Güzel değil mi? Ben ikinci kitabı çok beğenmiştim. Biraz geçiş kitabı gibiydi sanırım, öyle aklımda kalmış hafızam iyi değil. Üçüncü kitap da ilk ikiye nazaran bir tık daha az güzel gelmişti bana. Bu siteye de yorum atmıştım sanırım.
Yok, güzelliğinde değil mesela daha sonuna gelmedim zaten. İlk kitabı okurkenki gibi burnumda baharat kokusu, dilimde pas tadı oluşmuyor sorun o. Daha çok iç mekan takılıyorlar, yeni karakterler felan ondan sanırım. Şu Yüz Dansçılarını sevdim ama baya, özellikle Scytale.
Tamam bir de iyi genlerin çiftleşmesini her zaman savunurum da Paul Atreides’e yakışmadı bu olay. Her şeye açığım ama bu olayı içselleştiremem maalesef.
Yaban Diyarlarda Yabancı - Robert A. Heinlein
Kitap, Marslılar tarafından yetiştirilmiş bir insanın dünyaya gelip alışmasını ve kendi kilise toplumunu kurmasını anlatıyor. Kitabın ön sözünde bahsedilen 220.000 kelimeden 160.000 kelimeye düşürülüşünü kitabı okuyunca anlıyor insan. Dinler ve cinsellik üzerinden ilerleyen bir kitap. Ben okurken beğendim. Uzunluğu tam yerinde. Yaklaşık 2 haftada bitirdim. Okumanızı tavsiye ederim.
Sen deyince fark ettim de evet bu konuda haklısın. Ama sana teminatını veriyorum, üçüncü kitap da ilk kitaptakinden bile daha fazla baharat kokusu hissedeceksin.
Umarım öyle olur ikinci kitap bittikten sonra biraz ara vereyim, Dune’yi özleyeyim tekrar döneyim, daha çok haz alacağımı düşünüyorum. Zaten etkisi geçmesin diye çok yavaş ve nadir okuyorum.
Camilla Lackberg’in Vaiz adlı polisiye romanını okuyorum. Şu an çok fazla karakter ve tek bir cinayet var, bakalım nereye doğru sürükleyecek beni
Philiph K. Dick - Elektrikli Düşler
Bu kitap Philiph K. Dick’in 10 kısa öyküsünden oluşuyor. Bu öykülerin bu kitapta bir araya getirilmesinin amacı, 10 öykünün de televizyona uyarlanması. (İzlemediğim için nasıllardır bilemiyorum.) Her öyküden önce, o öyküyü televizyona hazırlayan kişinin 1-2 sayfalaık önsözü mevcut. Ayrıca kitaptaki öykülerin 9 tanesi Philiph K. Dick Toplu Öyküler 2. Ve 3. Ciltlerinde mevcut. Diğer öykü de 4. veya 5. ciltte gelecektir.
Bu öykülerde genel olarak en çok karşılaştığım şeyler, gerçekliğin sorgulanması, hidrojen bombası, gelecekteki reklam yöntemleri vs.
İçlerinde en çok beğendiğim öyküler, Foster, Öldün Sen ve İpteki Yabancı oldu.
Foster, Öldün Sen’in ana teması, hızlanan teknolojiyle günümüzde alıştığımız, aldığımız ürünün sürekli bir üst modelinin çıkması ve böylece bizi gereksiz tüketime iten devinimin, gelecekte Hidrojen Bombası saldırılarından korunmak için aynı şekilde uygulanması. Bu bombalardan korunmak için sığınak yaptırmalısınız.(Buna karşı çıkanlara H - karşıtı deniyor ve ana karakterimizin babası bir H - karşıtı.) Ama yaptırdığınız sığınağın birkaç ay sonra çok az özellik farkıyla yenisi çıkabilir. Ve bu devinime bir kere girdiysen bir daha çıkamazsın.
İpteki Yabancı’nın ise önsözündeki bir cümle öyküyü çok güzel açıklıyor, o yüzden herhangi bir yorum katmama gerek yok. “Ed Loyce, (ana karakterimiz) yani kolektif bilinçsizliğin kabuslardan fırlama dünyasındaki rehberimiz, aklını kaçırmış dünyadaki tek mantıklı kişi ve bu dünyada deli gibi hissettirilen tek kişi olması enfes bir ters köşe.”
Son olarak söylemek gerekirse, eğer elinizde toplu öyküler serisi varsa bu kitabı almanıza gerek yok. Lakin bu yazarın kısa öykülerini okumak istiyorum, ama toplu öyküler kitabına o kadar para vermek istemiyorum veya toplu öyküler kitabında kullanılan beyaz kağıt beni çok yoruyor diyorsanız, bu kitabı gönül rahatlığıyla alabilirsiniz.
Son olarak bir de, okuduğum bütün kurgu kitaplara yaptığım gibi bu kitaptaki öyküleri de bir puanlayayım. Bu arada kısa öyküleri pek seven biri değilim,(Poe ve Lovecraft hariç.) o yüzden puanlar normalden biraz daha düşük olabilir.
Puanlama
Foster, Öldün Sen: 7,4
İpteki Yabancı: 7,2
Sergideki Parça: 6,6
Yolcu: 6,6
Başlıkçı: 6,5
Yaratık Baba: 6,4
İnsan Dediğin: 6,3
Satış Konuşması: 6,2
Olmayan Gezegen: 6,0
Otofab: (İki kere denememe rağmen, iki seferde de bitiremedim.)
Eugène Henri Paul Gauguin, 7 Haziran 1848, Paris’te doğan, Post-Empresyonist bir ressamdır.
Bu çizgi romanda ressamın Tahiti’de yaşadığı olaylar ele alınmış. Oraya yerleşmesi, aşk hayatı, Fransız sömürgesinin bakir bir halkı kirletişi ve Gauguin’in buna baş kaldırışı anlatılıyor. Hikaye 80 sayfa ve çok hızlı işlenmiş gibi geldi ama okumaya değer.
Ayrıntı Yayınları tarafından çıkmış güzel bir eser. Çizgi romanda Moby Dick tarafından ayağı koparılan bir kaptanın o balinayı yakalama takıntısı çok güzel bir şekilde anlatılıyor ve bu takıntı 30’dan fazla insanın yaşamına mal olacak. Çizimler güzel, anlatım şekli iyi, kitabın baskı kalitesi ise kat kat iyi.
Çok teşekkür ederim. Hikayenin konusunu biliyordum zaten bu yüzden dikkatimi çekmişti. Şimdi daha bir meraklandım. Teşekkür ederim unutmadığın için.
Rica ederim:) bu ressamların hayatı çok garip bu kitapta çok basit olmasına ragmen yüksek etkiye sahipti.
Evet, ressamların hayatı çok garip geçekten… Gogh, Vinci, Goya, Vermeer… ilk aklıma gelenler bunlar. Gogh ile birlikte çalıştığı için de dikkatimi çekti aslında. Bu sebeple çok merak içindeyim. Bakalım bakalım. Sanki bir dizi de çekilecek miydi, çekilmiş miydi yoksa film miydi? Oralar bende çorba olmuş. Geçen sanki bir yerde gördüm ama neresiydi?
İyi hatırlattın bugün izlerim artık filmini.
Bahsettiğiniz film bu olabilir mi?
Paul Gauguin’i de Oscar Isaac canlandırıyor.
Filmmiş…
Bahsettiğim film bir üsttekiydi. Ayrıca böyle filmleri sevenler için;
İnci Küpeli Kız
Goya’nın Hayaletleri
filmlerini de öneririm. Aklıma ilk gelenler bunlar oldu. Özellikle Goya’nın Hayaletleri çok eski bir film olmasına rağmen inanılmaz etkileyici bir film. Engizisyon Mahkemelerinin olduğu dönemde geçiyor ve ciddi anlamda tüyler ürpertici şeyler var.
Kitap hakkındaki düşüncelerinizi belirtirseniz sevinirim. Almayı düşündüğüm bir kitap. Kitapyurdu’nda 9 TL’ye buldum
Karanlığın Yüreği-Joseph Conrad
Kitap hakkında ne diyeceğimi bilemiyorum. Yazarın dili bu kitap özelinde konuşacak olursam oldukça ağdalı. Ötüken baskısından okudum. Çeviri çok iyi olmamasına rağmen yeterli düzeydedi. Sanırım kitap yazarın kendi yaşantılarına dayanıyor. Sözde sömürgeciliğe karşı eleştirilerin yapıldığı ilk metinlerdenmiş. Bunun yanında kitapta oldukça ırkçı kullanımlar da var. Kısacası okuyacaklara kolay gelsin. Ben sevemedim.
Sebastian Fitzek - Uyurgezer
Hayal, rüya ve gerçeğin birbirine girdiği enteresan bir psikolojik gerilim Yazardan okuduğum 4. Kitap ve her kitabıyla şaşırttı beni.
En sevdiğiniz hangisi oldu 4 kitap içinden söyleyebilir misiniz?