Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Bunların hepsi bagımsız hikayeler.

2 Beğeni

Lucky Strike: Kötüden iyiye doğru yazacağım ki mesajın sonunda mutlu ayrılalım.

Başlangıç koşullarına duyarlı bağlılık isimli aradaki makaleyi açıkçası pek anlamadım ve bu nedenle de sevemedim. Çoğu kısmı okumuş olmak için okudum geçtim.
Sondaki röportajı ise daha çok bu kitap üstüne bir konuşma olacağı şeklinde düşünmüştüm fakat kitapla alakalı neredeyse hiçbir şey yoktu. Bu nedenle sadece ilgimi çeken soruların cevaplarını okudum. O kısımlar güzeldi.

Lucky Strike hikâyesi ise harikaydı. January’nin diğer askerlerden farklı olması neticesinde sahip olduğu psikolojiyi çok iyi bir şekilde hissettim. Düşünce tarzını ve konuşmalarını oldukça beğendim. Sonunda ise epeyce hüzünlendim. Neden olduğu kelebek etkisi kesinlikle müthişti.
Finalini saymazsam eğer beni en çok etkileyen kısım ise January ile Doktor Forest arasındaki kısa konuşma oldu. Bilim insanlarının vicdan azabı duymamak adına uydurdukları bahane basit olduğu kadar da etkileyiciydi aslında.

Sonuç olarak güzel bir kitaptı. Serinin diğer kitaplarını da önümüzdeki sene vereceğim siparişlerde alacağım.

Dipnot: Normalde ayraçlara karşı bir hayranlığım yoktur ama bu kitabın ayracı çok hoşuma gitti.

6 Beğeni

Boris Vian - Mezarlarınıza Tüküreceğim

Benim gibi gece uyumadan önce bir şey okumak isteyip kör atış yaparsanız gece tavsiye etmiyorum. Şuan yarısında mola vermek zorunda kaldım. Bitirince edebi olarak ne anlatmak istediğini anlayıp editlerim.

Kitapta ortalarına kadar anlayamıyorsunuz ne okuyorum ben ya, nereye bağlanacak felan bu. Ben bir şeyler yazmaya kalkarsam bu konu hakkında spoiler veririm ve kendimce psikanaliz çabalarımı okuyup sıkılabilirsiniz.

Özetle yeterince dehşet verici cinsellik, pedofili, vahşet ve ırkçılık görebilirsiniz.

Not: Yazarın bu kitabın uyarlama filmini izlerken kalp krizinden ölmesi de ufak bir detay.

1 Beğeni

J. D. Barker - 5. Cinayet’i okuyorum. İlk kitabın (4. Maymun) sonundan 4 ay sonrasında başlıyor. En az ilk kitap kadar sürükleyici ilerliyor. Ekip aynı ekip :slight_smile:

Bu kitap ilkinden daha uzun 660 sayfa. 150 sayfa okudum fakat editörlüğü ilk kitaba göre daha özensiz yapılmış. 150 sayfada 1-2 tane hiçbir anlam ifade etmeyen kısa cümle ile karşılaştım. Çeviriden kaynaklı değilde sanki cümle içindeki birkaç kelime yazılmamış gibiydi. Keza aynı hata bir tarihte de yapımış. “12 Şubat” olması gereken tarihte “1” rakamını yazmayıp “2 Şubat” yazmışlar ve bu birkaç yerde tekrar ediyor. Ayrıca bölümün başlığında adı yazılan kişi ile bölümün içeriğinde hikayesini okuğumuz kişinin birbirini tutmadığı yerler var. Aşırı derecede okuma zevkini baltayalan bir problem değil ama 150 sayafada bu kadar hata çok fazla. Kesinlikle editörlüğü kesinlikle daha iyi yapılmalıymış.

2 Beğeni

Yazmayı tasarladığım bir öykü için Eski Ahit’e başladım… Kafamda deli sorular…
Bir anne bir baba ve bir oğlandan oluşan toplumda, oğlan eşi ile yatıyorsa bu eş kimdir?

1 Beğeni

Sürgün Gezgeni - Ursula K. Le Guin
Kitap 1966 yılında yazılmış. Öyküsü yok denebilecek kadar az ama ortamın sosyokültürel yapısı hikayenin içine yedirilerek güzel bir şekilde anlatılmış. Tabi bunun anlatılması biraz uzun sürüyor. Tam nasıl bir yer olduğu anlaşılmışken hikaye bitiyor. Biraz daha uzun olsa daha iyi olabilirmiş. Ayrıca karakter ve mekan betimleri biraz zayıf kalmış, ırkların-yaratıkların neye benzediği ve aralarında ne kadar fark olduğu çok net değil. Kitap akıcı bir şekilde ilerliyor ve bir çırpıda bitiyor. Okuması keyifli yine de.

8 Beğeni

Usta ile Margarita’da 120 lerdeyim ama sanki biraz ağır gidiyor gibi. Umarım zamanla açılır yazarın diğer kitaplarını çok sevmiştim.

3 Beğeni

Şeytan Yemini – Jean-Christophe Grange

Bu aralar canım biraz polisiye gerilim okumak istiyordu ve bu kitabın methini çok duymuştum. Şeytani ritüeller, seri katiller, dedektifler temalı bir kitap (çok da bahsetmeyeyim konusundan). Polisiye roman severleri tatmin edecek akıcıklıkta fakat bazı yerlerde kitap kendini çok tekrar etti gibi.

Kitapta olayların işleme şeması şu şekilde gelişiyordu genellikle:

X’e gittim soruşturdum, ben bilmem onu Y’ye sor dedi, Y’ye gittim (Y’ye giderken yolculuk, karakter iç dünyası), haberim yok ama Z diye biri var onu bul o bilebilir dedi. 3 sayfa boyunca Z’ye gidilen yol betimlemesi , karakterin iç dünyası, Z’ye gittim Z yıllar önce ölmüş ama oradan geçen bir köylü F ülkesinde A diye birinin olduğunu eğer araştırmaya devam edersem A’nın bana yardımcı olacağını söyledi. F ülkesinin betimlemesi şeklinde ilerleyen bir döngü farkediyor insan.

Birde cinayetler sizi başka cinayetlerin soruşturmasına, başka cinayetlerde bambaşka cinayetlerin sorgulanmasına doğru sürükleyince bazen okurken yorulduğumu hissettim.

Sonu güzel ayarlanmış. Tatmin olarak son sayfayı çeviriyorsunuz. Polisiye sever arkadaşların okuyup tatmin olacağı bir kitap bende 7/10 luk bir etki yarattı.

2 Beğeni

Stephen King’in Geceyarısını 2 Geçe kitabını bitirdim. İlk kez King okuyorum ve beklediğimi buldum diyebilirim. Gerilim arayanlar için biçilmiş kaftan.
Kitap iki uzun soluklu hikayeden oluşuyor hikaye dediğim kısacık hemen biten türden değil o yüzden 150 sayfa kısa roman olarak da tanımlanabilir herhalde. Hızlı ve akıcı şekilde gidiyor olay örgüsü iki günde bitirilebilir bir kitap. Ben beş günde okudum da okumaya ayrılan zaman da önemli normalde bu akşam ödev yapmam gerekiyordu :smile: Neyse kitaba dönecek olursak birkaç bölüm okuduktan sonra derin nefes alıp öyle devam ediyordum dili ağır olmasa da - hatta basit- insan kolayca olaya girebiliyor. Hala kitabın etkisindeyim bu yazıyı hiç beğenmedim Mort sendromuna giriyorum gibi ama duracak böyle.

5 Beğeni

Bir kitaba başlayacağım zaman mutlaka rıhtıma bakıyorum okuyan,yorumlayan var mı diye. Bu defa yokmuş ilk ben başlıyorum Itfaiyeci ye :smile: :wave:
100 sayfa kadar okudum. Beğendiğim yerler de oldu. Pek beğenmediğim yerler de oldu. Ama çok çabuk ilerliyor. Dili anlaşılır olaylar akıcı. Devamının da böyle olduğunu düşünüyorum o nedenle kalınlığı gözümü korkutmuyor. Ayrıca şunu söyleyeyim şimdiye kadar karanlık bir teması yoktu bence. Bakalım sonrasında olacak mı :eyes:

6 Beğeni

Yahuda’nın Gümüşleri - Scott McBain - İthaki Yayınları

  1. Sayfadayim. Şimdilik iyi gidiyor, çeviride fena değil. Şeytanın tasvir edildiği kitaplar garip bir şekilde ilgimi çekiyor.

Herkese her ne okuyorsa keyifli okumalar.

2 Beğeni

Marie Lu - Wildcard

Kapak tasarımı çok hoş olmasına karşın hikayeyi basit buldum. İlk kitabı da okurken olacakları tahmin edebiliyordum bu kitapta da aynı şey geçerli. Ayrıca Marie Lu “omzunun üzerinden bakmak” kalıbına bir takıntısı var galiba on sayfada bir kullanmış her iki kitapta da, karakterler ne yaparsa yapsınlar sürekli omuz üstünden bakıyorlar, rahatsız edici. Daha bitmedi ama şimdilik puanım 5/10

1 Beğeni

O kadar çok karşıma çıktı ki bu kitap anlatamam. Lakin bir türlü ısınamadım kitaba. Isınamamdaki sebep ise kapağın çok şatafatlı olmasıydı. Kitabın da kötü olabileceği kararına da tek yorumla varamam ama ısanamamış olup almadığım için mutluyum.

1 aydır indirimde olmasının bir sebebi vardı o sebepte buydu yani iyi kurgusu olmayan bir kitap bence para israfı.

Becky Chambers - Küçük Öfekli Gezegene Yolculuk’u okuyorum.

Hikayemiz, görevi yük gemilerinin seyehat edebilmesi için uzayın farklı noktaları arasında solucan delikleri açmak olan bir geminin 7 kişilik mürettebatına, kaptanın sekterlerliğini yapmak için Rosemary isimli bir kızın dahil olması ile başlıyor.

Kitabın yarısına yaklaştım sayılır. Uzay aksiyonu ve diplomasisi gibi olaylardan ziyade karekterlere yoğunlaşmış bir şekilde ilerliyor. Tabi bu durum karekterler uzay gemisinin içinde boş boş muhabbet ediyorlar anlamına gelmiyor :slightly_smiling_face: Hem kitabı bitirmediğimden hemde spoiler olmasın diye olaylardan çok bahsetmiyorum. Kitap, benim tüm ilgimi üstünde tutmayı başarıyor. Sıkmadan yormadan akıp gidiyor. Farklı uzaylı ırklarının farklı kültürlerine, farklı davranışlarına, farklı düşüncelerine, farklı bakış açılarına dair güzel örnekler barındırıyor.

Zamanında oynadığım “Beyond Good And Evil” adında çok sevdiğim bir oyun vardı. Kitabın genel atmosferini ve dizaynını direk bu oyunla bağdaştırdım. O yüzden kitap benim gözümde halihazırda 1-0 önde başladı :slightly_smiling_face:

13 Beğeni

3 gün önce bende aldım idefix’ten halâ ses seda yok . Ama aldığım zaman içimde şüpeler vardı kitap kötüyse falan ama sizin yorumdan sonra içime su serpildi :slight_smile:

Biz Hep Şatoda Yaşadık - Shirley Jackson

Küçük yerlerden hoşlanmam. O sevimli, emeklilik hayali kurulan kasabalarda, ilçelerde ne gibi pislikler döndüğünü biliyorum maalesef. Savcı tanıdıklarınız varsa onlardan uyku kaçıracak gerçek hikayeler dinleyebilirsiniz. Jandarma tanıdığınız varsa tatlı köylerdeki insanı kusturacak denli sapkınlıkları işitebilirsiniz. Gibi gibi.

Kitabı okurken benzer bir duyguya kapıldım. Kim haklı, kim haksız, kitap yarattığı muallaklıkla zaten bunun önüne geçiyor, ama kasabalılar tüm o “küçük yer” profilleriyle oradalar.

İşe gitmeyecek olsam bir oturuşta bitirebilirdim bile. Gel gör ki ertesi gün (yani bugün) pazartesiydi ve ben yarılamakla yetindim.

Yarattığı agorafobik atmosfer, karanlık bir sırrın satır aralarında olduğu kadar Blackwood ailesinin malikanesi temellerine de gömüldüğü hissi okuru bir türlü bırakmıyor. Korkulacka hiçbir şey yok, ama bir şekilde, inceden inceye bir gerilim var. Bir yerlerde bir tel geriliyor ama onu göremiyoruz.

Çeviriyi okuyan herkes beğenmiş. Ben de bayıldım. Özellikle kelime seçimleri beni inanılmaz mutlu etti.

Biz Hep Şatoda Yaşadık ilginç bir deneyim. Ona geri dönmek için sabırsızlanıyorum.

Öte yandan,

Yaşamak’ı gözyaşlarıyla bitirdim. Kitap yarısından sonra öyle bir hal aldı ki, hem kalbime bir şey oturdu hem de ellerimi sıkı sıkı tuttu. Göğsümde bir ağrı, ama ellerimde bırakamadığım bir kitapla sona doğru yürüdüm. Fugui’nin köyden şehre kat ettiği kilometrelerde, Jouquin’in çıplak ayaklarıyla koştum. Yolun sonuna geldiğimdeyse en başından beri Fugui karakterine beslediğim öfkeyi serbest bıraktım.

Bu nasıl yaşamak :frowning:

İyi ki okudum. İyi ki Yu Hua ile tanıştım.

13 Beğeni

Yaşamak’ı eş zamanlı okumuşuz mükemmeldi ya :slight_smile: Tam rahatlıyorum bişey oluyor bitiriyor beni. Umarım gerçek bi yaşam öyküsü değildir dedim hep okurken. Bişey olmasın artık diye umut ederek bitirdim.

3 Beğeni

Elif Shafak’a verseniz Amerikan numaralarıyla doldurup içini boşaltırken 600 sayfada yazardı bu hayat hikayesini; ortaya yine insanların ağlayarak bitireceği, instagram’ı alıntılarıyla dolduracakları bir kitap çıkardı ama Yu Hua ağlatmaya uğraşmamış, olanı anlatmış sanki, size de üzülmek düşüyor, sömürüye maruz kalmıyorsunuz. O kadar sade ve kuvvetli ki… Ne eksik ne fazla.

4 Beğeni

Tebrikler, on ikiden vurmuşsunuz …

1 Beğeni