Asimov için şunu söyleyebilirim: Keşke Vakıf serisini zihnimden sildirip hiç bilmiyormuşcasına tekrar okuyabilseydim. Bunu bana hissettiren çok az yazar olmuştur hayatta. Asimov da onlardan biri.
Y Son Erkek serisi de bir çizgi roman ama okuduğum çizgi romanlar içinde üst sıralardadır kendisi. Eğer ilginiz varsa çizgi romana tavsiye ederim.
Dune’un ortalarına geldim ilk 100 150 sayfa biraz zorlasa da şu an akıp gidiyor. İyi ki başlamışım bu seriye diyorum. Umarım İthaki ben 4. kitaba gelene kadar diğer 2 kitabı basmış olur 
Yeni bir Kral Katili vakası yaşamak istemiyorum zira.
Keşke başlamasaydınız. 
Aynı vakayı yaşama olasılığınız çok yüksek şu an.
Üzdünüz vallahi. Ne yapalım, kaderimiz bu demek ki. İthaki, Patrick Rothfuss işbirliğinde ağaç olmak
Ne kadar masumca bir düşünce 
Hemen Kabalcı baskılarına yönelmenizi tavsiye ederim. İthaki’yi beklerken telef olanlarının arasına bir kişi daha eklenmesin.
Uzun Bir Yalnızlığın Tarihçesi - İrfan Yalçın
Nasıl bilmemişim bunca yıl İrfan Yalçın’ı. Ne anlattığının, hangi kitap olduğunun önemi yok. Ben böyle cümleler kuran bir yazarı okumamazlık edemem artık. Baş tacım olacak. El bebek gül bebek okuyacağım. Herkeslere söyleyeceğim.
Neredeyse her cümlesine vurula vurula, şaşıra şaşıra, hayran hayran okuyorum.
Ne olur siz de okuyun.
İrfan Yalçın’ı ben de çok severim. Zonguldak ve Maden işçileri temalı romanları da çok güzeldir, çok gerçekçidir.
Bildiğim kadarıyla Genelevde Yas kitabının filmi de yapıldı.
Tavsiye için teşekkürler, ithakiyi bekleyeceğimi sanmıyorum öyleyse
KILIÇLAR SALGINI (TRAITOR SON CYCLE #4)
Tek başına bakarsak serinin en zayıf kitabıydı diyebilirim. Yine heyecanla okudum ama daha çok finale hazırlık maksadıyla yazılmış gibiydi.
Kitabı okuyup biraz sindirdikten sonra size birkaç cümle ile anlatmak istedim. 1.kitaba göre Elric hikayeleri nispeten daha azdı. Moorcock’un kaleminden başka hikayeleri okumak da güzel bir deneyim oldu. Ki çoğu hikayesi zaten aynı çokluevren içerisinde geçiyor. En beğendiğim hikayeleri “Ezeli Şampiyon” “Muazzam Fatih” “Sır Sütvekan” oldu. Elric hikayeleri saymıyorum bile her biri muazzamdı. Kitap herkesin tarzına uymayabilir, eğer okumak istiyorsanız bunu göz önüne alın en azından birinci kitabı okuyup devamını sonra alın. Ha bu arada bu uyarıyı sırf marjinal olmak için veya herkes okuyamaz bu seriyi demek için söylemiyorum sonra kitabı okuyup beğenmeyince beni taşlamayın diye söylüyorum. Sağlıcakla kalın.
Yeni 52’ yi başlatan Patlama Noktası(Flashpoint) bitti.
Pek çok kahramanı bir arada görebileceğiniz heyecanlı bir hikayesi vardı. Alternatif bir zaman çizgisi.
Suskunlar’ı ikinciye okurken fevkalade enteresan bir paragrafa rast geldim. Davut’un çözmeye çalıştığı gizemli besteyi anlatan kısımda:
Meçhul bir kusuru düzeltmesi için verilmiş bu semaide, nedense garip bir şey vardı. Her şeyden önce, dört haneden meydana gelen bu semaide ilk bakışta hiçbir eksiklik görünmemekteydi. Ancak bazı semailer beş hane olurdu. Bununla birlikte, bir beşinci hane eklemek, bu semaiyi bozmak olacaktı. Karışık düşünceler içinde kalan Davut, raftan eski ûdunu alıp telleri ahenkledikten sonra semaiyi çalmaya başladı.
Beşinci hane eklemek ahengi bozuyor demek! İyi de bu kitap Anar’ın beşinci kitabı değil mi?Gece gece bana bu çok ilginç geldi. Tesadüf mü yoksa yazar yeni kitabı çıkarmak konusunda ikircikliydi de böyle ufak bir oyun mu yaptı. Any ideas?
Hayvan Yemek muazzam bir kitap. Hayvan Refahı konusunda harika bir başlangıç kitabı.
Okuduğum Roman Anatole France’ın 1912 de yayınladığı Allahlar Susamışlardı bitti. Okuduğum kitap biraz eski baskıydı.-İlçe Halk Kütüphanesindeki Hüseyin Cahit Yalçın’ın 1962 tercümesinden bahsediyorum- Şu nedenlerle okumakta zorlandım. Birincisi daha eski bir dille tercüme edilmiş. Tamlamalar, kelimeler yordu. İkincisi eğer benim gibi Fransız İhtilali hakkında bilginiz azsa kişileri ve olayları izlemenizde zor olacaktır. Ama dönem romanı olarak okumanızı illaki tavsiye ederim.
Dostlar başıma öyle iki bela geldi ki sormayın. Bir bela olsa hallederim ama iki bela gelir mi insanın başına. Uzun zamandır birçok kitap okudum ama bu başlık altına yazamadım. Bakıyorum millet çatır çatır okuduğu kitabı yazabiliyor. Bense yazmaya 1 hafta boyunca adeta çalıştım. Öncelikle uzun uzun planlar kurdum. Sonra yazma işlemi için gerekli motivasyonu sağlamam gerekti. Sonuçta hayatın amacı bu değil. Insan sürekli olarak okuduğunu yazamaz. Böyle yaparsa ne zaman dinlenip sakince uzanacak? Neyse gerekli motivasyonu da sağladım ama bu sefer -ki meselesi ortaya çıktı. Şimdi bir -ki olsa neyse ama iki tane -ki beni adeta kitledi. Bu belayı da ilk cümlemde uzun uğraşlar sonunda aşmış bulunmaktayım. Ama yine de sadece birkaç satır için bile bu kadar uğraş bana fazla geldi. Sadece okuduğum ve şuan okumakta olduğum kitapların isimlerini yazıp geçeceğim sadece birini yazmayacağım onu da bu yazıdan çıkarabilirsiniz.
Okuduklarım
İsmini vermediğim kitap, onun yazarı
Cinayet Randevusu, Agatha Christie
Sahaf Mendel, Ormanın Üzerindeki Yıldız, Cenevre Gölündeki Olay, Unutulmuş İşler, Ölümsüz Kardeşin Gözleri, Stefan Zweig
Doktor Jekyll ve Bay Hyde, Robert Louis Stevenson
Okumakta olduğum kitaplar
HP Lovecraft Bütün Hikayeleri
Maymun Evine Hoş Geldiniz, Kurt Vonnegut
Karanlık Öyküler, Stephen King
Not 1: Okuduğum kitabın etkisindeyim hala normale dönünce elbette okuduklarım hakkında kısaca düşüncelerimi paylaşacağım. Uzun sürebilir.
Not 2: Okumayanlar için adını vermediğim kitap Oblomov. Bence kesinlikle okuyun.
Uzun zamandır kitap okuyamıyorum taşınmaydı yerleşmeydi, artık ellerim kitap kitap diye kaşınıyordu. Bütün kitaplar kolilerde, bahtıma ne çıkarsa diyerekten en üstteki koliden ilk elime gelene başladım. Kralların yolunu tekrar okuyorum ve hiçte sıkıcı geçmiyor. Kaçırdığım şeyleri yakalıyorum ve zevkli olacak gibi. Akılçelenden kitap almayacaktım ama dayanamadım ve artık devam etmek istiyorum seriye. Bugün sipariş verip kitaplar gelene kadar bunu bitirmeyi planlıyorum.
Hocam yanlış anlamayın saygı duyuyorum aldıklarınıza ama biz böyle yapmaya devam ettikçe yayınevleride yaptıkları özensiz işlerine devam edecektir. Okuyucuyu düşünmeden sadece kar amacı güderek bugün yaptıklarını yarın yine yaparlar. ‘‘Biz bu baskıları yapalım okuyucular kem küm eder ama sonunda pes edip alırlar kitapları’’ gibi düşündüklerini düşünüyorum.
Sadece akılçelen için konuşmuyorum, sözüm tüm yayınevlerine…
Hepimiz başta koyduğumuz tavrı koruyabilirsek değişen çok fazla şey olur bence.
Evet haklısınız bunu demekte. Ama akılçelen ne hatasını düzeltecek gibi duruyor ne de yazarı başka bir yayınevine verecek gibi. Maalesef yeteri düzeyde İngilizcem olmadığı için anadilinden de okuyamıyorum. Tek çözüm iyi de olsa kötü de olsa akılçelen olmuş oluyor. Yayınevi de haliyle bunu kullanıyor. Herkes bu (baştaki tutumu koruyacak) kadar dirayetli değil maalesef. Kendimle çok savaştım bunun için. Ama Rıhtımın fırtınaışığı konuşmalarını gördükçe okumak için sabırsızlanıyorum. Ama bilmiyorum siz böyle diyince tereddüte düştüm.
bitirdim kesinlikle çok güzeldi 
Ve şimdi buna 
başladım
