Joe Abercrombie Kitapları

Bu bahsettiğiniz durumun analizi Türkiye için mi geçerli yoksa tüm dünyada küresel olan bir şey mi?

Elbette küresel bir gözlem olduğunu iddia edemem ama genel olarak bu trendler Amerikan ve İngiliz marketlerine göre evrim geçiriyorlar. Bu iki ülkede hem fantastik okur oranı hem de fantastik üretim çok ama çok yüksek. Bizim de referans olarak ilk aldığımız yerler oralar. Bu iki yere ek olarak Fransız ve İspanyol marketleri de hareketli, tablovari kapakları çok severler.

Öte yandan Türk okurunda da fantastik eserlerde sakin kapaklara karşı bir antipati var. Fantastiğin kapaktan başlamasını istiyorlar. Kitapları yan yana koyduğunuzda sakin ve minimal kapaklı bir fantastik kitap varsa, o görmezden geliniyor.

Bu arada Joe Abercrombie’nin orijinal kapakları resimsiz olabilir ama onlara sade demenin doğru olduğunu düşünmüyor. Üzerlerinde çok fazla element var. Çok fazla efekt barındırıyorlar. Türkiye kapağı daha derli toplu, daha az kaotik kalıyor gibi geliyor bana. Resimsiz olması otomatik olarak kapakları sade yapmaz.

11 Beğeni

Dune okurlarının bir kısmının yeni kapaklar yüzünden yayınevini adeta “taşladığını” hatırlıyorum :bug:

Ben genellikle minimalist ve güzel renkler olan kapakları sevsem de önemli olanın içerik olduğunu ve kapaktan bağımsız içeriği tüketmeyi seviyorum. Ancak ülkemizde nedense kapaklara gereğinden fazla takıldığını düşünüyorum. Şahsen orijinal kapaklar yerine minimalist ve yayınevinin kendi tasarımlarını daha çok beğeniyorum (BKK ve beyaz Tolkien kapakları gibi).

Bunların yanında çok satan veya satma potansiyeli olan kitapların (dönüş üçlemesi, marslı vb.) orijinal kapaklarla gelmesi gayet yerinde oluyor.

Tabi genel olarak en sevmediğimiz kapaklar film afişi şeklinde olanlar diye düşünmekteyim.

7 Beğeni

O dönemi bir geçiş dönemi olarak görebiliriz. Dune, Bilimkurgu Klasikleri’nin ilk kitabıydı. Ondan önce bu şekilde bir çalışmamız hiç olmamıştı. Şimdi Bilimkurgu Klasikleri’ne gelen tepkiler bunun tam tersi.

Dönüş üçlemesinin kapakları yayınevi tarafından yapıldı.

2 Beğeni

Troll yok dedikleri doğru. Hatta yanlış hatırlamıyorsam bir generalin adı malzagat mı neydi. Doğal olarak malazgirt’ten esinlenmiş. Ama mesele Joe Abercrombie olunca world building ikinci hatta üçüncü sırada geliyor. Serinin tutulmasının nedeni dünyası değil sonuçta.

Hocam dünyası nasıl? Orc yada buna benzer varliklar var mi?

Orc’la aynı işlevi görenleri var ama onun dışında hiç yok. Serinin büyük kısmı low fantasy.

Peki büyü kısmı nasil? Yine çenem açildı.

Sorun değil canım. Büyü yapan birkaç kişi var ama bir mekaniği yok büyünün lotr gibi sadece var. Ve büyücüler de zannettiğin tipik büyücüler gibi değil.

Anladım bildiğimiz tipik Grimdark kitabı. Tesekkurler.

Eksi sozlukte buna benzer bir yorum okumuştum. Bildiğimiz fiziksel olarak zayıf büyücülerden farklı diyordu.

Aslında kitabı anti lotr gibi değerlendirebilirsin. Buradaki Gandalf’ın pek ak sakallı dede olduğu söylenemez. Ana karakterler de pek iyilik timsali değiller. Seçilmiş kişiler, kehanetler, büyük kötüyü durdurmak için çıkılan uzun yolculuklar. Bunların hepsi kitaplarda mevcut ancak hepsi geleneksel fantezi kitaplarındaki gibi mi sonuçlanıyor? İşte o kitabın asıl konusu.

9 Beğeni

Metis’ten çıkan David Eddings serileri mesela. Ülkeyi geçtim, forumda bile anca 4-5 kişi biliyor ne kadar harikulade kitaplar olduğunu.

2 Beğeni

Sonunda. Herhalde çevrilmesini en çok istediğim ve heyecanla beklediğim serilerden biri buydu. İlk 2 kitabını rezalet bir kapakla basan ve üçlemenin son kitabını çıkarmayıp, yarım bırakan yayın evinden sonra Ithaki ilaç gibi geldi. Hele zamanında o yayın evine hiç bir yerden ulaşamamam ve seriyle ilgili sorularıma dönüş alamam baya üzmüştü. Grimdark olması, karanlık ve gerçekçi temasından dolayı beni direk kendine çekiyor zaten. Patrick’in de yorumu cabası.
Orijinal kapağı ne kadar hoşuma gitse de bu kapağını daha çok beğendim. Renklendirme ve ışıklandırma çok hoş duruyor. Kapak yurt dışındaki basımların hepsinden daha iyi bence. Ayrıca diğer yayın evinden çıkan çevirisini çeviren ile Ithaki’den çıkanı çeviren aynı kişi anladığım kadarıyla. Seriyle ilgili tecrübeli olduğu için çevirinin de iyi olduğunu umuyorum. Sonuç olarak mutluyum ve doya doya okuyacağım :d Kitabı ön siparişledim bile.

4 Beğeni

Geçen haftalarda okudum Bıçağın Kendisi’ni. Gayet akici surukleyici, olay örgüsü guzel işlenmiş çokça begendigim bir kitap oldu. Karakterlere ekstra deginmek isterim, klasikten uzak farkli karakterler cizmis yazar. Hicbirisi mukemmel degil ve kusurlarinin cumleler halinde gozumuze sokulması beni cok etkiledi ve hosuma gitti. Okuyacagiiiim diger kitaplarini :slight_smile:

Kapak konusuna katılıyorum orjinal kapaklar daha hoş

6 Beğeni

Bıçağın kendisini okudum. Kitapta aman aman bir olay olmasa da ileride olacakmış izlenimini veren güzel bir giriş kitabı. Kitaptaki mizah unsurları özellikle hoşuma gitti. Kara mizah biraz daha fazla bile olabilirmiş kitabın tonuna çok uygun. Karakterlerin başına neler geleceğini merak ediyorum şu an. Sorun da tam burada başlıyor. 2. ve 3. kitap ne zaman çıkacak? Kasım diyordu İthaki hiç sesleri çıkmıyor. Her gün foruma girip bakıyorum haber var mı diye. Hayır ertelendiyse onu söylesinler bari.

3 Beğeni

İlk kitap istedikleri kadar satmadıysa kolay kolay basmaz İthaki devam kitaplarını.

Yalan oldu “üçleme bu yıl tamamlanacak” söylemleri.

İthaki devam kitaplarını basacak arkadaşlar. Hatta kapaklar için fikirleri hazır. Yayın takvimleri kaydı sadece. Umutsuzluğa kapılmayın :slight_smile:

Sadece ilk kitabı okudum ve beğendim. Öte yandan genel kanı üçleme içindeki en zayıf kitabın ilk kitap olduğu yönünde. Hatta yazarın da böyle bir söylemi vardı sanki :thinking:
Devam kitaplarını merakla bekliyorum.

7 Beğeni