Acımasızca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yalnızlıklarımız.
Büyük Adam Küçük Aşk
Acımasızca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yalnızlıklarımız.
Büyük Adam Küçük Aşk
Ben William Wallace’ım. Burada zorbalığa meydan okuyan büyük ülkemin büyük ordusunu görüyorum. Özgür insan olarak savaşmaya geldiniz. Özgürlük olmasa ne yapardınız? Savaşırsanız ölürsünüz. Kaçarsanız yaşarsınız, en azından bir süre. Ama yıllar sonra bir gün yatağınızda ölürken şunu iyi hatırlayın. Bugünden ölünceye kadar bütün günlerinizi sadece bir şans için, feda etmek istemez miydiniz? Yaşamımızı alabilirler ama özgürlüğümüzü asla…
Braveheart
Bir tane daha ekleyeyim. Film repliği değil belki ama çok daha ilhan verici ve gurur verici olduğu kesin.
Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.
Karanlık aldı beni ve hem düşünceden hem zamandan azade kaldım.
Yıldızlar devretti tepemde, her gün dünya üzerindeki bir ömür kadardı.
Lakin işin nihayeti bu değildi, yeniden içimde hayat hissettim.
Görevi tamamlamak için geri gönderildim.
Yüzüklerin Efendisi İki Kule
Her cümle sonunda bir el ateş ederek ;
-ölmeyede değer
-öldürmeyede
-cehenneme gitmeyede
Amen🚬
Sincity Marv reiz günah çıkarma sahnesi
+Bi yüzlüğünüzü alırım.
Mecnun - Yüz derken 100bin mi ?
İskender Abi - Dolar mı ?
İsmail Abi - Euro mu ?
Kamil - Sterlin mi ?
Kaan - Altın mı ?
Erdal Bakkal - Ampul mü ?
Müfettiş:Sen…
Şaban:Ben…
Müfettiş:Adın ne?
Şaban: Hazreti Ebubekir.
Müfettiş:Adın ne dedim?
Şaban:Hz.Ebubekir dedim.
Müfettiş:Adın ne?Adın?
Şaban:Aaa adım?Hz.Şaban.
Müfettiş:Kaç yaşındasın?
Şaban:1453.
Müfettiş:Sen kaç yaşındasın?
Necmi:1453.
Müfettiş:Roma’yı kim yaktı?
Necmi:Ana’m.
Müfettiş:Evlad’ım senin anan kim?
Necmi: Kanuni Sultan Süleyman.
Müfettiş:İlk halife kimdir?
Necmi:Neron.
Müfettiş:Çocuğum karıştırıyorsun.Roma’yı yakan Hz.Şaban’dır. İlk halife İmparator Neron…
Sevgili Bay Will, 20 yıllık eğitim hayatımda öğrendiğim bir şey varsa o da bütün hikayelerin iki tarafı olduğudur.
Wonder - Mucize
You shall not pass!
Gandalf the Grey
Free Your Mind !
-Morpheus
“Bir şeyle yüzleşebilirsen onu yenebilirsin de…”
-Keyla Detmer - Star Trek Discovery, Sezon 3, Bölüm 8
Elf gözlerin neler görüyor Legolas?
“Tüm bu potansiyeli görüyorum. Ve heba olduğunu. Lanet olsun, bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor ya da beyaz yakalı köle olmuş. Reklamlar bize araba ve kıyafet kovalatıyor. Nefret ettiğimiz işlerde çalışıyoruz ki ihtiyacımız olmayan şeyleri alabilelim. Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. Amacımız ya da yerimiz yok. Ne büyük savaşımız var ne de büyük buhranımız. Bizim büyük savaşımız ruhani bir savaş. Bizim büyük buhranımız, hayatlarımız. Hepimiz televizyonla büyüyüp bir gün milyoner, film yıldızı veya rockstar olacağımıza inandık. Ama olmayacağız. Yavaş yavaş bu gerçeği öğreniyoruz. Ve çok ama çok kızgınız.”
Fight Club
“Bu maskenin ardında etten fazlası var. Bu maskenin altında bir fikir var; ve fikirlere kurşun işlemez!”
Neden, Bay Anderson neden?
Neden, neden bunu yapıyorsun? Neden ayağa kalkıyorsun? Neden dövüşmeye devam ediyorsun?
Bunu söylemediğime pişman olabilirim. Düşün şimdi, bundan yıllar sonra evlenmişsin ve çocukların olmuş. Hayatın monotonlaşmaya başlıyor, kocandan sıkılıyorsun. İşte o gün geriye bakıp hayatına giren adamları düşünüyorsun. Ben de onlardan biriyim. Farz et ki yıllar sonra bana evet demediğine pişman oluyorsun ve yaşayabileceğin şeyleri merak ediyorsun. Şimdi benimle burada trenden in ve hayır dersen neler kaçırabileceğimizi görelim.
Ajan Smith - Matrix film serisinden
Bildiklerimiz bir damla, bilmediklerimiz bir okyanus.
-Dark
‘‘Dünyanın ilerlemesini istiyorsanız el ele vermeliyiz. Sözüm ona sağlıklıları, sözüm ona hastalarla karıştırmalıyız. Siz, sağlıklı olanlar! Sağlığınız ne anlama gelir? İnsanoğlunun bütün gözleri içine daldığımız çukura bakıyor. Özgürlük faydasızdır, eğer gözlerimizin içine bakmaya, yemeye, içmeye ve bizimle yatmaya cesaretiniz yoksa! Dünyayı yıkıntının eşiğine getirenler, sözüm ona sağlıklı olanlardır. İnsanoğlu dinle! Senin içinde su, ateş ve sonra kül ve külün içindeki kemikler ve küller. Kemikler ve küller! Gerçekliğin içinde veya hayalimde değilken ben neredeyim? İşte yeni anlaşmam: Geceleri güneşli olmalı ve Ağustos’ta karlı. Büyük şeyler sona erer, küçük şeyler baki kalır. Toplum böylesine parçalanmaktansa yeniden bir araya gelmeli. Sadece doğaya bak ve hayatın ne kadar basit olduğunu göreceksin. Bir zamanlar olduğumuz yere dönmeliyiz, yanlış tarafa döndüğün noktaya. Hayatın ana temellerine geri dönmeliyiz, suları kirletmeden. Deli bir adam size kendinizden utanmanızı söylüyorsa ne biçim bir dünyadır burası?’’
Nostalghia, Tarkovsky
-Bak, ben TUS’u bitiremedim. Bitiremedim derken sınav çok uzun sürdü sıkıldım çıktım. Oyuncu olacaktım, babam istemedi, tıbba girdim. Hani bir iki hatun düşer diye öğle yemeklerine bile bu önlükle çıkıyorum.
Allah aşkına sen ne anlatıyon doktor?!?!
Ulan ibne!! Asıl sen ne anlatıyon?
Bir de aksesuar diyo lan.
“Zayıf olduğumu düşünüyorsun değil mi? Yıllar önce biz aşıkken, baban benim lüzumsuz derecede iyi niyetli biri olduğumu söylemişti. Belki de haklıydı. Sen de bu dünyanın ne kadar zalim olduğunu söylemiştin ve bizlerin de daireler çizerek koşuşturduğumuzu. Anlıyorum. Ben de senin kadar bu dünyada ömür geçirdim. Yaşananlara olumlu yönünden bakınca, [zannedilenin aksine]narinleşmiyorum. Stratejik ve gerekli bir şey bu. Başıma gelenlerin üstesinden gelebilmeyi böyle öğrendim. Kendini bir savaşçı gibi gördüğünün farkındayım. Ben de kendimi öyle görüyorum. Benim de savaşma yöntemim bu.”
Waymond Wang - Everything Everywhere All at Once (2022; Yönetmenler, Dan Kwan ve Daniel Scheinert