Sabahattin Ali Kitapları

Devamı da gelir mi acaba…

1 Beğeni

Burada var aslında romanları ve bir öykü kitabı. 25 lira aylık abonelik sistemi var. Bu sebebpe yapmazlar gibi geliyor. Bir de bedava yapsalar kitabı satamazlar ama keşke yapsalar ve paylaşsalar.

1 Beğeni

Bunu bilmiyordum. Aylık 25 TL abonelik sistemi güzelmiş, inceleyeyim muhtemelen abone olurum.

Bez baskı var şu an satılıyor

Hayatımda gördüğün en kötü yayınevi

1 Beğeni

Benim incelediğim alışveriş sitelerinde tükenmiş gözüküyor.

1 Beğeni

Kopernik kitap kervana katılmış.

resim resim resim resim resim resim resim resim resim

Destek yayınları

resim resim resim

Telif vermiyorsunuz, bari özen gösterin. Kopernik paint terk.

1 Beğeni

Kopernik pizzacı değil miydi? :slight_smile:

2 Beğeni

Kapaklar ne kadar basit. Galiba yayınevleri kitabı dahi okumadan basıyorlar. Ciddi anlamda iş yapan yok gibi. Şu ana kadar Epsilon en iyiye yakını yaptı.

2 Beğeni

Ayrıntı sadece Kuyucaklı Yusuf kapağını gördüm, güzeldi. Ayrıntı özellikle son dönem dünya ve Türkçe klasiklerde iyi kapaklar çıkıyor. Ayrıntı Sabahattin Ali kapaklar da beğenilen kapaklardan olacak bence.

2 Beğeni

Nasıl başladıysam öyle devam etmeyi tercih ederek YKY’den aldım eksiklerin bir kısmını. Geri kalanları da yine YKY’den alacağım. Kendimce artık altın kağıda bassalar bile bu mevzuyu kapamış oldum. Çarşının güzeli hiç bitmiyor. O mu güzel, bu mu güzel derken insan süruncemede kalıyor. En azından özenli olduğunu bildiğim ve deneyimlediğim bir yayınevinden devam etmek istedim.

Ayrıca dikkat ettim de “İçimizdeki Şeytan” çoğu yeni basımda bile yüzde 94.5 civarında kırmızı. Keza “Kürk Mantolu Madonna” çoğunluğu mavi olmakla beraber arada sırada yeşil. Renk teması çok az değişkenlik gösteriyor. İçerik aynı, renk neredeyse aynı, kapaklarda ahım şahım bir farklılık yok. Bunlar benim gözüme çarpanlar. Nispeten aykırı olan tek basım Epsilon’dan gelmiş. Hem sert kapak olması hem de kapak resimlerinin tablo gibi görünmesi açısından. Bandrol kontrol sitesinde daha bir sürü yayınevi gördüm. Bunun sonu gelmez gibi geliyor.

6 Beğeni

Gelmez evet…
Bunun benzeri " Küçük Prens" kitabın da olmuştu. 2-3 yıl önce telif düşünce bir anda onlarca yayın evi basmıştı. Ama sanki bence bu telif meselelerini aile (mirasçılar) ve kültür bakanlığı yazar adına bir vakıf kurarak vakfın kontrolüne bıraksa daha mantıklı olacak gibi.

2 Beğeni

Alacaksanız YKY baskılarını bir an önce alın bence. Ben geçen hafta BKM’de en uygun fiyatlar vardı tamamladım. Her yerde YKY fiyatları düşürdü sanırım onlarda yeni kapağa geçecekler değişiklik olacak bu baskıları tüketmeye çalışıyorlar.Tabi bu benim tahminim. Hazır uygunken fiyatlar hepsi uyumlu şekilde tamamlamak mantıklı geldi bana.

3 Beğeni

Evet o zamanlar ben pek ilgili değildim ve kafamı nereye çevirsem bir “Küçük Prens” görüyordum. Bir eserden çok fazla basım gördükçe içimi bir kuşku kaplıyor ve genelde bildiğim yayınevlerinden almayı tercih ediyorum.

Her hâlükarda bu işin önü alınmalı. Kontrolsüz bir patlama mevcut ve bu endişe verici. Onlarca yayınevinin aynı kitapları basması bana garip geliyor. Hepsi birbirinin aynısı olmakla beraber bir sürü kağıt israfı. Bütün bu enerji nadir bulunan kitaplara yönlendirilse daha mantıklı olur gibi geliyor ama bunun yapılacağını sanmıyorum. Daha neler neler binlerce kez basılır. Eğer benim yayınevim olsaydı bu ülkeye yeni ve geri planda kalan eserleri kazandırmak isterdim. Zaten basılmış eserleri pişirip pişirip ortaya koymak yenilikçi bir yaklaşım değil.

@Ufuk Birçoğunu aldım son indirimlerle. Geneli 5 tl civarında zaten. Bazılarını ise beğenmedim. Bana hitap etmiyor. Onları almayı tercih etmedim. Sırf Sabahattin Ali diye de hepsini almak yine bana garip geldi. Bu sebeple okuyabileceğimi düşündüğüm ve bir nebze olsun bana hitap edeceğine inandıklarımı aldım.

4 Beğeni

Aynısını düşünmüşüz :slight_smile: ben de YKY’nin bastıklarından Markopaşa yazıları ve Mahkemeler de yokmuş, dün sipariş verdim…

1 Beğeni

Kopernik ile Optimum olayın çok üstünde durmamışlar. Google’a Sabahattin Ali yazmış, çıkan ilk görselleri basmışlar :laughing:

1 Beğeni

Sırf Sabahattin Ali diye de hepsini almak yine bana garip geldi.

Belki de almak, okumak gerekir… Her yazar için demiyorum. Bu benim için Sabahattin Ali’dir sizin için bir başka yazardır. Yazarı tanıdıkça, okudukça şiir, öykü veya romanlarının arkasında yatanları anlamak çok daha anlamlı geliyor bana.

Bazı yazarların şairlerin yaşamları insanın içini acıtıyor, Sabahattin Ali, Orhan kemal, Sait Faik, Orhan Veli vd…

Bir servi dedi ki bana;
"Rahat benim altımdadır.
Başını vurma dört yana,
Rahat benim altımdadır.

Çok koşup çok yorulmuşsun,
Yollarda yalnız kalmışsın,
Güvenip bana gelmişsin,
Rahat benim altımdadır.

Sana kökümde yer versem
Gölgemi üstüne gersem…
Hey rahat isteyen sersem!
Rahat benim altımdadır.

Serin serin uzanırsın,
Çiçeklerle bezenirsin,
Yat burada, kazanırsın,
Rahat benim altımdadır.

Yârin de gezer dolaşır,
Bir gün buraya ulaşır;
Hasretler burda buluşur,
Rahat benim altımdadır."

İlk okuyuşta aslında çok fazla insanı etkileyecek bir şiir değil gibi duruyor, ama nerede nasıl hangi duygularla yazıldığını,Sabahattin Ali’nin o anki “umutsuz " " karanlık” hislerini bilince, okuyunca, şiirin gönderildiği kişinin verdiği tepkiyi bilince şiir çok daha anlamlı geliyor insana. ( en azından bana)

2 Beğeni

Benimde en merak ettiğim iki kitabı kurgu dışı metinler “Hep Genç Kalacağım” ve “Mahkemelerde” bu iki kitabı roman ve öykülerinden daha çok merak ediyorum.

1 Beğeni

Açık konuşmam gerekirse çok fazla okumadım kendisini. Çocukken sokağa çıkmak için bilmemkaç sayfa okumalısın koşuluna bağlı olarak birçok Türk yazar okudum. Bu şekilde olunca ve yaklaşık 6-7 yaşlarıma denk geldiği için hiçbirini hatırlamıyorum.

Diğer açıdan hepsi o yaşlarda bana oldukça ağır ve anlaşılmaz geldi. Hepsi beni o kadar çok bunalttı ki 3-4 sene öncesine dek elime Türk yazar neredeyse almadım. Hatta 16 yaşıma dek mecbur kalmadıkça kitap okumadım. Genelde hep bir klasik sözü geçtiği için yabancı olanlarına da oldukça uzak durdum. Bir çeşit önyargı oluşmasına neden oldu diyebilirim. Yapmak istediğiniz her eylem okuma şartına bağlı olunca bendeki etkisi bu yönde oldu. 16 yaşımdan sonra okumaya başlamamın tek sebebi bir yazarın kafamın içindeki korkunç kitap anılarımı bir kalemde silip atmasıdır. O olmasaydı muhtemelen hâlâ aynı görüşte sığ bir insan olurdum.

Son zamanlarda bu çocukluktan gelen algımı kırmaya çalışıyorum. Yılların vermiş olduğu olgunluk sayesinde de anlama kapasitem arttı haliyle. Bazen diyorum yahu neleri kaçırmışım, neler neler varmış da ben okumamışım. Yine de geçmişe baktığımda 30 yaşındaki ben ile 20 yaşındaki ben arasında dağlar görüyorum. Gençliğin verdiği heyecan, coşku ve yapılabilecek binlerce aktivitenin içinde bunları okusaydım ne kadarını şimdiki gibi anlardım?

Yine de ister istemez biraz temkinli yaklaşıyorum. Genelde bir yazardan sadece tek kitap alıp okumayı ve beğenirsem 3-4 tane daha almayı tercih ediyorum. Hepsini okuduktan sonra hâlâ fikrim değişmemiş ise tüm eserlerini alıyorum.

Yeni baskıya geçerlerse diye bir kaygı duymuyorum şimdilik çünkü klasikleri toplarken tek bir yayınevine bağlı kalmıyorum. YKY, Can, Hasan Ali Yücel, Bordo-Siyah yayınevleri tercih ettiklerim. Birinden bulamazsam öbüründen alabilirim diye düşünüyorum. Hiçbiri olmazsa sahafların bu eserleri ortalama yine 5 tl civarından vereceğini düşünüyorum. Temiz ikinci ellerini de alabilirim.

Mutlaka okumak gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda haklısınız. Yavaş yavaş tabularımı yıkıyorum. Sadece biraz zaman alıyor ve herkese oranla daha geriden geliyorum. Bir gün hepinizi geçeceğim. :sunglasses:

6 Beğeni