Sanıyorum bu yazıda ne varsa onu yapmamaya çalışan bir okur olmaya çalışıyorum. Kitap biriktirmek (ya da artık herhangi bir şeyi biriktirmek) bana hastalıklı bir durum olarak gelmeye başladı. Hayatımda zihinsel ya da fiziksel herhangi bir fazlalığa tahammül edemiyorum. Bir de buna bir sürü okunmamış kitap eklenirse halim nice olur onu da kestiremiyorum.
Bir de günlük 500 sayfa okuma öğüdü var, bu ortalama günlük 5-6 saat süreceğini düşündüğüm bir hadise. Bu süre ile yeni bir sanat eseri üretebilir, yeni bir deneyim elde edebilir, yakın bir şehre gidip tarihi bir mekan gezilebilir, bir çok dersi ilk kaynaklardan alabilirsiniz. Bilgi anlamında çok şey verdiğine inanıyorum kitapların ama deneyimsiz sadece okuyan birinin öğrendiği onca şeyle ne yapacağına aklım ermiyor.
Bir kaç kitabı beraber okuma ya da hızlı okuma meseleleri de var, ben ikisinin de anlamlı olacağını yine sanmıyorum. Her şeyin bu kadar hızlı bu kadar karışık olduğu yılları yaşıyorken bir de üstüne fazladan karışıklık istemiyor ponçik beynim. Keyif almak istiyor, sayılara ya da zamana takılmadan.
Ve yine haddinden fazla alınan her şeyde (yiyecek, kıyafet hatta kitap) insanın suçluluk duyması gerektiği taraftarıyım, yoksa tüketici bir asalak olup çıkıyoruz. Arada tatlı şımarıklıklar değil tabii laf ettiğim, o hepimizin ihtiyacı.
Ne konuştum ama!
Yazı, çeviri çok keyifliydi bu arada, bunlara katılmamam keyfimden bir şey götürmedi.
Ellerine sağlık. 
