Kaosun Kutsal Kitabı-Albert Caraco
"Hayat yenileceğinden hiç şüphe etmeksizin varolmaya harcanmış bir çabadır." Yıllar önce bu özdeyişi okuduğumda çarpılmışa dönmüştüm. Depresyon vs. ile çok küçük bir yaşta tanışmam dolayısıyla hayata olumlu bakamıyor ve negatiflikler denizinde yüzüyordum. Bu sözle karşılaştığımda hissettiğim şey yalnız olmadığımdı. Bu sözün sahibi Schopenhauer hayatın özü itibariyle hiçbir çabaya değmeyeceğini, her hazzın sonunda acı veya can sıkıntısı olduğunu ve her arzunun tatmin olduktan sonra yerini anlamsızlığa hatta pişmanlığa bırakacağını söylüyordu. Hak veriyordum. Bir sürü kitabını aldım,okudum. Hala en sevdiğim ve en çok okuduğum filozoftur kendisi. Lakin kendisinin sunduğu reçete belki doğru olsa bilr uygulanabilir bir yanı yok. Yani herşeyden el etek çekip münzevi bir keşiş yaşamı sürmek, dahası intihar etmek. Kaldı ki kendisi hayatın her türlü zevkini tadarak 70'li yaşlarına kadar yaşamış. Velhasılıkelam hala üslubuna hayranım,nokta atışı tespitleri günümüzde de geçerliliğini koruyor. Bunun yanında biraz umuda ihtiyacımız var. Umut yoksa bile umudu kendimiz varetmeliyiz.
Schopenhauer'dan bahsetmemin nedeni tanıdığım bütün yazar-filozoflar içinde pesimistlik konusunda en ön sıralarda gelmesidir. Albert Caraco'un pesimistliğinin yanında Schopenhauer'in felsefesi çok umutlu ve neşeli kalıyor. Caraco kelimelerinin içini nefretle doldurmuş, insanlığa, inançlara, bilime ateş kusmuş bir yazar/düşünür. Schopenhauer intihar yapana saygı duyarım demekle yetinirken Caraco insan kitlelerinin, milyarlarca insanın ölmesi gerek diyor. Topluma böcek gözüyle bakıyor. Tüm kutsallara lanet ediyor. Ahlaksızlığı ve imansızlığı gelecekte insanın kendi yerini ve değerini bulması adına savunuyor. Bu görüşlerinin hiç birisine katılmasam da bazı tespitlerine hak vermemek imkansız. Mesela insan nüfusunun aşırı artması ve doğal kaynakları hızla kirletip tüketmemiz neticesinde dünyanın yaşanılmaz bir yere geldiği konusundaki görüşlerini daha 1970'de bağıra çağıra söylemiş. Şehirlerin yaşanılmaz yerler haline geldiğinden, şehirlerin doğudan batıya birer lağıma döndüğünden bahsediyor sık sık. Ölümü ve kaosu kutsuyor. Kendisine peygamber yakıştırmasını yapıyor lakin peygamberlik bir yana olsa olsa ölüme,yıkıma ve kaosa tapan bir zamansız deli denebilir kendisi için. Bu kitabı kimseye tavsiye etmiyorum. Zaten birçok kişi okurken sıkılıp, boğulup okumayı bırakacaktır. Kendi adıma içimde bir yıkım tohumu sakladığım için pesimist yazarlar ve filozoflar her zaman ilgimi çekmiştir ve çekiyor. Ama umut olmalı. Çünkü insanın diğer adı umuttur.