap.

Okumak için bu baskıyı tercih etmem ama. Kitapta bolca karakter tanılama hatalrı var, bu da kitabın başka bir kıtabın taratılarak oluşturulduğu anlamına geliyor. Daha kaliteli bir yaınevinin baskısı tercih edilebilir.

Michael Moorcock - Kılıçlar ve Güller
Çıkmasını bekliyordum ve çıkar çıkmaz alıp okuduğum bir kitap oldu. İçinde 2 hikaye, bir senaryo taslağı ve makaleler var. İthaki bu kitapda düzeltiye özenmiş gibi duruyor, tek tük hatalar dışında gözüme çarpan bir şey yok ve okumayı bozan şeyler de değildi.

Gülün İntikamı: Hikaye olarak klasik Moorcock diyebilirim, hikayeyi beğendim olayın nereye varacağı pek kestirilemiyor hikaye boyunca. Anlatım olarak bu hikayede farklı ve benim için çok rahatsız edici bir tarz denemiş. Anlatım sürekli olarak dili geçmiş zamandan bir anda geniş ve şimdiki zamana geçiyor, bu geçişlerinde hikayede özel birşeye vurgu yapmaması da çok rahatsız etti. Okurken aklıma @mit’in bir tartışmada söylediği “İyi çeviri birebir olmaz birebir olan da iyi çeviri olmaz” lafı geldi, kastettiği böyle bir şey miydi bilemiyorum. İngilizce okusam bu kadar rahatsız edermiydi bilmiyorum. Bu anlatım tarzı sadece bu hikayede var.

Siyah Taç Yaprakları: Keyifle okuduğum bir hikaye oldu yine hikaye süprizlerle dolu. Gül’ün intikamındaki anlatım tarzını bu hikayede kullanmamış klasik Moorcock anlatımı diyebilirim.

Fırtınayaratan Senaryo Taslağı: Senaryo aslında Elric ile ilgli değil ve Fırtınayaratan etkisiz eleman rolünde. Senaryo Ezeli Şampiyn hikayesinden uyarlanmış ya da tam tersi senaryo film olmayınca biraz değiştirip hikaye olarak uyarlanmış.

Robert Louis Stevenson - Dr. Jekyll ve Mr. Hyde’in Tuhaf Hikayesi (İş Kültür)
Kitabın ana konusu biliyordum ama nasıl hikayeleştirdiğini bilmiyordum, bu yüzden alıp okumak istedim. Konusunu bilmesen çok daha keyifli olacağını düşüyorum. Okumadıysanız arka kapak ve önsözü okumadan doğru kitaba başalyın önsözü son söz olarak okuyun derim. İş klasik kitaplara gelince hikaye içinde neler oladuğuna kadar bilgi verilebiliyor önzözlerde.

Şu an Khaled Hosseini’in Ve Dağlar Yankılandı kitabını okuyorum, okumayı zorlaştıran zaman atlamaları dışında gayet güzel gidiyor.

11 Beğeni

Melisa Kesmez - Nohut Oda

Uzun süredir öykü okumuyordum. Melisa Kesmez ile de yeni tanıştım. Bahsettiği detaylar, bakış açıları. Açıkcası iyi geldi. Yeni gideceği yayınevi hayatında da başarılar diliyorum kendisine. Türk edebiyatı açısından güzel şeyler vadediyor.

6 Beğeni

Geyikler, Annem ve Almanya-Nursel Duruel

Bu öykü kitabının methini sevdiğim birkaç yazardan duyup listeme eklemiştim. En sonunda alıp okuyabildim.

Son dönemde okuduğum en iyi Türk öyküleri bu kitaptaydı diyebilirim. Yazarın dilindeki ustalık, sıcaklık ve samimiyet okuru sarıp sarmalıyor. Kitaptaki sayfa sayısı çok olan öyküler nispeten daha küçük öykülerden çok daha güzeldi. Türk edebiyatından iyi öykü kitabı arayanlara rahatlıkla önerebilirim. Yazarın diğer öykü kitabı Yazılı Kaya’yı da listeme ekledim.

14 Beğeni

Maya Kitap Mitoloji Serisinden Dokuz Diyar’ı okudum.

Kitabın girişinde İskandinav mitlerinden ve kitaba ismini veren diyarlardan bahsediliyor. Aşağıdaki linkten bu konuyla ilgili bilgi alabilirsiniz.

Odin’in bilgelik için gözünü feda etmesi ile başlayan kitap; Loki’nin çocukları, ölülerin yargılandığı diyar, Baldur ve Loki sahneleri ile devam ediyor. Frey ve Gerd’in evlenmesi mevzusu, Baldur’un ölümü ve en son Ragnarök ile bitiyor. Kitabın sonunda ise karakterler ile ilgili bir sözlük de yer alıyor. Puanım 9.2/10.

Ekleyeceğim bazı videolar ile konuyu daha iyi anlayabilirsiniz.

Not: Bu kitabı okurken aynı anda Neil Gaiman’ın İskandinav Mitolojisi kitabını da okuyorum. Benzer konular anlatılmasına rağmen Neil Gaiman biraz daha hikayeleştirerek anlatmış. İki kitabı da beğendim. Onunla ilgili inceleme de yapacağım.

14 Beğeni

Bir god of war değil. :slight_smile:

Yok ben mübalağa yaptım. Oyunda şuan giriş yapıldı mitolojiye ama güzel işleniyor. :wink:

1 Beğeni