Kendinizi en yakın hissettiğiniz kitap kahramanı kim? Peki neden ?

Biraz fazla klişe olabilir ancak benimki bilge adam Kvothe. Sebebi de başından geçenler ve öğrendiği onca şeye rağmen bitmek bilmeyen bilgi açlığı, tevazusu, bu bilgi hazinesinin kurduğu cümlelerinden bile esamesinin okunması ve her şeyin yanında sanatsal üretimden de geri kalmıyorken kendini de o kadar sıradan bir adammış gibi kabul etmesi sanırım. :heart_eyes:
Bir de bunlara ek olarak, sonsuza dek sürecekmiş gibi gelen bekleyişi sayabilirim… :expressionless:

10 Beğeni

Aaaah rotfuss :expressionless::expressionless::expressionless::unamused::unamused::unamused:

1 Beğeni

Sanırım Harry Potter evrenindeki birkaç karakter olabilir. Direkt Harry Potter demek istemiyorum ama özellikle ergenlik yıllarımda onunla defalarca yolculuğa çıkmış olmak kendisine ayrı bir bağlılık katıyor.

Evet :kalp:

4 Beğeni

Hala daha öyle bir karakterin olmaması beni kederlendiriyor :

1 Beğeni

Beni kederlendirense çok güçlü kadın figürlerin sayısının bir elin parmaklarını geçmiyor olduğunu görmek oldu bu soruya cevap düşünürken :sneezing_face:

4 Beğeni

her cümlene katılıyorum!

1 Beğeni

Aslında şöyle bir dosya hazırlamıştık zamanında:

6 Beğeni

Denna’nın adını görünce bir tüylerim ürperdi yine… Seriyi okurken de onun olduğu sayfalarda bir “yeter yahu!” deme isteği doğardı zaten içime. :kudur:

3 Beğeni

Evet çok güzel bir dosyaydı ama maalesef yine de dediğim seyi çürütmeye yetmiyor ki böyle bir dosya hazırlama gereği duymuşuz

1 Beğeni

İlginç bir şekilde Kvothe ve Locke Lamora’yı kendime çok yakın görüyorum ama bu yakınlık kendi kişiliğime yakınlık şeklinde değil, bir arkadaşa yakınlık gibi. Özellikle Kvothe’nin hikayesini kendi ağzından dinlediğimiz (ve yazar bunu çok iyi başardığı) için öyle bir yakınlık duyuyorum ki, yarın bir gün karşıma çıksa “Aaa hacı naber ya” diye boynuna sarılırım gibi geliyor. Bu ikisinin bir araya geldiği bir kurguyu okusam zevkten 16 köşe olacağımı düşünüyorum.

Bunların dışında Turin Turambar’a karşı enteresan bir yakınlık hissediyorum. Diğer ikisine bakışım daha çok "sempati"yken buna daha çok “empati” demek mümkün sanırım.

Daha düşünsem bir sürü bulurum muhtemelen, ama bunlar dışında aklıma gelen tek isim Perrin Aybara oldu. Neden olduğuna dair de bir fikrim var ama tam emin değilim :slight_smile:

7 Beğeni

Algernon’a Çiçekler’deki Charlie Gordon. Yakınlığım ona olan üzüntümden geliyor sanırım. Sürekli sevgiyi arayan, bulduğunda da karşılığını alamayan bir karakter. İdiotken herkes tarafından küçümsendiği için yalnız; bir dâhi olduğundaysa yanındakiler tarafından anlaşılmadığı için. Yalnızlık timsali. Bazı düşünceleriyle boğazıma acı düğümlediği bile olmuştur.

1 Beğeni

Holden Caulfield (Çavdar Tarlasında Çocuklar), karaktere sempati duymuyorum aksine benden uzak dursun dediğimi hatırlıyorum. Okuduğum zamanlar o kadar çok benzerliğim vardı ki karakterle neredeyse özdeştirmiştim kendimi, bir yandan inanılmaz tersime giden yanları vardı. Bir noktada “Bana benziyeceksen bunlardan vazgeç!” diye karaktere sitem ettiğimi anımsıyorum.

Kitap harikadır orası ayrı.:kalp:

2 Beğeni

Sonun benzemesin Türkercim :smiley:

4 Beğeni

Amin, kimsenin sonu benzemesin :confused: Ama çok güzel karakter ya.

3 Beğeni

Alakasız kişiler ama Hermione Granger ve Drizzt Do’Urden.
Hermione davranışları, çalışkanlığı ve kökenlerine rağmen çoğu kişiden daha başarılı olması nedeniyle hep hoşuma gitmiştir.
Drizzt bence zor olanı başarmış. Yetiştiği yaşam tarzını yadırgayıp, körü körüne kabullenmemesi ve kendi yolunu çizmesi…

1 Beğeni

Tamamen olmasa da belirli konularda Renton ve Simon. Özellikle şu satırları sık sık okurum:

https://scontent.fada1-7.fna.fbcdn.net/v/t1.0-9/15965400_1353243694728527_4735644556866487944_n.jpg?oh=8a9579485900b2c962ddb0c0a902273c&oe=5AE3324F

“Beklenti. Bütün bunlara sahip olacaklar çünkü sahip olmayı bekliyorlar. Niye beklemesinler ki? Senin benim gibiler bu şeyleri beklemez. Kazanmak için köpek gibi çalışmamız gerektiğini biliriz biz. Şimdi benim gibi gereğinden fazla eğitim almış ama gene de vasıfsız biri olarak, bu hayata soyunmanın hiçbir yararı yok. Sence neden toplumun dışında, kara piyasada dolanıp duruyorum? Renkli kişiliklerden hoşlandığım için mi? Serseriler, orospular, cankiler ve uyuşturucu satıcıları beni çok seviyorlar diye mi? Hayır. Ben de pezevenklik yaptım, ev soydum, hırsızlık yaptım, kredi kartı yolsuzluğu yaptım, uyuşturucu sattım; sevdiğim için değil, yasal iş kollarına belli bir düzeyden atılamadığım için, sahip olduğum bilgi ve becerilerin karşılığı olan statü ve ücret bana verilmediği için. Ben trajik bir hatayım, Curt, trajik bir hata. Ama bu değişebilir ve değişecek de.”

4 Beğeni

Şu alıntıyı senden o kadar fazla duydum ki, benim bile aklıma sen geliyorsun artık şu cümleleri duyunca. :obey:

1 Beğeni

Tek bir tane yok okuduğum tüm kitaplarda bazen ana karakter bazen de yan karakterlerle kendimi bütünleştirebiliyorum.

Zaten yakın çevrem bana ya Mark ya da Simon der :obey:

1 Beğeni

Lev Nikolayeviç Mişkin.
Dostoyevski’nin Budala romanının baş kahramanıdır. Insani tüm erdemleri temsil eder, günümüzde de olduğu gibi bu erdemler, hayat çemberinde garipsenim, acımasız yaşam dinamiklerinde kaybolup gitmeye mahkumdur. Üstelik hayat tecrübesizliği ve saflığı karakteri daha ilginç hale sokuyor.
Karakter kararverme aşamasında ki saf halimiz gibi, okurken ruh halini sonuna kadar hissettiğim, ben böyle yapardım ama hayat bunu gerektirir noktasında beni şaşırtmayip hep öz duygumu gerçekleştiren, okuma süreçi boyunca bu duygunun tadını çokça veren bir karekter.
Bu denli bir bağı başka karektere duyabilirmiyim bilmiyorum.

1 Beğeni