Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Sol Ayağım adlı kitabın filmini izledim sadece. Gayet sakin ve güze bir filmdi. Filmini de izlediyseniz film ve kitabı hakkındaki düşüncenizi öğrenebilir miyim?

1 Beğeni

Filmi izlemedim malesef ama kısa zaman önce trailerını görünce izlenecekler listeme eklemiştim. ilk başta kitabını okuyayım sonra izlerim diye düşündüm. genelde öyle yaparım çünkü. hem sol ayağım hem de çizgili pijamalı çocuk’un filmi varmış ikisini de en uygun zamanda izlemeyi düşünüyorum.

3 Beğeni

Peki teşekkür eder yine de. :slight_smile:

1 Beğeni

Sebastian Fitzek/Paket

Fitzek’in okuduğum ilk kitabıydı. "Tekrar"ın yanlış hali olan “tekrardan” kelimesi defalarca kullanılmış. Çeviride bundan başka gözüme herhangi bir hata çarpmadı.

Kitap oldukça akıcı ve sürükleyici, fakat yazar gerilimi kullanırken birtakım çakallıklara imza atmış. Bir bölümün sonunda gerilimi tırmandıran olayın aslında çok alakasız olduğunu bir sonraki bölümde anlıyoruz. Yani yazar sizi geriyor ama gerilimin altından bomboş bir şey çıkıyor. “Ben yalnızca gerilmek istiyorum, nasıl olduğu önemli değil” diyorsanız rahatsız olmazsınız.

Edebi yönü aşırı güçlü olmasa da kendini hissettiriyor. Bol betimlemeli, kendini tekrar tekrar okutturan cümlelerin olduğu başarılı metinlere alışıksanız biraz yavan gelebilir, ama zaten bu tarzdan sıkılıp akıcı ve yalın şeyler okumak niyetindeyseniz aradığınızı bu kitapta bulabilirsiniz. (Ben bu niyetle okudum. Hoşuma gitti, fakat aynı amaçla aldığım Kafes kitabını hem kurgu, hem de dil olarak daha başarılı bulduğumu ekleyeyim.)

Kısacası beklentiyi yüksek tutmazsanız akıcı ve heyecanlı bir roman.

11 Beğeni

Korku, S. Zweig
Zweig’ın yine çok severek okuduğum bir kitabı. Sanırım kitaplarının en sevdiğim yanı beni içine çekebilmesi. Hangi karakter olursa olsun ya da karakter bana ne kadar zıt olursa olsun hepsinde de kendimi o karakter gibi hissediyorum. Sanki olayları ben yaşıyorum. Korku ennsevdigim ikinci kitabı falan olabilir (Birinci Mecburiyet)

9 Beğeni

Amak-ı Hayal (İş Bankası Türk Klasikleri)

İş Kültür’ün Türk Klasikleri serisinde okuduğum 5. kitap çok uzun zamandır merak ettiğim, ama basan yayınevlerine bir türlü güvenemediğim için okumadığım Amak-ı Hayal oldu. Ya da günümüz Türkçesiyle söyleyecek olursak Hayalin Derinlikleri.

Bir yanda tasavvuf, diğer yanda var oluşçu felsefenin kendisi. Bu iki yaklaşım aynı eserde bir araya geliyor.

İş Bankası’nın bu baskısı bir nevi genişletilmiş baskı. Farklı zamanlarda tefrikaya gelen devam kurgularını ve sonrasında bu esere ek olarak gelen yazınları da kapsar nitelikte.

Raci adlı varlığını sorgulayan bir genç ile Aynalı Baba mahlaslı mezarlıklarda ikamet eden (kendisi yaşayan bir insan) bir alimin buluşmasını konu alan eser, Aynalı Baba’nın neyi eşliğinde çıktığı sayısız astral seyahat aracılığıyla fantastik bir hal alıyor.

Ben tasavvuf demiş olsam da işin içinde Budizm de, Zerdüştlük de. Hatta çok tanrılı olan pek inanış da bu seyahatlerin uğrak noktası. Örneğin, Roma mitolojisi bunlardan biri. Jüpiter ve diğer tanrıları görmek oldukça ilginç bir deneyimdi.

Raci kimi zaman da seyahatlerinde bir insan değil, hayvan da olabiliyor. Bu da bir diğer ilginç nokta.

Böyle bir eseri eleştirmek bana düşmez. Ben sadece şahsi açıdan kafamı kurcalayan bir noktaya değinmek istiyorum.

Raci ister insan olsun, ister hayvan her defasında toplumun önde gelenlerinden birinin ya da direkt kralının oğlu olarak o coğrafyada yer alıyor. Varlığın sorgulandığı bir eserde bunu yadırgadım doğrusu.

Eserin ek kısmında Aynalı Baba’nın kendi notlarını Raci’nin bize aktarışı yer alıyor ki bu noktada eser beni sıkmaya başladı. Belki modum o an bunun için uygun değildi, ancak Raci’nin astral seyahatleri ve sorulan sorularla aranılan cevaplardan sonra daha ders verir nitelikte bu yazılar ve öyküler bütünü beni kitaptan uzaklaştırdı.

Genele baktığımdaysa benim açımdan gerçekten ilginç bir deneyim, ciddi emeği okumak oldu. Tekrar ediyorum, bir tasavvuf eserinin bunca kültürüne dokunup onları da “dışlamadan” ya da “hor görmeden” aynı büyük sorunun bir parçası ve hatta cevabı yapmasından etkilendim.

İş Bankası’nın bu serisinde beni en heyecanlandıran ikinci eserdi Amak-ı Hayal. Verilen emeği takdir etmemek ne mümkün.

16 Beğeni

Mezarlik

Kitap: Mezarlık Kitabı
Özgün Ad: The Graveyard Book
Yazar: Neil Richard Gaiman
Yayın: İthaki
Baskı: 2019 Haziran, 6. basım
Çeviri: Evrim Öncül
Kapak Resmi: Nico Delort
Resimler: Dave McKean
Özgün Basım: 2008 Eylül, Büyük Britanya
Sayfa: 280

Dorian ailesinin bireyleri (anne, baba, yedi yaşında bir kız) Jack adlı birince kendi evlerinde öldürülür. Bu kıyımdan yalnızca bir buçuk yaşındaki en küçük aile bireyi kurtulur. Katilin açık bıraktığı kapıdan çıkan çocuk yakınlarda bulunan mezarlığa gelir. Mezarlıktaki ruhlardan, yaşarken hiç çocukları olmamış Bay ve Bayan Owens onu evlat edinirler. Ölülerle dirilerin arasındaki sınırda yaşayan, ne ölü ne de diri olan Silas ise çocuğun koruyuculuğunu üstlenir. Çocuğa “Nobody Owens” adı verilir, ancak daha çok "Nobody"nin kısaltması olarak “Bod” adıyla çağrılır… Kitabın devamında Bod’un yaşının ilerlemesiyle birlikte başından geçenlere tanık oluruz… Ayrıca Jack denen adam onu aramaktan vazgeçmemiştir…

Neil Gaiman’ın kaleminden yine güzel bir fantastik serüven… Kitabı beğendim. Ancak "Nobody"nin adı keşke Türkçe’ye çevrilerek “Hiçkimse” olarak yazılsaydı. Böyle yapılsaydı hem daha açıklayıcı olurdu, hem de ana karakteri daha da bizden biri yapardı, onunla özdeşleşmemize katkıda bulunurdu…

22 Beğeni

SİLO

Serinin ilk kitabı olan Silo kıyamet olarak nitelenebilecek bir olaydan sonraki yıllarda geçiyor. Silo içerisinde yaşayan insan grubu dış Dünya’dan habersiz ve Tanrı nın siloları yarattığını düşünüyor. Silo içerisindeki insanlar suçlu bulundukları zaman temizlik adı altında dışarıya ölüme gönderiliyor. Temizlik olayını açmak gereksizse bildiğimiz temizlik, dışarıda ki kameraları siliyorlar :sweat_smile:

Daha fazla detay vermeyip sizin okumanıza mani olmayayım zira kitapta pek fazla olay yok. Atmosfer olarak beğendim. Ama eksikleri vardı. Serinin devamını okur muyum? Kesinlikle okurum, hele ki 2. Kitap kıyamet diyebileceğimiz olayın nasıl geliştiğini anlatıyor. Bu sevindirdi beni çünkü ilk kitapta bunun hakkında çok ufak bilgi kırıntıları var, eksik kalıyor.

Monokl kalitesini beğendim. Çeviride ufak tefek sorunlar olsa da çok göze batmadı. Rahatlıkla alıp okuyabilirsiniz, okutuyor kendini. Bitiren birkaç arkadaştan tatmin edici bir sonla bittiğini öğrendim. Goodreads de 5 puan verdim arası olmadığı için ama gerçekçi puanım.

4,5/5

11 Beğeni

TÜR: SCIENCE FICTION, HARD SCIENCE FICTION, SHORT STORY COLLECTION

Arrival filminin esin kaynağı olan “Story of Your Life” ve 6 diğer kısa hikayeyi içeren 300 sayfalık bir derleme kitabı. Benim gibi pek fazla bilim kurgu okumamış insanlara bile öneririm. Fakat her detayın açıklanmasını veya kesin bir son görmeyi beklemeden okumanızı öneririm, çünkü asıl amaç okuyucuyu düşündürmek. İçindeki her hikaye aynı doyuruculukta olmasa da hepsi ilginçti. Konularını özetlemek gerekirse:

Tower of Babylon: İncil’deki Babil Kulesi’nden esinlenilmiş bir hikaye. Cennete ulaşmak için devasa bir kulenin inşa edilmesini anlatıyor.

Understand: Deneysel bir ilaç sonucu süperdahiye dönüşen bir adamın hikayesi. Asıl sorusu, bu zeka insanlık için mi kullanılmalı yoksa kendi bilgisini daha da ilerletmek için mi?

Division by Zero: 1=2’yi kanıtlayan bir matematikçinin, bunun sonucu olarak ulaştığı “Matematik anlamsızdır.” sonucuyla başa çıkmaya çalışmasıyla ilgili bir hikaye.

Story of Your Life: Dünyaya inen uzaylılarla iletişim kurmakla görevlendirilmiş bir fizikçi ve bir dil bilimcinin hayatının nasıl değiştiğini konu alıyor.

Seventy-Two Letters: Robotiğin 1800’lerde geliştiği bu dünyada insanlar 5 yıl içinde nesillerinin artık üreyemeyeceğini keşfediyor. Sanayi Devrimi’nin neden olduğu sosyal sorunlar, yapay zeka ve tüp bebek gibi alakasız görünen konulara değinen bir hikaye.

Hell is the Absence of God: Tanrı’nın varlığının kanıtlandığı, meleklerin yeryüzüne ziyaretlerinin insanları hayatını değiştirdiği bir dünyada geçiyor. Yine böyle bir ziyaret sonucunda eşini kaybeden bir adamın cennete girmek için Tanrı’yı sevme çabalarına tanık oluyoruz.

Liking What You See: İnsanların güzel yüzleri çirkinlerden ayırt edememesine sebep olan bir çip geliştiriliyor. Bu çipin toplumun farklı kesiminden insanları nasıl etkilediğini okuyoruz. Sosyoloji üzerine güzel bir eser.

Bu hikayelerden özellikle “Story of Your life”, “Hell is the Absence of God” ve “Liking What You see” en hoşuma gidenleri oldu. Exhalation başlıklı ikinci derlemesini de mutlaka okuyacağım.

Türkçe’ye de Geliş başlığıyla M. İhsan Tatari tarafından çevrilmiş.

14 Beğeni

Bu kitabı çol beğenerek okumuştum. Ufuk açıcı ve üzerinde bolca düşünülesi öyküler. Dili de çok iyi yazarın. Umarım diğer öyküleri de çevrilir.

2 Beğeni

Exhalation Bu çevirilecekmiş. Yayınevine sordum

7 Beğeni

Güzel haber. Umarım en kısa sürede ve yine iyi bir çeviriyle gelir.

4 Beğeni

6 posts were merged into an existing topic: Rıhtım Kamarası

İthaki Bilim Kurgu Klasiklerindeki 3. kitap olan Maymunlar Gezegeni’ni okudum.

Okunması oldukça kolay olan olan bu kitabı 1 günde bitirdim. Çok akıcı bir şekilde ilerlediği için hiç sıkılmadan okudum. İnsan-hayvan ilişkilerini sorgulatan, onlarla empati yapmamız gerektiren güzel bir kitap. Kitabın editörlüğünde ufak tefek hatalar olmuş ama okumayı zorlaştırmadığı için problem yapmadım. Ayrıca bu kitap beni, ismini çok duyduğum ama hiç izlemediğim Maymunlar Cehennemi film serisini izlemeye teşvik etti. Bakalım filmleri nasılmış?

Kitabın konusuna gelecek olursak; insanlığın uzak galaksilere seyahat edebildiği bir dönemde 3 baş karakterimiz - gazeteci Ulysse Mérou, hayatını bu çalışmalara adayan Profesör Antelle ve genç fizikçi Arthur Levain - Betelguese sistemindeki adına Soror (kız kardeş) diyecekleri Dünya’ya tıpa tıp benzeyen bir gezegene inerler ama işler umdukları gibi gitmez. Burada ekosistem yer değiştirmiştir. Avcılar av, avlar avcı olmuştur. Bunu fark ettiklerinde çok geç oluyor. İlk saldırıda bir kayıp veriyorlar. Nova adlı vahşi bir kadın ile tanışan Ulysse’nin hayatı değişiyor. Tutsaklık, sonra kahramanlık vs. derken bir gün kaçma fırsatı buluyor ve kendisi, Nova ve bebekleri ile Dünya’ya geliyorlar ama bir kötü sürpriz onları bekliyor.

Daha fazla konudan bahsedip zevkini kaçırmayayım. Film serilerine aşina olan insanların okuduğu bir kitaptır bana kalırsa. Okumayanlara da okumalarını tavsiye ederim. Puanım 9.8/10.

14 Beğeni

Ernest Cline - Başlat’ ı bitirdim. Heyecanlı ve akıcıydı. Okurken sonunu az çok tahmin edebiliyordunuz ama asıl merak konusu oraya nasıl gidileceğiydi. Sıkılmadan okudum ve bitirdim. Okurken kendimi bariz bir şekilde Amerikan filminde hissettim. Beni en çok gülümseten şey ise kitabın arka kapağındaki yuvarlağın içine ‘’… Başlat bir bilimkurgu zirvesi’’ yazmasıydı. Ben de ‘‘Oldu canım daha neler’’ diyerek biten kitabı rafa koydum. :smiley: :smiley: :smiley:

5 Beğeni

Filmi de güzeldir. Özellikle Charlton Heston’un başrolünü oynadığı ilk yapıt

4 Beğeni

Kitabın finali beni çok etkilemişti. Sizi de etkiledi mi acaba merak ediyorum. :smiley:

5 Beğeni

Sonu benim de hoşuma gitmişti. O ana kadar 10 üzerinden 7.5 verecekken 9 olmuştu gözümde.

4 Beğeni

Finaline kadar herşey iyiyken bir anda ben ne okuduma geldim inanın ki. Bir iki gün etkisinden kurtulamamıştım. Hiç öyle bir final bekliyordum.

8 Beğeni

Okumayanlar için spoiler içine alsanız daha iyi olur. Bu arada ben de finalini çok beğenmiştim :slightly_smiling_face:

1 Beğeni