Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Arada derede kalmış bi bilimkugu buldum :slight_smile: Yarın başlamayı düşünüyorum. Gürer yayınlarının elimde Metro 2033 ve 2034 romanları var ve çeviri hiç iç açıcı değil. Moralim bozulmasın diye ingilizcesi ile kıyaslama yapmıycam ama inşallah çevirisi rezalet durumda değildir.

Düzenleme : Daynamadım ingilizcesi ile spoiler olmasın diye çok ufak tefek pasjları karşılaştırdım. Çeviride bir sıkıntı yok gibi duruyor. Gönül rahatlığı ile başlayabilirim :slight_smile:

3 Beğeni

Amatka - Karin Tidbeck

Hayal kırıklığı diyarlarından bildiriyorum: Gerçek Tidbeck bu değil.

Locus En İyi İlk Roman ödülünün sahibi roman, aslında bu ödülü gayet hak ediyor. Fakat sorun şurada ki, Tidbeck’in ilk romanı olmasına karşın kendisinin edebi hayatındaki ilk eseri değil. O nedenle bir ilk romana oranla daha fazla şey bekliyordum.

Zeplin’deki tuhaf öykülerinde sürüklenirken bana yaşattığı duygu ve düşüncelerden ötürü beklentim elbette çok yüksekti; fakat bulduğum gerçekten de bir yazarın ilk romanıydı.

Le Guin’in Karanlığın Sol Eli ile Miéville’in kimi kitaplarına fazlasıyla temas eden noktaları olan, bu yazarları okumamış olsam özgün bulabileceğim ama okuduğum için Tidbeck’e yakıştıramadığım bir tekrar mevcut.

Bu romanı bir yazarın ilk romanı olarak kabul edersem sevmek kolay, ama Karin Tidbeck adı altında baktığımda potansiyelinin altında kalmış.

Yalnız şunu da kabul ediyorum: roman ile öykü aynı şey değil. O nedenle öyküdeki performansının aynısını romanda beklemem bir bakıma gerçekçi değil. Benim asıl hayal kırıklığı uyguladığım nokta fikirlerin özgünlüğü kısmı.

7 Beğeni

Uzun bir çizgi roman olmasına ragmen 3-4 saatte bitti. Konusuna gelirsek takvimdeki tatil günlerine göre işlenen mafya cinayetleri anlatılıyor ve bu muhteşem bir hikayeye dönüşüyor bu sayede. Çizimler hikayeye göre en uygun şekilde seçilmiş.

2 Beğeni

Bilge Adamın Korkusu / Patrick Rothfuss

Patrick Rothfuss üçüncü kitaba nasıl sığdıracak hikayenin geri kalanını merak ediyorum. İkinci gün aralanması gereken çok fazla kapı bıraktı yarını için.

İlk kitaptaki kadar duygusal yoğunluk yoktu bu sefer ama Kvothe’nin kendini geliştirmesi adına çok büyük adımlar atıldı. Birçok yeni karakter dahil oldu, yine Kvothe sayesinde kimisini sevdim, kimisinden nefret ettim.

Uzun olduğu için sıkacağına dair endişelerim vardı ama ilk kitaptaki kadar keyif aldım okurken. Bazı yerlerde sinirlerim bozuldu, abartıya kaçtığını düşündüm ama yine de çok rahatsız etmedi bu durum beni. Kvothe’ye o kadar ısınmıştım ki önüne çıkan engellerle baş etmesi her seferinde ayrı zevk verdi.

Sonuç olarak bu kadar geç okuduğum için duyduğum pişmanlık bu kitapla daha da arttı, şimdiden üçüncü kitabı iple çeker oldum. Gelmesini beklediğimiz güzelliklerin sayısının arttığıyla kaldık.

“Beni seyrediyordu.
İstirahat ederken güzelse, artık iki misli daha güzeldi. Uyurken bir ateşin resmiydi. Uyanıkken ateşin ta kendisi.”

8 Beğeni

Duygusal yoğunluk derken canım …

Not : sakin bana okurken ağladığını söyleme :smiling_face:

2 Beğeni

Bir iki yıla beklememeye başlıyorsunuz. Benim 6 sene oldu okuyalı 3 sene önce vazgeçtim beklemekten. Özellikle gelmeyeceğini kabullenmeye başladığınız sıralar twitch’de yazarı Fallout 4 oynarken görmek, ruh sağlığınıza bir hayli hasar verebilir.

10 Beğeni

@Wiarthe ya tamamen katılsam da şunu da eklemeden geçmeyeyim; geç okuduğunuz için pişman olmayın bilakis sevinin. Eğer 3. kitabın yazılacağını farz edersek -ki ciddi şüphelerim var- daha az beklemiş olursunuz.

5 Beğeni

Bir Atın Hikayesi

Çok eski bir baskı olduğu için bulunabilir mi emin değilim ama güzel bir öykü derlemesiydi. Belki farklı ve ayrı basımları olabileceğinden içindeki öyküleri tek tek yazıyorum.

  • Beyaz Fil
  • Ölüm Zarı
  • Geç Kalan Pasaport
  • Misis Williams ve Yıldırım
  • Eskimo Kızının Romanı
  • Garip Bir Rüya
  • Alonzo Fitz Clarence ile Rosannah Ethelton’un Aşkları
  • Bir Yargılama
  • Bir Ortaçağ Romanı İfşa Edilen Sır
  • Yaşıyor mu? Öldü mü?
  • Kapitol Venüsü’nün Hikayesi
  • Bir Atın Hikayesi

Öyküleri genel olarak çok beğendim. Kafanızı dağıtacak, güldürecek, düşündürecek ve ne zaman bittiğini anlamayacaksınız. Beyaz Fil isimli öykü trajikomikti, güzel başladı dedim kendi kendime. Ölüm Zarı biraz daha masumane ve düşündürücüydü. Geç kalan pasaport heyecanlı bir öyküydü ama Misis Williams ve Yıldırım gerçekten çok komikti ve çok da güzel bir konuya parmak basmıştı. En çok eğlendiğim öykülerden birisiydi. Yaşıyor mu? Öldü mü? adlı öykü ise toplumun belli bir konudaki ve benzer konulardaki düşünce yapısına güzel bir değinme olmuş.

Mark Twain’i her zaman sevmişimdir. Özellikle Tom Sawyer’in kalbimdeki yeri bambaşkadır. Eğer kendisine aşinaysanız ve öykü okumayı seviyorsanız kesinlikle bu öykülerini okumanız gerektiğini düşünüyorum. Garip bir rüyanın anlatımı ve düşündürücülüğü çok hoşuma gitti. Öykülerin içeriğine dair bir şey paylaşmak istemiyorum çünkü çok da uzun değiller. Ne desem büyüsünü kaçırmış olurum.

Kitaba adını veren öykü ise çok güzeldi. Güzeller güzeli, sevimli mi sevimli Catherine’nin hikayesini bir çok kişiden sırasıyla okuyorsunuz. Özellikle Asker Delikanlı diye çağrılan atın kendi kendine düşündüğü kısımlar çok güzeldi. Hikayenin sonu ise oldukça etkileyiciydi.

Bütün öyküler üzerine düşündüğünüzde bir takım şeyler öğrenebilir, birçok şeyi de fark edebilirsiniz. Sadece bu açıdan bile okunmaya değer hepsi.

8 Beğeni

Dayanılmaz Bassington-Saki (H.H. Munro)

Daha önce Karanlıkta 33 Yazar derlemesinde öyküsünü okumuş olduğum Saki’nin dili çok hoşuma gitmemişti. Belki de çeviriden kaynaklıdır diyorum şimdi. Çünkü bu kitapta Saki’nin dilini çok sevdim. Hafif mizahi ve ironik bir dille 1900lerin başındaki İngiliz burjuvazisinin bir görünümünü veriyor yazar bize bu kitapta. Çevirisi oldukça güzel. Fakat bir sürü yazım yanlışı kitabın eksisi.

3 Beğeni

Edebiyat ve Dil öğretimi diye bir dersim var, Irony konusunu işliyorduk daha yeni okudum ben de hayran kaldım hikayeye. Keşke Türkçeye de kazandırılsa dediğiniz gibi.

1 Beğeni

Fazla vakit bulamadığım için bu aralar kitap okuyamıyordum. Bugün gelen kargomdaki çizgi romanı hemen okuyup bitirdim ve yorumlayayım dedim.

Başkabiryer Sayı 4

  1. sayı inceleme : #31421671
  2. sayı inceleme : #31422304
  3. sayı inceleme : #31424586

Macera 4. sayıyla devam ediyor ve ben bu seriyi daha fazla merak ediyorum.

  1. sayıda Tavel ve ekibini yakalayıp Amelia’yla takas etmek isteyen Lord Kragen’in istedikleri olmaz. Amelia teslim olmaz, hatta ekibe silah kullanmayı ve saldırmayı öğretir. Eğitimlerden sonra gezegendeki değişik kuş türü olan hayvanlarla yukarıdan bir saldırı düzenler ekibin yarısı. Diğer ekip ise yerden saldırarak içeriye girmeyi başarırlar. Rehin olan arkadaşlarını kurtarırlar ama D.B. Cooper’in planları farklıdır ve bir işler peşindedir. Lord Kragen ise Tavel’i öldürmek üzereyken Amelia ile Lord Kragen karşı karşıya gelir. Buradaki büyük sürprizi yazmamayım hevesiniz kaçmasın. Buradaki olay beni seriye daha çok bağlayan olay oldu. Bir mücadele çıkar ve Cort yaralanır ama Amelia, Tavel ve Cort kaçmayı başarırlar.

Her sayıda olduğu gibi yine hayranlardan gelen mektuplar ile sayı bitiyor. Bakalım 5. sayı nasıl devam edecek? Büyük gizemler nereye bağlanacak merak ediyorum.

1 Beğeni

Sislerin vampiri -Christie Golden
Jander Sunstar isimli elf vampirin intikam hırsıyla yanıp tutuşurken bir anda kendisini Barovia da bulması ve macerasını anlatıyor.Vampirliğin iyi ve kötü tarafını da güzel bir şekilde aktarmış.Bir vampir için zaman nedir ? sorusunu bizlere hissettirmiş.Zaman ilerlemesi çok hızlı.Karakterlerin hikayelerini oldukça beğendiğimi söyleyebilirim.Zihnimde karanlık bir atmosfer oluşsada beni korkutmayı başaramadı :)Keşke tüm Ravenloft serisi tekrar basılsa :frowning:

Marsta Zaman Kayması-Philip K. Dick
Otizm ve şizofrene bakış açısı ve bunu zaman yanılsaması ile süslemesi gayet hoş.Bilimsel terimler fazla kullanılmamış.Kitabın yazıldığı dönemin fazlaca etkisi olduğunu düşünüyorum.Aşk,aldatma,toprak hırsı,kötü adamlar,çöladamı zenciler:)

Yaban Kızlar-Ursula Kroeber Le Guin
Bir çırpıda okunan kısa bir öykü .Sona eklenmiş söyleşi ve makale yazıları da oldukça ilginç .

5 Beğeni

Boris Vian - Mezarlarınıza Tüküreceğim

Bugün başladım. Erotizm seviyesi biraz yüksek. 130 sayfaymış. Büyük ihtimalle bugün biter.

Düzenleme : Kitabı bitirdim. Hayli rahatsız edici bir hikayeydi. Erotizm seviyesi biraz değil abartılı derece fazlaymış. Pedofili, nekrofili, tecavüz, sadizm vs. hepsini içinde barındırıyor.

5 Beğeni

Özge Arıkal Gönül - Hawking’in Düşleri

Distopik 3 öykü. İlk öykü 'Pragma’yı büyük bir keyifle okudum. Yerli Bilimkurgu’ya da arada bir göz atmak gerekiyormuş. :slight_smile:

1 Beğeni

Deniz Kurdu - Jack London

Jack London çatışmaların yazarı. Süreğen hayatın içinde insanın verdiği her türlü mücadele romanlarında bir yerde karşımıza çıkıyor. Ya mücadele vereni anlatıyor ya da mücadelenin kendisini. Deniz Kurdu’nda bu ikisini birlikte görüyoruz. Kahramanımız Van Weyden geçirdiği bir deniz kazası sonunda Hayalet isimli bir gemi tarafından kurtarılıyor ve bu onun için zorlu bir köleliğin başlangıcı oluyor. Hikaye geminin kaptanı Wolf Larsen ve Van Weyden’in birbirleriyle mücadelesinden Van Weyden’in kendi içinde verdiği mücadeleye, temelde doğayla olan mücadeleden idealizm ve materyalizm arasındaki müthiş mücadeleye doğru sürükleniyor.

London bu çatışmaların hepsini çok iyi anlatıyor. Van Weyden’in denizde geçirdiği zaman içindeki değişimi insanın doğaya uyumunu yansıtırken bizim saf Van Weyden’in Nietzsche’nin üst insanının vücut bulmuş hali olan Wolf Larsen’in sert ve acımasız düşünceleri karşısındaki içsel çatışmaları romanı derinleştiriyor.

Wolf Larsen şu ana kadar okuduğum en derin kötü adam olabilir. Düşüncelerindeki saflık, Van Weyden’in o düşüncelerin karşısında ufalıp kalması aynı şeyi okurun da hissetmesine sebep oluyor. Yine de bu karakteri büyük bir hayranlıkla okuduğumu söyleyebilirim. Dorian Gray’in Portresi’ndeki Lord Henry ve Wolf Larsen’i karşılaştırmak isterdim. Bir gün bütün edebiyat dünyasının bir arada olduğu o büyülü yere gittiğimde bunu yaparım :woman_mage:

Deniz maceralarını hep çok sevmişimdir, bunu en iyi anlatan yazarlardan biri de Jack London, hayatı da denizlerde geçmiş bir adam için denizin uçsuz bucaksızlığını ve acımasızlığını ondan daha çarpıcı anlatmak mümkün değildir diye düşünüyorum. London’da beni diri tutan bir şeyler var, romanlarını okurken sayfaları yutarcasına çeviriyorum, müthiş bir sürükleyicilik ve gerçekçilik. Deniz Kurdu akıcı ve dolu dolu bir kitap. Okumalısınız.

9 Beğeni

Kurgu, tarih, anı döngüm yeniden anılara doğru meyillendi. İran devrimi ve Türkiye arasında gidip gelen bir yaşam hikayesi…

2 Beğeni

Kabuk - Zeynep Kaçar

Kitabın kendisine gelmeden önce…

Ne güzel şey insanın kendi dilindeki nidaları. Küfürleri ne güzel. Edepsizlikleri, delirmeleri ne güzel. Kendi dilinde gündelik bir konuşma yapması ne güzel. Sevmesi, nefret etmesi, bağırması ve geri kalan her duygusunu kendi dilinde yaşaması ne güzel… Çünkü dilin kendisi organiktir ve aynı şeyden bahsediliyor olsa bile asla tamı tamına aynı hissi vermez.

Kabuk, bir başka çeviri eser olan Amatka’yı bitirmemin ardından bize ait olanlara dalmak için elime aldığım kitap oldu. Şu anda 7. baskıda olan eser, aldığı övgüleri hak ediyor.

Zeynep Kaçar bizi bize öyle güzel anlatıyor ki, var olmayan diyarların insanlarının tepkilerini değil, ortak duyguların farklı dillerdeki karşılıklarını değil de her gün olduğumuz kişinin sözleriyle bu anlatımı taçlandırıyor.

Zaman zaman bilinç akışı tekniğine de kayarak her bölümde aynı ailenin 3 kuşaktan başka bir üyesini başrole koyuyor. Hepsi adım adım deliriyor. Delirmek ırsi mi? Yoksa delirmeleri için hayat onlara oyun mu oynuyor? Nedeni ne olursa olsun: deliriyorlar.

Başlarda takip etmesi zor, ama kimin kim olduğunu anladıktan sonra, Zeynep Kaçar’ın dile hakimiyetine de teslim olmanın ardından roman elden düşmeden akıp gidiyor.

Bir gecede 100 sayfa okuduğum roman 174 sayfa. İnsanın canını acıtan, ama bu acıya rağmen elden bıraktırmayan gerçekten güzel bir eser.

10 Beğeni

Vahşi Kızlar-Ursula K. Leguin

Ayrıntı bilimkurgu serisinden okuduğum üçüncü kitap. Kitaptaki öyküyü çok sevdim. Farklı olmak üzerine, sömürü üzerine, kölelik üzerine birşeyler söyleyen hikaye akıcı ve derli topluydu. Okurken Uyanık Kalmak yazısı ise kesinlikle nitelikli okur olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatan cinstendi. Söyleşiyi ise çok sevemedim çünkü yazar oldukça ketumdu.

6 Beğeni

İthaki Modern Serisinden devam ediyorum. Aldous Huxley - Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret’i okuyorum.

6 Beğeni

Uğultulu Tepeler’i okuyorum. Şimdiye kadar güzel gitti, merak ediyorum devamını bakalım neler olacak.

5 Beğeni