Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Suskunlar’da yine bir şey fark ettim. Çoğumuzun sıkıla sıkıla okuduğu veya atlayıp geçtiği Eflatun’un şehirde mal gibi dolanıp durması yedi ölümcül günahı temsil ediyormuş.

Yan dükkandaki meslektaşının kazancını kıskanan bakkal:Haset
Her türlü şaşalı giysileri ve mücevheratı takıp takıştıran zengin delikanlı: Kibir
Başlı kıçlı, Özbek pilavına perestiş eden koca göbekli dayı: Oburluk
Yirmi senedir dilenen, kendini küfeyle oradan oraya taşıtan, konuşmaya bile üşenen dilenci: Tembellik
Yoldan geçen dervişe bile tokat patlatan kölesine zulmeden asabi efendi: Öfke
Pembe ledli sokaktan fırlayan yeniçeri: Şehvet

Aslında biraz barizmiş ama benim anlamam için iki kere okumam üstüne de yazarın **Ancak, o âna kadar kazara da olsa, tam yedi kere görünüşe aldanarak hata işlemiş, kendisini çağırdığı zehabına kapıldığı yedi efendiye, kâh hayır işleme, kâh ilgi ve kâh nezaket namına tebelleş olup bu zevatın ağızlarının tadını kaçırmıştı. ** demesi gerekiyormuş.

6 Beğeni

image

Bir gece tüm yıldızlar kayboldu.

Robert Charles Wilson muazzam bir fikir bulmuş. Bildiğimiz dünyanın sonu geldiğinde ne olurdu, insanlar bireysel ve kitlesel olarak nasıl tepkiler üretir ve çıkış yoları arardı? Yazar ilk kitapta konuyu güzel işlemiş, hem kurgu hem karakter seçimlerini beğendim. Felsefi ve toplumsal yönleri biraz daha derinleştirilebilirdi; öylesini tercih ederdim ancak yine de çok beğendim. Dönüş üçlemesinin ilk kitabını, tüm bilim-kurgu sevenlerin okumasını tavsiye ediyorum.

İkinci ve üçüncü kitap için ise ne yazık ki bu kadar net bir tavrım yok.

Bu kitaplar bir açıdan serinin devamı gibi değerlendirilebilse de aslında aynı evrende geçen başka hikayeler. Birinci kitaptaki hiçbir asıl karakter hikayenin devamlılığında önemli bir yere sahip değil. Ayrıca İkinci ve üçüncü kitapta ki tüm asıl karakterler sanki birbirinin aynı ya da yazar bu karakterleri birisi hariç yeterince işleyememiş.

Ve sormak isterdim yazara ana karakterler hep sevgili olmak zorunda mı?

İlk kitaptan sonra beklediğim, kafamdaki pek çok sorunun yanıtını vermek konusunda çok zayıf kaldı seri. İkinci kitapta bu durum beni rahatsız etmişti açıkçası ama ara kitaplar genelde böyledir. Yeni sorular sorarlar ve üçüncü kitapta her şey bağlanır.

Üçüncü kitap ise post-apokaliptik bir kurgu ile başladı. Serinin en zayıf kitabı da buydu. Pek çok soruyu ise kitabın son sayfalarında birazda hızlıca yanıtladı ama tatmin ediciydi benim için.

Özetle ilk kitabı okuyun, beğeneceksiniz. Sonrasına kendiniz karar verirsiniz. Son kitabın sonunu da çok beğendiğimi söylemeliyim.

23 Beğeni

Benim de dönüp baştan okumam gerekiyor bence, onu fark ettim şu an. :slight_smile:

2 Beğeni

Dresden Dosyaları 1 - Fırtına Büyücüsü

Ülkemizde hak ettiği değeri göremeyen bu güzel serinin ilk kitabını bir solukta okudum diyebilirim. Paranormal Chicago’da gelişen olayları büyücümüz Harry Dresden’in ağzından dinliyoruz. Yer yer espriler, yer yer sert sahnelerle kitap farklı bir karakter taşıyor ve sürekli tempo değişiyor. Kitabın içinde ki ince espriler çok keyifliydi, aksiyon kısımları da hiç fena değildi. Dresden abimiz kendine çok güzel bağlıyor.

Ne yazık ki çevrilmiş sadece 5 kitap bulunuyor. Oysa ki Dresden Dosyaları kendi içinde dev bir seri. Ben çok severek okudum hepsini okuyamadığım için üzülmek yerine bulabildiğim bütün kitaplarını okuyacağım. Size de Harry Blackstone Copperfield Dresden ile maceralara davet ediyorum. İsmi yüksek sesle söylediğiniz takdirde olacaklardan ben sorumlu değilim. :slight_smile:

18 Beğeni

Witcher serisinin ilk kitabı Son Dilek’i bitirdim.
Oyununu hiç oynamadım, dizisini de ortalama diyecek kadar beğenmiştim ama forumda kitaplar hakkındaki iyi yorumlar seriyi merak etmeme neden oldu ve böylece başlamış oldum. Umarım -bilgisayarım el verdiğince- bir gün oyunlarını da oynayacağım…

Bana kalırsa Son Dilek başlangıç kitabı için oldukça iyiydi. Benim için önemli bir kriter olan akıcılık konusunda kitap bir an bile sıkmadı, hep aktı gitti diyebilirim. Bol bol aksiyon var, bazı yerleri okurken aklımda dizisi canlandı hatta. Giriş kitabı olarak evren hakkında yeterli seviyede bilgi veriyor ayrıca.

İlk kitabın hikayeler antolojisi olduğunu belirtmemde fayda var. Birbirinden farklı zamanlarda geçen, Geralt Bey’in maceralarını anlatan olaylar dizisi. Hepsi birbirinden keyifli ve Geralt’ı ve evreni daha iyi tanımak için hepsinin de önemli olduğu kanısındayım.

Fantastik açıdan doyurucu, dili yorucu olmayan, ilgi çekici ve merak uyandırıcı bir seri okumak isteyenlere -ilk kitabın verdiği izlenim itibariyle- tavsiye edebilirim.
8,5/10

34 Beğeni

Geralt Bey… Ona böyle hitap edeni hiç duymamıştım. Kulağa çok farklı geldi :smile: Güzel inceleme yapmışsınız.

4 Beğeni

Bir an öyle çıkıvermiş klavyeden :joy: Teşekkür ederim :blush:

3 Beğeni


Hugh Howey-Kum
Kumlarla kaplı bir dünyada geçen postapokaliptik bir roman. Konusu hakkında spoiler vermek istemiyorum, çoğu kişi okuyacaktır. Bence direkt başlayın kitaba, hakkında çok bir şey araştırmadan. Akıcılığı çok üstlerde olmasına rağmen, ben biraz uzun sürede okudum. Hem sevdim, hem de sevmediğim yerler oldu. Bazen genç yetişkin tarza yaklaşan bir anlatım seçmiş yazarımız. Ama kurgu ve yaratılan dünya oldukça başarılı. Tasvirleri de gayet iyi. Arka planda aile ilişkileri fena işlenmemiş. Tüm bunlara rağmen sıkıldığım da oldu okurken. Tam adlandıramasam da, bir şeyler eksik kaldı sanki. Wool serisini okumadım, belki onu okuyanlar daha iyi yorumlayacaktır bu kitabı. Biraz o seriye göndermeler var mıydı acaba diye sordum kendime. Postapokaliptik bilimkurgu sevenlere tavsiye ederim.

images (5) images (6)

Jose Saramago - Bilinmeyen Adanın Öyküsü
Kısacık, masal tadında, resimli ve koca puntolu bir saramago kitabı. Klasik saramago anlatımı. Yazara başlangıç için çok ideal bir kitap (tabi benim 8. Saramagom oldu :slight_smile: biraz geç okudum bu kitabı). Yarım saat bir saat arasında bitebilecek bir eser. Bence eğlenceliydi ve öneririm bu kitabı da.

Fernando Pessoa - Anarşist Banker
Çok güzel bir anlatım, çok akıcı, diyalog şeklinde bir kitap. Çelişkileri olsa da çok haklı olduğu yerler var. Yine Pessoa’ya giriş için ideal olacaktır diye düşünüyorum. Tavsiye ederim.

Zor okuduğum bir dönemdeyim ama güzel kitaplar okuyorum diye düşünüyorum. Umarım daha güzel okumalar yaparız. Herkese keyifli okumalar dilerim.

20 Beğeni

Robot Öyküleri Antolojisi- Isaac Asimov
Kitabı henüz okudum. Ben,Robot’ un devamı tadında (hatta bazı öyküler o kitaptan önce bile yazılmış olabilir) bir kitap. En az Ben,robot kadar düşündürücü ve keyifli herkese tavsiye ederim. Gerçi baskısı yok ama bir bakarsınız İthaki basıverir.

21 Beğeni

Geralt öyle bir karakter ki karşılaştıktan sonra insan otomatik olarak isminin devamına bir saygı ifadesi getiriyor. Ben de Geralt Reis diyorum. Gerçek hayatta reis kelimesini kullandığımı hatırlamam. :smile:

5 Beğeni

Philip K.Dick’in Toplu Öyküler’inden rastgele seçimle iki öykü okudum. İlkini pek beğenmedim ama Sonsuzlar adını taşıyan öykü müthişti. Uzayda bir görev nedeniyle bulunan ekip, bir asteroidde yaşam şartlarını araştırırken tuhaf bir radyasyona maruz kalır. Olaylar böylece gelişir… Yazar keşke bu öyküyü roman olarak yazsaymış. Pkd kesinlikle çok zeki bir yazar ve muazzam bir hayal gücü var.

5 Beğeni

Hangi öyküyü sevmediniz acaba öğrenebilir miyim?

1 Beğeni

Şimdiden merak ettim :slight_smile:

@SJack, Küçük Hareket adlı öyküyü pek beğenmedim. Şu anda Silah adlı öyküyü bitirdim. Bu da gayet güzeldi.

2 Beğeni

Aslında benim çok sevdiğim öykülerden birisidir Küçük Hareket. :slight_smile: Demek ki sizin zevkinize uygun değilmiş.

1 Beğeni

Olur bazen öyle :slight_smile: Kitabı bitirdiğim zaman belki birkaç öyküyü daha beğenmemiş olabilirim, her zaman böyle bir ihtimal vardır. Bu önemli değil. önemli olan öykülerin büyük bir çoğunluğunu sevecek olmam. Anlaşılan çoğunu da seveceğim. Aslında bu Pkd ile ilgili bir şey değil, ben genel olarak öyküden ziyade roman tercih ediyorum. Ancak öyle görünüyor ki Pkd istisna olacak :slight_smile:

Pkd müthiş fikirlerle dolu bir yazar. Çok yaratıcı. Zaten Alfa’dan çıkmış olan çoğu kitabını almıştım, sanırım tamamını alacağım :slight_smile:

1 Beğeni

Ben de Sandman’e başladım. Çizgi romanları, görsel romanları çok seviyorum aslında ama istediğim gibi çizen birine henüz raslayamadığım için bu tür şeyleri hep geriden takip ediyorum. Neil Gaiman müthiş bir hayalgücü olan alışılmışın dışında bir yazar. Umarım daha çok yaygınlaşır.

2 Beğeni

1300 sayfalık dev bir kitabı bitirmenin haklı gururu ile güne başlıyorum. Evet, çok zaman aldı, yer yer yordu ama sonunda bitirebildim.

35499399.SY475

Kitaptan biraz bahsedeyim. Tanrılar ve İnsanlar konseptinde yazılmış bir kitap bu. Tanrılar’ın aspect denilen özellikleri var. Mesela birisi Demirci, diğeri Kimyager, bir başkası Suikastçı ve birisi de Adalet gibi. Hepsinin başında da The Mother denilen Zeus statüsündeki Tanrı var. Bunlar haricinde Godkind denilen, bu Tanrıların çocukları olan kişiler var. Godkind’ın da bazı güçleri var ama Aspect elde edemeden Tanrı olamıyorlar. Bununla birlikte eğer bir Tanrı diğerini öldürürse daha fazla güçleniyor ancak The Call denilen bir lanet öldüren kişiyi ele geçiriyor ve öldüren kişi hep daha fazla ölüm istemeye başlıyor. Yani bir nevi öldürmeye bağımlı hale geliyor.

Kitabın ilk yüzde 30luk kısmında “Ben ne okuyorum acaba” dedim. Sürekli bir kafa karışıklığı vardı. Okuduğum yorumlarda da benzer şeyler gördüm. Ancak Özellikle yüzde 40’tan sonra taşlar yerine oturmaya başladı. Yani kitaptan zevk almak için biraz sabretmek gerek.

Kitaptaki karakterler güzel işlenmiş. Özellikle Lu ve Loy karakterlerini okumak çok keyifli idi. Bununla birlikte Just karakteri de ilgiyle okuduklarımdan birisi oldu. Maalesef ana karakter sayılabilecek Wilt ve Jem ise çok ilgimi çekemedi.

Yazar ilk kitabı için 5 yıl emek vermiş. Bundan sonra her yıl 1 kitap çıkarmayı düşünüyor. Bu evrende 3-4 kitaplık setler şeklinde yazmayı düşünüyorum demişti (Sanderson - Sissoylu gibi). İkinci kitabı da yüzde 90’lara gelmişti en son sorduğumda. Sanırım bu yıl içerisinde o da çıkar.

Kitaba notum ise 8/10. Eğer 1300 yerine 800 civarı sayfa olsaydı, ilk başlardaki karışıklığı biraz daha erken aşabilseydim 9 puan da verebilirdim. Yine de bence ilginç bir okuma oldu.

Şimdi sırada uzun zamandır ertelediğim Illuminati kapaklı uzun bir seri var:

140671

Bu serinin kitapları görece kısa (300-400 sayfa civarında). Her bir veya iki kitap arasında bir bilim kurgu kitabı okumayı planlıyorum. Bakalım 10 kitap ne kadar sürede bitecek :slight_smile:

15 Beğeni

EJDERHALARIN DÜŞÜŞÜ (TRAITOR SON CYCLE #5)

Seriye başlarken bu kadar beğeneceğimi beklemiyordum. Güzel bir finaldi ama özellikle bazı sevdiğim karakterlerin arka plana atılması sanki farklı bir seri okuyormuşum gibi hissettirdi. Keşke son iki kitabı da ilk üçü gibi muhteşem olsaydı.

10 Beğeni

Acaba MC 3 kitap diye yola çıkıp, seri tuttu bari 5leyelim demiş olabilir mi? Mesela okumaya başlayan birisi 3te bıraksa olaylar çok yarım kalır mı?

Üçüncü kitapla yerel mesele ve birçok karakterin hikayesi sonlanıyor. Sonunu değiştirip, yan hikayelere fazla önem vermezsen final olarak bakabilirsin.

4-5’de olaylar dünya sahnesine taşınıyor ve odaklar başka karakterlere kayıyor ama ilk kitaplardan kalan birçok yan hikaye de çözümleniyor. Yazar sonradan eklemiş gibi değil yani, ilk kitaplarda buralardaki olaylara işaretler var.

Hani seriden en sevdiğin 5 karakteri say desen, 3 tanesinin 3. kitaptan sonra doğru düzgün sahnesi yoktu.

2 Beğeni