Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Ursula Guin’in Vahşi Kızları’da bu seriden çıkmıştı, bilim-kurgudan çok fantastik bir kitaptı. O da farklı bir toplum yapısı oluşturduğu için bilim-kurgu kategorisine konulmuş. Sosyoloji de bir bilim dalı diyerek her alternatif gerçekliğe bilim-kurgu denmesi saçma geliyor bana. Bu açıdan bakıldığında bizim yaşadığımız dünya ve gerçeklikte geçmeyen bütün kurgular bilim-kurgu sınıfına girer. Benim için bir öykünün bilim-kurgu olabilmesi için bilim-kurgu ögesinin hikayenin merkezinde olması ve doğrudan etkiliyor olması lazım. Yıldızlar arası bir uzay gemisinin içinde ilişkilerini düzene koymaya çalışan bir çiftin hikayesine uzayda bulunmanın ilişkiye etkileri irdelenmiyorsa bilim-kurgu denemez, psikolojik bir roman olur.

12 Beğeni

Kitaplık - Lydia Pyne
Konu başlığı ve içeriğindeki vaad ettiği bilgiler ilgimi çekmişti, Kayıp Rıhtım’ın incelemesine rağmen bir şans vermek istedim ama vermesem de olurmuş. Romalı şair Cicero ile başlayıp oradan zincirli kütüphanelere oradan hereketli ve modern kütüphanelere geçiyor, biraz kütüphane mimarisinden bahsedip modern çağda kişisel kütüphanelerin psikolij etkisine girer gibi yapıp aynı şeyleri tekar ediyor. Genelde küçük bilgieri gereksiz uzatarak ve tekrar ederek pek iyi olmayan bil dille anlatmış yazar.

Son zamanlarda okuduğum en kötü ve gereksiz kitaptı diyebilirim.

Sırada: Jack London - Macera (Bordo-Siyah)

12 Beğeni

Isaac Asimov’un Galaktik İmparatorluk Serisi’nin ikinci kitabı olan Tanrılar ve İmparatorlar’ı okuyorum.

3 Beğeni

Kafa dağıtmak için okuduğum harika gençlik serilerinden birisidir. Üçüncü kitaptayım aylardır. :smiley: Belki de gençlere önerilecek en güzel serilerden bir tanesi. Özellikle Nicholas Flamel, Dr Dee ve tüm o Atalar beni benden alıyor. İçindeki büyüler filan gerçekten çok hoşuma gidiyor. Fantastik yazmayı sevenler için oldukça iyi bir hayalgücü kaynağı da diyebilirim. Seriyi sevmemdeki en büyük etken Atalar ve fantastik mekanlar.

Tek şikayetçi olduğum nokta düzeltisi. Gerçekten ikinci kitapta belki düzelmiştir diyorsunuz ama düzelmiyor. Aynı özensizlikle devam ediyor. Üçüncü kitapta düzelir diyorsunuz ama hayır, yine devam ediyor. Düzeltiyi yapan kişiyi binlerce defa kınıyorum… Yine de bu denli takıntılı biri olmama rağmen içerikteki o denge o kadar hoşuma gidiyor ki göz ardı edebiliyorum. Üçüncü kitabı aldığımda yayınevi fuarda bana devam etmeyecek, satılmıyor filan demişti ben de bırakmıştım okumayı. Her sene mutlaka bir kitabını okuduğum bir seriydi. Biraz ara verdim. Bu sırada yayınevi de ara verdi ama sonra bir u dönüşü yaparak hepsini bastılar. Ben de aldım. Şimdi keyifle yavaş yavaş okuyorum. En azından bitti.

Bu seriyi bundan on-on beş sene önce filan Facebook’ta fantastik seriler aramalarımda bulmuştum ve çok hoşuma gitmişti. Bir yere not alıp beklemiştim. İş Bankası basınca da çok sevinmiştim ama düzelti konusunda hayal kırıklığı yaşattılar. :frowning:

Harry Potter sevdiyseniz bu seriyi de seversiniz ama ikisini çarpıştırmak gibi bir hataya düşmeyin. Nicholas Flamel’in büyüleri, Codex kitabı, ikizlerin yaşadığı olaylar, dünyadaki bir sürü şehre olan yolculuk ve bu yolculukta eski mitlerden alınan Atalar’ın kendi mekanları filan okurken çok keyif veriyor.

8 Beğeni

Sürekli gözüme çarpan ancak uzak kaldığım bir seri idi. Fikir değiştirmiş oldum. :slight_smile:

2 Beğeni

Benim çok sevdiğim bir kitap olmuştu. Ben de bilimkurgu uzmanı değilim ama tarihteki çok önemli bir noktayı değiştirip alternatif bir gelecek yazmak bilimkurgu adına muazzam bir seçim bence.

1 Beğeni

Kitabın ikinci bölümü olan “Başlangıç Koşullarına Duyarlı Bağlılık” bölümünü okusanız, bu hikayenin neden bilim kurgu olduğu anlaşılır olacak.

Bilim kurgu uzak, yakın gelecekte veya uzay gemilerinin uçuştuğu hikayelerden oluşmuyor. Bilim kurgu hikayeleri çoğunlukla bilinen gerçekliğin alternatif kurgulanmasıdır. Eğer bilim kurgu tanımlaması uzak gelecek, uzay araçları vb olursa örnegin J.G Ballard bilim kurgu yazmıyor. Ballard’ın Gökdelen kitabı bilim kurgu değil,

Alternatif tarih Bilim Kurgu’nun alt türlerindendir. Örnegin PKD’nin Yüksek Şatodaki Adam kitabı da bir alternatif gerçekliktir. Lucy Strike kuantum gerçekliğini temel alması nedeniyle Bilim kurgudur, tür olarak tam yeri de alternatif tarihsel bilim kurgu hikayesi.

Bilim kurguyu uzayda, uzay araçlarında arayanlara Ballard şöyle seslenir;

Bilimkurgu uzayda değil insanın kendi içindedir, gelecekte değil bugünde aranmalıdır

9 Beğeni

Bence bu kitabi bilgi verici niteliginden oturu Harry Potter’la degil de Percy Jackson ve Olimposlular serisiyle ayni kefeye koymak daha mumkun. Percy’ye kadar senelerdir kurgu disi mitoloji okudum. Hala kim kimin anasi, kim kimi nerede ne yapmis karistirir dururdum. Mesela gecen gun Bugun Ne Ogrendim basliginda bir arkadasimizin yeni ogrendigi Gorgonlar ve Medusa meselesini ben milletin cocuk kitabi diye burun kivirdigi Percy’den ogrenmistim. O.N.F.S da bende ayni etkiyi yapiyor. Ya mitolojik seyler ogretiyor ya da bildiklerimin altini ciziyor.

5 Beğeni

Ben mitolojiyi hâlâ doğrultamıyorum. :smiley: Kafam o kadar tanrıyı/tanrıçayı alamıyor maalesef ama dediğin gibi daha oturaklı bir anlatım var. Çorba olmuyor en azından. Ben bir de Nicholas ile diğer Ataların arasındaki tatlı husumetleri de seviyorum. :smiley: Hatta bu husumetlere husumet ekleyecek talihsizlikleri de seviyorum ama ilk kitaptaki o Ağaç’a çok üzülmüştüm yahu.

2 Beğeni

Yazımda söylediğim gibi 2. bölümü okudum. Bilimkurgu denilince de aklıma uzay gemileri gelmez. Benim için bilimkurgu çok basit bir şekilde bilim ve kurgudur. Alternatif tarihi bilim üzerine bir kurgu olarak göremiyorum. Dediğim gibi ben işin uzmanı değilim teknik olarak illa ki doğrudur yoksa ne yurtdışında ne de burada bilimkurgu olrak yayınlanmazdı. Ben sadece bu tekniği kabul etmiyorum. Alternatif tarih kurguları farklı bir kategori olmalı, herşeyi bilimkurgu altına tıkıştırmak zorlama geliyor bana. Olur da alternatif tarih oluştururken bilim ile alakalı bir konuyu ele alırsın o da kabulumdür elbette.

1 Beğeni

Percy Jackson ve Olimposlulara bir sans ver. Ayni husumetler orada da var:) En nihayetinde Atalar’in Antik Yunan doneminde Tanri da olduklari dusunulunce…

Gozunun yagini yiyem Rick Riordan’a bir sans ver. Bak o kadar ki yan yana duruyorlar:)

6 Beğeni

Ahahaha. Ben bu seriyi toplayamadım daha. Sadece sanırım iki kitap var ama aradan dereden. Sevmiyorum demiyorum sadece bunları kafamda tutamıyorum. :stuck_out_tongue: Hatta kitaplardan birisini de bir arkadaşa verdim galiba o da elimde yok denilebilir. :smiley: Genelde sahaftan ucuza toplamaya çalıştığım bir seri bu. Zamanla olacak inşallah. :smiley: Yoksa okumamak gibi bir niyetim yok.

2 Beğeni

Rüzgarın Adı - Patrick Rothfuss

Henüz sadece ilk kitabı okudum. Arada spoiler sayılabilecek şeyler çıkabilir baştan uyarayım.

Genel olarak başkalarının kahramanlıklarını anlatan ozandan vazgeçip, kendisi bir kahraman olan ozanı dinlemeyi çok sevdim. Kvothe’nin karizmasının büyük bir kısmını bu sağlıyor. Sadece kahramanlık yapmıyor, kahramanlıklarını da ballandıra ballandıra anlatabiliyor.

Romanda en çok hoşuma giden şey efsanelerin iç içe geçmesi oldu. Rothfuss bir ozanı yazmanın hakkını vermiş. Kvothe’nin gittiği her yerde efsaneler anlatılıyor, bazen kendisi şarkılar söylüyor. Bu efsaneler birbirleriyle etkileşim içerisinde ve bazen gerçek hayatta karşılaşılan şeyleri anlamanın yolu bir efsaneden ya da şarkıdan geçiyor. Çocuk şarkıları, halk söylentileri, ozanların deyişleri iç içe geçiyor ve okurken onları birleştirmenin yollarını arar hale geliyoruz. Bir de aşk meselesi var tabii ki.

Kvothe ile Denna’nın hikayesi çok tatlı değil mi? Gerçeklerden en uzak, ama okuyunca en çok hoşumuza giden hikaye türlerinden. Bence kitabın en güçlü tarafı buydu. Kitap fantastik olarak da güzel elbette, ancak bir insan hikayesi anlatmadığı sürece bir edebiyat türünün başarılı olması pek mümkün değil. Rüzgarın Adı bu insan hikayesini bir aşk hikayesi olarak anlatıyor ve bunu çok başarılı bir şekilde yapıyor. Bir yandan da bu ilişki Forrest Gump ile Jenna aşkına model olarak birebir uyuyor. Kvothe, Gump’ın tamamen tersi. Fazla zeki olmaktan kaynaklı bir kenarda kalma durumu var. Denna ise Jenna’ya birebir uyuyor neredeyse. İsimleri arasında sadece bir harf fark olması bundan mı acaba?

Canımı sıkan tek şey Kvothe’nin gereğinden fazla mükemmel olması. Bir noktada sıkıcı olmaya başlıyor. Kvothe tanıştığı bütün kadınları etkileyebiliyor, sebepsiz yere ona düşmanlık besleyenler haricinde herkese kendisini sevdirebiliyor. Düşmanı olmayı seçenlere hem diliyle, hem zekasıyla çok sağlam dersler veriyor. Harika bir yalancı, hikaye anlatmayı çok iyi biliyor, atletik, hırsızlık yapabiliyor, zeki. O kadar zeki ki her şeyi çok hızlı bir şekilde kavrayıp diğer herkesten daha iyi yapabiliyor.

Tabi serinin ikinci kitabında işler tamamen değişebilir. Bana Kvothe, kadınların favorisi olup hala aklının bir köşesinde Denna’yı tutmaya devam edecekmiş gibi geliyor. Göreceğim.

9 Beğeni

G.R.R Martin’ in Buz Ejderhası’ nı okudum. Kitabın fiziksel güzelliği kadar etkileyici bir hikaye olduğunu düşünmedim. Hikaye boyunca sağlam şeyler bekledim ama olmadı. Okunur bir kitap orası ayrı. Alırsın en fazla bir saatte bitirirsin, koyarsın aldığın yere. :smiley:

4 Beğeni

Çevirisi nasıl peki? Güzel mi?

2 Beğeni

Okurken duraksatan herhangi bir şey olmadı. Gayet akıcıydı. Çeviride bir sorun yok gibi.

2 Beğeni

Emre Aygün ve Alican Saygı Ortanca çevirdi kitabı. Kötü olabilmesi mümkün değil bence :slight_smile:

3 Beğeni

bu ölümsüz - roger zelazny

taze bitirdim birkaç cümle söylemezsem olmaz. yazarın okuduğum ilk kitabıydı. bilimkurgu severliğim ve mitolojiye olan ilgimden dolayı ilgimi çekmişti. pişman değilim yazar gerçekten bilimkurgu ve mitolojiyi muhteşem harmanlamış. aslında kitap başlarda durağan başlıyor, bir de araya vizelerim girince bahaneyle ara vermiş bulundum. fakat sonra elime aldığımda ise bırakamadım, iki gün boyunca soluksuz okudum. bitirince ise hemen yazarın bir diğer kitabı "ışık tanrısı"nı aldım şimdi ona başlayacağım. yunan mitolojili bilimkurgu şöleninden sonra bakalım hint mitolojili bilimkurgu nasıl gelecek.

7 Beğeni

Dünyalar Savaşı’nı (H.G. Wells) okudum.

Öncelikle şunu belirteyim. Bilenler bilir, ben H.G. Wells ve Jules Verne hayranı olduğum için bu adamların kitaplarını beğenmeme gibi bir ihtimalim yok neredeyse.

Kitap; Mars gezegeninden gelen istilacıların Dünya’yı ele geçirmesi ile başlıyor. Aksiyon kitabın sonuna kadar devam ediyor. Konu öyle mantıklı işlenmiş ki normalde bu kadar sayfalık bir kitabı 1 günde bitirmem ama başından ayrılamadım resmen. Mars’tan gelen yaratıkların Dünya’ya uyum sağlayamamaları, kitabın içindeki çizimler, bahsedilen üç ayaklı robotun çoğu dizi/film/kitaba ilham kaynağı olması okuma zevkimi biraz daha artırdı. Kitap sonlara doğru güzel bir ters köşe ile devam ediyor. Okunmasını önerdiğim harika bir kitap. Puanım 15/10.

19 Beğeni

Kitap: İnsanın Evrimi
Yazar: Josef Helmut Reichholf
Çeviri: Nilüfer Epçeli | Almanca
Yayınevi: Say Yayınları
Baskı: 2016, 2. basım

Insanin

Anlaşılır dili, akıl karıştırıcı bilim terimlerinin az kullanımı ile insanın evrim sürecini öğrenmek, araştırmak isteyenler için yararlı bir kitap. Günümüz insanının kafasında yer etmiş olan “insanın maymunlardan geldiği” düşüncesinin yanlış olduğunu, işin doğrusunun bu iki türün ortak bir atadan/atalardan evrildiğini kavramak için okunabilecek yapıtlardan biri…

Kitabı (altmışıncı sayfasındayım) şu anda Susanna Mary Clarke’ın "Jonathan Strange ve Bay Norrell"i (birinci cilt) ile birlikte, dönüşümlü olarak okuyorum. Oldukça keyifli gidiyor…

15 Beğeni