Lotus ve Selvi - 2. Bölüm "Yeni" 3. kısım

“Uyan hadi bizimkiler seni kahvaltıya bekliyor.”

İkisi de üstüme atladılar ve kulağıma bağıra bağıra konuşuyorlardı.

“Tamam, uyandım. Şimdi üstümden kalkabilirsin, göründüğü kadar hafif değilsin ve bağırma artık. “

Çocuklarla ilgilenmeyi hep sevmişimdir. Bazen yaramazlıklarını izlemek ve yaptıklarına sabretmesi zor olabiliyor ama yine de bunu yapmalarına izin veriyorum. Başka zaman yapamayacaklar.

Aşağı yavaş adımlarla indim ve bizimkiler her zamanki gibi mutfaktaki masada oturuyorlardı.

“Herkese günaydın.”

“Günlerin nasıl geçiyor, sıkılmaya başladın mı?”

“Hayır, tabii ki. Niye sıkılayım ki istediğim çoğu şeye sahibim. “

Konuşurken yeşil gözlerindeki boşluk beni içine çekiyordu. İstemsizce ben de onun gözlerine bakıyordum.

“İyi, bunu duymak güzel.”

“Dün nereye gittim tahmin edin, sizin eski evinize. “

Adam bunu duyunca yüzünde hafif bir tebessümle “Kiminle gittin? “dedi.

“Meth ile.”

“Kendine genç bir arkadaş bulmuşsun. İçimiz deki en genç olanlardan. “

“İyi birisine benziyor, birlikte evin içini gezdik. Bütün duvarları boyamışsınız. Evin içerisine girince kocaman bir tablonun içine girmiş gibi hissetim. “

“Ani bir kararla çizmeye başladık. İkimizin de kafasında birkaç resim vardı. Bitirmemiz çok uzun sürdü. Bazılarını beğenmedik ve tekrar yaptık. Detaylı bir şekilde inceledin mi bilmiyorum ama resimlerin çoğunda ikimiz varız. “

“Üst kattaki çocuklarda mı sizsiniz?”

“Doğru tahmin, onlar da biziz. “

“Neden oradan taşındınız? Yani, şu an ki evinizde güzel ama …”

“O dönemler de aramız pek iyi değildi ve bazı kararlar almak zorunda kaldık.”

Malkon ise konuşurken gözlerini kaçırıyordu. Bazen duruyor ve bir yerlere dalıyor. Hep sakladığı bir şeyler var gibi.

“Bugün ne yapmayı düşünüyorsun? “

“Yaşlı adamla buluşmaya gidiyorum. Yaptığımız anlaşma halen geçerli. Onun sayesinde birçok tarihi olayı daha iyi anlıyorum. “

“O adam hiç değişmeyecek sanırım. Ben geldiğimden beri hikayeleri bitmedi. “

“Sıkıcı şeyler anlatmıyor. Genelde benim seçtiğim zamandan bir insanla olan anılarını anlatıyor. Anlattığı insanları genelde tanımıyorum ama yaptıklarıyla küçükte olsa tarihte iz bırakmış insanlar. “

“Senin adına sevindim, biz dinleme konusunda pek başarılı değiliz. Ama senin için faydalı olabilir. Yani, dünyaya döndüğün zaman.”

Kahvaltıdan sonra bizimkilere dediğim gibi yaşlı adamın yanına gittim. Yanına vardığımda bir heykelin yüz kısmını yapmaya çalışıyordu.

“Burnu nasıldı acaba? Gel seni eski bir arkadaşımla tanıştırayım. Şu an onun heykelini yaptığımı öğrenirse ne yapardı bilmiyorum. “

“Sevinirdi herhalde … “

“Sevinmek mi pek sanmıyorum. Beni tanımıyordu ki. Onunla üniversiteden tanışıyoruz, çok iyi sporcuydu. Ama kendine güvenmiyordu. Ailesi de spor konusunda pek hevesli değillerdi. Ben de bu açığı tamamlamak için gitmiştim. Sonra, ah sonra onunla birlikte olimpiyatlara gittik. Yarışmak için değil izlemek için. İşte o gün değişti. Binlerce insanın karşısında koşabileceğini o gün anlamıştı. İki sene sonra Los Angeles’taki olimpiyatlara katılmaya hak kazandı. En mutlu günümüzdü herhalde. Müsabakalar sonunda beşinci oldu. Biraz hayal kırıklığına uğradı ama biliyordum bir sonraki olimpiyatlarda ikinci olacaktı. Daha çok gençti. Sonradan neler yaptı hiç göremedim.”

“Nasıl?”

“Görevimi tamamlamıştım ve geri dönmem gerekiyordu. Geri dönmek her zaman zordur. Bazen düşünüyorum da keşke beni o halde görmeseydi. Şu ana kadar kaç sefer bıçaklanarak öldüm bilmiyorum ama onun yanında, onun kollarında ölmek … Onu çok etkilemiştir herhalde. Sonradan başka bir zamanda dünyaya döndüğümde ikinci olduğunu ve daha sonra da olimpiyat rekoru kırdığını öğrendim. Gittiğim zamanda çoktan ölmüştü.”

“Eliana, sizlerin duyguları olmadığını sadece insanlar gibi taklit etme yeteneğinizin olduğunu söylemişti.”

“Evet, bu doğru.”

“Onu anlatırken mutlu oldun ve ayrıldığınız zamanı anlatırken de üzüldün. “

“İsteyerek yaptığım bir şey değil. “

“İnsanlar da istediği zaman mutlu olup sevinemiyor. “

“Hayır, benim tepkilerim insanlar gibi değil senin dediğin gibi sadece taklit etmekten ibaret. Anılarımı insanlar gibi duygu yükleyerek anlatmaya çalışıyorum. Sana bu anılarımı duygu katmadan da anlatabilirdim ve senin üzerinde hiçbir etkisi olmazdı. Sadece dinlerdin, anlayamazdın. Evet, madem konu olimpiyatlardan açıldı ondan devam edelim. İlk anım 1900 yılında geçiyor. O yıl her şey için yeni başlangıçların yaşandığı bir zamandı.”