Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Hazır vakit bulmuşken son zamanlarda okuduklarımı inceleyeyim dedim.

http://www.delidolu.com.tr/wp-content/uploads/2015/11/DD2_fantastik_isik_kapak.png

Fantastik Işık - Terry Pratchett

“Karanlık, ışığın tersi değil, yalnızca ışığın yokluğudur. Kitaptan yayılan şey karanlığın diğer ucunda olan ışıktı: fantastik ışık.”

Büyünün Rengi ile başladığımız bu çılgın, akıl almaz, uçuk kaçık, deli dolu maceramıza Fantastik Işık ile kaldığımız yerden devam ediyoruz. Rincewind ve dünya yansa hasırı yanmayan İkiçiçek Diskdünya’nın acayip bir yerindelerdir. Yoo, biz kesinlikle ağaçların konuştuğu bir yerden bahsetmiyoruz. Ağaçlar konuşur mu hiç? Neyse ağaçları boş verelim… Asıl mevzu Barbar Cohen ama bu da başka bir hikaye ve başka bir zaman anlatılmalı. :sweat_smile: (Okumazsanız olacağı buydu. Ne bekliyordunuz ki?)

Genel hikaye; büyü mezheplerinin yaklaşan alametten kurtulmak için Rincewind’in peşine düşmelerini anlatıyor. Tabi bu karmaşadan kurtulmak için varını yoğunu ortaya koyan Rincewind’in nasıl hâlâ kalp krizi geçirmediğini merak ediyorsunuz. Hikayenin sonu ise gayet güzeldi.

Niran Elçi’nin çevirisinin harika olduğunu daha önce de belirtmiştim ama bir kez daha belirtmekte fayda var. Genel anlamda da kitapta neredeyse hiç kusur yok. Ne bir yazım yanlışı ne de bir anlatım bozukluğu vardı.

Eşit Haklar - Terry Pratchett

Tabii hızımı alamayınca hemen üçüncü kitap olan Eşit Haklar’a başlayayım dedim. Büyük bir iştahla okumaya başladım. Kitabın girişi çok iyiydi. Epey güldüm fakat aklım hep Rincewind’e gidip duruyordu. Nasıl gitmesindi? Neyse efendim sonra yavaş yavaş Havamumu Nine’ye alışmaya başladım.

Burada ana karakterimiz küçük bir kız olan Eskarina’nın büyü dünyasına giriş hikayesi ile karşılaşıyoruz. Kısaca Esk büyücü olarak seçilmiştir fakat bir sorun vardır: Diskdünya’da hiç kadın büyücü yoktur. Havamumu Nine de Eskarina’ya göz kulak olmaktadır. Aslında ona Cadı olmayı öğretmeye çalışıyor çünkü Diskdünya’da kadınlardan Cadı erkeklerden ise Büyücü olmaktadır fakat işler düşündüğü gibi gitmez. Eskarina’nın sihirbazlık eğitimi alması gerektiğine yaşadığı deneyimlerden sonra emin olur ve onu alıp Görünmez Üniversite’ye götürmeye karar verir.

Çeviri ve editörlük yine sorunsuzdu. İlk iki kitaptan sonra bu hikaye bana daha durgun geldi. Gülünecek yerler yine vardı ama ilk iki kitaptaki kadar değildi. Enerji olarak ben bir tık daha aşağıda buldum. Unutmadan eğer okumadıysanız arka kapak yazısını okumayın. Emin olun böylesi daha güzel.


Bu iki kitap bittikten sonra onu mu okusam yoksa şunu mu okusam derken her şeyden biraz biraz okuyup hiç birine ısınamadım. Öyle kurbağa gibi dururken sağ olsun canım @Asli_Dagli yardımıma koştu. :smiling_face_with_three_hearts:

https://cdn.1000kitap.com/resimler/kitaplar/12287_24_Saat_Acik_Kitapcinin_Sirri-Robin_Sloan813.jpg

24 Saat Açık Kitapçının Sırrı (Bay Penumbra’nın 24 Saat Açık Kitapçısı) - Robin Sloan

Önceleri dayanamayıp yarım yamalak tüyolar vermiştim şimdi bunları bir arada toplamanın vakti geldi. Hızlıca çeviri ve editörlük konusunda hiçbir sorun olmadığını belirtmek isterim.

Şimdi saralım en başa… Kitabı açar açmaz yazarın Türkiye’ye yaptığı seyahat ile ilgili bir anı karşılıyor sizi. Bu anıyı okurken önce gerçek değil sandım. İnanmak istemedim ilk başta diyelim. :smiley: Bu sayfaları konuda aratarak bulabilirsiniz. Kendisinin şu sözleri oldukça dikkat çekici:

“Ben Türkiye’deyken dünyaya bakış açım değişti ve bu da benim tüm hayatımı etkiledi.”

Artık bayrak mı asarsınız yoksa halay mı çekersiniz ya da benim gibi hayret mi edersiniz bilemiyorum.

Gelelim içeriğe… Ekonomik kriz yüzünden işsiz kalan Clay Jannon birçok işe başvurduktan sonra kriterleri gittikçe düşer. Artık umutsuz bir haldeyken Bay Penumbra’nın Kitapçısı’nın önünde bulur kendisini. Artık hiçbir kriteri de olmadığı için burada çalışmayı kabul eder. Buna kendisi de şaşırır ama artık hikayemiz onu seçmişti bir kere.

Kitapçının gece vardiyasını Bay Penumbra kendisine verir. Tabii bu arada birkaç şartı da kabul etmesi gerekir. Clay neden geceleri açık bir kitapçı olduğunu ilk başlarda anlamaz ama kısa süre sonra tuhaf kitapların, tuhaf müşterileri olduğunu görür. Bu tuhaf müşterileri Penumbra’nın da isteğiyle kayıt defterine not almaya başlar. Aslında bahsedecek çok fazla şey var. Okunuşu oldukça keyifli ve sürekli bir şeyler çözmeye çalıştığınız için hızlı ilerliyor. Sırlar yavaş yavaş ortaya çıkınca da işler biraz karışıyor. İşin içine tarikat liderleri de karışınca gizli kapaklı işler yapılmaya başlanıyor. Bir yandan da Google çalışma ortamı ve projelerle alakalı bizlere çok garip gelecek ayrıntılar var. Teknolojik gelişmeler de cabası.

Kısacası sürekli aynı tür kitaplar okuyorsanız ve keyifli bir ara vermek isterseniz tavsiye ederim. Gerçekten güzel bir şoklama kitap olduğunu düşünüyorum.


Sanırım şimdilik bu kadar. Son bir buçuk ayda ancak bu kadar okuyabildim. Malumunuz üzerine Alfa’nın bastığı Jules Verne - Karpatlar Şatosu’na da başlamıştım ama okumayı şimdilik başaramadım. Hikayesi güzel ama korkunç miktarda virgül kullanımı var. Yerli yersiz virgül kullanılırsa böyle olur. Çok üzüldüm… Çok fazla okumak istiyordum ama aynı cümleyi doğru vurgularla anlayarak okumak için defalarca başa dönmek gerekiyor. Yoğun dönemde okunacak bir kitap değilmiş. Başına zaten yorgun otururken bir de böyle bir yorgunluğu kaldıramadım. Umarım diğer Jules Verne kitapları da böyle değildir yoksa işimiz iş demektir.

17 Beğeni