Uyuyan höyük sultanlarından prensesleri kaçırdım. İslamabad’ ı yakıp kül ettim. Leyla ile bir gece geçirdim ve hem canıma hem de aklıma mukayyet olabildim. Çoğu insanın kabul edildiğinden daha küçük bir yaşta Enderun Mektebi’nden atıldım. Başkalarının gündüz gözüyle ağızlarına bile almaktan korktuğu yollardan ay ışığı altında geçtim. Tengrilerle konuştum , kadınlar sevdim . Benim adım Keloğlan, belki beni duymuşsunuzdur.
Türk kültüründe çok önemli bir yere sahip bir karakter Keloğlan . Nerdeyse her Türk ülkesinde tanınıyor. Sokaktaki istediğiniz kişiye sorun Keloğlanı tanır.
Böyle bir roman yazılsaydı nasıl olurdu, neler olurdu ? Fikirleriniz nelerdir.
Çok güzel olurdu, tabi siyasi atmasyonlarlar veya gaz alıcı uyduruk şeylerle yazılmadı ise çok muhteşem bir eser olur. Keloğlanı filmlerden çok sevmiştik kitabada kimse hayır demez galiba. Ama bin sayfalık bu kitabı çıkaracak heleki bu devirde bir yayınevi bulunurmu o muamma. En sağlıklısı e-kitap olur ulaşması kolay ücreti ucuz kar marjı yüksek kanımca
Kvothe kokusu alıyorum. Bazı şeyler kısa kalmalı. Keloğlan karakterine daha didaktik ögeler yakışıyor bence. Belki de 1000 sayfalık bütün bir hikaye yerine farklı hikayelerden birleşimi olabilir.
Hatırladığım kadarıyla Rüzgarın Adı’nın arka kapak yazısının Keloğlan’a uyarlaması olmuş bu. Ciddi bir şekilde yazılacak olan Keloğlan romanı fikri oldukça heyecan verici.
