Hangi Dizileri İzliyorsunuz?

En son Stranger Things’i ve Black Mirror’ı bitirdim. İkisi de müthiş yapımlardı. Stranger Things’in kamera çekimlerini çok başarılı buldum, karakterleri canlandıran çocukların oyunculuğu da yaşlarına kıyasla inanılmazdı.

Ah be Eleven, ne çektin kuzum! Eleven ve Mike ancak bu kadar tatlı olabilirlerdi.

Black Mirror’a gelirsek de insanı baştan aşağı kaynar sular içine sokan, teknolojinin insan hayatı üzerindeki büyük etkisini gösteren tam bir “kara ayna” denebilir.

Favori bölümlerim:

  1. Hated in the Nation (Şu bölümü izlerken gözlerimi kırpmadım bile.)
  2. The Entire History of You (Sonu müthişti.)
  3. Nosedive
  4. Arkangel
  5. Metalhead

Güncelleme: Yaz başında izlediğimi unuttuğum dizi: Gilmore Girls. Gilmore kızlarının birbirileriyle ve dünyayla olan ilişkilerini konu alan sempatik bir diziydi. Anne-kız iletişimi çok kuvvetliydi ve hızlı aksanları diziyi izlenesi kıldı. Dizi 90’ların sonunda başlıyor ve 2009 civarı bitiyor. 7 sezondan ve 4 bölümlük 2016’da çekilen Revival’dan (A Year in Life) oluşuyor.

Keşke 7.sezonda bitseymiş yıllar sonra tekrar çekmeselermiş. Bütün o karakterleri büyümüş görsek de 4 bölüm biraz depresifti. 4.sezondan sonra bozdu gerçi.

3 Beğeni

Skam’a başladım. Daha ikinci sezondayım ama şimdiye dek gördüğüm en olgun gençlik dizisi. Dizinin adı Norveççe utanç anlamına geliyor (sanırım cringe’e daha yakın anlam olarak) ve her bölümde bu utancı derinden hissedebileceğiniz sahneler var. Büyümenin verdiği o tuhaflık ve rahatsızlık duygusu daha iyi yansıtılabilir miydi bilmiyorum. Hafif ve kafa dağıtan bir diziye başlamak istiyorsanız ama klişelerle dolu bir şeyi de içiniz kaldırmayacaksa bunu izlemenizi öneririm kesinlikle.

4 Beğeni

En son Peaky Blinders bitirdim ki baya oldu ondan sonra dizi bitirmedim yanlış hatırlamıyorsam ve bence çok üst düzey bir dizi olmuş herkese öneririm.

3 Beğeni

norveç’de yaşasam hiç bir şeyden utanmam. nirvanaya ulaşırım.

2 Beğeni

Buraya yaptığım ilk yorum, çünkü ben dizi engellesiyim.

Son yıllarda tamamladığım dizi sayısı öyle az ki, şöyle bir düşününce 3 diyebilirim sanırım. Nedeniyse basit: dizi izlerken sıkılıyorum. Kopuyorum. (Yabancı) Dizilerin süreleri makul olmasına rağmen bir yerden sonra ben eserden uzaklaşıyorum. O nedenle, özellikle son 2 yıldır, animelerin ağırlığı daha fazla. 20 dakikalık bölümlerle sezon sezon gidebiliyorum.

Her neyse, uzun zaman sonra bir diziye başladım ve şimdilik işler iyi gidiyor :slight_smile:

Maniac

Yaratıcılarından biri Cary Joji Fukunaga ve iki başrolden biri Emma Stone olunca bir an bile düşünmedim.

Dizinin geçtiği zaman dilimine dair sözlü bir şey söylenmemiş olsa da İkinci Dünya Savaşı’nı Japonlar’ın kazandığı bir Amerika’da geçtiğine dair güçlü emareler var. Bu da beni ayrı mutlu ediyor.

Geçtiği dönem itibariyle 90’lar gibi duruyor. Disketler, o eski bilgisayarlar göründükçe keyfime keyif katıyor.

Kurguysa tam istediğim gibi. Muhtemelen bu şekilde arap saçı olarak devam edip dizinin bir yerin bir sökülecek, sonra pat pat pat diye cevaplar üzerimize boca edilecek. Şahsen bu işlenişi pek severim. O sökük kısmı başlayana kadar ki kafa karışıklığı, “Ne oluyor allasen!” düşünceleri tam benlik.

Emma Stone’un oyunculuğu ve bir o kadar mimikleri diziye çok yakışmış. Aynı şekilde diğer başrol olan Jonah Hill de rolünün hakkını veriyor. Kendisine karşı bazı önyargılarım vardı, artık yok :slight_smile:

Dizinin henüz başındayım. Sindirerek gitmek istiyorum. Zaten bu bir mini dizi ve mini dizilere, yukarıda belirttiğim nedenin de etkisiyle, bayılırım :slight_smile:

Son olarak, görünen o ki işin retro bilimkurgusallığına kimi anlarda fantastik de eklenecek. Ne mutlu.

Ben sevdim, eller alsın/izlesin.

8 Beğeni

Anladığım kadarıyla Netflix’in Legion’u gibim bir şey olacak :thinking:

3 Beğeni

Şu an Yabancı Damat’ı izliyorum bir özlemişim size anlatamam. Eski diziler bir başkaymış. Kara mizah, ince espriler içerirmiş.

1 Beğeni

Şu an değil ama daha önce izlediğim bir dizi hakkında birkaç kelam etmek isterim. Dizimiz Banshee. Konusundan bahsetmeyeceğim. Sadece izleyebileceğiniz oldukça sert, bazen saçma ama oldukça eli yüzü düzgün bir aksiyon dizisi. +18

2 Beğeni

En sevdiğim live action komedi dizisi… Özellikle Bojack severlere şidddddetle öneririm

1 Beğeni

Sharp Objects, Amy Adams’ın yapımcılığını ve başrolünü üstlendiği rahatsız edici güzellikte bir mini dizi. Amy Adams’ın oyunculukta ustalık dönemi herhalde. Patricia Clarkson da eşlik ediyor kendisine. İzlediğim en ilginç karakterlerden biriydi onun karakteri de.

1 Beğeni

Uzadıkça bozdu diyor tanıdıklarım doğru mu ?

1 Beğeni

İki tane diziye başladım biri The Office, diğeri The Wire.

The Office’e kamera aksiyonları dolayısıyla hemen bağlandım, zaten dizideki ofansiflik tam istediğim düzeyde, hatta hayal ettiğimden daha da fazlasını buldum. Peep Show’dan sonra bir boşluk vardı, şu an onu bu diziyle dolduruyorum işte. Ha tabii ki çok farklı diziler ama bilmiyorum Peep Show’u benimsediğim şekilde benimsediğimden herhalde. İlk bölümden Pam’in sözde kovulduğu sahneye anırarak güldüm, başa aldım ikinci kez izleyip tekrar güldüm. Aynı eylemi ikinci bölümde Michael’ın Hintliye sıfat bulamadım aksan yaptığı sahnede de gerçekleştirdim.

The Wire tek kelimeyle muh te şem. Benim için bir diziden fazlası olacağını daha ilk bölümde fark ettim. Karakter çeşitliliği çok hoşuma gitti özellikle. Bir de fazla araştırmadım ama gerçekten sabıkalı oyuncuların olduğu bilgisine denk geldim. Hayırlısı, bakalım bitirince ne kadar üzülücem. İlk on dakikada geçen şu diyalogtan sonra anladım zaten başıma gelecekleri…

Mcnulty: Well, if every time, snotboogie stole the money. Why’d you let him play?
Kid: Got to. It’s America, man.

3 Beğeni

Ofis’de daha neler neler bekliyor seni. Benim en sevdiğim iki üç diziden biridir. Bunu bitirdikten sonra aynı yapımcıların Parks and Recreation adlı dizisini de tavsiye ederim. Tıpkı Ofis gibi gayet güzel bir dizidir.

3 Beğeni

How To Get Away With Murder
image

Alttan bir ana konunun işlendiği, her bölüm ise ayrı konulara yer verilen polisiye-suç temalı dizi. Çıtır çerezlik güzel gidiyor. Netflix’de mevcut. Başka karar çıkması mümkün değil dediğiniz adli davaların mahkemeleri ilginizi çekiyorsa tavsiye edilebilir bir dizi.

4 Beğeni

“As far as I’m concerned, there is no plan and pattern to the world.
It’s just chaos.”

Maniac (2018) director, Cary Fukunaga

Bu sene ilk duyurulduğu andan beri beklediğim, gerek yönetmeni, gerek oyuncuları duyurulduktan sonra adım adım yükseldiğim bir projeydi “Maniac (2018)”.

Bir Norveç dizisini ele alıp, daha doğrusu bir konseptten yola çıkıp, çok farklı bir şeye dönüştürüyor serinin yönetmeni. Akıl hastalığını, problemli insanları ve onların hikayesini izliyoruz başladıktan itibaren.

Yarattığı ve işlediği evreni ince ince örülüyor her bölümle, hem karakterlere hem de evrenin 70/80’ler retro havasının otantikliğine kapılıyorsunuz izlerken. Müziklerden tut, oyunculuğa, sahne dizaynından karelerin ayarlanış şekline kadar bunun bir yönetmenin tutku projesi olduğunu anlıyorsunuz.

Hikaye ve karakterler çoğu yerde fazla gerçek hissettirip kalbinizi ısıtıyor. Söyledikleri sözler, yaptıkları hatalar herkesin hayatının bir aralığında yağtığı şeyler ile eşdeğer. Dünya onları dışlıyor üstelik, yalnız olduklarını hissettiriyor onlara.

“Yalnız olmak ve yalnız kalmak bir insanın başına gelebilecek en kötü şeydir.” Diyor anlatıcı. Sona erdiğinde hem bu mesajı tekrar hatırlıyor hem de yüzünüzde buruk bir gülümseme kalıyor, öneriyorum. Özellikle End Of The F#’ing World’den sonra Netflix platformuna gelen en güzel indie-esk proje olabilir.

10 Beğeni

Bir Litre Gözyaşı

unnamed%20(1)

Az önce tesadüfen Kanal D’ de reklamı gördüm. Hemen araştırınca gerçekten de Japon dizisinin uyarlaması olduğunu gördüm. Dram yüklü bu dizinin gereği gibi uyarlanacağından kuşku duysam da izleyeceğim.

Konusunu bilmeyenler için tekrar anlatayım. 15 yaşında omurilik soğanı hastalığına yakalanan bir genç kız 25 yaşına gelene kadar yavaşça ilerleyen hastalığı ile mücadele etmek zorunda kalır. Her şeye rağmen hayata bağlı oluşu ve çabası ile bir çok insana örnek olabilecek biridir.

Japon versiyonunda masumiyet, doğallık ve etkileyicilik ön plandaydı. Özellikle anne karakteri kızına olan desteği, sevgisi, azmi ve sabrıyla ile ön plandaydı. Umarım tüm bu detaylar göz ardı edilmez. Dizi 7 Ekim’ de saat 20.00’ de başlayacakmış.

Oyuncular:
Miray Daner
Sanem Çelik
Tolga Tekin
Helin Kandemir
Görkem Mete Demir
Revna Çolak
Eda Yürekli
Mert Yazıcıoğlu

1 Beğeni

The Marvelous mrs. Maisel
Diziyi an itibariyle bitirdim. Ortalama 50 dk’dan oluşan 8 bölüme sahip tabi ‘şimdilik’. İzlemeye başladığınız ilk dakikadan itibariyle replikleri ve inanılmaz görselliğiyle sizi kendine bağlıyor. Konusunu anlatmayacağım ama bu replik biraz olsun fikir olsun verir diye düşünüyorum

2 Beğeni

Geçenlerde beğendiğimiz dizi jeneriklerine bırakmıştım bunu Orphan Black . Neden bilmiyorum devam edememiştim iki sezondan sonra ve tekrar başladım bu günlerde. Hikaye kıvamında bence 10 bölümlük sezonlar , biraz daha uzatılırsa sıkabilir. Hep Tatiana Maslany oyunculuğundan söz ediyoruz ancak erkek klon rollerindeki Ari Millen performansı da göz ardı edilmemeli :point_left:t2:

2 Beğeni

The Handmaid’s Tale.

Evet evet biliyorum, çok geç başladım ama herhangi bir diziye başlamak için bir sorumluluk almam gerekiyor ki sorumluluktan kaçayım. :d 1.bölümü izledim daha ama çok çok güzeldi. Çıkar çıkmaz herkes övdü diye de başlamak istememiştim. Bazen o tarz diziler sadece güzel reklamlanmış, beklenti yükselten ama asla tatmin etmeyen diziler oluyor diye. Her neyse, güncelleme yaparım zaten ama bu tarza ilgi duyan duymayan herkesin şans vermesi lazım. En azından bir bölüm.

4 Beğeni

How to Get Away With Murder

Her sezon aynı şeyler oluyor diye düşünürken sürükleyiciliği ile beni benden alan güzel dizi.

Mom

Yemek yerken, can sıkıntısında kafa dağıtmalıl ve güldüren bir dizi. Yer yer öyle hüzünlü bölümler oluyor ki yahu bu komedi değil miydi diye düşünmeden edemiyorsunuz.

4 Beğeni