Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Toz Gibi Yıldızlar’ı okudum. Bana ne kattı, pek az şey, yazarın adı olmasa tercih edip alınacak bir kitaptan çok uzak. Ama külliyata önem veriyorsanız gerekli. Neyse ki hakkındaki yorumları okuyup beklentimi sıfıra indirmiştim. Asimov’a bu kitapla başlarsanız yazarın diğer kitaplarını takip etmezsiniz ve çok şey kaçırırsınız. Bu kitabı Sonsuzluğun Sonu kitabın hemen ardından okudum, o kitabın sonu ve bu kitabın başı birbiriyle uyum sağlıyor. Gerekli demiyorum ama böyle okumak daha verimli ve zevki artıran bir unsur oldu.

Düzenleme: yazı karakterleri fazla büyük satır aralıkları fazla genişti kitabın dizgisi çorba gibiydi bana göre.

3 Beğeni

Öncelikle rıhtımı uzun süredir takip etsem de foruma daha yeni kayıt oldum. Herkese merhaba :upside_down_face:

Uzun zamandır okumak istediğim ve İthaki tekrar basana kadar okuma fırsatı bulamadığım vakıf serisinin ilk
üç kitabını bugün bitirdim. 1940’lı yılların ikinci yarısında yazdığı hikayeleri 1951-53 arası kitaplaştırdığını ve aradan çok uzun süre geçince hayranların çoğalmasıyla ve artan baskı sebebiyle (bence teklif edilen miktarın artması sebebiyle) 1980’li yıllardan itibaren seriye ait yeni kitapları yazdığı bir çok kişi biliyor. Bu sebeple başı ve sonu olan geleceğin tarihinden muhteşem kesitler okudum. ilk kitabın (Vakıf) sonunda ve vakıf ve imparatorluğun ilk hikayesinde tamam çok güzel ama bu ne saçmalık kitap boyunca kimsenin müdahalesi olmadan ve hiç birşey yapmayıp hep pasif kalarak kazanacaklar mı demeden edemedim. Neyse ki öyle değilmiş ve için içinden derin devlet çıktı. Herşeyin plan dahilinde olması küçük zeki bir kızın evreni kurtarmasından çok daha mantıklı ve keyif verici :slight_smile:

Kitabı okurken en sinir olduğum şey baskı düzenindeki hatalardı. Vakıf ve İmparatorluk’ta adamlar yeni hikayeye geçtiklerini velirten o sayfayı koymamışlar. sadece büyük puntolarla Katır yazacaksın koskoca sayfa nasıl gözden kaçar aklım almıyor. Hikayeyi numaralandırmaya da dümdüz devam etmişler. İkinci Vakıfta da hikaye isimlerinin bulundu sayfayı eklemeyi akıl etmişler ancak yeni başlayan hikaye 1’den başlamak yerine 7’den başlıyor. diyeceksiniz belki öyle karar vermişlerdir o zaman neden ilk kitapta o şekilde değil. Bir de İkinci Vakıf’ın sonlarına yazım hatalarının arttığını hissettim. Bir de son olarak aklıma gelen çevirmen değiştikçe sanki üslup da biraz değişti gibi hisstettim. Benim çevirmen isimlerini görünce oluşturduğum bir ön yargı da olabilir tabi. Keşke geç çıkarsalar da doğru düzgün hatasıza yakın muhteşem kitaplar görsek. Burada sözüm İthaki’ye tabi ki.

Bu arada bence çok güzel kapaklar bu aşağıda yüklediğim. Keşke üçü olsaydı dedim ama Vakıf ve İmparatorluğu okuyunca farkettim ki Katırın bulunduğu kapak basbayağı spoiler. Kitapta soytarıyı tarif ettiği andan itibaren anlıyorsun katır olduğunu. Belki de ben Micheal Whelan’ın sitesine bakıp kapağın altında koskoca MULE yazdığı için de farketmiş olabilirim. Ama yine keşke bunlar olsaydı. En azından Vakıf ve İmparatorluk’un kapağında uzay gemisi varken İkinci Vakıf için daha başka kapak seçseydiniz.

Muhtemelen bir gün İngilizce olarak da okuyacağım. kitap okuyucu alınca veya kitapları uygun fiyata bulabildiğim bir anda.

6 Beğeni

Jules Verne’nin Doktor Ox’un Deneyi adlı kitabı okudum.

Bol bol komedi unsurlarının olduğu kitap kimya bilimi ile yoğurulmuş ve ortaya harika bir eser çıkmış. Eser, kurgusal bir kasaba olan Quiquendone’da (bakmadan yazılamayan kent ismi yapmışlar) gerçekleşiyor. Bu kasaba son derece sessiz, vatandaşlarının tartışmadığı hatta bu yüzden polislik kadrosunun kaldırılacağı fakat üşengeçlikten kaldırılmayan, hayvanların bile sessiz olduğu şirin bir kasaba. Vatandaşların nabzı 50’yi geçmiyor. Her şey çok yavaş ilerliyor. Tiyatro eserleri bile günlerce sürüyor bu yüzden.

Bu kadar sakin olan kent nasıl mı çileden çıkar? Bir gün Doktor Ox ve asistanı kente gelip kentin aydınlatılmasını ve ücreti kendisinin karşılayacağını söyler. Başkan öneriyi kabul eder ve çalışmalar başlar. Çalışmalar ilerledikçe kent, Teksas kasabalarına döner. Tartışmalar, kavgalar ve düelolar başlar. En son artık iş savaşa varır. Yüzyıllar önce olan tarlaya inek girdi mevzusu yüzünden karşı kente savaş açarlar. Bu sırada Doktor Ox’un fabrikası patlar ve Doktor ile asistanı kaçarlar. Şehir ise eski haline döner.

Patlamanın nedenini ve insanların neden çileden çıktığını yazarsam keyfiniz kaçar o yüzden yazmayacağım. Komedinin bol olduğu bu kitabı okuyun derim.

Not : Doktorun soyadı ile asistanın soyadına dikkatli bakın derim :slight_smile:

5 Beğeni

Alfred Bester - Kaplan! Kaplan!

Sonlarına doğru geliyorum. Konusuna dahi bakmadan okumaya başldığım bir romandı. Bilimurgu Klasikleri Serisi yine beni şaşırtmadı, bunu da çok beğendim. Günümüzde gördüğümüz bilimkurgu yapıtlarının birçoğunun ilham kaynağı buymuş.

9 Beğeni

Ursula Guin - En Uzak Sahil bitti. Aksiyondan az da olsa yoksundu ve çok durgun bitti. İnşallah TEHANU böyle değildir. :smiley:

3 Beğeni

Tehanu serinin en az aksiyonlu kitabı.

4 Beğeni

Umarım seri sonuna kadar devam edebilirim öyleyse. :smiley:

3 Beğeni

Az önce Uzaktan Kumandalı Kız’ı bitirdim. Yazarın kullandığı üslubu hiç beğenmedim. Ayrıca hikaye biraz daha uzun anlatılabilirmiş. Yine de oldukça değişik bir distopyaydı.

3 Beğeni

İthaki Bilimkurgu klasiklerinden Frankenstein’ı okudum.Çok beğendim.Hep filmlerde görüyordum.Biraz hikayeyi biliyordum ama fazlası varmış.200 yıllık bir baş yapıt.

4 Beğeni

James Tiptree Jr. - Uzaktan Kumandalı Kız

Ursula Le Guin’in önsözü ile 70 sayfalık kısa bir hikaye… Alice Bradley’in anlatımı çok farklı geldi. Doğru tabiri bu mudur bilmiyorum ama dördüncü duvarı yıkan bir üslubu var. Benim hoşuma gitti. Kitabın başından sonuna bir Ghost In The Shell atmosferi canlandı zihnimde. Sonuç olarak beğendiğim bir kitap oldu.

Düzenleme : 1998 Yapımı kısa bir TV filmide mevcut. Youtube’da bulabilirsiniz.

6 Beğeni

sineklerin tanrısı, malesef mina urgan eski dile uygun bir çeviri yapmış, bazı reaksiyonlar özellike “yuha” kısmı kitaptan koparıyor. kitap bazı yerlerde mükemmel edebiyat yapmasına rağmen bazı yerlerde “gitti, geldi, şu oldu , bu oldu” gibi basitliğe kaçıyor. kitabı okurken sürekli dikkatim bozuldu benden kaynaklanıyor da olabilir.

3 Beğeni

John Milton - Kayıp Cennet

Yıllardır ha şimdi ha sonra derken nihayet alıp okumaya başlayabildim. Şeytan hiç bu kadar karizmatik, idealist ve güçlü anlatılmamıştır heralde.

3 Beğeni

Korku (Stefan Zweig) adlı kitabı okudum. Kitaba ismini veren bu duyguyu Zweig abimiz enfes işlemiş. Kitabı okurken sizin içinizde de bir korku kaplıyor. 70 sayfa ama okurken bitmesini istemiyorsunuz.

Konusuna gelirsek; mutlu bir evliliği olmasına rağmen bir anlık bir heyecan ile genç piyanist ile ilişkisi başlayan Irene Wagner karakterini anlatıyor. Aldattığının ortaya çıkacak olma korkusu karakterimizi içten içe kemiriyor.

1-2 saatte bitebilecek güzel bir kitap. Okumanızı tavsiye ederim.

7 Beğeni

Dediğiniz gibi o bize yaşattığı korkuyla okurken her kurgu eserlere yapmaya çalıştığım gibi sonucu bulmaya çalışmamıştım. O yüzden şaşırtıcıydı da bir yandan. eşinin karşılayışına da hayran kaldım

5 Beğeni

Sislerin Vampire-Christie Golden

İki yüz sayfa okudum, şu an hikayenin ta başındaki amaç için hala doğru düzgün bir gelişme olmadı.

Jander intikam için Barovia’ya gitti ve nereden baksak 150 sayfadır Strahd ile ev arkadaşlıklarını okuyorum.

Kurguda zaman hızlı akıyor. Seneler, günler gibi harcandı gitti. Kitabın başında Sasha yoktu, doğdu, 30 yaşına geldi.

Okuduğum kadarıyla oldukça memnunum gidişattan, evrenle tanıştım öncelikle. Jander Sunstar çok güzel bir karakter, kitabın dili gayet akıcı. Günde 50 sayfa okumadan bırakmıyorum, kitap bıraktırmıyor da kendini.

Çeviriyi de beğendim, çok nadiren garipsediğim yerler oldu. Mesela:

“Yaşamımı kurtardı.” Bu cümle dikkatimi çekti. Hayatımı kurtardı, yerine bu cümle tercih edilmiş ve sürekli bu şekilde kullanılmış. Orijinal haline bakmadım kitabın o yüzden neden böyle bir tercihte bulunmuş çevirmen bilmiyorum. Kulak kaşındırıyor azcık: “Yaşamımı kurtardı.”

“Sayın Bayan,” gibi yine garip çeviri ile karşılaştım. Jander zarif ve nazik biri ama bu çeviri eğreti geldi bana. Duman şarkısı gibi :smiley:

4 Beğeni

Maymunlar Gezegeni’ni okudum. Kısa sürede okuyup bitirdiğim ilk kitap. O ne finaldi öyle! Hala okumayan varsa öneririm. :slight_smile:

5 Beğeni

Ayrıntı bilimkurgu serisinden çıkan , John Shirley’in Yeni Tabuları’nı okudum. Kitap bir uzun öykü, iki kisa makale ve bir röportajdan oluşuyor. Öyküye bayıldım. Hatta birkaç yerde beni dehşete düşürdü. Makaleler oldukça güncel ve bilgi verici. Röportaj ise çok eğlenceliydi. Kısacası kitaba bayıldım. Herkese tavsiye ederim. Bilimkurgu sevmeyenler dahil.

6 Beğeni

Uzayda Piknik - İlk başlarda sıkıcı geldi fakat haksızlık edip yarıda bırakmayarak iyi etmişim. :slight_smile: Bakalım devamı neler gösterecek.

3 Beğeni

Bir ara elime alıp kasaya doğru yönelip tekrar vazgeçip almadığım bir kitap. Hata etmişim gibi geldi bu yorumunuzu görünce. :slight_smile:

3 Beğeni

Maya Kitap etiketiyle çıkan Kızılderili Masalları’nı okudum. Gayet güzel bir baskı, yeterli bir çeviri ve iyi bir editörlükle yayınlamışlar kitabı. Masal sevenlerin beğeneceğini düşünüyorum. İçinde vasat olduğu kadar güzel masallar da var.

3 Beğeni