Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Benim elimde bulunanda Say Yayınlarının baskısı. Fakat bundan önceki İnkilap Kitabevinin baskısının çevirisinide bu şarlatan yapmış. Say Yayınları malesef baştan bir çeviri yaptırmamış.

2 Beğeni

Çevirmenlik gibi bir meslekte nitelikten çok niceliğe bakması zaten kalitesizliğini belli ediyor. Ekşi sözlükte de şöyle bir başlık açılmıştı: 19 temmuz 2017 bilgi yayınevi rezaleti - ekşi sözlük

6 Beğeni

Çocukluğun Sonu’nun sonunda ağlayacaktım az kalsın. Çok duygu yüklü geldi bana. Son bölümlerin tasviri muazzamdı, bütün atmosferi ve çaresizliği hissettim.

Tam istediğim tarzda bir bilim kurgu romanıydı. Okuduğum İthaki bilim kurgu klasikleri arasında Kaplan! Kaplan! ile birlikte en sevdiğim kitap bu oldu diyebilirim.

Sırf bilim kurgu olduğu için bilmem neyin bilmem ne kalkanları devrede mi şeklinde ne olduğu kafada canlandırılamayan anlamsız betimlemeler olmaması çok hoşuma gitti.

13 Beğeni

Kargalar Meclisi’ni okuyorum. Cam Şato ya da Dikenler ve Güller Sarayı gibi fazla abartılmış ama fos olan genç yetişkin fantastik romanlarından bin kat daha iyi. Hafif bir Sissoylu tadı var, kurulan evren oldukça sağlam ve hoş.

4 Beğeni

Ben Robot - Isaac Asimov

Lise de ingilizcesini okumuştum.O zaman da çok beğenmiştim. Sayfalar su gibi akıp gitti. Her öykü kendi içinde güzeldi. Polisiye tadı da mevcut bazı öykülerde.Bilimkurguyu sevdirmeye çalıştığınız insanlar için güzel bir giriş kitabı olur. Kardeşime okutucam bu kitabı.

Vahşi Kızlar - Ursula Le Guin

Güzel bir öykü, ardından bir makalesi, bir kaç şiiri ve bir röportajı yer alıyor kitapta. Öykü Ursula Le Guin’e yakışır şekilde güzel. Sınıfsal farklılıklar ve bunların acımasızlıkları kadın karakter gözünden izliyoruz. Distopya gibi geldi bana. Röportaj ise ne zaman yapıldı bilmiyorum ama çok konuşkan değilmiş, maşallah ağzından cımbızla laf çekmişler.

Geceyarısı Gezegeninden Raporlar - Nalo Hopkinson

Kitap 2 öykü, bir konuşma metni ve bir de röportaj içeriyor. Yazarı ilk defa okuyorum ve baya dobra bir hanımmış. Ursula Le Guin’in röportajında ağzından laf nasıl sayılı çıkıyorsa bu yazarında her soruya verecek uzun uzun cevapları var. Kitaptaki öyküler ve diğer metinler bilimkurgu ögelerinden ziyade politik içeriklere sahip özellikle ırkçılık konusunda. Ayrıntı yayınları bilimkurgu serisinde yer almasından dolayı okudum ama pek aradığımı bulamadım.

7 Beğeni

Ölü Dalgıcın Sonbaharı

Öykülerin sonuna gelindiği zaman “biraz daha!” hissi çok güçlü. Büyüleyici bir akışkanlıkla okunuyor.

Kitapla aynı adı taşıyan ilk öyküden bir alıntı:

“Kabulleniş anları. En çok onları severim. Dünyanın rengi hafifçe solar, yeryüzünden dalga dalga anlayış yükselir. Bulutlar onaylayarak titreşir. Kabullendiğimde daha olgun hissederim.”

Öyküde soğanın özü sanırım burası. En azından ben böyle hissettim.

10 Beğeni

Bir Mars Destanı

Öyküler tek kelimeyle muazzam. Bilimkurgunun her alanından kısa bir şölen gibi. Keşke Weinbaum daha fazla yaşasaydı da roman yazabilseydi.

9 Beğeni

Dediklerinize harfiyen katılıyorum. Muhteşem öyküler yazmış Weinbaum.

4 Beğeni

Lyon’da Düğün (Stefan Zweig) kitabını okudum.

3 güzel öyküden oluşan bir kitap. Yine Zweig insanın ruh hallerini güzel yansıtmış. Öykülere gelecek olursak;

  1. Lyon’da Düğün : Kanlı Fransız devriminin gerçekleştiği yıllarda anlatılan bir olay. Lyon şehri yakıp yıkılmakta, insanlar giyotin yerine toplu şekilde silahlarla öldürülmektedir. Nişanlısını kurşuna dizdikleri söylenince genç kızda askerlerle münaşaka edip o da zindana düşüyor. Zindanda ise nişanlısını buluyor. Papaz sayesinde evlilikleri gerçekleşiyor. Gerisi biraz mutsuz ama çok güzel bir hikaye olmuş. 13 sayfada sanki bir sezonluk dizi izlemişim gibi geldi bana.

  2. İki Yalnız İnsan : Ayağı topallayan bir fabrika işçisinin fabrika çıkışı ağlayan bir kızın yanına gitmesiyle olay başlıyor. Bu kız fabrikada çalışan Çirkin Jula dedikleri kızdır. İki genç kendilerine bile itiraf edemediklerini birbirlerine söylüyor. Güzel ve mutlu sonlu bir hikaye.

  3. Wondrak : Yüz şekli yüzünden Kurukafa diye alay edilen bir kadının uğradığı tecavüz sonucu doğurduğu bebeğin hikayesinin anlatıldığı olay. Kadın, askerlik yaşına gelen oğlunu devletten kaçırır ama işler istediği gibi gitmez. Bu kitap bana yakın zamanda okuduğum Mecburiyet’i hatırlattı ama burada oğlan çocuğu olduğu için bir vatan görevi değil de hep annesinin sözünü dinliyor.

4 Beğeni

Zweig’in hikayeleri öyle sanki aynı karakterleri kullanıyormuş gibi. Bağlantı varmış gibi hissettiriyor.

2 Beğeni

Doğu Ekspresinde Cinayet

İnanılmaz sürükleyici bir kitap oldu benim açımdan ve ne yalan diyeyim sonunun hiçbir şekilde böyle olacağını düşünmedim.

İki şeye kafam takıldı.

Birincisi, iki kişinin ifadeleri arasında ufak bir uyuşmazlık vardı. Polisiye bir kitap olduğu için bu uyuşmazlığı hemen fark edip kesin ileride karşıma çıkar diye attım kafaya fakat Hercule Poirot amca bu uyuşmazlığı fark etmedi veya fark ettiyse de önem vermedi.

İkincisi ise Hercule Poirot amcanın olayı iki şekilde çözümlediği yazıyor arka kapakta fakat tek bir şekilde çözümledi olayı. İkinci bir çözüm göremedim ben.
Düzenleme: Katili iki farklı teori ile bulacak şeklinde yorumlamıştım ben. Bu kısım göz ardı edilebilir.

Ekleme: Adamı, uyku ilacı verdikten sonra öldürdülerse Hercule’ün duyduğu çığlık sesi neydi? Sırf kafa karıştırmak için birisinin onun odasına girerek çığlık atması ve sonra odadan ayrılması şeklinde yorumladım fakat yine de böyle olduğunu belirten bir şey yok.

Bu iki şey dışında okuması keyifli güzel bir kitaptı.

2 Beğeni

Stephen King - 22/11/63

King’in sadece korku gerilim yazarı olmadığının en büyük kanıtlarından biri. Kalınlık olarak Mahşer’den veya O’dan kalır yanı yok 800 küsür sayfa :slight_smile: Güzel ilerliyor.

6 Beğeni

800 küsür sayfayı gerçekten çok hızlı okumuştum kitap insanı alıp götürüyor

3 Beğeni

Anılar, Düşler, Düşünceler - Carl Gustav Jung

Jungçu psikolojinin temellerini kabataslak öğrenince, Jungçu psikolojiye nereden başlarım diye düşündüm. Hayat deneyimleri ile geliştirdiği psikoloji ekolü arasındaki güçlü etkileşim dolayısıyla yaşam öyküsünü okumaya karar verdim. Bingo! Anılarını, analitik psikolojiye göre tahlillerde bulunarak aktarmayı seçmiş. Analitik psikolojiye hayat vermiş hikâyeleri okuyorum, şu sıra.

11 Beğeni

İşte İnsan’ı okuduktan sonra Jung ilgimi çekmeye başladı.

3 Beğeni

Alıp almamakta karar verebilmek için onlarca yüzlerce yorum okuyup, tavsiye ve eleştirileri tek tek düşünüp almaya karar vermiştim ve dün siparişini de verdim :grinning: keşke bu yazıyı daha erken yazsaymışsınız, düşünmeden alırdım :sweat_smile:

2 Beğeni

@midousuji ve @Sindella

Vallahi Kahramanın Sonsuz Yolculuğu’nu ve Kurtlarla Koşan Kadınlar’ın etkisiyke Jung ilgimi çekiyordu, ama hep erteliyordum. Mitoloji ve hikâye tahlili gibi konulara özellikle eğilebilirsem okumayı planlıyordum, çünkü. Ertele ertele nereye kadar, diyerek başladım, ben de Jung’a :sweat_smile:

6 Beğeni

Bu Ölümsüz
Işık Tanrısı’nı okurken çok sıkılmıştım bir türlü ilerlemek bilmedi kitap. Bu kitapla bunu yıkacağımı düşündüm ve büyük hevesle Bu Ölümsüz’e başladım. Yaklaşık 3’te 1’ini okudum korkarım ki aynı yolda ilerliyor :persevere:

3 Beğeni

Lou Andreas-Salome - Arayışlar

Bayılarak okuyorum şu an. “Bir erkeğe karşı kayıtsız şartsız teslim olmakla, ondan bütünüyle bağımsızlaşma arasında gidip gelen bir kadının hikayesini anlatır.” diye kitap arkası yazısından alıntı yapayım. Bir de küçük alıntı:

8 Beğeni

Salome ablamız bizleri de anlatmış sanki bu sözlerle. :roll_eyes:

4 Beğeni