KR Kitap Kulübü #13 Yukio Mişima - Bir Maskenin İtirafları

Hiç bilmediğim bir yazarı daha heybeme kitap kulübü ile eklemiş bulunmaktayım, en azından 1-2 kitabını daha okuyacağım yazarın, anlatımını ve duyguları okura geçirme becerisini sevdim. Otobiyografi olduğundan olsa gerek kitap kopuk kopuktu. bir sayfasında savaştan bahsederken, bir sonraki sayfasında bambaşka konulara geçiyordu. Aslında kitap boyunca yazarın ölüm konusunu daha fazla irdelemesini bekledim ama her zaman eşcinsellik daha ön plandaydı. Bu benim kitaba olan motivasyonumu düşüren faktörlerden biriydi.

Kitap boyunca ‘sevgi’ asla hissedemediğim bir duyguydu, ne Omi’ye karşı, ne Sonoko’ya karşı ne de ailesine karşı, ne vatanına karşı… Yazarın kendisini sevmediği de ortadaydı bana kalırsa, en azından benim kitap boyunca hissettiğim buydu. Sevgi yoktu ama özlem o kadar güzel anlatılmıştı ki belki de karaktere en yakın hissettiğim zamanlar bu zamanlardı. O özlemi hissettiğim, karakter özlediklerini elde edebilsin diye hissettiğim anlardı. Yazar öyle bir anlatmıştı ki kendi eşcinselliğini bende anlayış gibi duygular uyandırmadı, aksine acıma baskındı.

İntiharın tanımlarından biri saldırganlığın kişinin kendine yönlendirmesidir. Kitabı okurken bu tanımı düşünüp durdum, Koçan’ın o kana, ölüme olan tutkusu ve durup durup ölmek istediğini dile getirmesi ya da çevresindeki insanların öldüğünü düşünmesi… İlk kitabında bunlara duyduğu özlemi anlatması ama bir türlü bunu yapamaması bende son kitabına yönelik bir merak uyandırdı. Kitap boyunca ölmesini bekledim ama olmadı. Çocukluğundan beri özlem duyduğu ölüme bile kavuşamadı karakterimiz.

Çocukluğu bambaşka bir konuydu, anne-babası bir alem, büyükannesi ayrı bir alem arada kalan zavallı bir çocuk… Bir yerde dedi ya Koçan, babam geç olsa da onlarla yaşamamın daha iyi olduğunu karar kıldı diye, orada çok üzüldüm işte. Kaç anne-baba kaç çocuğun hayatını böyle mahvediyor acaba diye… Birde anneannesinin odasını ve ölüm kokusunu anlatırken bir dejavu yaşadım, kesinlikle bir yerlerde aynı satırları okumuş ya da duymuş gibi, eğer böyle bir sahne bilen varsa ve bana söylerse çok makbule geçer, çünkü o sayfaları okuduğumdan beri düşünüyorum.

6 Beğeni