Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Bende yıllardır bu tür beklentiler içindeyim. Daha tam anlamıyla Conan külliyati yayınlanmadi. Oysa ayrica bir çizgi roman arşivcisi olarakta, R.E.Howard öyküleri sadece düz metin okuyucuları için değil, grafik roman okuyucuları içinde merakla beklenen yayınlardan. Hep hayalim deri ciltli kalın açıklamalı bir Conan eseri. Büyük olasılıkla yayıncı öyküleri üçe dörde bölüp yine maddi kazanım peşine düşecek. Conan harici öykülerin ise yayinlanmasi rüya gibi geliyor. O kadar gereksiz kitap basılıyor ki hayretle neden bu kadar geç kalındı üzülerek izliyorum.

3 Beğeni

Hitchcock ve Truffaut

Yaklaşık 1 hafta önce bitirdim. Bence film izleyen herkesin okuması gereken bir kitap. Hitchcock’un ilk filminden son filmine kadar herşeyi soruyor Truffaut. Hitchcock sinemanın sesiz döneminde film çekmeye başlayan ve ses ve rengin sinemaya eklendiği devrimleri yaşayıp film çekmiş bir usta. Ben okurken çok keyif aldım. Ama kitabı okumadan önce Hitchcock’un belli başlı kült olmuş eserlerini izlemekte fayda var ama izlemesenizde çok sorun değil bence. Kitapla ilgili tek sinirimi bozan kısım kitapta satır sonlarında yarım kalan kelimenin hecelemeye uymaması. Mesela;
Benim filmlerim past-
adan bir dilimdir.
Yukarıdaki gibi çok hata var kitapta ve sinir bozuyor.

Kırlangıç Çığlığı

Ahmet Ümit’in okuduğum ilk kitabı. Aslında bu şeref Elveda Güzel Vatanım’a ait olacaktı ama D&R da indirim vardı ve kitapçıda Elveda Güzel Vatanım kalmamıştı. Ben de Cesur Yeni Dünya ve Kırlangıç Çığlığı’nı aldım. Kitap kendini okutuyor sürükleyici ama sonunu ben pek beğenmedim. Bir de durup dururken siyasilere laf sokup sosyal mesaj veriyor. Sonuna kadar haklı ama bence biraz gereksiz kalmış. Kitap temelde çocuk tacizi, göçmen sorunu (suriyeli göçmenler) ve organ kaçakçılığı temeline yerleştirilmiş. Başlarda ne alaka suriyeliler şimdi dedim ancak sonunda iyi bağladı sadece…

Burada nal gibi sürpriz bozan var.

hikayenin sonunda körebe taklitçilerinin yakalanması ile bitmesini isterdim. Emekli komiser ve yardımcısı yakalanıp körebenin hala giz kaldığı bir son beni daha çok mutlu ederdi. Bu şekilde tamamen rastgele farketti baskomiser Nevzat gerçek körebenin kimliğini. Sonu yine iyidi ve Savcı Nadir’in körebe oduğuna dair sadece bir yerde yarım yamalak bir ipucu vardı. Her şey tesadüfler üzerineydi. En azından Nadir bu davaya atanmak için uğraştığını falan söyleseydi. Ben katilin yakalanış anında daha bir aksiyon ve epiklik bekliyordum ama finali fena değildi.

Nezat’ın hikayesi biraz daha deşilecek zannettim. Çok yüzeysel kaldı ama bu Nevzat’ın geçtiği 6. Kitapmış. Belkide Nevzat, Ali ve Zeynep’in hikayesi önceki kitaplarda daha derinleşmiştir. Yoksa bu haliyle çok yüzeysel. Bir de başkomiser neden ortayaşlı teyzeler gibi Aliciğim Zeynepciğim diyor onu anlamadım. Her şey çok sade kitabın dilinde ama Nevzat’ın tahminimce yaşlı olduğu gelmiş yazarın aklına ve araya kısmen eski birkaç kelime sıkıştırıvermiş onun dışında diyalogların da bir kişiliği yok gibi geldi bana herkes aynı tip konuşuyor çoğunlukla sanki, ama sürükleyici ve üç günde bitirtti bana kendini Kırlangıç Çığlığı.

4 Beğeni

Isaac Asimov - Vakıf , uzayda geçmesi dışında herhangi bir farklı unsur barındırmıyor. Beklediğim gibi bir kitap değildi şahsen.

3 Beğeni

Yüzyılın En İyi Bilimkurgu Öyküleri - Scott Orson

Ofiste boş zamanlarımda birer birer okuyarak yaklaşık 3 ayda bitirdim. Çok güzel öyküler olmasına rağmen kimilerine de tam kaptıramadım kendimi. Genellikle uzun olan öyküler daha çok hoşuma gitti. Bazı öyküler tam Black Mirror bölümü olacak cinsten.

Bülbülü Öldürmek - Harper Lee

Bayadır okumak istediğim bir kitaptı artık klasikleşmiş sayılmasından ötürü. Samimi, yalıni akıcı bir dili olduğundan kolay okunuyor. Amerikan taşralarında ki hikayeleri hep sevmiş olduğumdan hoşuma gitti. Ancak işte bu tam bir klasik diyebileceğim bir roman değil. Biraz abartılı ve filmine borçlu olduğu bir üne sahip olduğunu düşünüyorum. Bir arkadaşımsa bu kitabın Amerika’da basılan ilk defa ciltsiz- karton kapaklı kitap olmasından dolayı çok fazla satmış olduğunu söylemişti fiyat düşüklüğünden ancak ne kadar doğru bilmiyorum.

8 Beğeni

Küçük Şeyler’i okudum.

Türk edebiyatında modern anlamda hikayenin ilk örneklerinin olduğu güzel bir kitap. Kitapta yer alan 7 hikayenin (toplamda 9 hikaye) ortak noktası düş kırıklığıdır. Bu durumlar “Küçük Şeyler” olarak başlıyor ve hikayede zamanla karakterlerin önemli sorunları oluyor. Kitaptaki bir hikaye ise (Arlezyalı) Alphonse Daudet’in L’Arlesienne hikayesinin çevirisidir.

Bazı kişilerin hoşuna gitmeyecek olsa da (hikayeler kısa olduğu için) okunması gereken güzel bir kitap.

3 Beğeni

Blake Crouch - Karanlık Madde

Şimdiki zaman kalıbı kullanılarak yapılan anlatım diline ilk başlarda ısınamasamda hikaye son derece akıcı, tempolu ve sürükleyici olduğundan alıştım sayılır. Şimdilik gayet güzel ilerliyor.

Düzenleme : Kitabı bitirdim. Bu sene içinde, Robert Charles Wilson - Dönüş ve Alfred Bester - Kaplan! Kaplan! romanlarından sonra konusu hakkında en ufak bir bilgi sahibi olmadan başlayıp aşık olduğum 3. bilimkurgu romanı oldu.

“çünkü olabilecek ve olanlar
hep var olan belli bir sonu gösterir.
ayak sesleri yankılanır bellekte,
seçmediğimiz yoldan gelen
açmadığımız kapıya doğru giden.”

“başka tercihler yapmış olsa, hayatının neye benzeyeceğini merak edenler için.”

5 Beğeni

VATAN VE FÜHRER İÇİN
2.Dünya Savaşı’nın en nefret edilen askeri birliği olan SS birliğinden bir askerin anıları olan bu kitap Erwin Bartmann’ın hayatını anlatıyor.Gayet akıcı olan bu kitabı 2.Dünya Savaşı meraklılarına öneririm.

Hitler’in Alman gençlerinde yartamış olduğu izlenim,savaşın acımasız gerçekliği,Sovyetlerin gerçek yüzlerini ve Almanların neden Hitler’in peşinden takıldığı gibi gerçeklerini öğrenebileceğiniz bir anı kitabı.

5 Beğeni

Otomatik Piyano

Eleştirmek ne haddime. :slight_smile: Harika ilerliyor olaylar.

3 Beğeni

Wilbur Smith - Yedinci Papirüs (Mısır Serisi #2)

İlk kitaptan 4000 yıl sonra geçiyor :smile: İlk kitapta bahsi geçen bir firavun mezarını arayan maceracıların hikayesi anlatılıyor. Çok çok iyi olmasada güzel ilerliyor.

3 Beğeni

Clive Barker-Lanetlenme Oyunu

Uzun zamandır beni bu kadar içine çeken sürükleyici ve de edebi bir eser okumamıştım. Clive Barker’ın yıllar önce Kan Kitapları -2 adlı öykü derlemesiyle Kabal adındaki romanını okumuş, beğenmiş fakat içeriğindeki aşırı şiddet ve cinsellik sahneleri yüzünden yazarın başka bir kitabını elime almamıştım. Ta ki Lanetlenme Oyunu’na dek. İki günde 488 sayfalık kitabı bitirdim. (Gözlerim isyan halinde:)). Bu kitapta da oldukça fazla mide kaldıran dehşet sahneleri vardı. (Ki dehşet sahnelerini severim, gerektiği yerde. Ama Clive Barker sanki şeytanın kendisiymişçesine yazıyor bazı sahneleri, aşırının aşırısı)Yine de okuduğuma çok mutluyum. Konusu, anlatımı, çevirisiyle harika bir korku romanıydı. Korku romanı sevenler, hatta geniş anlamıyla fantastik roman severler bunu okuyabilir.

4 Beğeni

Sitemizde de duyurulan "Rum Doodle Tırmanışı"nı okuyorum.

Bana Douglas Adams’ı hatırlatan farklı bir mizahı var. Bir dağ tırmanış günlüğünün parodisi gibi. Ekibin lideri başlarından geçen olayları anlatıyor. Ekip liderinin absürtlüğe varan saflığı ve buna bağlı olarak olaylara bakış açısı çok komik.

5 Beğeni

Karanlık Kitaplık serisinden Dracula’yı okudum.

Normalde bu kalınlıktaki bir kitabı 4 bilemedin 5 günde bitiririm ama hastalık, iş başvurusu, bayram ve aileden birinin nişanı girince tam 20 günde bitirdim. Kitap için yorumuma gelirsek keşke bir o kadar sayfa daha yazılsaydı diyorum. Kitabın konusundan bahsetmeye gerek yok sanırım. Son yorumum, bu kitap 100 yıl geçse yine okunacak harika bir eser. Okuyun kesinlikle.

Not: Kitabı okuduktan sonra Drakula İstanbul’da (1953) filmini izleyin derim. Vampir dişlerinin kullanıldığı ilk film olarak bahsediliyor. Zamanın şartlarına göre güzel bir film.

3 Beğeni

En son Can yayınlarının Yabancı kitabını okudum, daha önce İngilizcesini okumuştum. Kitap yamuk basılmıştı. Çevirinin anlatımında yer yer anlam kopuklukları vardı mesela bir yerde şimdiki zamanla yazılmışken bir yerde geçmiş zaman kullanılmıştı. (Belki bana batmıştır ve ben yanlış biliyorumdur, bu yüzden bu konuda pek yorumum yok.) Kitap genel olarak güzeldi.

Şuanda Game Of Thrones’un ilk kitabını okuyorum, diziyi çok az izledim. Diziyle kitabı beraber götüreceğim. Yine de çeviriyi çok sakıncalı buldum. İnsanlar İngilizcesindeki betimlemelerin iyi aktarılmadıklarını yazmış, ben ingilizcesini okumadığım için karşılaştırma yapamam ama bence betimlemeler iyiydi. Yine de Jon Snow’u neden Jon Kar olarak çevirir ki bir insan anlayamadım? Yani Jon The Snow, ya da Alexander The Great olsa falan anlarım. Kitapta da dediği gibi Snow başka kadınlardan olan çocuklara(Kaba tabirle yazacağım ama burada yazmak istemedim ehehhehe) verilen bir “soyadı”. Bu durumda adı Jon, soyadı Snow.

Ayrıca kitap çok ama çok hoşuma gitti, anlatım tarzı falan dizisinden çok daha iyi diyebilirim. Sonuçta dizi ve filmlerde siz yönetmenin kitapta gördüğü şeyleri izliyorsunuz ama burada kendinizin görebileceği bir çok ayrıntı var. Doğası gereği filmlerde ya da dizilerde ekrana aktarılamayacak, olayları daha çarpıcı kılan ayrıntılar da var elbette. Örnek verecektim ama vazgeçtim spoiler olmasın diye ehehehe, diyeceğim şudur ki, kitabı mutlaka okuyun. Eğer dizide yüzünüze tokat atılıyorsa, kitapta o tokat yumruk oluyor. Öyle ayrıntılar var ki…

2 Beğeni

Snow’un Kar olarak çevrilmesindeki mantık kitaptaki diğer piç soy isimlerini gördüyseniz mantığa kavuşur. Stark’lar kuzeydedir, soğuk bölgededirler, o yüzden Kar olarak isimlendirilmiş. Vadi ise kayalık bir mekandır, orada da Stone olarak kullanılmış, bunun da çevirisi Taş’tır, çevrilmesi de doğrudur. Nehirova’da da Nehir soy ismi, Dorne’da da çöl iklimi gibi bir iklimi olduğu için Kum(Sand) kullanılıyor. Nedir yani bu “niye çeviriyorsunuz Snow’u” olayı millette anlamış değilim şahsen.

4 Beğeni

Vakıf’ın ilk kitabında her ne kadar zorlansam, karakterleri hatırlamaya çalışıp olay örgüsünü birleştirmek de oldukça güç olsa da, ikinci kitapta kitabı yakaladım ve yaptığı kader eleştirisi (psikotarih) hoşuma gitti.

2 Beğeni

“Nedir yani bu “niye çeviriyorsunuz Snow’u” olayı millette anlamış değilim şahsen.” Hitab ediş şeklinizden hoşlanmadığım için bu cevabı size değil de, sizinle aynı fikirde bulunan diğer insanlara genel olarak yazıyorum. Bu sizin de söylediğiniz gibi “Soy İsmi”. Soy isimlerinin çevriliyor oluşu şahsen benim ve benimle birlikte birçok kişinin daha hoşuna gitmemiş. Hikayenin diğer tarafları için de aynı durum geçerliyse muhtemelen onlar da beni rahatsız edecekler. Herkesin kendi görüşü kendine, bu konuda bir kural var mı, merak ettiğim şey de bu. Eğer bu bir kuralsa böyle kabul edeceğim artık (Bu özellikteki soy isimlerinin çevirilmesi).

5 Beğeni

Necip MAHFUZ - Cebevali Sokağı’nın Çocukları
Semavi dinlerin peygamberlerini bir vakıf ve onun çocukları aracılığıyla anlatığı bu kitabın yayınlanması yasaklanmış ve yazarı saldırıya uğramıştır. Geçte olsa bu güzel kitabı okuyabilmek çok güzel.10/10

‘’ Gecenin ardından gün nasıl doğuyorsa Adaletsizlik de bir gün son bulacaktır. Zorbalığın ölümünü de göreceğiz, ışığın ve mucizelerin doğuşunu da.’’

2 Beğeni

Okumakta geç kalmış olsam da Od’ u okuyorum. Başta odaklanma sorunu yaşadım ama kitap ilerledikçe daha bir sardı. Yazarın üslubunu etkileyici ve başarılı buluyorum. Dönemin sıkıntısı, tehlikeleri, halkın yaşamı iyi yansıtılmış. Yine de kafama yerleşen, Trt’ de yayınlanan Yunus Emre karakteri kitaptaki karakterin önüne geçiyor benim açımdan. Onu daha bir benimsemişim.

Kitabın sonu nereye varacak bakalım. Şimdiden benim için değerli kitaplar arasında yerini aldı.

6 Beğeni

Sissoylu-Son İmparatorluk. Fantastik severlerin kesinlikle kaçırmaması gereken bir kitap.Kitap kalın, büyük ve küçük yazılı diye gözünüz korkmasın kendini öyle bir okutuyor ki anlamıyorsunuz bile.Su gibi akıp gidiyor.Her bir satırı ilmek ilmek işlenmiş şahaser.

3 Beğeni

Arthur C. Clarke - Çocukluğun Sonu

Yeni bitirdim. Tüylerim diken diken. Okuduğum en iyi bilimkurgu romanlarından biriydi. En iyisi bile olabilir.

12 Beğeni