Başka bir konuda açılan bu güzel tartışmayı kendi başlığına taşıyorum. Böylece hem orada yazılan mesajlar kaybolmaz hem de forumumuz güzel bir tartışma konusu daha kazanır.
Şahsen ben kitap kapağında eserin ve yazarın adı haricinde başka bir şey görmek istemiyorum. Ha, bir de aldığı “gerçekten önemli” ödüller kapağın bir köşesinde küçük bir şekilde belirtilirse ona da itirazım yok.
Çevirmenin adına arka kapakta, alt köşede yer veren yayınevleri de var. Bu da kabulüm. Sonuçta bir emek vermiş, ismi görünmeli elbette.
Bununla birlikte 2312 çevirimde İthaki adımı kapağa yazdığında hem çok gurur duymuş hem de minnettar olmuştum. 8 ay çalışmıştım o kitabın üstünde ve (kendimi övüyormuş gibi görmeyin lütfen) gerçekten de güzel bir çeviri ortaya çıkmıştı. O yüzden yayınevindeki arkadaşların kıymet bilip beni bu şekilde onurlandırması duygulanmama sebep olmuştu.
Çevirmen adının kapağa yazılma taraftarıyım ama bunu yapan çok az yayınevi var. Çevirmen kalitesi bizde pek aranan bir kriter olmadığından bu durumun değişeceğini sanmam.
Sosyal medyada denk gelmedim ama bu forumda belli başlı çevirmenlerin özellikle rağbet gördüğünü, beğenilmeyenlere itiraz edildiğini okudum. Çok fazla özgül ağırlığımız şimdilik yok gibi.
Gerçi itiraf edeyim yazdıklarınızı okuyana kadar çevirmenlerin bu konuda bu kadar hassas olduklarının farkında değildim.
Bir esere, eserin yazari kadar emek harcayip ondan sonra adinizi herhangi bir yerde goremeyince hassaslasiyorsunuz ister istemez:) Kendinizi bizim yerimize koyunuz:)
Çoğu yayınevi kapağa yazmıyor, ama kendilerince bir strateji belirliyorlar: arka kapağa yazmak, iç kapağa yazmak… yazmama sebebi olarak kapakta yer olmamasını gösteren yayınevi var.
işte o zaman, en azından burada dex özelinde, insan soruyor: “alakasız önsöz yazarlarını yazarın adından bile önce koyabiliyorsunuz demek ki? aynı özeni eseri yeniden yazan kişiye de mi göstersek acaba?”
Bu alakasız kişilerin kapak sayfasına konmasının nedeni okuyucu üzerinde bıraktığı etki. İşe yarayan bir satış stratejisi bence. NY Bestseller ve o kitap türünde adı en çok duyulmuş ünlü bir yazarın övgüleri.
Bunlar toplum tarafından çevirmene verilen değerle alakalı. @Asli_Dagli dediği gibi okuyucunun talep etmesi lazım ama o kitle yok.
Aslında yıllarca ben kapağa konulan çevirmen isimlerine karşıydım. Belki de sergilerde yaptığımız resimlere isimlerimizi bit eniği kadar yazdıkları için bana acayip görünüyordu. (1 metreye 1.5 metre bir tablonun altında 6x7cm boyutunda minik bir künye) Yine de kapağın tam orta yerine yazılmasına karşıyım. Gerçi benim tepkim daha çok çevirisinden nefret ettiğim kitapların kapağına çevirmen ismi yazılması. Özensiz çeviri yapan birisinin adını kapakta görmek istemiyorum. Sinirime dokunuyor ama hakkını vererek yapan kişinin de adının koyulması gerektiğini düşünüyorum.
Aslında böyle bir şeye gerek olmaması lazım. Onlarca kitap çevirmiş çevirmenler var burada. İlk kitap çevirisi olur anlarım ama bir yayınevinin çevirmenine karşı saygı göstermesi gerekir. Ne bileyim önemsemesi gerekir. Sonuçta bu insanların kapısını sürekli çalıyorsunuz ve bu insan aylarını veriyor çeviriye. Garip bir durum doğrusu.
Bunu talep ettiklerinde yayınevinin bakış açısı değişkenlik gösterebilir. Kimi tersler, kimi belki lafını bile etmez ama işveren mantığında baktığımda bana daha çok olumsuz yanıtlar alınırmış gibi geliyor.
Kapak değil ama, hangi sözleşmemdi hatırlamıyorum, çevirmenin adına iç kapakta yer verilecektir ibaresi vardı. Bence bu da bir kazanımdır.
Kapağa çevirmen adı meselesini ben açtım, çünkü önsözü yazanı koyarken çevirmeni koymamak garip geldi. yoksa piyasada zaten azınlıkta bu durum, bireysel çabalarla ikna süreçleri yaşanıyor. isim olması ya da olmaması okur açısından bir şeyi değiştirmese de emeğin görünür olması bizleri mutlu ediyor.