Westworld
Ghost nation kraldır gerisi yalandır.
Westworld
Ghost nation kraldır gerisi yalandır.
Elveda Rumeli
Dizinin ilk 2 bölümü bitti.Tarihi ve zamanın insanını çok güzel yansıtmışlar.Vaktiniz varsa Youtube’dan izlemenizi tavsiye ederim.
En son Flash’ ın bilmem kaçıncı sezonunu izliyordum. Sonra kaldı. İzlerken ‘‘yav koskoca flash ı uğraştırdığınız kötülere bak, piiii’’ dediğimi hatırlıyorum.
Star Trek: The Next Generation’ın 6. sezonunun sonlarına yaklaşıyorum. Başlarda pek ısınamamıştım, orijinal seriyle kıyaslıyordum ama şimdi çok seviyorum. Az kaldı, bitsin de sinema uyarlamalarını tekrar izleyip Star Trek: Deep Space Nine’a geçeceğim.
Glow 2. Sezon’a ortadan (6. bölümden) daldım. İlk sezonun birinci bölümünü izlemiştim; beğenmişti de. Sanırım bunda, kadın oyuncuların meslek tecrübelerini anlatan belgeselde anılan "erkeklere yazılan rollerin daha ilgi çekici olması"na kara-mizahımsı biçimde değinilmesinin payı büyüktü.
Jimlastik egzersizi yapanlara denk gelsem, “Nasıl yapıyorlar bunu! Abov!” tepkisi verip sırtımın nasıl ağrıyacağını aklıma takılır. O sebeplen de, güreş hareketlerini sergiledikleri her sahneyi, hafiften, içim acıya acıya izliyorum.
Gösteri dünyasının perde arkasında işler nasıl yürür, özel yaşam ile iş hayatı nasıl birbirine girerek karmaşaya dönüşür, dizisi. 80’ler temasının hikâye anlatımına tesirinden midir, bilimmez, hafiften bir toz pembelik, her şeye rağmen mutluyuza bağlanan draması var gibi. Tamam. Daha tüm sezonları izlemedim. Bunlar ilk izlenimlerim. Daha sonra görüşlerim değişir mi, izlemeye devam edebilirsem, ben de öğreneceğim.
Merlin’i bitirdim. Bu kadar harika bir şey olabilir mi? Mükemmeldi. Önerdiğim 5 sezonluk bir dizidir. Ayrıca benim gibi cinsellik ve argo içerikli şeylerden rahatsızlık duyanlar rahatça izleyebilirler. Vaktiniz varsa kesinlikle bakın derim.
Fleabag (2016)
Ana karakterinin bilgiçliği ve bu bilgiçliğin zamanla hayatının öylece akıp gitmesinde seyirci kalmasından başka bir işe yaramaması vesilesiyle, diziyi Michael Caine’in 1966 tarihli (2004’te Jude Law’lı yeniden çevrimi de buluna) Alfie filmini anımsattı.
Herkes biraz tuhaftır/çatlaktır, tespitine binaen, her karakter biraz kırık, biraz karikatürize; maskulen hassaslar, kibarlık budalaları, bilge takılıp ahmakça davrananlar, vs. Ve bu genel tabloda, yanlış veya hatalı kararlar veren ya da doğru olanı yapmakta zorlanan, görece, iyiler ile doğru zamanda doğru şeyi yaparak/söyleyerek istediğini elde eden, tek tükte olsa kendini hissettiren, kötüler var.
Ana karakterine karşı sempati veya antipati uyandırmadan, işleri fena batıran birinin hayatından önemli bir kesit aktarılıyor.
Dizinin gizli başrolü Boo’yu da unutmamalı: Silgili kurşun kaleme getirdiği yorum kolay kolay akıldan çıkmaz.
Skam
Bi Norveç dizisidir. Lise öğrencileri üzerinden anlatılsa da dünya sorunlarını eleştirir.
Channel Zero
Hayatımda izlediğim en mükemmel aynı zaman da en rahatsız edici dizidir. 3 sezondan oluşuyor ve her sezonu birbirinden farklı oyuncular ve farklı olayları işliyor. Favorim 1. sezon.
Wynonna Earp
Arkadaş tavsiyesi üzerine başladım ama güzel bir dizi. Hortlaklar veya şuan (3. sezon) vampirlerde dahil olmak üzere supernaturel ı andıran bir dizi ama asla o değil ve izlemekten zevk alıcağınızı düşünüyorum.
Stranger Things
Bahsetmeye gerek yok hepinizin bildiğini düşünüyorum konusunu. Bazılarımız ergen bazılarımız ise hayır değil desek de baya güzel bir dizi bence.
Şuan aklıma gelenler bunlar:blush:
Şahsiyet dizisinin ilk iki bölümünü izledim. Ilk bölüm güzel bir açılış yapıp ikinci bölümünden meyve vermeye başladı. Devamı için de çok ümitli ve heyecanlıyım. Atmosfer, karakterler, oyunculuklar, müzikler… hepsi ayrı bir zevk. Keşke dünyaya açılsa diyorum açıkçası izlerken.
Birkaç bölüm sonra tempo düşecek ama son 3 bölüm muazzam.Sakın bırakmayın.Youtubeta ingilizce altyazılı fragman da vardı.
Haluk Bilginer bir bölüm boyunca örgü örse bile bırakmam.
Masum ve Şahsiyet’i peş peşe izleyip yeni bitirmiş biri olarak her iki dizinin finalinden de epey etkilendim. Dram olarak muhteşem olmuş her iki dizi de.
Ezel’den sonra böylesine kaliteli Türk yapımı görmemiştim. Ezel bir devrdimdi çünkü mevcut koşullarla Türk dizisi uzunluğunda yapılmasına rağmen efsane bir işti. Masum ve Şahsiyet dizileri ise o özlem duyduğumuz ve her zaman bizde de görmek istediğimiz kısa dizi formatındalar.
Masum’u izlerken biraz True Detective tadı alırken, Şahsiyet’i izlerken Dexter tadı aldım epey. Ama her iki dizi de oldukça özgün. Gururla dünyaya sunabileceğimiz kalitedeler.
Masum’u çok sevdim ama Şahsiyet’i bu kadar seveceğimi düşünmüyordum ilk bölümlerde. Fakat son birkaç bölümle beraber düğüm çözüldüğünde işte orada ben de bir izleyici olarak dağıldım. İnanılmaz vurucu bir sondu. Yine de ikisinin de yeri ayrı.
Her ikisinde de müzikler, oyunculuklar, sinematografi ve senaryo çok iyi. Bittiğinde afallatan, üzen, insanın boğazına yumru oturtan diziler. Bu yönleriyle unutulmaz yapımlar arasına giriyorlar.
Ayrıca her iki dizinin kocaman bir ortak yönü var: Haluk Bilginer! Sen nasıl bir oyuncusun üstat. Her iki yapımda da önünde saygıyla eğilecek performanslara imza atmış.
Masum 8, Şahsiyet ise 12 bölüm. Gerçekten biraz zaman ayırıp izleyin. Asla pişman olmazsınız. İzleyin ki böyle tek sezonluk daha çok kaliteli dizi yapılsın.
Türkiyede böyle kaliteli dizilerin yapılması beni çok mutlu ediyor . Şahsiyeti önceden duymustum ama masumu ilk kez duyuyorum .keşke televizyonda kiralık aşk yayınlanacağını bu dizeleryayımlansa.
13 Reasons Why
İki sezonu birden izleyelim dedik, ilk sezon biraz empati yaparken 2.sezon bizi diziden kopardı 2-3 karakter dışında sevemedik kimseyi. Neyseki son 2-3 bölümü biraz hareketli geçti. Kısaca derya deniz dizi ortamında çok boşsanız izleyin derim.
Ballers
Dwayne Johnson’un oynadığı dizi baya kendine sardırdı. Amerikan futbolcularının menejerliğini üstlenmeye soyunan eski bir amerikan futbolcusunu ve çevresini anlatıyor. Müstehcen ve küfürlü sahneleri olmasından mütevellit aile dizisi olmasa da çerezlik ve eğlenceli bir dizi. Californication tadı aldım.
Black Mirror
Teknolojiye ve insan ilişkilerine tokat gibi bir eleştiri.
Dark
Almanlar dizi sektöründe biz de varız demiş. Fakat dikkatli izlemediğiniz takdirde bir yerden sonra kayış kopuyor.
breaking bad’i skyler white’ın oyunculuğu yüzünden ve de memelerinin gözümüze sokulmasından dolayı tek oturuşta izleyemiyorum nedense. skyler ekrana geldiği an buraya geliyorum kitapyurduna felan girip 2-3 kitap inceliyorum sonra rahatlarsam geri izleyebiliyiroum.
Breaking bad izleyenlerin ortak düşmanıdır skayler
Ah ah walter reis az çekmedi o kadından.
Glow yeni bitti. Uzun zamandır herhangi bir diziye adapte olamıyor ve başlarda sıkılıp hemen bırakıyordum. Ama Glow bende öyle bir etki bıraktı ki, vakitsiz hayatımda “Bugün Glow izleyeceğim!!” diye ona özel vakit ayırır olmuştum. İki sezon su gibi aktı birkaç günde. Sizde 80’ler tutkunuysanız mutlaka bir bakın derim
Preacher izliyorum, günceldeyim. Çok iyi bir kutsallık eleştirisi var. Çizgiromanına biraz göz atınca olayların çok farklı geliştiğini gördüm ama dizi daha güzel olmuş gibi.