Son günlerdeki bulmaca başlıkları aklıma eskiden arkadaşlarımla oynadığım bir oyunu getirdi. Kısaca bir anlatıcı kafasında kurduğu olayı üstü kapalı, daraltılmış bir perspektiften anlatır. Oyuncular Evet veya Hayır şeklinde cevaplanabilecek soruları anlatıcıya sorar. Anlatıcı da Evet, Hayır veya Alakasız şeklinde cevap verirdi. Bu şekilde olayın nasıl gerçekleştiği bulunmaya çalışılırdı. Bulununca da bir başka kişi sorardı. Burada ne kadar olur bilmiyorum ama ben başlayayım.
Meydanın ortasında bir adam kanlar içinde yatmaktadır ama ne etrafındakiler ne de en yakın arkadaşı ona yardım etmek için bir şey yapmaz.
Tüm cevaplar bir arada bulunsun diye alıntı yapıyorum ama iyi mi oluyor böyle? Alıntı yapınca bildirim gittiğinden de emin değilim. Tek tek de yazabilirim
Kişiye kendini Sherlockmuş gibi hissettirecek güzel bir oyun fakat devam etmemiş. Hikayenizi hatırlıyor musunuz? Aynı hikayeye mi sorular yöneltmeliyiz ya da katılım olmadığından iptal mi ediyorsunuz?
Adamın biri şehir merkezindeki bir apartmanın on üçüncü katında yaşıyor. Her gün işe giderken asansörle zemin kata iniyor. İşten dönünce sekizinci kata kadar asansörle çıkıp on üçüncü kattaki dairesine gitmek için geri kalan katların merdivenlerini çıkıyor. Yağmur yağarsa aynı şeyi yapıyor ama bu sefer onuncu kata kadar asansörle çıkıp geri kalanını yürüyor.
Peki, yürümekten gerçekten nefret eden bu insan neden böyle davranmaktadır?
Boyu kısa olduğu için yüksek katların düğmelerine basamıyor (boyu 8’e kadar yetiyor ancak). Yağmurlu günlerde ise şemsiyesi yanında olduğu için onunla biraz daha yüksekteki düğmelere erişebiliyor.