Kötü Ana Karakteri Sever misiniz?

Aklımda kurgu bir roman tasarısı var ve ana karakteri saf kötü olacak şekilde yaratmak istiyorum. Bir okuyucunun gözünden bu fikrin nasıl gözükeceğini merak ettiğim için size danışma gereği duydum. (Birden fazla şıkkı seçebilirsiniz.)

  • Saf kötü ana karakter okumak isterim.
  • Hem iyi hem kötü olabilen, tarafsız, gri karakter okumak isterim.
  • Genellikle iyi olan ama zorunda olduğunda kötülük yapmaktan çekinmeyen bir karakter okumak isterim.
  • Tamamıyla iyi, kötülüğün bulaşmadığı saf/temiz bir ana karakter okumak isterim.

0 oylayanlar

Kötülük nedir, kötü kimdir? “Kötü” dediğiniz karakteri hakkıyla anlatabilirseniz, sonunda ilk başta düşündüğünüz kadar kötü olmadığını görebilirsiniz. İyi ile kötü nereden baktığınıza göre değişebilecek bir şeydir. Evrensel bir kötü veya evrensel bir iyi yoktur.

(imho)

3 Beğeni

Bence hikayenin geçtiği evrenle doğrudan bağlantılı, hayatta kalmak için insan öldürmenin zorunlu olabileceği herkesin yağma ve hırsızlık yaptığı kıyamet sonrası bir evrende bizim dünyamızda “kötü” denilebilecek davranışları yapmak bir tercih değil zorunluluk olur mesela.

Evrenin yapısıyla ilgili bir durum. Bir de “kötü” diye tanımlanan karakter kendini “kötü” olarak tanımlıyor mu? Genelde böyle olmaz, dışarıdan başka kişiler ilgili kişiyi “kötü” olarak tanımlar. Thanos bile onca kötülük yapmasına rağmen bunu iyi bir amaçla yapıyordu kendi bakış açısıyla. Evrene iyilik, huzur, mutluluk, refah getirmek istiyordu.

Onun için karakterlerin iyi veya kötü olmasından ziyade hikayenin geçtiği evrenin şartları ve kuralları ile karakterlerin amaçları/hedefleri/motivasyonları daha önemli bence.

Sauron saf kötü değil mi şimdi? Barad-dûr’a ayakkabıyla girdikleri için mi sinirli? Ya Morgoth?

1 Beğeni

Parçalanmış İmparatorluk okuduktan sonra artık istiyorum.

Tam olarak okumak istediğim kötü karakter;

Haklısınız. Ha keza Drakula veya benzer canavarlar, iblisler. Ancak Şeytan mitlerine ve Melkor’un hikâyesine bakacak olursak onlar da doğuştan kötü değildi. Sonradan hırslarıyla, açgözlülükleriyle kötü oldu.

Dahası hikâyeyi kimin ağzından anlattığınıza göre çok şey değişir. Hikâyeyi Hitler’in ağzından anlatırsanız 2. Dünya Savaşı ve öncesi de çok farklı bir perspektiften görünebilir. Kurşun harcamamak için insanların kafasını ağaçlara vurdurarak parçalatan Kızıl Khmerlerin lideri Pol Pot ölürken, “Bana bakın. Ben hiç cani bir insana benziyor muyum? Ne yaptıysam halkım için yaptım,” demiştir ve açıkçası gerçekten de yaptıklarının halkının iyiliği için olduğuna can-ı gönülden inanmıştır. Hikâyeyi onun ağzından dinlersek kendisinin iyi bir insan olduğunu savunacaktır. Ha keza Hitler veya Mussolini.

O yüzden hikâyeyi kötü bir insanın perspektifinden dinlerken uzun süre kötü bir karakter olarak göremeyebiliriz dedim.

Olmaz ama yine de kimse yanlış anlamasın diye not düşmek istedim: Savunmasız insanları canice katleden kimsenin iyi olduğunu kesinlikle savunmuyorum. Savunmasız insanları canice katleden ve katlettiren insanlar bile kendilerini iyi olarak görebilirler, buna inanabilirler demek istedim.

5 Beğeni

Eger o kisinin yaptığı kötülük, uzun yada kisa vadede kendisinin gücüne sahip olmayan insanların yararına olacaksa, evet isterim. Eger o kişinin yaşadıklarını baskasi yaşamış olsa muhtemelen ayni secimleri yapacak yada ölecek ise, evet, bunu da görmek isterim. Fakat hem kendi egosu, hem de kendi çıkarı için kötülük yapmakta olan birisini başrol karakter olarak görmek istemem.

1 Beğeni

Buna verebileceğim tek cevap; neden olmasın? :sweat_smile: Jorg’la tanışana kadar bunu istediğimi bilmiyordum yine de. :joy:

1 Beğeni

Çoğu olay siyah ve beyazdan çok gri alanlarda geziniyor. Çoğu insanın uygun şartlar altında başka zamanlarda kendinin bile tiksinebileceği şeyler yapabileceğine inanırım.

Çocuğunu kesen biri ben bunu onun iyiliği için yaptım, gelecekte çok incinecekti diye kendini savunduğunda bunu katilin bakış açısından bakıp, haklı bir tarafı vardır mı diyeceğiz. Hitler’e sorarsan elbette kafasındaki çarpık dünya görüşüne göre çevresini biçimlendirmeye çalıştığını söyler. O kafa yapısını anlamak ayrı, haklı görüp eskisi gibi kötü görmemek ayrı.

Konu içinse ben lawful evil bir karakter okumak isterdim ama sonunda bir kadına aşık oldum bu yüzden son anda vazgeçiyorum demesin yeter ki.

Ekleme: @Everfever yazınızı tekrar okuyunca eksik anladığımı farkettim. Kitabın olaya bakış açısını ne kadar geniş aldığına göre değişir diyeyim son olarak.

Strateji oyunlarının bazılarında da vardır. Halkın soğuktan ölmemesi için iş gücü yetmediği yerlerde çocukları çalıştırmaya başlarsın. Çocukların gözünden ve yöneticinin gözünden farklı anlatılabilir olay.

2 Beğeni

Bunun gibi karakterleri okumayı çok seviyorum. Bir tane de bonus ekleyeyim. :joy:

Keşke ayrı bir kitabı olsa da okuyabilsem.

2 Beğeni

@Everfever @murgul
Evrende iyilik-kötülük dengesi gerçek hayattaki oranıyla kalacak. Kitabın ana fikirlerinden birisi ;tüm ahlaki bağlarını koparmış gerçek bir "kötü"nün eline güç geçince hikaye evrenine ne derece etki edebileceği olduğu için iyi-kötü dengesini insanların bildiği şekilde bırakmaya karar verdim.

Şu ana kadar gördüğüm en saf kötü karakter Melkor, kötülüğü zorunda kaldığı veya durum onu gerektirdiği için değil, gerçekten kötü yaratıldığı için yapıyor. Ancak Melkor bana bir karakterden çok tipleme gibi geliyor, çünkü seçimleri kendisi yapmıyor, ona biçilmiş rol yapıyor.

Jorg daha çok koyu gri bir karakter, yaptığı acımasızlıkların en önemli nedeni olarak çocuklk tramvası var. Ancak Jorg bile masumlara zarar verdiğinde bunu zorunda kaldığı için yapıyor (Haydut çetesinin içinde güçlü görünmek.) Veya düşman krallığı yok etmek. Bunlar tamamıyla kötülüğünün nedenleri olmasa da karakterin içinde bulunduğu durum içinde gereklilikleri var.

Benim tasarlayacağım karakter gayet mantıklı, ahlaki kurallarına hakim ve nedenlerini anlayabilen, insan/canlı hayatının değerini bilen, gayet mantıklı düşünebilen ve yapacağı kötülük için duygusal veya tramvatik bir nedeni olmayan bir karakter olacak. Ancak bu karakter çok güçlenecek ve daha da güçlenmek isteyecek, bu güç arayışında ona fayda sağlayabilecek ne varsa yapacak. Örneğin: tüm ülkenin insanlarını kurban edebilir, geri dönüşü olmayan afetler yapabilir vs.vs. Bu karakterin bir amacı olacak ve o amaca ulaşmak için önündeki tüm engelleri en etkili, en acımasız yöntemlerle aşacak.

Özetle benim kötü karakter tanımım, -zorunda olmasa bile- ulaşmak istediği amaç doğrultusunda kendisi dışındaki her şeye maksimum zararı verebilecek bir karakterdir.

Not: Ana karakterin yaptığı kötülükleri bir cümleyle geçiştirmeyeceğim. Aksine ana karakterin verdiği zararı etkileyici şekilde yazmayı planlıyorum. Muhtemelen hikeyenin devamı da ana karakterin bu felakete karşı kayıtsızlığı, ve bu felaketün gelecekteki etkileri şeklinde olur.
Dikenlikler Kralı spoileri var. Mesela ilk kitabın sonunda Jorg’un ekibiyle birlikte bütün bir şehri yok ettiği bir kısım vardı. Yapılan şey inanılmaz bir katliam olmasına rağmen yazar burayı çok hafif şekilde geçiştirmişti. Bu kısıma karşı çıkıyorum.

1 Beğeni

Şimdi kötülük derken işin bir başka boyutu karakterin yaptığı eğer kendince belli bir amaca, belli bir felsefeye hizmet ediyorsa, o göreceli bir kötülük olacaktır. Sırf kaos olsun, zevk olsun, ya da sadece kendi çıkarları için insan öldürüyorsa, bunun görecesi falan yoktur, diye düşünüyorum. Ve artık amacı olan kötüler kurgusal alanın her kısmında popülerleştiği için insanlar amacı olan kötüleri sever. Amacı olan kötüler derken yaptığının ahlaki olarak çoğunluk tarafından olumsuz karşılanacağı, ama mantıken de bir tutarlılığı olacağı. Yeter ki o kötünün kendince mantıklı bir felsefesi olsun ve bize geçirebilirsin. Yani bize yaptığını tartmamız için fırsat sunsun. Zaten artık fantastik ve doğaüstü eserlerde, kendi kurgusal dünyasında kötü görülen bir karakterin okuyucusuna/izleyicisine felsefesini geçirip sorgulatabilmesi, o karakter tiplemesini başarılı kılmaya yetiyor. Zaten kötülük/grilik tiplemeleri artık daha çok sevildiği için bu alanda iyi kurgulanmış eserlerin tutmama olasılığı çok düşük.

3 Beğeni

Yazdıklarınıza katılıyorum. Ben de dahil, kurgu içerik tüketicisi alışılgelmedik hisler/düşünceler uyandıran yapımları seviyor. Bu başlıkta, -kısmen- alışılagelmemiş bir kurgu ögesi olan "kötü ana karakter"i ne kadar uçlara taşıyabileceğimi öğrenmeye çalışıyorum.

Bir karakterin kötü davranışlarını onun acı dolu geçmişine bağlanır ve yaşadığı çevrenin etkileriyle -yapılan kötülüğü- bir nedene dayandırılır ve yapılan davranışların evren içerisinde tutarlı olması sağlanır. Sonuçta okuyucunun empati yapması, karakterde kendinden bir parça bulması sağlanabilir. Örn. Joker, Jorg vb.

Yaratmak istediğim karakterde amacım insanların ona empati yapmalarını değil, onun yaptıklarını okuyunca şok olmalarını, “Böyle bir acımasızlığın nasıl bir nedeni olabilir?” demelerini sağlamak. Ancak aynı zamanda okuyucuyu, “Böyle bir amaca ve güce sahip olsaydım ben de ahlaki doğru-yanlış kavramlarını bu denli boşverir miydim?” diye düşündürtmek.

Şimdi farkettim yaratmak istediğim karakter Overlord animesinin baş karakteri Ainz’e bir çok yönden benziyor.

2 Beğeni

Görseldeki karakterler hangi kitaptan acaba?

Zaman Çarkı ve Kral katili güncesi. Ben bu karakterlerin kitaplarını okumak isterdim. Kitapları benim paylaşımım üzerinden değerlendirmeyin. Aradığınızı bulamazsınız.

1 Beğeni