Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Hyperion

Okuma Etkinliği - Hyperion (Spoiler İçerir) kapsamında okumaya başlamıştım. Son dönemde Zamanın Çocukları’yla beraber büyük heyecanla alıp okumaya başladığım ikinci kitap oldu ve yine çok keyif aldığım bir okuma süreci yaşadım.

Gerçekten söylendiği kadar varmış. Evet eleştireceğim yerleri var ama hemen söyleyeyim, genel olarak bakarsam okuduğum en iyi bilim kurgu kitapları arasına rahatlıkla girdi. Kitap başlangıçta biraz durağan ve zor okunabiliyor ama devamında çok iyi bir seviyeye çıkıyor. Açıkçası ilk iki bölümde “o kadar da değil sanki” dedim ama ilerledikçe resmen içinden çıkamadım. Etkinlik sayfasında da bir yığın teoriyle tartışmaya devam ediyoruz kitabı. Zaten ilk kitapta ana hikaye bitmiyor, açıkçası ikinci kiyabı merakla bekliyorum. Buradan sevgili @YaprakOnur’a hem çeviri için teşekkür ediyorum hem de ikinci kitap için ricada bulunuyorum ve kolaylıklar diliyorum. :slight_smile:

Yazarımız Canterbury Hikayeleri’nden esinlenerek bu kurguyu oluşturmuş. Yani akan bir ana hikayemiz var ancak bunun haricinde karakterlerimizin öyküleriyle devam ediyoruz sonuna kadar. Bana biraz da Locus Solus’u hatırlattı okuma olarak, özellikle başlarda. Dediğim gibi karakterlerin hikayeleri ile kurgumuz devam ediyor. Ancak burada bir durum var, yazar sabit bir şekilde yazmamış, her bölüm bambaşka tarzlarda gitmiş. Bir bölüm günlük şeklinde, diğer bölüm birinci şahıs, başka bölüm ise tanrısal anlatıcı şeklinde hikayeleri bize aktarmış. Bazen karakterlerimizin dışında kalan ama onları etkileyen kişilerin hikayelerini de bize sunmuş. Tüm bunda amaç Hyperion serisine bizi hazırlamak ve genel olarak gezegen, savaş ve koşullar hakkında bilgi vermek. İkinci kitaba baya bilgili ve soru işaretli gireceğiz kısaca.

Kitapta gerçekten bir bilim kurguda ne ararsanız var; uzay savaşları, ışınlanma, eş zamanlı iletişim, yapay zeka, farklı türler, kolonileşme, gelişmiş teknoloji, dini ve felsefi öğeler, sanal gerçeklik, hibrit insan vs gibi. Çeşitlilik konusunda gördüğüm en zengin kitaplar arasında. Biraz bana Phlebas’ı Hatırla’yı da hatırlattı gerek kurgusu gerekse okuma deneyimi olarak ama ona göre daha fazla Hyperion hakkında bilgi içeriyor (Phlebas’ta Kültür hakkında neredeyse hiçbir şey yoktu) ve de ona nazaran biraz daha anlatmak istedikleri olan bir kitap. Nitekim yazara literature-map.com’dan baktım, İain M. Banks’e baya benzetiliyormuş zaten tarzı. :slight_smile:

Farklı hikayeleri farklı şekillerde yazmış demiştik, aynı zamanda farklı dokularda da yazmış yazarımız. Mesela ilk hikayemizde Lovecraft havası aldım ben, bir diğerinde askeri bilim kurgu tarzı varken, örneğin bir başka hikayede Ursula okuyormuş gibi oldum (ciddi şekilde Ursula tadı aldığım nadir kitaplardan oldu bir bölümüyle de olsa). Yani çeşitlilik konusunda ne kadar övsem yetmeyecek. Gizemlilik konusu da çeşitlilikten aşağı kalmaz, onu da söylemeliyim.

Eleştireceğim konu ise belki de benim görüşümle ilgili; uzak bir gelecekle ilgili olmasına rağmen 19. ve 20. Yüzyıllara biraz fazla atıf var. Yani şairlerden ya da kitaplardan örnek verirken fazla güncel kalıyormuş gibi hissettim okurken, tabii bu olamayacak bir şey değil ama ben belki de biraz daha farklı beklerdim. Bir diğer eleştirim de bir ara erotik-aksiyon kitabı okuyor gibi hissetmiş olmam. Yani tabii ki kurguyla ters değil ve önemi de var anlatılan yerlerin ama bir ara dozu biraz fazla yükselmiş gibi hissettim. Yine bu durum da kitabın eksisinden ziyade benim bakışımla alakalı sanırım. Yine de bunlar okuma keyfimden çok da bir şey eksiltmedi.

Ben genelde anlattığı konuya girmeyi çok sevmiyorum kitap yorumlarken, özellikle de böyle süprizlerle dolu bir kitap için hiç girmek istemem. Bilim kurgu seviyorsanız zaten alıp keyifle okuyunuz efendim, pişman olacağınızı çok zannetmiyorum. Ama dediğim gibi başlarda biraz emek istiyor kitap, onu belirtelim. Beklenti önemli, inanılmaz yüskek aksiyon okuyacağım diye başlarsanız ilk bölümde boğulabilirsiniz, ancak kitap bu ihtiyacınızı da ilerledikçe karşılayacaktır.

Herkese keyifli okumalar dilerim.

32 Beğeni