Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Şu anda Kara Kule - Üç’ün Çekilişini okuyorum ve “acı duydu” demek yerine neden “acı duyumsadı” olarak çevirilmiş anlayamadım, çeviri çok sıkıntılı.

Ben bu çevirmen yüzünden seriye başlayamıyorum. Gönül Suveren’in çevirisi de çok kötü, başlamamamda onun da payı var ama o en azından Nejat Ebcioğlu gibi kelime türeten biri değildi. Çeviriyi kafasına ve keyfine göre yapardı, o kadar.

1 Beğeni

İkinci kitabı atlattıktan sonra su gibi akıp gidecektir diye umuyorum, başlayın başlayın güzel seridir :wink:

2 Beğeni

Bir okuyuşta kitap bitirmeyi çok özlemişim. Tabi 70sayfa olduğundan dolayı da olabilir😄 Konu çok ilginçti ve Ursula K. Le Guin’in önsözüne bayıldım. Alice Bradley Sheldon’ın önceki zamanlarda farklı bir adla yazıyor oluşu - yani James Tiptree Jr- ve erkek sanılması da çok ilgimi çekti.

Reklamların yasaklandığı çok gelişmiş bir gelecek anlatılmış. Reklamlar olmasa şirketlerin hiçbiri üstün olmazdı belki de ama bunu öğrenemeyeceğiz. Çünkü insanoğlu her şeye ayak uydurabilir ve uydururken o yasaları aynı zamanda çiğneyebilir!
Bu distopyada yine değişik yöntemlerle üretilen bedenler ve bunları - kitabın adındaki gibi- kumanda eden insanlar. Ve insanı insan yapan şey bilinci midir sorusunun sorgulanması.

Gerçekten çok hoşuma gitti. Okurken beni çok üzdü ve biraz ağlattı. Nedenini hikayede aramayın… Anlatıcı:(

13 Beğeni

Mehmet Berk Yaltırık’tan Yedikuleli Mansur kitabını okudum.

Istrancalı Abdülharis Paşa kitabından sonra ara vermeden yazarın elimde bulunan diğer kitabına devam ettim. İyi ki devam etmişim diyorum. 2-3 gün gibi kısa bir sürede okudum. Yazar zaten akıcı bir dil kullanıyor, bunun yanına bir de editörlük anlamında neredeyse hatasız bir kitap eklenince okuma zevki artıyor insanın. İçeriğe geçmeden önce kapak tasarımını yapan kişiyi de kutlarım. İçerikle alakalı minyatür benzeri bir kapak tercih edilmesi hoş olmuş.

Kitabın detaylı incelemesine gelecek olursam; kitabın başındaki uyarıda bahsedilen “Kanlı Pençe” adlı öyküyü -bu kitaba ilham veren öykü denilebilir- maalesef okumadım. Basılı bir kaynak olmadığı ve telefon/tablet üzerinden okumayı sevmediğim için okumadım. Bunu okumasanız bile olur bence. Okursanız belki biraz daha zevk alırsınız. Kitap 290 sayfa olmasına rağmen olay örgüsü olarak sadece 2 gün içinde oluyor bütün olaylar. Bir orada bir burada, cadılı/vampirli/gulyabanili ve bu olaylara da Ezel dizisindeki Ramiz Karaeski ve Kenan Birkan hesaplaşması gibi kabadayı alemi de eklenince müthiş bir eser çıkmış ortaya.

Kitap; Ases (bekçi) Ahmed’in ustasından ders alıp şehri savunması ile başlıyor. Bu sırada şehri istila eden gulyabaniler Ases Ahmed’i öldürüyor. Bu olaya şahit olan Mansur (Yedikuleli Tatar) Kara Şaban Ağa’ya sığınıp aleme girmek ister. Zaten olaylar burada patlak verir. Ortalık birden karışır ve Gaddar Siyavuş Karagümrüklü bir kabadayıyı öldürtüp suçu Şaban’a atar. Bir yandan ecinniler bir yandan bu alem hesaplaşması ile uğraşan Kara Şaban ve Yedikuleli Mansur, ecinnileri def ederler ama Siyavuş’un tuzağından Kara Şaban kurtulamaz. Bu olay üzerine Mansur, raconu kesip Siyavuş’un defterini dürer..

Okunmasını kesinlikle öneririm. Puanım 10/10.

Buraya bazı kaynaklar da ekleyeceğim. Belki bu konuya ilgi duyanlar okumak ister.

http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/1348/15617.pdf

@Son_Gulyabani Mehmet Berk Bey (hangi ismi daha çok kullanıyorsunuz bilmiyorum :slight_smile: ) bu kitap ve ilerisi için bazı sorularım var. Uygun anınızda cevaplarsanız sevinirim.

Öncelikle son eserlerinizi okudum ve bu eserleri bizlere kazandırdığınız için teşekkür ederim.

  1. sorum; Mansur ve Sarı Azeb’in Silistre macerası ileride bir roman gibi gelir mi?
  2. sorum; Kara Emre karakterinin bu kitap sonundaki durumundan sonrasını veya öncesini anlatacağınız bir eseriniz olur mu? Karakterin insanları satışı 10 numara olmuş bence. Tam kaypak bir kabadayı.
  3. sorum; Yedikuleli Mansur ve Istrancalı Abdülharis Paşa kitaplarına benzer yayınlamayı düşündüğünüz başka çalışmalarınız var mı?
9 Beğeni

image

UZAY TACİRLERİ / POHL & KORNBLUTH / METİS

Gelecekte geçen bu bilimkurgu kitabında İnsanlar arası büyük bir sınıf ayrımı var. Her şey reklamcılık üzerinden yürürken büyük bir çevre kirliliği de söz konusu.

Böyle bir ortamda reklam metin yazarı baş karakterimizin uğradığı komplo ile başlayan süreçte “Dokmuz” denilen çevreci örgütle bağlantılı bölümler hoşuma giderken, rakip reklam şirketiyle alakalı bölümlerin ise konuyu sekteye uğrattığını düşünüyorum. Kitabın bu iki farklı kolu birleştirerek belki de zenginleştirmek istediği konu bana kalırsa tam tersine kısırlaşmış.
Yine de bilimkurgu severler iki yazarın oluşturduğu bu distopik ortamı teneffüs etmek isteyebilirler.

3,5/5

image

DIŞARIDAKİLER / S.E.HINTON / MARTI YAYINLARI

Yağlılar ve Sosyetikler olarak birbirlerini isimlendiren, biri zengin ailelerin yaşadığı mahallenin diğeri ise ekonomik düzeyi alt seviyedeki ailelerin yaşadığı mahallenin çocuklarının arasındaki bir nevi çete savaşlarını işliyor kitap. Kitabın anlatım tarzını Çavdar Tarlasında Çocuklar kitabına benzettim. Baş çocuk karakterimiz Ponyboy’un anlatımıyla dinlediğimiz olaylar ölümcül kavgalar ve baskınlar içeriyor. Çerezlik, akıcı, güzel bir kitap diyebilirim. Kitabın filmi de varmış, oyuncuları o zaman için ünsüzken şimdi baktığımda nerdeyse hepsi ünlü birer oyuncu. Yönetmeni ise o zaman için bile büyük bir isim.

3,5/5

FIRIN SALDIRISI / MURAKAMİ / DOĞAN KİTAP

Kitapla ilgili yorumum başladı ve bitti olabilir. Çok dolu dolu ve çekici bulmadım. Kitap içi resimler güzel, baskı albenili. İndirimden almasam mümkün değil almazdım. Etiket fiyatı abartılı.

image

MERCAN ADASI / R.M. BALLANTYNE / İŞ KÜLTÜR

Küçüklüğümde okuyup sevdiğim kitapları bir de tam metin olarak okumak sevdam var diyebilirim. Açıkcası genel olarak aynı tadı alamıyorum ama bu düşününce çok doğal geliyor. Bir süredir Mercan Adasını okumak istiyordum ama tam metin İş bankası baskısı satışta yoktu. Kendilerine mail de attım, programda olduğunu ama tarih veremeyeceklerini söylediler. Takip edenler bilir İş bankası için bu çok ucu açık bir söylem. O yüzden ikinci el olarak kitabı temin edip okudum.

Kitap güzel başlamışken sonraki gidişatı hatırladığım gibi değildi. Zaten pekte hatırlamadığımı farkettim sonra. Kitabın ana karakterleri çocuk diye bir kitabı çocuk kitabı sınıfına sokmam ama bu kitabın anlatım basitliği kitabı yetişkinler için çok cazip hale getirmez diye düşünüyorum. Ancak tam metin içinde bir durum var ki bu kitabı bana kalırsa çocuklar için de uygun olmayan hale sokuyor. Kitapta yamyamlar var, bunu çocuklara bir şekilde açıklayabilirsiniz ama kurbanlarına yaptıkları bazı işkenceler (kurbanları sahile yüzüstü dizip üstlerinden kayıklarını denize sürmekte kullanmak gibi) hayalgüçlerinin sınırlarını zorlayacaktır.

Kısacası beklentimin altında kaldı kitap. William Golding’in Sineklerin Tanrısı’nda bu kitaba boşuna gönderme yapmadığını anladım.

3/5

image

YABANCI KUCAK / IAN MCEWAN / AYRINTI

Uzun zamandır en sevmediğim kitap. Yazarın yapmak istediklerini tahlil edipte yaptıklarını eleştiremem belki ama neredeyse yaptığı hiçbirşeyi beğenmedim. Kitabın başındaki bir çiftin ilişkisini edebi olarak dillendirdiği kısımlardaki tespitleri hoş olsa da bu kadar kısa kitabın bu kadar büyük yüzdesinin ana konuya hizmet etmeyen şekilde işlenmesi beni yormaktan başka işe yaramadı. Ben beğenmedim ve bundan sonra bu yazardan uzak dururum.

1,5/5

6 Beğeni

@Alladierre Uzay Tacirleri okuyacaklarım listesindeydi. Beklentiyi fazla tutmamak gerek o zaman. :smile:

2 Beğeni

İçinde Isaac Asimov, John Brunner, Mildred D. Broxson, Arthur C. Clarke ve Robert Silverberg’in öykülerinin yer aldığı Son Soru adlı bu öykü derlemesi 1998 yılında sadece Bilimkurgu eserlerini biz okurlara ulaştırmayı amaç edinen Ve Yayınları aracılığıyla ve Adalet Celbiş’in çevirisiyle dilimize kazandırıldı.

Özellikle Asimov’un meşhur öyküsü Son Soru ve Arthur C. Clarke’ın Tanrının Dokuz Milyar adlı öyküsünün yanında diğer yazarların da en iyi öykülerini barındıran derleme size felsefik bir bilimkurgu ziyafeti sunuyor.

9 Beğeni

Merhaba hocam, yorumun için çok teşekkür ederim :slight_smile: Böyle geri dönüşler aldıkça bunca yorgunluğun, yoğunluğun arasında insan yeni yeni maceralar yazmak için şevke geliyor doğrusu.

Her iki ismimi de kullanıyorum ama tanıdıklarım, arkadaşlarım en çok Yaltırık diye sesleniyorlar, böyle hitap edebilirsiniz.

1 ve 2’inci sorularınızın cevabı-Normalde Yedikuleli Mansur’un devamını yazmayacaktım, o devirlerde sürgün de son sayılır malum. Fakat sonradan sonra hem gelen yorumlarla hem de zihnimdeki ilham kıpırtılarıyla bir taslak oluştu. Biraz farklı bir biçimde de olsa devam mahiyetinde bir roman gelecek ama henüz zamanı var. Kara Emre’nin hikayesi de orada yer alacak tabi.

3-Hem roman taslakları dosyamda yıllardan beri bekleyen, hem de öykü dosyamda okurla buluşmayı bekleyen dosyalar mevcut. Arayı çok açmadan başka bir konuyu işleyen ve başka bir zamanda geçen üçüncü romanımı yazmak niyetindeyim. Yine tarihi ve korku-fantastik türünde olacak elbette.

31 Beğeni

Arthur C. Clarke - Çocukluğun Sonu kitabını bitirdim. Birkaç kelimeyle ‘‘harikanın bir tık altı’’ diyebilirim. Bir çırpıda bitti. Kendinizi oralarda, gökyüzüne bakarken ve ‘‘ne hissederdim acaba?’’ diye düşlerken buluyorsunuz. Okuyan anlayacak. :smiley:

20 Beğeni

Şuanda Chuck Palahniuk’un Görünmez Canavarlar adlı kitabını okuyorum ve yarısından çoğu bitti.
Okuduğum ilk Yeraltı Edebiyatı romanı ama beni oldukça etkiledi,herkese öneririm

9 Beğeni

Bilim kurgu’ya giriş kitabım oldu kendileri. İçinde ki siyaset olsun, din olsun, ticaret olsun daha çok uzak bir geleceğin tarih kitabını okuyor hissi de vermedi değil. Sonuçta tarihin yazılışını okuyorsunuz. Zaman atlamalarına kitabın sonuna doğru anca alıştım-ya da belki alışmadım en uzun kısmı son kısımdı sonuçta- ama hafif koparan atlamalara rağmen akıcılığını korudu ve aktı gitti resmen. Benim için geç kalınmış bir kitaptı sizin için olmamasını diyorum, okumayı düşünenlere geciktirmeden keyifli okumalar diliyorum :krs: .

18 Beğeni

İkinci kitap ile kurguya daha çok alışacaksınız emin olun. :slight_smile:

1 Beğeni

Katır faktörü. Seriyi tekrar okuyasım geldi.

2 Beğeni

Yüce Tanrı Pan da bugün bitti. Çok hızlı okuduğumdan mıdır yoksa tam kitabın içine giremediğimden midir bilmiyorum ama söylendiği kadar korkutucu gelmedi bana. Ürperticiydi ama o kadar. Belki bir kez daha okursam fikrim değişir. Lovecraft’ ın okuduğum üç beş eseri daha korkutucuydu (ki ilk onunla başladım korkuya). Ama kesnlikle okunmalı bir kitap. :slight_smile:

5 Beğeni

Bazı eserlerin yazıldıkları dönemini de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Şimdi korkutucu gelmese de bazı kısımlarının ürpertici gelmesi kitabın gerçekten de etkili olduğunu gösteriyor. Bir de yazıldığı dönemde okusaydık ne olurdu acaba?

5 Beğeni


Dün bitti. Okurken gerçekten çok üzüldüm Kafka adına…

Arkadaşımın kuzeni yazmıştı kitabı bana da o hediye etti zaten. Şimdilik güzel ilerliyor. Daha başındayım tam hakim değilim ama konusu türk bir astronot ve yeni keşfedilen bir gezegene gitmesiyle ilgili. Olaylar nasıl gelişecek merak ediyorum.

2 Beğeni

Bir Kalbin Çöküşü-Stefan Zweig

Bu kitabın ismini Vesvese İnsanı Nasıl Öldürür? olarak da koyabilirmiş Zweig. Anlatımı akıcı 40 küsur sayfa bir hikaye bu. Kitap boyunca bir babanın hezeyanlarını, kuruntularını okuyoruz. Kitabın sonunda ise babanın bu kuruntularında haklı olup olmadığını anlayamıyoruz. Bu durum sinirimi bozdu. Kısacık kitap olmasına rağmen okumak stresliydi benim için.

images%20(1)

Dişi Kurdun Rüyaları-Cengiz Aytmatov

Aytmatov için ne kadar övgüler düzsem az kalır. En sevdiğim yazarlardan birisi. Sade ama zengin ve şiir gibi diliyle olsun, değindiği meseleler olsun işlediği konular olsun her eseri bir şölen adeta. Öznel bir anımı da anlatmadan geçemeyeceğim. Üniversiteyi bir yıl uzatmamın sebebi Aytmatov'un bir tiyatro metnidir. Bitirme tezi olarak aldığım tiyatro metnini zamanında çevirememiş ve okulu uzatmıştım.

Yazarın bu kitabına gelecek olursam, okuduğum kitapları içinde en özellerinden ve güzellerinden birisiydi diyebilirim. Çevre sorunlarından özellikle insanların çevreye verdikleri zarardan inanç meselelerine kadar birçok konuyu harmanlamış Aytmatov. Kitapta birbirleriyle ilintili ya da bir şekilde birbirine temas eden dört ayrı hikaye var. Bunlardan birisi kurtların hikayesi. Zaten yazar kitaptaki diğer olayları da kurtların hikayesiyle birbirine bağlamış. Yazarın betimlemelerini okurken inanılmaz zevk aldım. İyi ki böyle bir yazar Türk dünyasından çıkmış ve eski masalları, mitosları eserlerinde işlemiş dedim. Ayrıca Sovyetlerin yanlış politikalarına da epey giydirmiş yazar. Öte yandan Aytmatov'un Nobel alamadığı bir dünyada bende zaten pek bir hükmü olmayan Nobel'in artık hiçbir değeri kalmadı. Keza Yaşar Kemal de almalıydı. Ama büyük romancımız Orhan Pamuk aldı ya yeter. Yakında Elif Shafak da alır tam olur. :slight_smile:

Velhasılıkelam iyi bir roman okumak isteyenlere öneririm. Aytmatov okumamışlar içinse önce beyaz Gemi veya Cemile'den başlamalarını öneririm.

NOT:Ötüken baskısından okudum. Çeviri çok hoşuma gitti.

8 Beğeni

Okuduktan sonra tekrar yorum atabilir misiniz zahmet olmazsa? Konusu ilgimi çekti anlatımı da güzelse okuyabilirim. :krs:

-KOMA-

Tabii :blush: Bitirince yorum atarım.

1 Beğeni