Kendi Üslubunu Bulmak

Kendi üslubunu keşfetmek sancılı ve farkındalık gerektiren bir süreç. Ben bu süreci aşıp ötesine geçemedim hala. Elle tutulur bir şeyler yazamayışım hep bu yüzden. Yolunu bulmuş olanlara bir sorum var: Kendi üslubumuzu nasıl keşfederiz? Çok okuyunca daha çok kafası karışıyor insanın. Sezgisel olarak mı kavranıyor acaba, bir aydınlanma mı yaşanıyor, işte böyle yazmalıyım diye birden aklınıza mı düşüyor, nasıl oluyor?

1 Beğeni

Şöyle bir laf okumuştum: “Seyretmekle olsaydı Louvre salon bekçisi ressam olurdu.”

Yazın. Ne olursa. Sürekli yazarak bulacaksınız. Tabii bir yandan da okuyacaksınız ama kendi üslubunuzu ancak çok fazla üreterek bulacaksınız. Başlarda sevdiğiniz yazarlara öykünürsünüz. Normal. Sürekli ürettikçe kendinize sürekli yeni şeyler katarsınız. Açıkçası ben de bu yolda sadece bir yolcuyum ama edindiğim tecrübeler bu şekilde.

4 Beğeni

Dün bir arkadaşa şunu yazmıştım;

-Yazma eylemi, kendi içinde hiç kitap okumamış gibi davranmayı içerir. Ne kadar yazmak için kitap okumayı överlerse övsünler, ben özgün bir şeyler yazabilmenin bütün okuduklarını unutmaktan geçtiğini düşünüyorum. Yoksa aksi takdirde kişi yazdıklarının etkisinde kalarak yalnızca kopyalar.

Üslup oluşturması meselesi zorlamayla ortaya çıkacak bir şey değil, kişi yazdıkça ve yazdıklarının üzerinde geliştikçe aslında üslubunun kendi kendisine ortaya çıktığını ve bu şekilde yazdığını fark edecek. Sezgisel diyebiliriz. Çoğu yazarda bu şekilde üslup oluşuyor, üslup dediğiniz şey yazının üzerinde uzmanlaştığınızın işareti. Bence çok bu konu üzerine eğilmeyin, kendisinizi hırpalamayın.

3 Beğeni

Üslubumu oturttuğumu iddia edemem, ama bu konuyu ben de önemsiyorum ve birkaç fikrimi paylaşabilirim.

Öncelikle -söylemeye gerek bile yok- farklı tarzdaki yazarları okumak önemli. Bazen sürekli çok sevdiğimiz bir yazarı okumak istiyoruz ama bu bize zarar veriyor ve taklitten öteye geçemiyoruz. Elbette başlarda herkes bir parça taklit eder, ama ilerisi için başka yazarları da okumak gerek.

İkinci olarak, benim küçük bir not defterim var ve aklıma her estiğinde buraya bir cümle yazıyorum. Mesela bir gün eve gidiyordum, o gün hava çok kapalıydı ama saat 16:30 gibi acayip parlak bir güneş otobüsten yüzüme çarptı. Ve ben de şöyle bir betimleme yazdım deftere:

Bütün gün hiç yüzünü göstermeyen güneş, batmaya yakın gözlerini kamaştırıyordu.

Bunu yapmak hem eğlenceli, hem de az da olsa kendini geliştirmek için illa bir öykü yazmayı gerektirmiyor. Çevreyi gözleyerek yazılan tek cümleler bile bence üslubu geliştirmekte etkili.

Bu deftere aynı zamanda okuduğum kitaplarda beğendiğim betimlemeleri, “Ben olsam nasıl yazardım?” diye düşünerek tekrar yazıyorum. Örneğin, Charles Dickens İki Şehrin Hikayesi’nde şöyle yazmış:

Evlerin etrafını öyle ağır bir balık kokusu sarmıştı ki, insan tüm hasta balıkların denizin tepesine bu havaya karışmak için yükseldiğini sanırdı, denize karışmak için denizin dibine çöken hasta insanların tersine.

Peki ben nasıl yazardım?

Etrafta ağır bir balık kokusu vardı; sanki denizdeki tüm balıklar ölmek için bu sahili seçmişti.

Daha sade, belki daha az etkileyici, ama kendi yorumum.

Pek çok tarzda pek çok yazar okumanın, gözlem sonucu betimleyici cümleler yazmanın ve bazen bir yazara ait bir cümleyi yorum katarak baştan yazmanın, üslubu geliştireceğini düşünüyorum.

Ek olarak, iyi bir okurun mutlaka beğendiği ve beğenmediği cümle ya da anlatım tipleri vardır. Mesela ben “Şunu yapan X gülümsedi” tarzı, sanki ortada birkaç X varmış da yalnızca “şunu yapan” X gülümsüyormuş gibi bir anlatıma sebep olan sıfat fiilleri hiç sevmiyorum (Dan Brown bunu çok yapıyor) ve asla da kullanmıyorum. Bunlar bile aslında siz fark etmeden kaleminizi belli bir tarza yönlendirir.

7 Beğeni

İç sesime daha ulaşamamış olmama rağmen, birkaç zamandır kullandığım bir yöntem var: Günlük tutmak. Bugünün öncesinde yazdıklarımı gördükçe, gerek cümle hakimiyetimi, gerek sözcük hakimiyetimi geliştirdiğimi fark ettim. Denemekten zarar gelmez bana sorarsanız.

2 Beğeni

İlk Sayfası diye bir podcast var. Orada Celil Oker’le yapılan söyleşiyi dinlemenizi öneririm. Aslında bütün bölümleri dinlemenizi öneririm ama Celil Bey Hikaye Anlatıcılığı Kılavuzu diye bir kitap çıkartmış ve direkt üslup konusundan bahsediliyor.
http://www.ilksayfasi.com/680abd1c

2 Beğeni