Teslimiyet

hayatı uç noktalardaydı. düzlük hatırlamıyor.

herkesin kendi içinde yaşadığı kişilik bölünmeleri gibi değildi. diğerleri de işinde farklı bir kimlikte, aile arasında farklı, arkadaşları arasında farklı, sevdiği adamla farklı, yatakta farklı, sabah uyanıp kahvesini yaptığında farklı bir kişiydi… biliyordu, farkındaydı. diğerlerini çok iyi biliyordu.

ama bu durum onlarla kıyaslanabilecek gibi bir durum değildi. bu kızcağızımız yaşamadığı hayatları yaşıyor gibiydi. aslında ait olmadığı belki birkaç dakika sonra hiç orada bulunmamışçasına terk edeceği hayatları yaşıyordu. her dakikası birbirinden farklı, her dakikası birbirinden ve benliğinden farklıydı. bazen konuşan o olmuyordu, ses telleri kendi kafasına göre titriyor, kendi sesini bile tanımakta zorluk çekiyordu.

ve… uyuşturucu bağımlısıydı bir de hayat yetmezmiş gibi. düşünebildiği tek şey kafasını bu dünyadan soyutlamak, bedenen burda olsa bile aklının, ruhunun her yerde olmasına izin vermek… ahh… güzel günlerdi derdi.

sonra…
bir adam sevdi. bir insanın bir insanı bu kadar sevebileceğini tahmin bile edemezken. parmak uçlarına kadar sevgi doldu hatta taştı bile. ama her güzel duygulara sahip insan gibi o da paramparça edildi. ikisi için inşa ettiği o küçük ama devasa dünyada tek başına kaldı bir gün.

sonra uyandı…
her sabahki gibi bir uyanış değil bu ama. gerçekten uyandı. hani bir sabah gerçekten uyanırsın, hani bir akşamüstü aniden yorulduğun gibi… öyle birşey.
aynanın karşısına geçip kendini izledi saatlerce. tenine dokundu, yüzünün kıvrımlarına, her yerine. her yer ama. kendi vücudunda dokunmadığı hiçbir yer kalmadı. her dokunuşunda kendine biraz daha yaklaştı, kendini biraz daha anladı. başkalarına karşı bu kadar nazikken nasıl kendini bu denli incitebildiğini, yok sayabildiğini düşündü. anlam veremedi. yok yapamaz çünkü. bir insan bunu kendine yapamaz, yapmamalı.

‘‘ben, ben olamadan daha… nasıl olabilirim ki sen?’’

sen, sen olmaya bak. yolun sonunda, günün sonunda, yatağın solunda sen yalnızsın. ihtiyacın olan tek şey kendin. sadece sensin. sensin!
ve hayattasın!

var mı ötesi?