Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Seven var mı acaba :roll_eyes:

2 Beğeni

Egwene sayesinde Nynaeve daha sempatik geliyor bana.

2 Beğeni

@birisi43 Seveni var sanırım :roll_eyes: @narpal Ben her 2sini de sevmiyorum :smiley:

1 Beğeni

Serideki bayan karakterlerin hemen hemen hepsinin bana itici geldiği gerçeği :grinning:

2 Beğeni

İncelemeniz için ilk birkaç sayfayı size atayım. Belki böylece size hitap edip etmediğini veya sıkıp sıkmayacağına dair bir fikir edinebilirsiniz.

Klasik Korku Öyküleri:

İnfernaliana:

4 Beğeni

Tek Moiraine biraz da Elayne normal gibi a Min iyidir iyi :smiley:

2 Beğeni

Zahmet ettiniz, teşekkürler.
Geçenlerde bir listede gördüğüm için Sarı Duvar Kağıdı’nı listeme eklemiştim, bu kitapta olduğunu bilmiyordum, iyi oldu.

Kanlı rahibe de güzel görünüyor, akıcı bir okuması var. İlk fırsatta satın alacağım bu seriyi.

2 Beğeni

Sarı Duvar Kağıdı çok güzeldi. :heart_eyes:

4 Beğeni

Merak ettim bak şimdi. :slight_smile:

Bu listede görmüştüm. Yazarın Kadınlar Ülkesi kitabını İthaki basmıştı, bunu da basarlar diye bekliyordum.

8 Beğeni

Liste hoşuma gitti. Geniş bir zamanda detaylıca bakacağım. Şöyle bir göz attığımda elimde olan kitaplara da rastladım. Bazılarını da okumuşum ve katılmamak elde değil.

Ayrıca çeviri güzeldi. Ben memnun kaldım. Hikayenin gidişhatı, psikolojik boyutu ve sonu çok hoşuma gitti. Eleştirel bir yanı var. Ben kitapta bir tek Çığlık Atan Kurukafa öyküsünde daraldım. Hem anlatım dili pek bana hitap etmedi hem de fazla uzatılmış bir öykü gibi geldi. Sonu iyiydi ama sadece sonu da kurtarmıyor maalesef.

An itibariyla Infernaliana da bitti. Beğendim genel olarak ama Klasik Korku Öyküleri kadar iyi değildi. Birçok yerden toplanmış kah masal kah öykü kah da kısa anlatılardan oluşuyordu fakat bazı öyküler çok güzeldi. Zaten böyle toplama eserlerde hepsini beğenmek pek beklenen bir şey değil. Ben pişman değilim. Yine de not olarak düşmekte fayda var. Genelde öyküler Meryem Ana ve İsa heykeline bağlanıyor. İnançlı olanlar Şeytan’dan korunurken inançsızlar Şeytan’ın esiri oluyor. Eski zamanlarda yazıldığı düşünülürse bana normal geliyor. Bizim kültürümüzde de benzer hikayelere rastlamak mümkün. Yine de bazıları -bu kısmı bir kenara koyarsak- hikayesi açısından ilgi çekiciydi.

Son olarak; çevirmenlerin çoğu İthaki’de kitap çevirmiş kişiler. Hatta bazı kitapları biyografilerine ekledikleri için dikkatimi çekti.

7 Beğeni

Türkiye İş Bankası Türk Edebiyatı Klasikleri serisinden 19 numaralı kitap olan Şeytankaya Tılsımı’nı okudum.

1.5-2 saat gibi kısa sürede okuduğum, 57 sayfalık bir eser. Uzun süredir bu seriden bir eser okumuyordum. Biraz yabancı kalmışım ama ilk sayfadan sonra beni yine sardı ve bir çırpıda bitirdim. Kitap kendi içinde de bahsettiği gibi bir çeviri esermiş ama Ahmet Mithat Efendi bu kitabın orijinal ismini belirtmemiş. Yazarın maksadı yanlış Batılılaşmayı önlemek ve oradaki durumları aktarmaktır.

Kitapta olaylar Güney İtalya’da yer alan bir şehirde geçmektedir. Bir sihirbaz olan Sastıma etrafında gelişen olaylar sonucunda 4 kişi etkileniyor. Bunlardan birincisi Pedro isimli bir çoban. Hazine uğruna sonradan bir his besleyeceği Angelino’nun diri diri kalbini sökmek istemesi ile başlıyor. Daha sonra sihirbazın hayatlarını etkilediği Viskonti Karlo ve ona aşık olan zengin, eğitimli ama hurafelere inanan Maria Da Karavana ile devam ediyor. İş tatlıya bağlanıyor ve sihirbaz ustalıkla işin içinden sıyrılıyor. Yazarın son söz olarak aktardığı söz ise gerçekten iyi bir öğüt niteliğinde.

Müthiş kocakarı melunca hilesini gerçi pek güzel değiştirdi ama eğer Pedro ağaca bağladığı gümüş tenli Angelino’nun güzelliğini seyirle aşk nimetine birdenbire mağlup olmamış bulunsaydı o zaman meselenin sonu ne müthiş kızıl renklere boyanacaktı! Böyle şarlatanların ne iyi nasihatlarına kulak vermelidir, ne de fena ayartmalarına! (sy. 57)

Kesin okunmasını önerdiğim hatta okul kütüphanelerinde bile bu günümüz Türkçesiyle yazılmış olanının olması gerektiği güzel bir eser. Puanım 10/10.

14 Beğeni

Witcher - Elflerin Kanı

Andrzej Sapkowski


Dün okumaya başladığım kitabı bugün yarılamış bulunuyorum.
Kitap gayet akıcı, rahat, anlaşılır ilerliyor, fakat kitapta hiçbir şey olmuyor yav. Yağ gibi akıyor, ama cidden hiçbir şey olmuyor, okurken fazla zevk almıyorum, merak unsuru da yok. Kötü bir kitap da değil ama :smiley: İlk iki kitabı üçüncü kitaptan daha başarılı buldum, en azından birşeyler oluyordu ve zevk veriyordu. Ne yalan söyleyeyim Geralt ile Dandelion’un hikayelerini özledim. Umarım kitabın diğer yarısında birşeyler olur artık.

Şimdilik puanım: 7/10 (6.5 da olabilir)

8 Beğeni

Başlat (Ready Player One) kitabına başladım. Şimdilik durağan gidiyor, henüz aksiyona tam girilmedi. Henüz ortamı keşfediyoruz. :smiley:

5 Beğeni

Koma’yı bitirdim spoilersız nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama bahsettiğim gibi bir konusu yokmuş aslında. Uzay, bilimkurgu falan beklemeyin. Anlatım dili bana biraz amatör gibi geldi, anlattıklarını daha güzel anlatabilirdi bence. Ben Kütahyalıyım o yüzden olayların geçtiği yerler bağlantılı olunca, bir de baş karakter olan Hasan en yakın arkadaşımın hemşehrisi olunca beni Yörüklerin yaşantısı içine çekti. Kitapta daha çok köy hayatı be karakterler arasındaki inişli çıkışlı ilişkiler anlatılıyor ayrıca 40 sene kadar çok büyük bir zaman dilimini kapsıyor. Kitap güzeldi ama aslında bana çok da uygun bir kitap değildi, ama yine de farklı türlerde genişletirim belki böylece okuma listemi.
Eveeet benim düşüncelerim böyle, 200 sayfalık bir kitap eğer bahsettiğim şeyler ilginizi çektiyse okuyabilirsiniz. Ben çocukluğumu köyde geçirdiğim için okurken zevk aldım.Kitabı anneme önereceğim o daha çok sevecek bence.

3 Beğeni

Sevgili Agape ve @saitamasensei , çeviri Elif Ersavcı’nınsa o çeviriyi öpüp başa koymak gerek, çünkü çeviri lezzeti bir başka olan bir çevirmendir. Evet, ayrıca kendisine hayranım :slight_smile: Haklı sebeplerle. Yaptığı işe saygım sonsuz. Seda Ersavcı da bir başka öyküyü çevirdiyse o eser tadından yenmez (çeviri açısından)

Sahi, ben de mi edinsem bu kitabı :thinking:

Kara Çınar’da şu an Yankı Enki yer alıyor. Kendisi eski Ithaki editörlerinden. O nedenle seçtiği çevirmenlerin Ithaki ile de çalışmış olması muhtemel/olağan.

Bir de Sarı Duvar Kağıdı’nı Delidolu sert kapak olarak, tek bir eser halinde basmıştı. Belki ilginizi çeker. Kitabın ilüstrasyonlu olması lazım. Öyküyü bu denli sevdiyseniz belki bu baskısı da ilginizi çeker

6 Beğeni

Evet bunu görmüştüm, bu kadar övdüğünüze göre dikkate almamak olmaz. İlginiz için teşekkürler.

Geçenlerde Alican beyin paylaştığı fotoğrafta bir kaç ipucu yakalamışlardı, sanki bunlardan biri de sarı duvar kağıdıydı. (belki yanlış hatırlıyorumdur) O yüzden bir de onu göreyim diye bekletiyordum. :smiley: Malum satın alma hızım okuma hızımdan yüksek, acele etmiyorum o yüzden. :smiley:

3 Beğeni

Arka sayfada çevirmenler vardı ama Yankı Enki de var. Hatta ben fotoğraf atayım en iyisi. :slight_smile:

4 Beğeni

İlk kitabı hakkındaki yorumlarım ve serinin konusu.

Son 1 aydır okuduğum 6 kitaplık Codex Alera’yı bugün bitirdim. İlk bakışta alakasız görünen konseptleri harmanlayan dünyası ve ustalıkla yazılmış savaş sahneleriyle baştan sona heyecan dolu bir hikayeydi. Gönül rahatlığıyla önerebileceğim bir seri olmasına rağmen kusurları da var.

Seriyle ilgili en büyük sorunum, üç dört karakter haricindekilerin fazla derin olmaması. Bu yirmiden fazla önemli karakter olmasından kaynaklanıyor olabilir. Neyse ki en çok sayfa ayrılan karakterler de doğal olarak bu üç dördü. Diğer “kusurları” ise dilin sadeliği ve savaş sahnelerinin uzunluğu. Tabi ki bunlar kimisi için artı puandır.

Sonuç olarak fantastik edebiyattan beklenilen konuları ve “klişeleri” güzel işleyen, ana karakteri becerikli bir stratejist olan, savaş ve dövüş sahneleri bol bir seri arıyorsunuz mutlaka okuyun.


Sıradaki hedef: Ted Chiang’ın kısa öyküleri.

13 Beğeni

Kara Karga Yayınları Kayıp Kitaplar Kütüphanesi dizisindeki 1. kitap olan Osman Nuri Eralp’in yazmış olduğu Başka Dünyalarda Canlı Mahlukat Var Mıdır? kitabını okudum.

Kitap, 1918 yılında yazılmış olan ilk Osmanlıca bilim kurgu eseri. 96 sayfa olmasına rağmen kitap 55. sayfada bitiyor. Bundan sonrası eserin orijinal hali ile yazılmış kısımlarının olduğu bölüm. Ben o kısımları okumadım. Zaten düzgün bir Türkçe ile çevrilmişti ve editörlüğü güzeldi. O kısımlarda farklı bir olay var mı diye kontrol ettim. Olmayınca kitabı yarısında bitirdim.

Kitap, birinci sözündeki eğitime - özellikle pozitif bilimlere - verilecek önemi anlatan 1 sayfalık bir yazı ile başlıyor. Sonra o kadar galakside sadece Dünya olmayacağı başka gezegenlerde de hayat olacağını ileri sürüp bunun yanıtını bizlere açıklıyor. Daha sonra Utarid (Merkür), Zühre (Venüs), Merih (Mars), Müşteri (Jüpiter) ve diğer soğuk gezegenler olarak belirttiği Zuhal (Satürn), Uranüs ve Neptün gezegenlerindeki hayatın, bitki ve hayvanların nasıl evrimleşebileceğini, o gezegenlerin genel özelliklerini veren kısımlara bulunmaktadır. Son kısımda ise bu gezegenlerde ve Güneş’te hayatın nasıl son bulunabileceğini anlatan bir kısım bulunmaktadır. Yazar sanırım Darwin’den etkilendiği için bazı sayfalarda Darwinizm ve evrimden bahsetmiş.

Yazarın Merih (Mars) gezegeninde anlattığı tahimnler bana Stanley G. Weinbaum’un yazmış olduğu Bir Mars Destanı kitabındaki Mars bölümlerini anımsattı. İki yazar da aynı gelişmiş canlılardan ve gelişmiş şehirlerden bahsediyordu. Ek bilgi olarak Bir Mars Destanı kitabını okumayanlara onu da öneririm.

Bu kitabı, bilim kurgu eserleri okuyanlara tavsiye ederim. Puanım 9.5/10.

12 Beğeni

Hangi kitabı okuduğuma geçmeden önce, belirli bir süredir forumu anonim olarak uzaktan takip ettiğimi ve özellikle bu konuyu merakla okuduğumu belirtmek isterim. Okuduğum kitaba gelirsek,
aaa-1-jpg-1552734660
dün Christy Brown’un “Sol Ayağım” kitabını okuyup bitirdim. akıcı, sade bir anlatımı var ve ilginç bir hayata sahip olan Christy Brown’un zihninden geçenleri, “durumu” karşısında hayata bakışı sürükleyici sayılabilecek bir tarzda ele alınmış.

0000000240127-1
an itibarıyla okuyup bitirdiğim kitap ise John Boyne’un “Çizgili Pijamalı Çocuk” adlı kitabı. sol ayağım kitabına göre bir tık daha önde bana göre. 2. dünya savaşında her şeyden bir haber büyüyen bir çocuğun gözünden anlatılan kitap baştan sona kadar merakla okumamı sağladı.

11 Beğeni