En son Blazing Combat’ı okudum.Kitap kısa kısa savaş hikayelerini ele almış.Amerikan iç savaşından Pers Yunan savaşına,2.Dünya Savaşından 1.Dünya Savaşına deyin her türlü savaşa ait önemli kahramanlık ve bazende ders niteliğinde bölümleri okuyucuya sunmuşlar.Kesinlikle tavsiye ederim.Alın okuyun yıllarca saklayın o derece kaliteli bir Çizgi roman.
Ben Alfa dan şu ana kadar 9 kitabı okumuşum , okuduklarım da gözüme fazla çarpmadı. Yakın zaman olduğu için anımsadıgım Bütün Öykülerde 3-5 tane vardı.
Tamamdır. Bu mesajla serinin rahatlıkla alınabileceği anlaşıldı. Malum Philipp K. Dick ve başka bir iki Alfa kitabında ağzım yandığı için yoğurdu üfleyerek yiyorum.
Aslında PKD kitaplarında da öyle bariz bir sıkıntı yok. Biraz abartılıyor gibi geliyor dizgi hatası meselesi. İthaki kitaplarında , hatta iş modern seri, HAY’da oluyor bu durumlar.
Örneğin gömlek yerine gönlek yazılması beni rahatsız etmiyor ama bir başka okuyan bundan rahatsız olabilir. Belki de en iyisi bir kitapevinde kitapları inceleyin. Benim görmezden geldiğim, görmediğim bu tarz sıkıntılar sizin okumanızı etkileyebilir.
Aynen bencede bazı kitapları hariç PKD kitaplarında öyle çok sıkıntı yok. Biraz algı oluştu sadece Alfa Ayının Kabileleri kitabını okudum geçen ay, şu an Kızıl Göğün Altında’yı (İthaki) okuyorum. Bu kitapta hatalarla karşılaştım ama PKD’de böyle bir durum yaşamadım mesela.
bir yerden sonra eckhart tolle saçmalıklarına dönüşmese sevebilirdim. Hikayesi güzel, [details=“Özet”]
işkence gören idam mahkumu, hücresinde önceki hayatlarına yolculuk ediyor.
[/details]
Ayrıca Adrien Brody’nin oynadığı The jacket filmi, bu kitaptan uyarlanmış.
Zaten şöyle oturup bir iki seferde yok edeyim diyebileceğiniz bir kitap değil. Ben onu otobüs yolculuğunda gide gele 2-3 haftada bitirmiştim Tavsiye ederim.
Eckhart adamın ismi, Tolle ise soyadı. Bir özel ismi nasıl Türkçeye çevirebiliriz bilemiyorum. Ha ufak bir Google kullanımıyla siz de benim gibi Eckhart Tolle’un bir insan olduğunu öğrenebilirdiniz ancak galiba o başka bir başlığın konusu.
Madem bir kişi adı, o zaman ilk harfleri büyük yazılmalı. Ki böyle olsaydı ben de sözcüklerin bir özel adı temsil ettiğini anlar ve bu soruyu sormazdım…
Bana kalırsa başlığın amacı gereği biraz daha açık yazılabilirdi. Elbette Google’dan bakılabilir ama cümledeki vurgu bir insan olmasından ziyade bir kavram gibi göstermiş. Küçük harflerle yazılmasının da bunda etkisi var gibi.
“Bir yerden sonra Echart Tolle’un anlatımındaki saçmalıklara dönüşmese sevebilirdim.” yazılsaydı belki daha açık olurdu.
Yok illa Türkçeleştireceksek:
Yeterince iğrenç bir espri olduğunu düşünerek gidiyorum…
Söylediklerinize kesinlikle katılıyorum. Normalde Faust’un gönderisi olmasa, muhtemelen önce Eckhart Tolle’un ne (kim) olduğunu öğrenip Crissoliva’yı uyarırdım. (Gerçi forumda imla kurallarına dikkat etmemek ne yazık ki bir alışkanlık haline geldiği için böyle bir şey yapıldığında uyaran uyarılandan daha fazla tepki çekiyor.)
Ama bilgiye erişim bu kadar kolayken, forumda ya da bir başka sosyal mecrada bilmediğimiz bir şey gördüğümüzde en azından önce bir Google araması yapıp ondan sonra meramımızı dile getirmek daha doğru bence. Yalnızca buna dikkat çekmek istedim, üslubum yanlış anlaşıldıysa kusura bakmayın. İzninizle konuyu kendi adıma burada sonlandırıyorum.
Tabii unutkan olduğumdan her şeyi ben söylemiştim diyerek yırtıyorsun. Aslında bu adamı ben sana söylemiştim fakat sen bana söylemişsin gibi yaparak böyle düşünmeni sağladım. Sen de buna inandığın için bana burada atar gider yapıyorsun. Yüzüğümü takar yoluma devam ederim. Nihaha…
@IshamaelAnaaa, dur dur hatırladım. Hakikaten sen demiştin ama olsun benim sayemde dedin. Eğer benimle tanışmana vesile olan o olay olmasaydı (her neyse o olay artık. Hatırlamıyorum. Neyse…) seninle muhtemelen çok konuşmaz böylece Echart Tolle konusuna da erişemezdik. Hey gidi… Hâlâ not aldığım yerde duruyor. Biliyor musun? (Eh, artık biliyorsun. Başlığı sessizce terk edelim. Hışşt… )