Kitaplarda 'Görmekten Bıktım Usandım' Dediğiniz Detaylar

Düşündükçe insanın aklına gelir böyle şeyler. Mesela ben artık fantastik kurgularda ‘‘seçilmiş kişi’’ konseptine sahip hikayeleri okumaktan bıktım usandım. Gördüğüm yerde koşarak uzaklaşıyorum.
Bilim kurgu mevz-u bahis olunca da eğer zamanda yolculuk işlenmişse, günün sonunda ‘‘Ya o aslında şu adammış, geleceğe gitmiş.’’ klişesinden de bir hayli yoruldum.

6 Beğeni

Fantastik çoğu eserde olan balo sahneleri.Esas kızımız da alt tabakadansa ki genelde öyledir,balodan önce yıkanıp paklanır,saçı başı yapılır, tanınmaz hale gelir ve balo salonuna iner herkes gözleri pötlek pötlek buna bakar.Esas oğlanla biraz dans,iki kadeh şaraptan sonra ya kimsenin olmadığı bir balkona çıkarlar ya da bahçeye fıskıyenin yanına inerler.Ya öpüşürler ya da tam öpüşecekken münesebetsizin biri gelir,esas erkeğe bir şey söyleyip götürür, kız oturur kalır orada.

10 Beğeni

Korku romanında ana karakter yalnız, antisosyal, içine kapanık bir bireysel o kitaptan bunalıyorum.

4 Beğeni

Aşırı ezik takılan karakterin bir anda müthiş havalı ve cesur bir şeye dönüşmesi olayından gına geldi.

7 Beğeni

Hava Uyanıyor serisinin ilk kitabı böyle bir şeyle bitiyordu. O kadar bıktım ki bu olaydan artık, devam kitaplarını elime bile alasım gelmedi.

1 Beğeni

Ben 4 kitabı da okudum,5.kitabı okumadım sadece ki o seriye gelene kadar öyle aşırı kitap okumuştum zaten.

1 Beğeni

Özellikle fantastik kurgular için söylüyorum: Soğukkanlı, fazla konuşmayan, mimiksiz karakterlerin dövüş alanında fazlasıyla usta olması. Nedense hiç sekmiyor. Böyle bir tiplemenin dövüldüğünü ve yaka paça tavernadan kapı dışarı edildiğini görürsem şok etkisi yaratır.

9 Beğeni

De mi ya :smiley: Mesela Grisha serisinde Malyen’in ağzını burnunu kırıp atsalardı zevkten dört köşe olurdum.

3 Beğeni

Polisiye kitaplarda başka ülke ya da birimden gelen polise yapılan zorbalık, baş dedektif ya da polisin geçmişte yaşadığı acı kayıplar.

Modern Türk yazarlardaki ağdalı, Arapça kökenli, aforizmalı, pek zekice olmayan mizahlı, devrik cümleler/sözcükler/anlatımlar.

5 Beğeni

Bir çok kültürde sessiz, soğukkanlı dövüş ustası tiplemesi var. Her kitapta bir tane olması uygun geliyor. Belki de sizin asıl sevmediğiniz bir adamın 15 - 20 kişiye saldırıp kazanması olarak düşünüyorum. Misal Plutarkos yazar, Sparta’da erkek çocukların yetiştirilme tarzında önemli yer tutan dinlemesini bilen, az ve öz konuşmaktır. Özellikle yetenekli olanları birden fazla düşmanla savaşabilecek şekilde eğitilirdi. Çin’de ki tapınaklarda da benzer bir durum var. Hatta gereksiz ve yersiz konuşmalar cezalandırılırdı. Tarihte belli üstatların aynı ruhban sınıfındaki rahipler gibi sessizlik yada uzun sükut yemini ettikleri bilinir. Yakın tarihten bir örnekte vereyim.
Öğretmenlerimden biri 90’larda askerliğini bedelli olarak Şırnak’ta yapmıştı. Bedelliler 6-7 kişi oldukları için ve terörle mücadelede yoğun bir dönem olduğu için pek iş vermezlermiş. Diğer illerdeki bedellilerin aksine sıkıntıdan patlamakla geçermiş günleri. Bedelli olduklarından bir serbestlikleri de var. Bordo berelilerle yakın otururlarmış, bunlardan bazıları soru sorduklarında bordo bereliler hiç kale bile almazlarmış. Sonra fark etmişler ki kendi aralarında dahi hiç konuşmuyorlar. Şaşırmışlar haliyle. Daha da soru sormaya çalışmamışlar. Sessizliklerinin başka sebepleri olabilir lakin savaşma konusunda oldukça eğitimli kişilerin yetiştirilme tarzları ya da yaşadıkları neticesinde sükuneti tercih ettikleri aşikar. İstisnaları elbette ki olabilir.

3 Beğeni

Esas çiftin arasına giren üçüncü kişiyle olan ilişkinin neredeyse kitabın sonuna kadar devam etmesi. Aşk üçgenlerine karşı değilim ama bazen ayarını öyle bir kaçıyorlar ki, esas çiftin yaşaması gereken çoğu şeye zaman kalmıyor. En kötüsü de zaman kalmadığı için üçüncü kişiyle yaşanan ayrılık sonrası, esas çiftin arasındaki her şey o kadar hızlı çözümleniyor ki inandırıcılığını kaybediyor.

Kısa bir zaman içinde izlediğim 2 dizi ve okuduğum 3 kitapta da bu olay örgüsü yaşandı ve bir kez daha denk gelirsem sinirden havale geçireceğimden korkuyorum.

3 Beğeni

Kitapta yıllardır beklenen, seçilmiş kişi güçlerinin farkında olmayan sade halktan birisidir. Tesadüfen güçleri ortaya çıkınca da hayır benim gücüm yok ben normal biriyim diye sayfalar boyu ağlar. Halbuki yaptıklarını kendisi de gayet görmüştür ama inanması bir 50 sayfa kadar sürer.

5 Beğeni

Bence çoğunluk için de geçerli bir durumdur. Yani bir eğitimli adam, kendi gibi eğitimli 10-15 kişiyi biçmemeli bence. Bana biraz uçuk geliyor. Düşmanların AC mantığıyla sıra sıra girişeceğini sanmıyorum.

Benim için asıl sorun bu karakterlerin artık bir tiplemeye dönüşmüş olması. Canlı bir hissiyat vermiyorlar bana. Benzer geçmişler, benzer tarzlar. Davranışlarının nereye varacağını bilmek bir süre sonra sıkıyor.

Tabii ki bu tarz karakterler olmasın diye bir argüman sunamam. Keşke daha yaratıcı şekilde sunabilseler.

İlla dramatik bir geçmişe sahip olmaları gerekmiyor. Dövüş sanatlarında usta olmaları da gerekmiyor.

Misal veriyorum; çok konuştuğu için sürekli babasından dayak yiyen bir çocuk olsa. Çocuk en ufak bir çıt çıkardığında deliye dönen bir babası olsa. Yani sevdiği, annesi, babası, kız kardeşi yahut çok yakın bir arkadaşı trajik bir şekilde ölmüş olmasa artık. Sırf bu yüzden olağanüstü bir savaşçı olmasa.

Bu tarz karakterlere benzer geçmişler, benzer özellikler yüklenince beni bayıyor.

1 Beğeni