Star Trek: Picard

Discovery, Star Trek bilmeyenlere evreni tanıtmak gibi. Federasyon prensiplerinden neden ayrılmamalı, sorusunu sezon sezon işliyorlarmış gibi bir havası var. Dizinin en büyük kusuru, havalı ama hem kendi hikâyesi hem de Star Trek usulü açısından tutarlılıkta sorunlu tercihleri.

Ne yalan söyleyeyim, Discovery’yi yapmaya çalıştığı şeyler sebebiyle takdir ediyorum. Star Trek dünyasında olup da nefret ettiğim iki öğeyi, Ayna Evren ve Section 31’i o evren içerisinde anlamlı bir yere oturtturmuşlardı. “Yıldız Federasyonu neden olabildiğince barışçıl prensipte hareket etmeli?” ya da “Korkuya kapılaral acı tecrübelere dayanan prensiplerimizden ödün vermek bizi neye dönüştürür?” gibi ufak ama mühim soruları, nefret ettiğim o öğeleri kullanarak işleyebilmeleri hoşuma gitmişti.

Sanırım bu yüzden Discovery’nin Picard dizisinin gölgesinde kalmasına biraz üzüldüm. Discovery yer yer tökezlese de yeni bir şeyler sunmaya çalışıyor. Picard ilk duyurulduğunda fanlara özel bir çalışma olmasından, geçmişe bol bol gönderme yaparak fanların kalbini geri kazanmaya çalışan bir iş olmasından endişe diyordum. Söz konusu Star Trek olunca, fanservisliğe kayan tercihler bana geri adımmış gibi geliyor.

Elbette Picard cephesinden gelen haberler onun da alışılmışın dışına çıkacağı yönünde. Federasyon’a ve değerlerine ufaktan ufaktan şüpheyle yaklaşan bir Picard’la karşılaşmamız olası. Dizinin Brexit İngiltere’si ve Trump Amerika’sı üzerinden günümüz dünyasını yorumlaması Star Trekçe. Ancak işin içine “inandığımız, bizi biz yapan değerler çözümün değil sorunun parçasına dönüşüyorsa?” sorunsalı eklenince, fanları Discovery’den bile daha fazla kızdıracak bir değişikliğe gidilip gidilmeyeceği kuşkusu içerisindeyim. Dizide, Federasyon idealleri adına Federasyon’a karşı gelen bir Picard olursa içime su serpilir.

Neyse, endişelerimin sınanmasına çok az bir zaman kaldı.