Hangi Seriye Başlamalıyım?

Yerdeniz gayet iyidir rahatlıkla alabilirsiniz. Zaten kitaplar da kısa. Çekinmenize gerek yok.

Kralkatili Güncesi, Sissoylu ve Centilmen Piçler’i rahatlıkla -Centilmen Piçler diğer iksine göre biraz daha ağır- okuyabilirsin. Barut Büyücüsü de güzel seri ancak Brandon Sanderson’un eserleri daha iyi. Bu serilerin hepsiyle ilgili inceleme ve yorumlar forumda bolca bulunuyor zaten.

O zamaaaan 4 diyorum.

2 Beğeni

Fantastik okumak istersen Harry Potter, bilimkurgu ise Vakıf derim. Aslında Kralkatili Güncesi’ni önereceğim, ama tam tersini yapıp en son oku diyorum. Çünkü seri bitmedi, çok güzel olmasına rağmen okuma. Bitmiş ve kendini kanıtlamış serileri oku bence. Otostopçunun Galaksi Rehberi de olabilir.

2 Beğeni

Eğer gerçekten yeni bir dünyayı keşfetmek,okurken kitap okuduğunu unutup hikayeye dalmak,karakterlerle samimi bağlar kurmak,ana karakterin acısına üzülmek,zamanı gelince aksiyondan kafayı yemek,yeni diyarları ana karakter Kvothe ile beraber keşfe çıkmak ve oraların tozunu toprağını koklamak istiyorsan Kralkatili Güncesi’ne başla derim.

Ben küçüklüğümden beri Yüzüklerin Efendisi’ni izleyerek büyüdüm.Evde bir dvd’si vardı ve her gün açıp açıp savaş sahnelerini izlerdim.Bu olaylar ortaokula kadar devam etti.Şu anda hala arada bir açıp uzatılmış versiyonlarını altyazılı olarak izlerim ve hala eğlenirim.

Benim merakım ve isteğim hep bir sonraki “şeyi” bulmak olmuştu."Şey"den kastım o dünyayı merak etmemi sağlayacak ve o hikayeleri tekrar terkar okutacak bir diğer öyküye,evrene ulaşmaktı.

Bir süre beni hiçbir hikayenin beni böyle bir etkiye sokacağına inanmamıştım ta ki Kralkatili’ni okuyana kadar.Ben bu kadarını söyleyim gerisini de siz okuyun.

1 Beğeni

Ben de izlerdim şimdi Ortadoğu’da kafa kesiyorum.

1 Beğeni

kast ettiğim öyle bir şey değildi.Küçükken birkaç kez filmi baştan sona izlemiştim zaten.Her gün 6 yaşında bir çocuğun doğal olarak yapabileceği gibi eğlenceli kısımlarını izlemeyi severdim.

Biliyorum onu kastetmediğinizi ama şu an dünyayı bu hale getiren şey Yüzüklerin Efendisi’nin filmi. (:

Gönülden katılıyorum, lütfen herkes okusun. :pray:t2:

Övmeyin su Kralkatili’ni artık. Yazık ediyorsunuz insanlara. Adam kestirip atıyor kafama göre yazarım hiç bir şey umurumda değil diye, siz hala bitip bitmeyeceği belli olmayan bir seriyi yere göğe sığdıramıyorsunuz.

Var ya bir gün fena patlayıp haşlamak istiyorum şu kitabı. Nasıl bir aydınlanma yaşattı bu kadar klasik bir super kahraman hikayesi anlamıyorum. Her seferinde yağ gibi üste çıkan karakterinde nasıl bir ışık gördünüz. Neresi orijinaldi acaba bir de ben görebilsem.

8 Beğeni

Hikâyeyi anlatış ve dili kullanış biçimi etkiliyor bence insanları, yoksa Kvothe fazlasıyla egoist bir karakter bana göre.
Seri her ne kadar eğlenceli olsa da arka kapağında yazdığı kadar farklı ya da etkileyici değil.

3 Beğeni

Benim icin icerik on planda oldugu icin hic umursamamistim anlatim ve bicimi. Anlatim guzelligi ise sebep gider orj. dilinde okunur o zaman. Cevirisini okudum sadece o da pek bisey anlatmadi.

Vakıf 3lemesini daha yeni bitirdim. Bence biraz abartılı gibi geldi. Abarti dedigimde 8,5/10 puan bende. Olaylar çok hızlı detaylar az yada ayrıntıda gizli. Karakterlerin hikayeleri de çok hızlı. Çevre betimlemesi bende çok birşey uyandırmadı. Ama konusu çok güzel, hikaye anlatimi da çok güzel. Bence vakıf yerine Dune serisinide düşünebilirsin.

1 Beğeni

+20 karakter. Okuyucusuna saygısı olmayan bir yazar. Çok sevdim fakat üzülüyorum devam etmeyecek olmasına. Bence kesinlikle bir son gelmeyecek seriye. Gelse bile tatmin etmeyecek. Umarım yanılırım.

Yani bu durumda eğer yazar ilk kitap çıkarken şu kadar kitaplık bir seri çıkaracağım diye bir söylemde bulunmadıysa kimse de ondan zorla devam ettirmesini bekleyemez. (Açıkcası bunun cevabını bilmiyorum bilen varsa aydınlatırsa sevinirim.) Ki o da dolayısıyla bir insan ve yaptığı iş yüksek teknoloji gerektiren veya insanların Maslow İhtiyaçlar Listesi’ne (günümüzde geçerliliğini yitirse de) giren bir şey değil. Sonuçta bir sanat. Bazen yarım bırakmak hayalleri karşındakine (okuyucu, dinleyici, bakıcı) bırakmak gerekiyor. Hem insanları %100 memnun etmek bu devirde cidden çok zor. Günümüzde son bir diziden daha örnek vereyim mesela La Casa de Papel’e 3. sezon çıkıyor diye “nolurdu tadında bıraksaydınız ya peh peh” diyen de var, “abii çok mutluyum yhaa devam ediyor ehehe hayatımın en güzel dizisi” diyen de var, “beş para etmez diyen de var”, hiç izlemeyen de var, “popüler kültür len a*k” diyen de var, söylemler çoğaltılabilir.

Oysaki dünyadaki bütün kitaplar dilediğince devam ettirilebilir, örneğin Küçük Prens dahi 15000 bin sayfalık bir seri haline dönüştürülebilirdi.

Siz kitap devam etmediği için mi yazara kızgınsınız yoksa kitap özgün olmadığı için mi? Bunu tam anlayamadım cevabınıza göre tekrar yazarım.

Dediğim gibi hiç bir fan topluluğu bir sanatçıya üretkenlik veya herhangi bir eserin devam etmesi için baskı yapma hakkını kendinde göremez. Bugün Avicii’nin ölmesinde, Chester’ın intihar etmesinde dolayısıyla Linkin Park’taki kalite düşüşünde bunlar çok etkili oldu. Bunlar örnekler kendinize göre değiştirebilirsiniz.

İnsanları gözlemliyorum sürekli herhangi bir kitap, youtube kanalı, film, dizi vb.’de sürekli yakınıyorlar eğer ki az-bilinen bir eserse. “Dostum kanalını çok sevdim Enes Batur 10 m izlenirken senin 100 k izlenmek çok acı”… gibi gibi söylemler de bulunuyorlar. Daha sonra bunu yazdıkları şey popülerlik kazanırsa da bu sefer kalitesinin düştüğünden ve şeyin sahibinin de değiştiğinden yakınıyorlar. (En çok sinirlendiğim durum)

Bir diğeri ise zamanında Robert Jordan bile herkes seriyi devam ettirmesini istiyorken adam maalesef öteki dünyaya göçtü, böyle bir durumda yaşanabilir, hiçbirimiz bir saniye sonra yaşayacağımızdan haberdar değiliz. İnsanlardan sürekli beklenti içinde olmak bana yanlış geliyor ve buna rağmen Brandon Sanderson durumu üstlenip 5 kitap daha devam ettirdi. Zaman Çarkı’nı daha okuyamadım ama Brandon Sanderson’un yazdığı devam kitapları da eğer eski kitapların gölgesinde kaldıysa insanlar sırf Robert Jordan’ın ruhuna duyduğu saygıdan dolayı olumsuz eleştirilerini törpülüyor olabilirler.

Bu arada bu mesajımda size karşı bir atak söz konusu değil. Karşı bir saldırı gelmiş gibi hissedip davranmazsanız sevinirim. Üslup bilmeden karşısındaki kişiye “Üslup lütfen” yazan saygıdeğer forum üyelerimiz gibi davranmazsanız sevinirim.

Yanıldığınız bir yer var.
Birincisi, Robert Jordan yazamasa da kitabını tamamlayabilmek için uğraştı ve Zaman Çarkı son derece başarılı bir şekilde tamamlandı. Adam “Ay ben hastayım, boşver ne kitabı ya!” falan demedi yani.
İkincisi, eyvallah, Patrick Rothfuss’un yazmayacağım kardeşim deme hakkı her zaman vardır ancak bunu dürüstçe söylediği sürece. Diğer taraftan bir seri olarak başlamış bir kitap Rüzgârın adı ve üç kitap olacağını da biliyoruz.
Bu kadar büyük bir seriye başlamışsa bitirmesi en doğrusudur bence. Şahsen yazarların okuyucularına karşı sorumlulukları olduğunu düşünüyorum. Bir şekilde yazamıyorsa ya da yazmayacaksa bunu açık açık söyler.
Laf kalabalığına hiç gerek yok.

5 Beğeni

Sorduğum soruyu cevaplamadınız ama. Bu yazar seriye başlarken üçleme olarak mı başlıyorum dedi yoksa Türkçe’ye çevrilmeye başladığında 2.si ve ara kitabı çıktıktan sonra mı seri olacağı bilgisine eriştik?

Cevapladım. Üç kitap olacağı belli.
Rüzgârın Adı Birinci Gün, Bilge Adamın Korkusu ikinci Gün, Taş Kapılar adlı beklenen kitap ise Üçüncü Gün olacak. Her şey belli.
Ya da mesela aynı durumdaki Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin de yedi kitaptan oluşacağı bilgisi var.
Sonuçta kitapları bekleyen insanlar ne için beklediklerinin gayet farkındalar, lütfen siz dert etmeyin.

1 Beğeni

Hm. Bir üçleme yazıyorum ve üçünü de yazmadan adını koymuşum. Mantıklı o zaman teşekkürler cevabınız için.

Bir de şey yapabilirdim 1200 sayfa yazıp tek kitap da basabilirdim, 400’den üçe de bölebilirdim.

Kesinlikle katilıyorum biyografi şeklinde olmasi dışinda bukitap tam bir fiyasko. Halbuki ne büyük ümitlerle almıştım. Buna rağmen okumuş olduğum en iyi serilerden biri.