Kafka'nın Şatosu Neyin Nesiydi?

Kafka’nın Şatosu hakkında bir çift sözüm, okumak istediğim sayısız yorum ve yeni düşünce var.

Kafka kitapta Şatoyu en başlarda ulaşılabilir görürken sayısız çabalarının, boşa kürek çektiğini söylemeseler de her halleriyle belli eden ahalinin ardından neredeyse varlığından şüphe eder bir hale gelmişti. Kadastrocu olarak atanmasından bile şüphe duyduğu/duyulduğu bu bir değişik topraklarda tutunma, kime inat ettiği belli olmayan ancak bir an bile geride durmayan diretme arzusu niyeydi? Şatoyu bir duruma benzetmiş olsa, hiyerarşik düzen desem buna, bile karakterin bu çabası tıpkı diğer sakinlerin zamanında yaptığı ama sonucunun başından beri belli olduğu bir çaba değil miydi ? Üstelik kitap boyu bunun farkında ve bununla mücadele ediyordu. Öyleyse buradaki sunu neydi?

Düşüncelerinizi okumak isterim…

1 Beğeni

Kitapta bolca taylorizm var Kafka yaşadığı dönemde hep bundan çekmiştir ve rahatsız olmuştur zaten bu işçinin otomatlasmasidir. Marx in yabancilasma sorununa bolca atıf var romanda doğaya ve kendine yabancılaşma durumu, hegel diyalektiği ve kişinin içsel diyalektiği ile ilgili. Bu durumu arstrirsan kitap daha anlamlı olacak emin ol. Bu sorun amelia ve ailesinde mevcut. Bence Kafka burada Kierkegaard’a göre, varoluşun fırtınalı Etik Düzlemi olan Hegel’in Karşıt Bilincinin karmaşıkligina yakalanmış.
Ve insan zihni günlük yaşam alanından korkunç bir Ahlaki Alana dönüştüğünde ne olur sorusu devamlı kulakta çınlıyor. Freud’un Schreber vakasından parçalarda gordum ben ve aynı zamanda freudun oidipus kompleksi de mevcut . Sonuçta, ahlaksız bir dünyada ahlaki yargıların gerekçesi yoktur, değil mi? Bu yüzden otomatik olarak bir yabancı olarak görülüyoruz. Taraf tuttuğunda da zihin bu noktada bize oyun oynama eğilimindedir . Ve bir kez meydan okunduktan sonra zihin, Kafka’nın burada yaptığı gibi neredeyse Freud’un örneğini, Schreber’in beklentisiyle ama sadece nörotik olarak ve psikotik olarak değil, temel yargılarını ve takıntılarını sonsuza kadar tekrar etmeye başlar.
Ancak Kafka bizi daha yüksek bir düzlemden çağırıyor, çünkü Kale teolojik olarak Yüksek Gerçekliğin simgesidir ve hatta hava şartları bile çok yüksek düzlemde ve imgesel anlatım içeriyor. Kitap boyu kafkaesk ve grotesk anlatım hakim olmasa sasardim ben zaten :thinking: motif ve leitmotiflerle dolu kitap.
Tıpkı Mordor’un hobbitlerin Armageddon olması ve Gandalf’ın elfin halkıyla birlikte onların Koruyucu Meleği olması gibi.:laughing:Ters bir Krallık’ta, postmodern zihniyet misali. Bu, biz modern etik fikirli arayış içinde olan bizler için hayatımızın bir gerçeği.Kafka daha uzun yaşamış olsaydı, fakir arazi araştırmacısı için MUTLU SONA ERDİ yazacak mıydı?
Nihayet kaleye girmiş olur muydu? Hep bunu merak ettim.
Kafka bunu bir kitabında belirtti Kanundan Önce’de insan, Kanuna bile inanamadığı için inanmayı bırakır. Yani Müjde’ye inanamazsa, Cennet Kapısı’ndan girme hakkını kaybeder.
Böylece adam her zaman yeniden başlar. Ve yine tekrar eder durur. Ve sürekli olarak başlangıçta yeniden başlar, çünkü artık artık inanmıyor.
Kitap boyu belirsizlik hakim şatoya giden yolların belirsizliği karmaşıklığı beynimizin karışıklığı ve gerçekleri görmeme figürüdür baş eğmek mücadele etmek. Şato kapana kısılmısliktir bürokraside kapitalizm içinde kapana kısılmış insan figürüdür doğa olayları bile iktidardır şato insani ve dünyevi iktidarın merkezidir bu iktidar Micheal focoult varı bir iktidar ama . Kesin okuyun çok iyi bir sosyologdur.
Ve çok önemli bir nokta daha klam kim ? Klam
makam otorite ve baba figürü klam Özgür bile değil baba figürü olması bizi freud’a oidipus kompleksi’ne götürüyor. Neyse çok konuştum itapta bolca ironi hakim aynı saatleri ayarlama enstitüsü’nü de olduğu gibi buradaki ironinin felsefesi çok önemli ne hicv ne açıklık adece inceden bir dokundurma. Yani kitap çok katmanlı bir yapı Franz kafka’nın kitabı tamamlamamasina çok üzüldüm bu kitap büyük bir başyapıt içinde felsefeyi sosyolojiyi antropolojiyi psikolojiyi barındıran insanı okudukça o alandan o alana götüren dev bir eser . Ve tabii ki anlamlandıran bilmek için şu bahsettiğim alanlardan haberdar olmak gerekir olmadığın takdirde roman şatoyu arayan habire arayıp duran saçma sapan bir kaç kovala hikâyesine dönüşüyor ve yazık oluyor. Okurken notlar almistim . Canım Kafka :purple_heart::heart:

4 Beğeni

Kitabın yazılmış olduğu dönemi ve o dönemin şartlarını, atmosferini en azından fikir sahibi olunabilecek düzeyde bilmek gerektiğini düşünüyorum. Dönemin bürokratik yapısı kitabın en önemli unsurlarından ve Kafka’nın yaşadığı dönem nasıldı hayal edebilmek gerekiyor. Kafka okumanın bende yarattığı his bir çeşit bulmaca çözme ya da labirentte çıkış yolunu aramak gibi.

2 Beğeni