Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

https://i1.wp.com/www.kurgusanat.org/wp-content/uploads/2016/05/disk-dünya-incelemsi-kurgusanat-e1535929789864.jpg?fit=990%2C495&ssl=1

Diskdünya Serisi 1 - Büyünün Rengi

Geç olsun ama güç olmasın diyerek bu kahkahalar tufanı kitaba dair bir şeyler yazmak istedim. Aslında tek kitap için bile söylenebilecek çok şey var fakat molalarda yazacağım için muhtemelen birçoğunu unutacağım ama olsun.

Uzak, elden düşme bir boyutta, düz olsun diye tasarlanmamış bir astral düzlemde, kıvrım kıvrım yıldız sisleri dalgalandı ve aralandı…

Bak…

Büyük Kaplumbağa A’Tuin geliyor: Hantal bacakları hidrojen kırağısı kaplı, devasa ihtiyar kabuğu meteor kraterleri ile delik deşik; yıldızlararası boşlukta ağır ağır yüzüyor. Asteroid tozu ve çapakla kabuk bağlamış deniz büyüklüğündeki gözleri, Hedef’e kilitlenmiş.

Bir şehirden daha büyük beyni, jeolojik bir yavaşlıkla, Yük’ü düşünüyor yalnızca.

Yük’ün büyük kısmını elbette, A’Tuin’in kabuğundaki dört adet fil oluşturuyor. Berilla, Tubul, Büyük T’Phon ve Jerakeen. Bu dört fil, yıldız ışığı altında bronzlaşmış geniş sırtlarında, yüksek çağlayanların kuşattığı, süt mavisi gökkubbenin taçlandırdığı Disdünya’yı taşıyor.

Fillerin ne düşündüğünü, astropsikoloji henüz keşfedemedi.

İşte böyle başlıyor Diskdünya macerası. Fillerin ne düşündüğü daha bilinmeyen, Ankh-Morpork’da turistlere “gerizekalı” denilen; yedinden büyük ama dokuzdan küçük, dördün iki katının söylenmemesi gereken; içindeki altınlara göz dikmeden önce bin kere düşünmeniz gereken bir sandık ile turist İkiçiçek ve Rincewind ile tekinsiz ama eğlenceli bir macera.

İkiçiçek yaşadığı yerde memurluk yapmaktadır fakat bir gün Diskdünya’nın başka yerlerini gezip hayallerinin peşinden koşmaya karar verir. Bu karar onu Ankh-Morportk’a kadar getirir fakat dilini pek bilmediği ve para için her türlü dalavereyi çevirecek bir topluma, koca bir sandık dolusu altınla adım atmıştır. Tabii bu bakış açısı halkın bakış açısıdır. İkiçiçek’e göre yanına üç kuruş para almıştır ve baktığı her yerde macera, heyecan ve eğlence görmektedir. İşte bu yolculuğunun hemen hemen başlarında onun dilinden anlayan birisi ortaya çıkar: Rincewind. Kendisi aslen bir büyücü olmasına rağmen yaptığı bir hata sonucunda okuldan atılmıştır.Aşırı panik, sürekli endişe duyan ve talihsiz talihli bir büyücüdür kendileri.

Sanırım bu kadarı seriye başlamak için yeterince merak unsuru içeriyor. İçermiyor mu? Eh, o zaman şunları da ekleyeyim:

  • Ankh-Morpork nasıl yandı?
  • İkiçiçek’e ne oldu?
  • Rincewind Ölüm’den bu kez kaçabilecek mi? (Aaa, bakınız burayı nasıl da unutmuşum. O köşe başında veya şu köşe başında, yüzü ister istemez gülümseyen, elinde tırpanıyla Ölüm sizce nerededir?)

Tüm bunları eminim merak etmişsinizdir. Diyelim ki hâlâ ilginizi çekmiyor o zaman size şunu diyorum: Kafanız mı bozuk, canınız mı sıkkın o zaman Diskdünya size iyi gelecek. Alın, okuyun, kafanız dağılsın. Terry Pratchett’in espri anlayışı gerçekten keyif veriyor. Özellikle öyle bir Tanrı kavramı var ki her aklıma geldiğinde gülesim geliyor.

Bu kadar övdükten sonra yok mudur bu kitabın da eksi yönleri? Elbette var. Öncelikle bölüm geçişleri bir anda ve kısa olduğu için başlarda biraz kafa karışıklığı yaratıyor. Paragraftan paragrafa geçerken bir bakmışsınız başka bir olaya çevirmişsiniz gözlerinizi. Bu biraz ilk etapta zorluk yaratıyor. Bu paragraflar arasına boşluk yerine minik bir işaret koyulsa daha hoş olabilirdi. İkincisi ise Dikdünya’nın kendine has yön isimlerine alışmak oldukça zor. Şahsım adına buna pek alışamadım. Kafamın içinde örümcek ağına döndüğü için bunu es geçmeye karar verdim. Belki okudukça daha rahat benimseyebilirim.

Unutmadan bu kitabın arkasında güzel bir harita da var. Son sayfaya ayrıca eklenmiş. Diskdünya ilk basıldığında bu harita yokmuş. Hatta bir de not düşülmüş “Harita filan yok. Espri anlayışını haritalarla gösteremezsin,” diye. Delidolu ise (tahminen) daha sonraları Terry Practchett ve Stephen Briggs tarafından hazırlanmış haritayı eklemeyi ihmal etmemiş.

Arka Kapak Yazısı:

Pratchett’ın, yolculuk ve turizm temasını oldukça derinlikli bir şekilde işlediği serinin ilk kitabı Büyünün Rengi’nde tanıştığımız İkiçiçek karakteri, DiskDünya’nın en büyük şehri Ankh-Morpark’a ayak basan ilk turist oluyor. Burada çevresine adeta para saçarak garip davranışlar sergileyen DiskDünya’nın ilk turistine yol göstermesi için bir rehber gerekiyor. İkiçiçek’in imdadına Rincewind adında, heyecanlı tavırlarıyla dikkat çeken, ama okuldan bile atılmasına sebep olabilecek kadar başarısız sayılabilecek bir sihirbaz yetişiyor. Kısa sürede kaynaşan(!) iki yoldaş, ilerleyen zamanlarda tehlikelerle dolu bir maceraya sürükleniyor.

Olaylar sarpa sarmışken, DiskDünya’daki filozoflar Büyük A’Tuin adlı kaplumbağanın nereye gittiği ya da çiftleşip yeni diskdünyalar yaratıp yaratmayacağı üzerine kafa yormakla meşgul görünüyor. Geleceği değiştirmek isteyen ve Rincewind’in peşine düşmek için oldukça geçerli bir sebebi olan sihirbazların varlığı ise ortama tuz biber ekiyor…

21 Beğeni