Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Üçüncüyü the trove’dan kendi dilinde rahatça bulabilirsiniz. :pirate_flag:

1 Beğeni

Dune serisini ben de çok merak ediyorum. Ancak her yerde aşırı fazla övülen vakıf serisi benim için o aşırı beklentiyi karşılamayınca(5.kitaptayım) bu tür kült serilere karşı beklentileri düşürme kararı aldım…

2 Beğeni

Frank Herbert - Dune

0000000270472-1

Spoiler içermez.

Okuduğum en iyi bilimkurgu. Açık ara bu böyle. Bazı eserlere puan vermek falan baya gereksiz bence. Özellikle 1-5 arası yıldız vermenin hassasiyeti çok düşük. Bu kitap 5 yıldız alıyor ama onunla yarışacak kaç tane 5 yıldız verdiğim kitap var? Çok az.

Aslında hakkında çokça inceleme, spoiler ve açıklama bulunmasından dolayı ben genel anlamda kitabın ne anlattığından değil de biraz daha yan yollardan bahsetmek istiyorum. Umarım keyifli bir yazı olur okuyanlar için. Okurken size zarar verecek bir spoiler vermeyeceğim.

İçerisinde Arapça, Farsça terimler bulunan, tuhaf bir kitap aslında.Zaten böylesi güzellikler böylesi tezatlardan, tuhaflıklardan çıkmaz mı her seferinde? Mükemmel bir anlatım var. Bölüm başlarındaki Prenses İrulan’a ait yazılar, anılar, bazı kitaplara atıflar, ufak cümlecikler… Günümüzde çok kullanılmaya başlanan bir yöntemin(Brandon Sanderson çok sever) en başarılı örneklerinden birisi. Hatta birincisi belki de. Bir iki örnek vereceğim elbette.

" Sonuna kadar izlenen yol insanı hiçbir yere götürmez. Bir dağın gerçekten dağ olup olmadığını anlamak istiyorsanız ona yalnızca birazcık tırmanın. Eğer dağın tepesine ulaşırsanız, dağı göremezsiniz."

Kitabın ortalarında Paul, yerli halk Fremenler tarafından ilk etapta “çocuk adam” olarak çağrılıyordu. Komik bir çeviri olmuş. Tabi günümüz için. İçimden habire nar ekşisi isteyip istemediğini sordum çocuk adama :slight_smile:

Dune ve Buz ve Ateşin Şarkısı serileri arasında büyük benzerlikler dikkatimi çekti. Bunun gibi bir diğer durum da Yüzüklerin Efendisi - Harry Potter arasında vardı. Çok fazla esinlenme mevcuttu. Bu iki siyasi kurguda ise, biri(Dune) daha çok bilimkurgu, biri(BVAŞ) fantastik tarafını temsil ediyor gibi bir durum olmuş. Martin’in esinlendiği ise kesin bana göre. Mesela Hawat-Littlefinger, mesela Wildligs-Fremens, mesela Müeddib-Azor Ahai… Böyle elli tane benzerlik sayarız da yine elli birinciyi bulabiliriz. Mesela büyük hanedanlar olması. Bu ailelerden birinin daha gururlu, diğerinin daha emperyalist ve çıkarcı olması yine örnek olabilir. Mesela vaadedilmiş bir prensin o sürülmüş ya da yerli halkla br şekilde bir bağ kurması, onlarla zaman geçirmesi ya da yaşaması… Ya da Stilgar’la Tormund’u, Chani’yle Ygritte’i benzeten bir ben olamam herhalde. Ne bileyim efsanevi dövüş ustaları falan… Tabii ki Martin’in esinlendiği öykünün gerçek tarihten geldiğini zaten biliyoruz ama Martin bunu yaparken, muazzam eserini Dune’dan da besleyerek iyice mükemmelleştirmiş. Saygı duyuyoruz. Rahatsız olacak bir durum değil.

Dune aynı zamanda alegorinin dibi. Belki Yüzüklerin Efendisi’nden bile daha fazla alegori var içinde. Arrakis, Ortadoğu’ya, İmparatorluk, emperyal güçlere, Harkonnenler ise emperyal güçlerin Ortadoğu’daki pis işlerini yapan katil devletlere ne kadar da benziyor değil mi? Coğrafyada su sorunu baş göstermişken, yer altında baharat adında bir zenginlik olmasına ne demeli? Petrol alegorisi burada güzel işlenmiş. Din kavramına ise çok ilginç ve aslında günümüzde de karşılığı olan bir açıdan yaklaşılmış. Dine ya da o yerli halkın inançlarına bakıldığında, bunun aslında o insanların kafasına kasten sokulmuş bir büyük planın parçası olduğunu görüyoruz. Bene Gesserit denilen grup bu konuda çok kilit noktada. İnsanların din algısı eserde bilimle, kurgubilimle açıklanıyor aslında. Şu güzel alıntı da din-siyaset birlikteliğiyle ilgili çok etkileyici geldi bana.

" Din ile siyaset aynı arabada gittiğinde, sürücüler karşılarında hiçbir şeyin duramayacağını sanır. Dümdüz gider, giderek hızlanırlar. Engelleri tamamen göz ardı eder ve körlemesine gidenlerin uçurumları çok geç fark edeceğini de unuturlar."

Ne diyeceğimi bilemiyorum. Katman katman bir şaheser. Her sayfası dolu, her sayfası bize bir şeyler veriyor. Bunca bilginin, olayın olduğu bir eserin konusundan bahsetmek istemedim. Hangi birini anlatacaksın ki? Tek söylenmesi gereken, okuyun. Bu kitabı okuyun. gerçekten güzel bir kitap. Pişman olmanız imkansız.

goodreads’te de bir like alırım her zamanki gibi. :slight_smile:

32 Beğeni

Adsız

Eğer dini konularda hassassanız pek okumanızı tavsiye etmem. Adem ile Havva’nın yaratılışından, cennetten kovuluşlarından başlıyor. Kabil’in Habil’i neden öldürdüğüne değiniyor ve Kabil’in geçmiş ile gelecek arasında dolaşırken dini bazı olayları Kabil’in gözünden okuduğumuz felsefi bir kitap. Kitapta müstehcen kısımlar var. Kitabı beğendim ama dediğim gibi dini konularda hassassanız okumanızı tavsiye etmem.

19 Beğeni

Batı kurgusunda yüzyıllardır olan ögeler bunlar. Özellikle beyaz erkek ve yerli kızı aşkı ve beyaz erkeğin kendi insanından kopup yerlilere katılması, hatta onların lideri olması.

1 Beğeni

Yanlış anlaşılmasın, Herbert ilk kitapta bir “Mighty Whitey” klişesi yaratsa da bunu devam kitaplarında tepe takla eder. İlk kitapta bilinç altımıza yedirdiği mesajları, devam kitaplarında yüzümüze tokat gibi vurur. İlk okuyuşta yakalayamayacağınız, ta ki Dune Mesihi’ni okuduktan sonra farkına varacağınız bazı şeyler, aslında yazarın ilk kitabı sadece bir araç olarak kullandığını farketmenizi sağlar.

Seride sadece ilk kitabı okuyup kenara kaldırmak, bir nevi Dune’un tuzağıdır. Tam da bu yüzden sadece ilk kitabı filme uyarlamak, seyirciyi açmaza sokar. Hikayenin devamını anlatmayacaksa eğer, o filmin bir süper-kahraman filminden farkı kalmayacaktır.

Yazar, yaptığı söyleşilerde niyetini açıkça dile getirmiştir.

12 Beğeni

Mesih’te kurtarıcı figürünün zararlarını anlatıyor, ama onu yapmak için de ilk kitabı kurtarıcı figürü hikayesi yapmak zorunda kalmış. İlk kitabın sonunda da olacakların sinyalini veriyor.

1 Beğeni

O gün yazdığında da okumuştum. Şimdi tekrar okudum. Sen attıkça okuyacağım sanırım bunu. Eline sağlık tekrar :grimacing: Hala başlayamadım tüm kitaplarını edinmiş olmama rağmen. Ocak başında baslayabileceğim, etkinlik olmasa daha da uzardı. Sarmaldan 15 sene önce okudum en son.

1 Beğeni

Bu söyleşiyi kitaplardan önce okursak sürpriz bozanla karşılaşır mıyız?

1 Beğeni


Bu seriyi bu yıl bitiririm diyordum ama Kasım"da başlayınca seriye pek mümkün olmadı.3.kitabı anca bitirip,yeni yıla 2 kitabını bırakmak zorunda kalacağım sanırım.

3 Beğeni

Isaac Asimov - Ben, Robot kitabını okudum.
Asimov’un okuduğum ilk kitabıydı ve çok beğendiğimi söyleyebilirim. Okumadan önce kitabın güzel olacağını tahmin ediyordum fakat bu kadar sürükleyici bir kitap ile karşılaşacağımı beklemiyordum. 2 oturuşta bitirdim kitabı.
Anlatılan her hikayenin kendine has bir yapısı olması, temelde aynı noktayı ele alsalar bile bambaşka örnekler üzerinden anlatması çok hoşuma gitti. Kitabın sonundaki “Benim Robotlarım” bölümü de kitaba ayrı bir anlam katmış, onu da oldukça beğendim. Hikayelerin hepsi hoşuma gitse de en çok beğendiklerim “Mantık” ve “Kanıt” isimli hikayeler oldu.
Sonuç olarak başarılı ve sürükleyici bir eserdi benim gözümde. Yapay zeka ve robot/insan ilişkileri üzerine bir kitap okumak istiyorsanız uğrayacağınız ilk durak bu kitap olabilir.

21 Beğeni

Kitabın içeriğine dair spoiler içermiyor. Ancak yazarın üstüne durduğu alt metni kendiniz keşfetmek istiyorsanız, kitabı okuduktan sonra dönmek isteyebilirsiniz.

image

Kitap Kulübü etkinliği için alıp okuduğum Sapık’ı çok beğendim. İlk başlarda ''Serinin diğer kitapları gibi mi acaba? ‘’ diye başlamıştım kitaba. Fakat ikinci bölümden sonra tek oturuşta bitirdim kitabı.

Kısacası serideki en iyi kitaplardan birisi oldu benim için. Daha detaylı yorumumu da etkinlik için açacağım konuda paylaşacağım.

Puanım 8/10

22 Beğeni

Benim öyle bir yeteneğim yok ama yine de ilk kitap bitince okuyayım. :slight_smile: Bu arada ben sizin nick’i “Dıvne” diye okuyorum ama Dune geliyor aklıma. Aslında Dune o değil mi?

Pek üstüne düşünmedim ama ben Dune gibi okuyorum. Nicki, 2017’de karşıma çıkan Dune temalı bir gruptan arakladım aslında.

3 Beğeni

Galaksi Şeytanları

İçerisinde 5 adet öykü bulunan bu kitabı çok beğendiğimi söyleyerek başlayayım. Öykülerde genellikle dünya dışı yaşamla temas ana planda. Karanlık Bir Dünya ve Ayıklama hariç, dünya dışı yaşam formları ile bizim aramızdaki farktan dem vurarak insanlık eleltirisi yapmış Asimov. Karanlık Bir Dünya’da ise bambaşka bir gezegen üzerinden orta çağ göndermeleri ile bezeli harika bir eleştiri getirmiş yine. Ayıklama ise direkt bizimle alakalı, gelecekte geçen kısa ama çarpıcı bir öykü olmuş. Galaksi Şeytanları, Karanlık Bir Dünya ve Yeşil Lekeler en beğendiğim öyküker oldular ama diğer iki öykü de gayet başarılıydı. Bilim kurgu sevenlere tavsiye ederim.

Herkese keyifli okumalar dilerim.

24 Beğeni

Roma dönemi Latincesinde U yoktu. V vardı sadece ve U gibi de okunurdu. Dune diye okunması doğru yani.

1 Beğeni

İş Bankasının çıkardığı Türk Edebiyat Klasikleri dizisindeki 51. ve şimdilik son kitap olan Esrar-ı Cinayat’ı (Cinayetin Sırları) okudum.

Osmanlı polisiyesi için bir başlangıç kabul edilen kitap için amatör gibi tabirler kesinlikle kullanılamaz bana kalırsa. Günümüzde yazılan polisiye eserler gibi sonuna kadar merakla okutuyor. Kitaptaki zeki dedektifimiz Osman Sabri karakteridir. Cinayet mahaline giden karakter ilk andan itibaren bir Sherlock havası ile olayları ele alıyor. Ayrıca kitap tek taraflı kalmayıp katilin de gözünden olayları anlatması günümüzdeki kitaplarda da pek rastlanılan bir olay değil. Karakterler ve olay örgüsü çok iyi işlenmiş. Gereksiz bulabilecek bir karakter bile yok. Ama yine Osmanlı’daki cariye ve hadım olayları eklenmiş kitaba. Ayrıca kitapta bulunan Mecdeddin Paşa (karakterin adı bu, gerçek Paşa’nın ismi değil) karakteri, kitabın yazıldığı dönemde var olan ve türlü düzenbazlıklar yapıp yurttan kaçan bir Paşa’ya ithaf edilmiş. Kitabı okuyan herkes o Paşa’yı anlayabilirmiş. Ayrıca yazar, o dönemki adalet sistemlerine de ince göndermeler yapıyor.

Kitabın konusundan da kısaca bahsedeyim. Kitabın arka kapağında da az çok bahsedildiği için sürpriz bozan fazla yoktur. Bir mesire yerinde bulunan 3 ceset ile olaylar başlar. Ardından bir intihar mevzusu ile olaylar dallanıp budaklanır. Arada sırada yazarın bizlere bilgiler vermesi de o dönemi güzel yansıtıyor.

Ben polisiye eserleri ayrı bir sevdiğim için bu kitabı da çok beğendim. Türk Edebiyatı merakınız olmasa bile okunacak güzel bir polisiye. Puanım 10/10.

13 Beğeni
  1. Abdülhamid sıkı bir Sherlock ve polisiye roman hayranıydı. Acaba bu kitabın yazılmasında onun polisiye sevmesi etkili olmuş mudur?

Bu kitap için öyle bir bilgiye rastlamadım ama dediğiniz gibi polisiye hayranı olan 2. Abdülhamit, bazı Sherlock eserlerini tercüme ettirmiş. Hatta bazı yazarlara polisiye yazıları yazdırdığını da okumuştum. Sorunuza kesin bir cevap veremem ama Erol Üyepazarcı’nın Korkmayınız Mister Sherlock Holmes kitabından bilgi alabilirsiniz. Ben okuduğum Osmanlı polisiye eserlerinde bu kitabın ismini çok duydum ama basımı olmadığı için okuyamadım. Osmanlıdan günümüze kadarki polisiyenin tarihçesi var içinde.

2 Beğeni